Düğün Fotoğrafçısı Efe Babacan
düğün fotoğrafçısı efe babacan düğün fotoğrafçısı mersin mersin küçüksu kasrı
Dünyanın dört bir tarafında düğün fotoğraflarını kendi tarzıyla yorumlamış düğün fotoğrafçısı Efe Babacan, meleklermekanı.com için düğünlerde başından geçen ilginç anılarını anlattı, gözlemlerini aktardı, meslektaşı diğer düğün fotoğrafçılarına, gelin ve damatlara tavsiyelerde bulundu..İşte heyacanlı bir hikayeyle anlatmaya başlıyor…
Ben: Alo 155, saldırıya uğradık. Arabanın kaputunun üstünde iki tane çocuk var.
Polis:Nerdesiniz?
Ben: Azerbeycan Parkını geçtik, Ihlamur Kasrına varmak üzereyiz.
Polis:Hemen yardım gönderiyorum, hatta kalın lütfen.
Gelin arabasını görüp, zarf kapmak için arabaya koşan çocuklarla tatlı sert diyaloglarımız olmuştur.Bu diyaloglar zaman zaman tansiyonun yükselmesine yol açmakla birlikte o küçük canavarlar tarafından tehdit edilmeye ve saldırıya uğrama noktasına kadar gelmiştir.Gelin konvoyu yapıp,arabaların kornasına basmak her ne kadar benim için çok anlamlı bir çoşku paylaşımı olmadığı gibi, yoldan geçen tanımadığın insanlara zarf vermek de bana bir o kadar anlamsız gelir.Hele bir de bu işi hobi haline getirmiş hatta meslek edinmiş kişilere o zarfları vermek bence yanlış bir davranış.Bu kişileri atlatmak için verilen boş zarf yurdum insanın kıvrak zekasını gösterir.Bu konuda bir adım daha ileri giden damat arkadaşım zarfların içine elektrik, doğalgaz,kredi kartı borçlarını göstetren faturaları koymuş.
Zarf Avcısı: Abi abi, zarf versene diye gelin arabasına koşuyorsunuz.Zarfı kaptınız, heyacanla açıyorsunuz ve içinden fatura çıkıyor.Selam verdik, borçlu çıktık…
Düğün fotoğraf çekimi için popüler mekanlardan biri olan Ihlamur Kasrı bazen ilginç sahnelere tanık oluyor.Bazen metrekareye 3 tane gelin düşen bu mekanda, kasrın merdivenlerine çıkmak yasak, çimlere basmak yasak.Yasakları destekliyorum çünkü bu tarihi yapılar düğün fotoğrafçıları veya gelin ve damatlar yüzünden tahrip edildi.Maalesef birkaç kişi yüzünden herkesin başı yanıyor.Burada sadece kasrın önünde fotoğraf çektirebiliyorsunuz.İçerde tavşanlar, ördekler, tarihi eserleri tahrip eden ayılar olsun, yeşil renkli gölet olsun kendine has güzel bir havası var.Hayvanlar alemine girmişken köpeklerden bahsetmeden olmaz..İşte size düğün için özenle hazırlanmış sevimli bir köpek.
Gelin bekletir, Damat bekletmez!
Bir gün gene Ihlamur Kasrında gelin ve damatla yürürken, düğün fotoğrafçısı meslektaşım, arkadaşım Esra yı gördüm.Gelin, gelinin kız kardeşi, üçü oturmuşdamadı bekliyordu.Meğerse bu yaklaşık iki saatlik bir bekleyişmiş.Damadın masaj ve cilt bakımı biraz uzun sürmüş.Gülmemeye çalıştım ama dayanamadım ve biraz da şaşkınlık dolu bir ifadeyle güldüm.Bence masajmış, cilt bakımıymış, bunlar balayında yapılması gereken işler.Düğün günü fotoğraf çekmeye ayırım vaktinizi.On sene sonra hatta yirmi, otuz sene sonra o fotoğraflara bakacaksınız ama ogün size yapılan masaj, cilt bakımını hatırlamayacaksınız.Zaten yeteneksiz kuaför ve makyözler yüzünden maximum 3 saatte bitmesi gereken saç ve makyaj bazen 4 bazen 5 saatte bitebiliyor ve biz dışarda muhteşem fotoğraflar çekmek yerine kuaförde saatlerce çekim yapıyoruz.Bu arada masa düzeniyle, organizasyonla uğraşıp stres olan damat ve gelinler, o günğn keyfini çıkarmak ve bol bol fotoğraf çektirmek yerine kim hangi masaya oturacak, teyzemler geldi mi? Trafikte sıkıştılar mı şeklinde gereksiz stres yaşanıyor.Bence tören 8 de başlıyorsa, saat 7.30 da başlayacak şeklinde bilgilendirilmeli insanlar.Bu gereksiz stres yaşanmaması içinde, yapılması gereken iş, herşeyle düğün organizatörünün ilgilenmesi ve düğün organizatörüyle koordinasyon sağlayacak sağdıç ve nedimenin düğün organizatörüne tüm operasyon boyunca yardım etmesidir.Törene beş dakika kala gelip, gece boyunca sadece içip, eğlenen nedime ve sağdıçlarla olan dostluğunuzu tekrar gözden geçirin.
‘’Tüm kalbimle sonsuza dek evet!’’
Evet yerine ‘’Tüm kalbimle sonsuza dek evet!’’ Birbirini seven çiftler düğün hazırlığı için yoğun bir koşuşuturmacadan sonra nihayet düğün günü gelmiş ve nikah masasına oturmuşlardır.İşte en heyacanlı an, herkesin nefesini tuttuğu,kalplerin tık tık hızla attığı an.Nikah memuru o tarihi soruyu sorar ve gelin ve damat sırayla evet der.Genelde evet denir ama zaman zaman ‘’ Tüm kalbimle sonsuza dek evet!’’ dendiği de olur ki, böyle ateşli bir cümlede ortalık, alkış sesleriyle yıkılır.
Mimari güzellikler fotoğraf için çok önemlidir.Eğer bina güzelse, damat ve gelini binanın önünde çekerim.Sonra binanın içine girerken, kapı güzelse, kapının önünde çekerim.Binanın içine girince de ilk tavan yüksekliğine ve tavanın şekline dikkat ederim.Ben mimari olarak yüksek tavanlı yapılardan hoşlansam da, ışık olarak alçak tavanlı yapıları tercih ederim.Biraz yere yakın bir şekilde damat ve gelini çektiğinizde tavan size çok güzel arka fon olabilir.
90 lı yıllarda gelin arabalarının palakalarının önüne evlendik arkasına da mutluyuz yazılırdı.Daha sonra mutluyuz yerine daha esprili bir dille ayvayı yedik yazısı yer aldı.Artık bu tarz espriler maalesef yapılmıyor.Bir de Amerikan filmlerinden gördüğümüz arabanın arkasına bağlanmış, boş konserve kutuları vardı ki, ben buna çok gülerdim..
Bir de arabanın önüne mavi gözlü oturmuş halde duran oyuncak bebek koyarlardı.O bebek nerden geldi? Neden arabanın üstüne konuldu? Sonra 2000 li yıllarda bu kadar popüler olan bir gelenek neden birden ortadan kalktı? Zamanla gelenekler, alışkanlıklar, moda, dekorasyon, yaşam biçimleri ya değişiyor ya da farklı yönlerde şekilleniyor.Benim tercih ettiğim aksesuarlar ise balonlar, rengarenk şemsiyeler ve güneş gözlükleri..
Fotoğrafçıların zorlandığı bir konuda, gözünü sürekli kırpan kişiler.Bir fotoğrafta gözünü kırpmış birisi varsa o fotoğraftaki ışık, kompozisyon,kadraj ne kadar iyi olursa olsun o fotoğraf benim için kötüdür.Göz kırpmasını engellemek için ya fotoğrafı çok hızlı çekmelisiniz ya da gözünü kırpan kişiye siz aç diyene kadar gözünü kapalı tutmasını söylemelisiniz.Bir, iki, üç dediğinizde deklanşöre basmış olmalısınız ki, gözleri açık halde bir fotoğraf karesine sahip olun..
Güneşli havalarda en doğru ışık ayarlarını bulamayabilirsiniz, fotoğrafta büyük patlamalar olabilir.Moraliniz bozulmasın, bu durumda yapılacak en doğru hareket, gözünü kırpan adamda olduğu gibi, her kareden sonra hızlıca çektiğiniz fotoğrafa bakın aşırı pozlama veya az pozlama varsa, enstantane ve diyafram ayarlarını arttırın veya azaltın..
Şeytan detayda gizlidir!
Tören başlamadan önce masaları çekmekte fayda var.Siz önemsemeseniz bile, düğün için çok masraf eden gelin ve damat masa, servis takımı gibi ayrıntı fotoğraflarını görmek isteyecektir.Ayrıntı masalarla sınırlı değil tabiki, damadın kol düğmesinden,mendiline veya gelinin küpesinden, tokasına kadar her yerde önemli ayrıntılara rastlayabilirsiniz.
Bir gece önce heyacandan uyuyamayan gelin ve damadın fotoğraflarını çekiyorsunuz ama ikisi de yorulmaya başladı, hatta esniyorlar.Bu durumda size tavsiye edeceğim iki şey var.Birincisi Redbull ya da herhangi bir enerji içeceği, ikincisi ise klasik pozlardan vazgeçip, damat ve sağdıçları zıplatmanız.Zıpladıkça, hopladıkça uykuları açılacaktır..
Kırmızı Alarm Durumları Bölüm 2
Şampanya patlatan garsonlar (şampanya kameranızı ıslatabilir ve önemli hasara yol açabilir), kumsalda yapılan çekimler (mümkün olduğunca kameranızı kumsala götürmeyin, kameralar kum tanelerini hiç sevmez ve kum taneleri bir şekilde kameranın içine kaçar) içki limitini aşmış kişiler, gelin arabasının üstüne atlayan çocuklar,topuklu ayakkabı yüzünden dengesini kaybedip üstünüze kapaklananlar, sizi havuza atmak isteyen damadın şakacı arkadaşlarından uzak durun.Meslektaşım Tolga geçenlerde böyle bir hikaye anlattı.Damadın arkadaşları düğün fotoğrafçısını birden omuzlarına alıp, havuza atmışlar.Tabi bu şaka kendilerine pahalıya patladı çünkü fotoğrafçının cebindeki tüm hafıza kartları ıslanınca düğün fotoğraflarından geriye eser kalmadı.Bence ya düğündeki davetlilerle samimi olunmamalı ya da çok geç vakte kadar düğünde kalınmamalı.
The End
Anılar, gözlemler,tavsiyeler, kişisel görüşlerim derken bizim sektörde ne olup, bittiğini biraz anlatmak istedim.Bu işi gerçekten severek yapıyorum ve işime kalbimi, beynimi ve tüm enerjimi veriyoum.İnsanların en önemli anlarını ölümsüzleştirmek hem büyük bir sorumluluk, hemde çok keyifli bir iş..
Sizde Efe Babacan ın yaptığı bu keyifli işlerden örnekler görmek istiyorsanız http://efesphotography.com adresini tıklayın..
Efe Babacan
Meleklermekani.Com Yönetimi Olarak harika işlere imza atan sevgili Efe BABACAN'ı tebrik ediyor. Başarılarının devamını diliyoruz.
Resmi SİTESİNİ ziyaret edebilir, birbirinden ilginç resimlere göz atabilirsiniz Meleklerim.
NOT : Bu yazı ve içerik Efe BABACAN tarafından " MELEKLERMEKANİ.COM " Sitesine özel olarak kaleme alınmış ve yayımlanmıştır. İzinsiz KULLANILAMAZ !
Tel : 0.536.519 78 78
E-mail : efebabacan@yahoo.com
Web : www.efesphotography.com
Adres : Hüsrev Gerede Cad. No 37 Teşvikiye İstanbul
Düğün Fotoğrafçısı Efe Babacan
Dünyanın dört bir tarafında düğün fotoğraflarını kendi tarzıyla yorumlamış düğün fotoğrafçısı Efe Babacan, meleklermekanı.com için düğünlerde başından geçen ilginç anılarını anlattı, gözlemlerini aktardı, meslektaşı diğer düğün fotoğrafçılarına, gelin ve damatlara tavsiyelerde bulundu..İşte heyacanlı bir hikayeyle anlatmaya başlıyor…
Alo 155 İmdat! Zarf Avcıları saldırdı!
Ben: Alo 155, saldırıya uğradık. Arabanın kaputunun üstünde iki tane çocuk var.
Polis:Nerdesiniz?
Ben: Azerbeycan Parkını geçtik, Ihlamur Kasrına varmak üzereyiz.
Polis:Hemen yardım gönderiyorum, hatta kalın lütfen.
Gelin arabasını görüp, zarf kapmak için arabaya koşan çocuklarla tatlı sert diyaloglarımız olmuştur.Bu diyaloglar zaman zaman tansiyonun yükselmesine yol açmakla birlikte o küçük canavarlar tarafından tehdit edilmeye ve saldırıya uğrama noktasına kadar gelmiştir.Gelin konvoyu yapıp,arabaların kornasına basmak her ne kadar benim için çok anlamlı bir çoşku paylaşımı olmadığı gibi, yoldan geçen tanımadığın insanlara zarf vermek de bana bir o kadar anlamsız gelir.Hele bir de bu işi hobi haline getirmiş hatta meslek edinmiş kişilere o zarfları vermek bence yanlış bir davranış.Bu kişileri atlatmak için verilen boş zarf yurdum insanın kıvrak zekasını gösterir.Bu konuda bir adım daha ileri giden damat arkadaşım zarfların içine elektrik, doğalgaz,kredi kartı borçlarını göstetren faturaları koymuş.
Zarf Avcısı: Abi abi, zarf versene diye gelin arabasına koşuyorsunuz.Zarfı kaptınız, heyacanla açıyorsunuz ve içinden fatura çıkıyor.Selam verdik, borçlu çıktık…
Ördekler,tavşanlar ve ayılar
Düğün fotoğraf çekimi için popüler mekanlardan biri olan Ihlamur Kasrı bazen ilginç sahnelere tanık oluyor.Bazen metrekareye 3 tane gelin düşen bu mekanda, kasrın merdivenlerine çıkmak yasak, çimlere basmak yasak.Yasakları destekliyorum çünkü bu tarihi yapılar düğün fotoğrafçıları veya gelin ve damatlar yüzünden tahrip edildi.Maalesef birkaç kişi yüzünden herkesin başı yanıyor.Burada sadece kasrın önünde fotoğraf çektirebiliyorsunuz.İçerde tavşanlar, ördekler, tarihi eserleri tahrip eden ayılar olsun, yeşil renkli gölet olsun kendine has güzel bir havası var.Hayvanlar alemine girmişken köpeklerden bahsetmeden olmaz..İşte size düğün için özenle hazırlanmış sevimli bir köpek.
Gelin bekletir, Damat bekletmez!
Bir gün gene Ihlamur Kasrında gelin ve damatla yürürken, düğün fotoğrafçısı meslektaşım, arkadaşım Esra yı gördüm.Gelin, gelinin kız kardeşi, üçü oturmuşdamadı bekliyordu.Meğerse bu yaklaşık iki saatlik bir bekleyişmiş.Damadın masaj ve cilt bakımı biraz uzun sürmüş.Gülmemeye çalıştım ama dayanamadım ve biraz da şaşkınlık dolu bir ifadeyle güldüm.Bence masajmış, cilt bakımıymış, bunlar balayında yapılması gereken işler.Düğün günü fotoğraf çekmeye ayırım vaktinizi.On sene sonra hatta yirmi, otuz sene sonra o fotoğraflara bakacaksınız ama ogün size yapılan masaj, cilt bakımını hatırlamayacaksınız.Zaten yeteneksiz kuaför ve makyözler yüzünden maximum 3 saatte bitmesi gereken saç ve makyaj bazen 4 bazen 5 saatte bitebiliyor ve biz dışarda muhteşem fotoğraflar çekmek yerine kuaförde saatlerce çekim yapıyoruz.Bu arada masa düzeniyle, organizasyonla uğraşıp stres olan damat ve gelinler, o günğn keyfini çıkarmak ve bol bol fotoğraf çektirmek yerine kim hangi masaya oturacak, teyzemler geldi mi? Trafikte sıkıştılar mı şeklinde gereksiz stres yaşanıyor.Bence tören 8 de başlıyorsa, saat 7.30 da başlayacak şeklinde bilgilendirilmeli insanlar.Bu gereksiz stres yaşanmaması içinde, yapılması gereken iş, herşeyle düğün organizatörünün ilgilenmesi ve düğün organizatörüyle koordinasyon sağlayacak sağdıç ve nedimenin düğün organizatörüne tüm operasyon boyunca yardım etmesidir.Törene beş dakika kala gelip, gece boyunca sadece içip, eğlenen nedime ve sağdıçlarla olan dostluğunuzu tekrar gözden geçirin.
‘’Tüm kalbimle sonsuza dek evet!’’
Evet yerine ‘’Tüm kalbimle sonsuza dek evet!’’ Birbirini seven çiftler düğün hazırlığı için yoğun bir koşuşuturmacadan sonra nihayet düğün günü gelmiş ve nikah masasına oturmuşlardır.İşte en heyacanlı an, herkesin nefesini tuttuğu,kalplerin tık tık hızla attığı an.Nikah memuru o tarihi soruyu sorar ve gelin ve damat sırayla evet der.Genelde evet denir ama zaman zaman ‘’ Tüm kalbimle sonsuza dek evet!’’ dendiği de olur ki, böyle ateşli bir cümlede ortalık, alkış sesleriyle yıkılır.
Tavanın Gücü
Mimari güzellikler fotoğraf için çok önemlidir.Eğer bina güzelse, damat ve gelini binanın önünde çekerim.Sonra binanın içine girerken, kapı güzelse, kapının önünde çekerim.Binanın içine girince de ilk tavan yüksekliğine ve tavanın şekline dikkat ederim.Ben mimari olarak yüksek tavanlı yapılardan hoşlansam da, ışık olarak alçak tavanlı yapıları tercih ederim.Biraz yere yakın bir şekilde damat ve gelini çektiğinizde tavan size çok güzel arka fon olabilir.
En ilginç aksesuargelin bebeği!
90 lı yıllarda gelin arabalarının palakalarının önüne evlendik arkasına da mutluyuz yazılırdı.Daha sonra mutluyuz yerine daha esprili bir dille ayvayı yedik yazısı yer aldı.Artık bu tarz espriler maalesef yapılmıyor.Bir de Amerikan filmlerinden gördüğümüz arabanın arkasına bağlanmış, boş konserve kutuları vardı ki, ben buna çok gülerdim..
Bir de arabanın önüne mavi gözlü oturmuş halde duran oyuncak bebek koyarlardı.O bebek nerden geldi? Neden arabanın üstüne konuldu? Sonra 2000 li yıllarda bu kadar popüler olan bir gelenek neden birden ortadan kalktı? Zamanla gelenekler, alışkanlıklar, moda, dekorasyon, yaşam biçimleri ya değişiyor ya da farklı yönlerde şekilleniyor.Benim tercih ettiğim aksesuarlar ise balonlar, rengarenk şemsiyeler ve güneş gözlükleri..
Kırmızı Alarm Durumları Bölüm 1
Fotoğrafçıların zorlandığı bir konuda, gözünü sürekli kırpan kişiler.Bir fotoğrafta gözünü kırpmış birisi varsa o fotoğraftaki ışık, kompozisyon,kadraj ne kadar iyi olursa olsun o fotoğraf benim için kötüdür.Göz kırpmasını engellemek için ya fotoğrafı çok hızlı çekmelisiniz ya da gözünü kırpan kişiye siz aç diyene kadar gözünü kapalı tutmasını söylemelisiniz.Bir, iki, üç dediğinizde deklanşöre basmış olmalısınız ki, gözleri açık halde bir fotoğraf karesine sahip olun..
Güneşli havalarda en doğru ışık ayarlarını bulamayabilirsiniz, fotoğrafta büyük patlamalar olabilir.Moraliniz bozulmasın, bu durumda yapılacak en doğru hareket, gözünü kırpan adamda olduğu gibi, her kareden sonra hızlıca çektiğiniz fotoğrafa bakın aşırı pozlama veya az pozlama varsa, enstantane ve diyafram ayarlarını arttırın veya azaltın..
Şeytan detayda gizlidir!
Tören başlamadan önce masaları çekmekte fayda var.Siz önemsemeseniz bile, düğün için çok masraf eden gelin ve damat masa, servis takımı gibi ayrıntı fotoğraflarını görmek isteyecektir.Ayrıntı masalarla sınırlı değil tabiki, damadın kol düğmesinden,mendiline veya gelinin küpesinden, tokasına kadar her yerde önemli ayrıntılara rastlayabilirsiniz.
Uykunuz Gelirse!
Bir gece önce heyacandan uyuyamayan gelin ve damadın fotoğraflarını çekiyorsunuz ama ikisi de yorulmaya başladı, hatta esniyorlar.Bu durumda size tavsiye edeceğim iki şey var.Birincisi Redbull ya da herhangi bir enerji içeceği, ikincisi ise klasik pozlardan vazgeçip, damat ve sağdıçları zıplatmanız.Zıpladıkça, hopladıkça uykuları açılacaktır..
Kırmızı Alarm Durumları Bölüm 2
Şampanya patlatan garsonlar (şampanya kameranızı ıslatabilir ve önemli hasara yol açabilir), kumsalda yapılan çekimler (mümkün olduğunca kameranızı kumsala götürmeyin, kameralar kum tanelerini hiç sevmez ve kum taneleri bir şekilde kameranın içine kaçar) içki limitini aşmış kişiler, gelin arabasının üstüne atlayan çocuklar,topuklu ayakkabı yüzünden dengesini kaybedip üstünüze kapaklananlar, sizi havuza atmak isteyen damadın şakacı arkadaşlarından uzak durun.Meslektaşım Tolga geçenlerde böyle bir hikaye anlattı.Damadın arkadaşları düğün fotoğrafçısını birden omuzlarına alıp, havuza atmışlar.Tabi bu şaka kendilerine pahalıya patladı çünkü fotoğrafçının cebindeki tüm hafıza kartları ıslanınca düğün fotoğraflarından geriye eser kalmadı.Bence ya düğündeki davetlilerle samimi olunmamalı ya da çok geç vakte kadar düğünde kalınmamalı.
The End
Anılar, gözlemler,tavsiyeler, kişisel görüşlerim derken bizim sektörde ne olup, bittiğini biraz anlatmak istedim.Bu işi gerçekten severek yapıyorum ve işime kalbimi, beynimi ve tüm enerjimi veriyoum.İnsanların en önemli anlarını ölümsüzleştirmek hem büyük bir sorumluluk, hemde çok keyifli bir iş..
Sizde Efe Babacan ın yaptığı bu keyifli işlerden örnekler görmek istiyorsanız http://efesphotography.com adresini tıklayın..
Efe Babacan
Meleklermekani.Com Yönetimi Olarak harika işlere imza atan sevgili Efe BABACAN'ı tebrik ediyor. Başarılarının devamını diliyoruz.
Resmi SİTESİNİ ziyaret edebilir, birbirinden ilginç resimlere göz atabilirsiniz Meleklerim.
NOT : Bu yazı ve içerik Efe BABACAN tarafından " MELEKLERMEKANİ.COM " Sitesine özel olarak kaleme alınmış ve yayımlanmıştır. İzinsiz KULLANILAMAZ !
Tel : 0.536.519 78 78
E-mail : efebabacan@yahoo.com
Web : www.efesphotography.com
Adres : Hüsrev Gerede Cad. No 37 Teşvikiye İstanbul