dua etmek ve duaların kabulü
işe alınma duası rahatlama duası rahatlama duasi hayırlı haber almak için dua birinden haber almak için dua
(..Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin. Siz yalanladınız. Öyle ise azap yakanızı bırakmayacak..) (FURKAN SURESİ 77. AYET)
KUR'AN-I KERİM ayetlerinde pek çok kere, ALLAH’a gönülden teslim olan kullar olarak dua etmek ve ALLAH’ın yüceliğini ifade etmek emredilmiştir.
Dua mana itibariyle ÇAĞIRMAK, SESLENMEK, İSTEMEK yardım TALEP ETMEK gibi anlamlara gelmektedir. Dua kulun ALLAH’a olan bir yönelişidir. Dua kul üzerinde psikolojik manada bir rahatlama, huzur ve gönül tatmini doğurur. DUA'DA ALLAH İLE KUL ARASINDA BİR ARACI YOKTUR . Kul, Yaratanına halini arz eder ve niyazda bulunur. Bu yüzden kul açısından dua etmek oldukça önemli bir ibadettir.
Bizim için gerçek manada NEYİN HAYIRLI OLACAĞINI sadece ALLAH bilmektedir.
''...Bir şey sizin için hayırlı olduğu halde siz ondan tiksinebilirsiniz. Ve bir şey sizin için şer olduğu halde siz onu sevebilirsiniz. ALLAH bilir, siz bilmezsiniz..'' (BAKARA SURESİ 216. AYET)
Bizim zahiren hayır gördüğümüz ve istediğimiz bir şey aslında hayırlı olmayabilir.
Bu durum pek çok insanın başına gelmiş ve gelmekte olan bir husustur. Bu yüzden ALLAH bazen bizim için hayırlı olmayacak bir şeyi nasip etmediği gibi hayırlı olacak olsa da kulunu sabır imtihanına tutmak için de nasip etmeyebilir.
Tüm bunlardan dolayı dua etmekte ve ALLAH’a gönülden bağlanmakta ısrarlı ve samimi olmak gerekmektedir. OLAYA DUA ETTİM KABUL OLMADI ŞEKLİNDE YAKLAŞMAK BİR MÜMİNE YAKIŞIR BİR TAVIR DEĞİLDİR Her şeyde hayır aramak ve tatmin olmak en doğru olanıdır. bu vesile ile Duanın samimiyet içerisinde ve ne söylendiğinin bilinerek yapılması amacına daha uygun olacaktır.
ALLAH kullarını bazen türlü imtihanlarla zorluk ve sıkıntılarla sınar.
Bazen de insanlar bu dünya hayatında yapmış oldukları birtakım hataların bedelini öderler. Her ne durumda olunursa olunsun ALLAH’tan yardım dilemeyi ve ALLAH’a yönelmeyi hayatın temel prensibi edinmek gerekir.
(..Rabbimiz, şüphesiz Sen, bizim saklı tuttuklarımızı da, açığa vurduklarımızı da bilirsin. Yerde ve gökte hiçbir şey ALLAH’a gizli kalmaz..) (İbrahim Suresi 38. ayet)
Kul ALLAH’a dayanır ve güvenirse ve GERÇEK DOST OLARAK sadece ALLAH’ı bilirse mutlaka yardım görecektir. Ancak pek çok kişide görüldüğü gibi ALLAH’ı sadece zor zamanlarda hatırlamak ve çaresiz kalındığında O’na dua etmek yanlış bir tutumdur.
(..Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi kaydırma ve Katından bize bir rahmet bağışla. Şüphesiz, bağışı en çok olan Sensin Sen..) (Al-i İmran Suresi 8.ayet )
Zorda ve çaresiz kaldığı anlarda ALLAH’a yakaran sonra sıkıntısı giderildiğinde tekrardan eski hayatına dönerek ALLAH’ı adeta unutan pek çok örnekle karşılaşırız. Bu gibi örnekler tekrardan çaresiz kalana kadar ALLAH’ı hiç düşünmez ve hatalardan uzak durmazlar. Oysa kulun ALLAH’a muhtaç olmadığı tek bir an dahi yoktur ki kul sadece ihtiyaç duyduğu zaman ALLAH’a yönelsin.
Dualar gönülden ve samimi bir biçimde yapıldığında ALLAH mutlaka en olumlu ve güzel bir biçimde cevap verecektir. Dualarda dünyevi maddi isteklerden çok hem bu dünya hayatında hem de ahirette hayırlı iman ve ihlâs sahibi kullardan olunmasının dilenmesi ve ALLAH’ın bize sunmuş olduğu sayısız nimet ve imkândan dolayı şükredilmesi daha uygun bir tutum olacaktır.
İstenilen mal ve mülk şayet kişiyi bu dünya hayatında saptıracak ve azgınlık yapmasına sebep olacaksa böyle bir kişi için sahip olduğu ve olacağı malın şerden başka bir tarafı bulunmamaktadır. Kula düşen ALLAH’a gönülden bağlanarak dua etmektir. Neyin hayırlı olduğu ya da neyin nasip olacağı sadece ALLAH’ın bilgisindedir.
KULLARIM BENİ SANA SORACAK OLURSA GERÇEKTENDE BEN PEK YAKINIM BANA DUA ETTİĞİ ZAMAN DUA EDENİN ÇAĞRISINA CEVAP VERİRİM ÖYLEYSE ONLARDA BANA CEVAP VERSİNLER VE BANA İNANSINLARKİ DOĞRUYA ERİŞSİNLER (bakara suresi 186)
(..Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin. Siz yalanladınız. Öyle ise azap yakanızı bırakmayacak..) (FURKAN SURESİ 77. AYET)
KUR'AN-I KERİM ayetlerinde pek çok kere, ALLAH’a gönülden teslim olan kullar olarak dua etmek ve ALLAH’ın yüceliğini ifade etmek emredilmiştir.
Dua mana itibariyle ÇAĞIRMAK, SESLENMEK, İSTEMEK yardım TALEP ETMEK gibi anlamlara gelmektedir. Dua kulun ALLAH’a olan bir yönelişidir. Dua kul üzerinde psikolojik manada bir rahatlama, huzur ve gönül tatmini doğurur. DUA'DA ALLAH İLE KUL ARASINDA BİR ARACI YOKTUR . Kul, Yaratanına halini arz eder ve niyazda bulunur. Bu yüzden kul açısından dua etmek oldukça önemli bir ibadettir.
Bizim için gerçek manada NEYİN HAYIRLI OLACAĞINI sadece ALLAH bilmektedir.
''...Bir şey sizin için hayırlı olduğu halde siz ondan tiksinebilirsiniz. Ve bir şey sizin için şer olduğu halde siz onu sevebilirsiniz. ALLAH bilir, siz bilmezsiniz..'' (BAKARA SURESİ 216. AYET)
Bizim zahiren hayır gördüğümüz ve istediğimiz bir şey aslında hayırlı olmayabilir.
Bu durum pek çok insanın başına gelmiş ve gelmekte olan bir husustur. Bu yüzden ALLAH bazen bizim için hayırlı olmayacak bir şeyi nasip etmediği gibi hayırlı olacak olsa da kulunu sabır imtihanına tutmak için de nasip etmeyebilir.
Tüm bunlardan dolayı dua etmekte ve ALLAH’a gönülden bağlanmakta ısrarlı ve samimi olmak gerekmektedir. OLAYA DUA ETTİM KABUL OLMADI ŞEKLİNDE YAKLAŞMAK BİR MÜMİNE YAKIŞIR BİR TAVIR DEĞİLDİR Her şeyde hayır aramak ve tatmin olmak en doğru olanıdır. bu vesile ile Duanın samimiyet içerisinde ve ne söylendiğinin bilinerek yapılması amacına daha uygun olacaktır.
ALLAH kullarını bazen türlü imtihanlarla zorluk ve sıkıntılarla sınar.
Bazen de insanlar bu dünya hayatında yapmış oldukları birtakım hataların bedelini öderler. Her ne durumda olunursa olunsun ALLAH’tan yardım dilemeyi ve ALLAH’a yönelmeyi hayatın temel prensibi edinmek gerekir.
(..Rabbimiz, şüphesiz Sen, bizim saklı tuttuklarımızı da, açığa vurduklarımızı da bilirsin. Yerde ve gökte hiçbir şey ALLAH’a gizli kalmaz..) (İbrahim Suresi 38. ayet)
Kul ALLAH’a dayanır ve güvenirse ve GERÇEK DOST OLARAK sadece ALLAH’ı bilirse mutlaka yardım görecektir. Ancak pek çok kişide görüldüğü gibi ALLAH’ı sadece zor zamanlarda hatırlamak ve çaresiz kalındığında O’na dua etmek yanlış bir tutumdur.
(..Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi kaydırma ve Katından bize bir rahmet bağışla. Şüphesiz, bağışı en çok olan Sensin Sen..) (Al-i İmran Suresi 8.ayet )
Zorda ve çaresiz kaldığı anlarda ALLAH’a yakaran sonra sıkıntısı giderildiğinde tekrardan eski hayatına dönerek ALLAH’ı adeta unutan pek çok örnekle karşılaşırız. Bu gibi örnekler tekrardan çaresiz kalana kadar ALLAH’ı hiç düşünmez ve hatalardan uzak durmazlar. Oysa kulun ALLAH’a muhtaç olmadığı tek bir an dahi yoktur ki kul sadece ihtiyaç duyduğu zaman ALLAH’a yönelsin.
Dualar gönülden ve samimi bir biçimde yapıldığında ALLAH mutlaka en olumlu ve güzel bir biçimde cevap verecektir. Dualarda dünyevi maddi isteklerden çok hem bu dünya hayatında hem de ahirette hayırlı iman ve ihlâs sahibi kullardan olunmasının dilenmesi ve ALLAH’ın bize sunmuş olduğu sayısız nimet ve imkândan dolayı şükredilmesi daha uygun bir tutum olacaktır.
İstenilen mal ve mülk şayet kişiyi bu dünya hayatında saptıracak ve azgınlık yapmasına sebep olacaksa böyle bir kişi için sahip olduğu ve olacağı malın şerden başka bir tarafı bulunmamaktadır. Kula düşen ALLAH’a gönülden bağlanarak dua etmektir. Neyin hayırlı olduğu ya da neyin nasip olacağı sadece ALLAH’ın bilgisindedir.
KULLARIM BENİ SANA SORACAK OLURSA GERÇEKTENDE BEN PEK YAKINIM BANA DUA ETTİĞİ ZAMAN DUA EDENİN ÇAĞRISINA CEVAP VERİRİM ÖYLEYSE ONLARDA BANA CEVAP VERSİNLER VE BANA İNANSINLARKİ DOĞRUYA ERİŞSİNLER (bakara suresi 186)