M
Misafir
Forum Okuru
Ecelİm Olurmusun?
Hayret! Nasıl da ışıldıyor yüreğin
Sen gerçekten kul musun?
Sevdanı gördüm gözlerinde
Yoksa ulaşamayacağım nur musun?
Çırpınır güzelliğinin yakamozunda şiirler
Nakarat nakarat, yakar bedenimi şarkılar
Mısra mısra, mızrak mızrak
Saplanır gözlerime güzelliğin
Gülüşün bir çocuğun sevinciyle
Bayram öncesi arifeleri hatırlatır
Öyle özlem, öyle elbise, öyle pabuç
Her açılan kapıda şefkatinle karşılaşmak
Öyle şeker, öyle fıstık, öyle lokum
Hasretinin hararetiyle buğulanmış bir cama
İsminin baş harfini yazınca büyürüm yeniden
Öyle Mecnun, öyle Ferhat, öyle Kerem
Sen yüreğimdeki iklimin baharı
Sen lisanı olmayan dillerin alfabesi
Sen, yavan bir hasretin sevda katığı
Sen bir ilaha niyetlendiğim sahurum
Gitme sakın yüreğimden, aşık sana bu şehir
Asılmış suratların boynundaki ilmik
Çatılmış kaşların şakağındaki kurşun
Bükülmüş dudakların isyandaki dilleri
Yokluğunla savaşmanın çırılçıplak kışı
Hep mahcubiyet doğurur güneş yerine
Oysa güneşimsin sen, uslanmaz ki sensiz bu beden
Bir tebessüm et yeter
Bakışındaki nakışa gölge olmam ben
Fesat bir yalnızlık var içimde
Yoksun ya yanımda, olmasın kimse mutlu
Şimdi sensiz açan çiçekler solsun
Ağustos ayında el ele tutuşmuş aşıklar donsun
Neyse! Hepsi bir yana dursun
Sadece sana öleceğim, ecelim olurmusun?...
Sen gerçekten kul musun?
Sevdanı gördüm gözlerinde
Yoksa ulaşamayacağım nur musun?
Çırpınır güzelliğinin yakamozunda şiirler
Nakarat nakarat, yakar bedenimi şarkılar
Mısra mısra, mızrak mızrak
Saplanır gözlerime güzelliğin
Gülüşün bir çocuğun sevinciyle
Bayram öncesi arifeleri hatırlatır
Öyle özlem, öyle elbise, öyle pabuç
Her açılan kapıda şefkatinle karşılaşmak
Öyle şeker, öyle fıstık, öyle lokum
Hasretinin hararetiyle buğulanmış bir cama
İsminin baş harfini yazınca büyürüm yeniden
Öyle Mecnun, öyle Ferhat, öyle Kerem
Sen yüreğimdeki iklimin baharı
Sen lisanı olmayan dillerin alfabesi
Sen, yavan bir hasretin sevda katığı
Sen bir ilaha niyetlendiğim sahurum
Gitme sakın yüreğimden, aşık sana bu şehir
Asılmış suratların boynundaki ilmik
Çatılmış kaşların şakağındaki kurşun
Bükülmüş dudakların isyandaki dilleri
Yokluğunla savaşmanın çırılçıplak kışı
Hep mahcubiyet doğurur güneş yerine
Oysa güneşimsin sen, uslanmaz ki sensiz bu beden
Bir tebessüm et yeter
Bakışındaki nakışa gölge olmam ben
Fesat bir yalnızlık var içimde
Yoksun ya yanımda, olmasın kimse mutlu
Şimdi sensiz açan çiçekler solsun
Ağustos ayında el ele tutuşmuş aşıklar donsun
Neyse! Hepsi bir yana dursun
Sadece sana öleceğim, ecelim olurmusun?...