THESECRET
"Adalet olunca yiğitliğe lüzum kalmaz"
Down sendromu nedir, testi belirtileri ve tedavisi
down sendromu nedir,down sendromu belirtileri nelerdir,down sendromu nasıl anlaşılır,down sendromu neden olur,down sendromu hakkında bilgiler,
Down sendromu kromozomların oluşması sırasında 21. Kromozom çiftinde fazladan gelen kromozoma bağlı olarak bireyde meydana gelen genetik anormalliklerdir. Halk arasında ‘mongol’ olarak da bilinmektedir.
Down sendromunun çeşitleri vardır fakat burada 21.kromozom çiftine fazladan bir kromozom geldiği için bu kromozom üçler ve trizomi 21 olarak adlandırılır. Başta hücresel düzeyde meydana Triozmi 21 belirli bir zamandan sonra kendini vücutta göstermektedir ve çeşitli anormallikler ortaya çıkmaktadır. Bu sendroma yakalanan bebek sayısı binde bir’dir. Fakat bu oran anne yaşıyla da ilişkilidir. Daha yaşlı annelerde bu oran daha da artış göstermektedir.
Bu sendroma sahip bireylerde görülen fiziksel anormalliklerden bazıları düz bir yüz profili küçük bir burun kulak şeklinde anormallik basık alın avuç içindeki tek ve derin çizgi birinci ve ikinci başparmağı arasındaki normalden fazla olan boşluk dilin normalden daha geniş olmasıdır. Fakat bu olumsuzlukların tümü aynı kişide bulunması gerekmez.
Genelde bir kaçı beraber bulunur. Zihinsel olarak onarılması güç sıkıntılar yaratır ve bu hastalığa yakalanmış bireyler öğrenme zorluğu çekmektedirler. Çocukluk döneminde solunum hastalıkları ve kalp rahatsızlıkları görülebilmektedir. Ortalama yaşam süresi geçen yüzyıla göre artmaktadır bunu yaşam kalitesine ve bazı tedavi tekniklerine bağlayabiliriz.
Down sendromuna sahip insanlarda genelde büyüme yavaştır ve boy ve kiloları akranlarına göre farklılık gösterir. Öğrenme süreci yavaştır ve analitik zekâ düşük değerdedir. Bu yüzden matematik ve geometri derslerinde problem çözme ve karar vermede zorlanırlar.
Bu hastalığa yakalanmış bireylerin tedavisi kesinlikle geciktirilmemelidir çünkü uygulanan tedavilerle hasta eğitim alabilir eğitimden sonra kendi yaşamını kurup herhangi bir meslek sahibi olabilirler. Ayrıca uygulanacak doğru fizik tedavi yöntemleriyle kendi yaşamlarını bağımsız olarak sürdürebilecek seviyeye gelebilirler. Bu da düzenli ve zamanında verilecek olan eğitimin önemini bir kez daha göstermektedir.
Eğer çocuğun akranları arasında kendisini rahat hissetmediğini düşünüyorsanız bu eğitimi çocuğunuza okulda değil de bu tür hastalıklara aşina ve ne yaptığını bile özel okullarda almasını sağlayabilirsiniz. Fakat bunlardan en önemlisi anne ve babanın çocuğuna gereken şefkat ilgi ve alakayı göstermesi gerekmektedir. Ayrıca topluma da bu konuda çok iş düşmektedir. Onları kendi aralarında normal bir birey olarak kabul edip ona göre davranmaları gerekmektedir.
Down sendromu kromozomların oluşması sırasında 21. Kromozom çiftinde fazladan gelen kromozoma bağlı olarak bireyde meydana gelen genetik anormalliklerdir. Halk arasında ‘mongol’ olarak da bilinmektedir.
Down sendromunun çeşitleri vardır fakat burada 21.kromozom çiftine fazladan bir kromozom geldiği için bu kromozom üçler ve trizomi 21 olarak adlandırılır. Başta hücresel düzeyde meydana Triozmi 21 belirli bir zamandan sonra kendini vücutta göstermektedir ve çeşitli anormallikler ortaya çıkmaktadır. Bu sendroma yakalanan bebek sayısı binde bir’dir. Fakat bu oran anne yaşıyla da ilişkilidir. Daha yaşlı annelerde bu oran daha da artış göstermektedir.
Bu sendroma sahip bireylerde görülen fiziksel anormalliklerden bazıları düz bir yüz profili küçük bir burun kulak şeklinde anormallik basık alın avuç içindeki tek ve derin çizgi birinci ve ikinci başparmağı arasındaki normalden fazla olan boşluk dilin normalden daha geniş olmasıdır. Fakat bu olumsuzlukların tümü aynı kişide bulunması gerekmez.
Genelde bir kaçı beraber bulunur. Zihinsel olarak onarılması güç sıkıntılar yaratır ve bu hastalığa yakalanmış bireyler öğrenme zorluğu çekmektedirler. Çocukluk döneminde solunum hastalıkları ve kalp rahatsızlıkları görülebilmektedir. Ortalama yaşam süresi geçen yüzyıla göre artmaktadır bunu yaşam kalitesine ve bazı tedavi tekniklerine bağlayabiliriz.
Down sendromuna sahip insanlarda genelde büyüme yavaştır ve boy ve kiloları akranlarına göre farklılık gösterir. Öğrenme süreci yavaştır ve analitik zekâ düşük değerdedir. Bu yüzden matematik ve geometri derslerinde problem çözme ve karar vermede zorlanırlar.
Bu hastalığa yakalanmış bireylerin tedavisi kesinlikle geciktirilmemelidir çünkü uygulanan tedavilerle hasta eğitim alabilir eğitimden sonra kendi yaşamını kurup herhangi bir meslek sahibi olabilirler. Ayrıca uygulanacak doğru fizik tedavi yöntemleriyle kendi yaşamlarını bağımsız olarak sürdürebilecek seviyeye gelebilirler. Bu da düzenli ve zamanında verilecek olan eğitimin önemini bir kez daha göstermektedir.
Eğer çocuğun akranları arasında kendisini rahat hissetmediğini düşünüyorsanız bu eğitimi çocuğunuza okulda değil de bu tür hastalıklara aşina ve ne yaptığını bile özel okullarda almasını sağlayabilirsiniz. Fakat bunlardan en önemlisi anne ve babanın çocuğuna gereken şefkat ilgi ve alakayı göstermesi gerekmektedir. Ayrıca topluma da bu konuda çok iş düşmektedir. Onları kendi aralarında normal bir birey olarak kabul edip ona göre davranmaları gerekmektedir.