Domuz gribine besinlerle savaş açın
H1N1 virüsüyle savaşta vücudun savunma sisteminin güçlü olması çok önemli. Peki direnci artırmak ve virüse yenik düşmemek için hangi besinleri tüketmeli, ne yiyip, ne içmeli?
Yeterli ve dengeli beslenmeyle bağışıklık sistemini desteklemeli, hastalığa besinlerle savaş açmalıyız.
Bunun için 4 temel gruptaki besinleri, günde en az 3 ana, 3 ara öğünde ve yeterli miktarda tüketmek şart.
Acıbadem Bakırköy Hastanesi'nden Diyetisyen Hülya Günsoy, gripten korunmada büyük etkisi olan beslenme kurallarını ntvmsnbc'ye anlattı.
"Bir hastalık sırasında vücudumuzun savunma sistemi kendini enfeksiyona karşı korumaya çalışır. Enfeksiyonla savaş halindeki vücudun bağışıklık sistemini güçlü tutmak mümkün. Bunu yeterli ve dengeli beslenerek yapabiliriz" diyen Günsoy, şöyle devam etti.
ÖĞÜN ATLAMAYIN
"Günlük enerjinin yüzde 50-60’ını karbonhidratlardan, yüzde 15-20’sini proteinlerden, yüzde 25-30’unu yağlardan karşılayıp, enfeksiyon durumlarında normalin biraz daha üstünde vitamin almak ve bol sıvı tüketmek gerekiyor. Öğün sayısı ve düzenine ise özellikle dikkat etmeliyiz."
Hülya Günsoy, dört temel besin grubunu ve bu gıdalardan ne kadar yenilmesi gerektiğini sıraladı.
SÜT, YOĞURT, KEFİR
"Yeterli ve dengeli beslenme, gün içinde her besin grubundan yeterli miktarda almakla sağlanır. Süt ve süt ürünleri, et, balık ve kümes hayvanları, sebze ve meyveler, ekmek ve hububat gibi tahıllar dört temel besin grubunu oluşturur. Bu gruptaki besinler, her gün mutlaka yeterli miktarda yenmeli.
SOĞAN, SARMISAK, ELMA, NAR
Bağışıklık sistemini güçlendiren yararlı mikroorganizmaları yani probiyotikleri içeren süt, yoğurt veya kefiri günde en az 2-3 porsiyon/bardak tüketmekte fayda var.
A ve C vitamini gibi antioksidan vitaminleri içeren havuç, brokoli, kabak, lahana, karnabahar, maydanoz, yeşil biber, taze patates, soğan ve sarmısak gibi sebzeleri bolca tüketin. Her gün mutlaka mevsimsel meyveleri özellikle C vitamininden zengin portakal, mandalina ve greyfurt gibi turunçgiller ile antioksidan etkisinden dolayı nar bolca tüketilmeli, günde bir elma yiyin.
BADEM, CEVİZ, FINDIK
Hem C vitamini ihtiyacının karşılanması hem de sıvı alımına katkı açısından taze sıkılmış meyve suları sıkça içilmeli. Vücut direnci üzerinde önemli etkiye sahip E vitaminini sağlamak için yeşil yapraklı sebzeler, günde en az beş adet fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar da ihmal edilmemeli.
BOL BOL BALIK
Kış mevsiminde güneşten aldığımız D vitamininden de yoksun kalıyoruz. Özellikle kemik ve diş gelişimi için önemli olan D vitaminin diğer bir kaynağı da balıktır. Artan D vitamini ihtiyacını karşılamak için kışın daha fazla balık tüketmeye dikkat etmeliyiz. Yağ tüketiminde de katı yağlar yerine sıvı yağları tercih etmeliyiz.
KIRMIZI ET VE MANTAR
Hareketsizlik nedeniyle artan sindirim problemlerinin önlenmesi için fiziksel aktivite yapılmalı, kepekli ekmek, makarna, bulgur gibi tam tahıl ürünleri, kuru baklagiller tüketilmeli. Sütlü tatlılar ve meyve tatlıları tercih edilmeli, vücut ısısını dengede tutmak için günde en az 2-2,5 litre su içilmeli. Haftanın 2-3 günü kırmızı et, diğer günlerde de beyaz et ve mantar tercih edilmeli.
BESLENME HATALARI VÜCUT DİRENCİNİ DÜŞÜRÜR
Günsoy, vücut direncini kıran ve hastalıklara karşı kişiyi savunmasız bırakan beslenme hatalarına ve kaçınılması gereken davranışlara da değindi.
"Soğuk havayla birlikte vücut ısısını yükseltmek için enerji açığı ortaya çıkar, enerji açığını fastfood, kızartma, kavurma gibi yağlı yiyeceklerle, tatlı ihtiyacını ise aşırı şekerli tatlılarla karşılamamak gerekiyor. Dört temel besin grubunu oluşturan besinlerden eksik ve yetersiz tüketmek, bağışıklık sistemi zayıflatır ve kişi hastalıklara karşı savunmasız olur."
GRİP OLDUYSANIZ NASIL BESLENECEKSİNİZ?
Peki korunmada başarılı olamayıp domuz gribine yakalananlar nasıl beslenmeli? Günsoy'un önerileri:
"Mutlaka kahvaltı yapılmalı. İçeriğinde ise ayaküstü atıştırılan poğaça, börek gibi yağlı besinler yerine peynir, yetişkinlerde haftanın her günü olmamak şartıyla yumurta, zeytin veya ceviz, bal, mevsim yeşillikleri, açık çay, ıhlamur, bitkisel çaylar veya taze sıkılmış meyve suyu olmalı.
TAVUK SUYUNA ÇORBA
Öğlen ve akşam öğünleri de sağlıklı besinlerden seçilmeli. Özellikle tavuk suyuna bol limonlu çorba, ızgara, haşlama veya buğulama yapılmış et, tavuk, hindi veya balık, mutlaka sebze yemeği, mevsim yeşillikleri ile yapılmış salata, yoğurt ve bol tahıl içeren ekmek çeşitleri seçilmeli.
GİNSENG VE EKİNEZYA ÇAYI
Öğün ve öğün aralarında bol sıvı alınmalı. Günlük sıvı ihtiyacı gripte daha da artar. Bunun önemli bir kısmını su olarak karşılamak gerekir. Su dışında ise ıhlamur, kuşburnu, adaçayı, ekinezya, yeşil çay ve ginseng gibi bitkisel çaylar içilmeli.
GÜNDE BEŞ PORSİYON SEBZE VE MEYVE
Günlük toplam 5 porsiyon taze sebze ve meyve tüketmeye özen gösterilmeli. Sebze ve meyvelerin de çok iyi yıkanması ve doğru yöntemlerle pişirilmesi de önemli. Haşlanan sebzelerin sularının dökülmemesi, kendi suyunun içinde pişirilmesi vitamin kaybının önlenmesi açısından önem taşıyor.
KIZARTMALARDAN UZAK DURUN
Probiyotik süt, yoğurt veya kefirin de yine günde en az 2-3 porsiyon alınması, yağlı kızarmış yiyeceklerin tüketilmemesi grip esnasındaki beslenme önerilerim arasında."
Yeterli ve dengeli beslenmeyle bağışıklık sistemini desteklemeli, hastalığa besinlerle savaş açmalıyız.
Bunun için 4 temel gruptaki besinleri, günde en az 3 ana, 3 ara öğünde ve yeterli miktarda tüketmek şart.
Acıbadem Bakırköy Hastanesi'nden Diyetisyen Hülya Günsoy, gripten korunmada büyük etkisi olan beslenme kurallarını ntvmsnbc'ye anlattı.
"Bir hastalık sırasında vücudumuzun savunma sistemi kendini enfeksiyona karşı korumaya çalışır. Enfeksiyonla savaş halindeki vücudun bağışıklık sistemini güçlü tutmak mümkün. Bunu yeterli ve dengeli beslenerek yapabiliriz" diyen Günsoy, şöyle devam etti.
ÖĞÜN ATLAMAYIN
"Günlük enerjinin yüzde 50-60’ını karbonhidratlardan, yüzde 15-20’sini proteinlerden, yüzde 25-30’unu yağlardan karşılayıp, enfeksiyon durumlarında normalin biraz daha üstünde vitamin almak ve bol sıvı tüketmek gerekiyor. Öğün sayısı ve düzenine ise özellikle dikkat etmeliyiz."
Hülya Günsoy, dört temel besin grubunu ve bu gıdalardan ne kadar yenilmesi gerektiğini sıraladı.
SÜT, YOĞURT, KEFİR
"Yeterli ve dengeli beslenme, gün içinde her besin grubundan yeterli miktarda almakla sağlanır. Süt ve süt ürünleri, et, balık ve kümes hayvanları, sebze ve meyveler, ekmek ve hububat gibi tahıllar dört temel besin grubunu oluşturur. Bu gruptaki besinler, her gün mutlaka yeterli miktarda yenmeli.
SOĞAN, SARMISAK, ELMA, NAR
Bağışıklık sistemini güçlendiren yararlı mikroorganizmaları yani probiyotikleri içeren süt, yoğurt veya kefiri günde en az 2-3 porsiyon/bardak tüketmekte fayda var.
A ve C vitamini gibi antioksidan vitaminleri içeren havuç, brokoli, kabak, lahana, karnabahar, maydanoz, yeşil biber, taze patates, soğan ve sarmısak gibi sebzeleri bolca tüketin. Her gün mutlaka mevsimsel meyveleri özellikle C vitamininden zengin portakal, mandalina ve greyfurt gibi turunçgiller ile antioksidan etkisinden dolayı nar bolca tüketilmeli, günde bir elma yiyin.
BADEM, CEVİZ, FINDIK
Hem C vitamini ihtiyacının karşılanması hem de sıvı alımına katkı açısından taze sıkılmış meyve suları sıkça içilmeli. Vücut direnci üzerinde önemli etkiye sahip E vitaminini sağlamak için yeşil yapraklı sebzeler, günde en az beş adet fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar da ihmal edilmemeli.
BOL BOL BALIK
Kış mevsiminde güneşten aldığımız D vitamininden de yoksun kalıyoruz. Özellikle kemik ve diş gelişimi için önemli olan D vitaminin diğer bir kaynağı da balıktır. Artan D vitamini ihtiyacını karşılamak için kışın daha fazla balık tüketmeye dikkat etmeliyiz. Yağ tüketiminde de katı yağlar yerine sıvı yağları tercih etmeliyiz.
KIRMIZI ET VE MANTAR
Hareketsizlik nedeniyle artan sindirim problemlerinin önlenmesi için fiziksel aktivite yapılmalı, kepekli ekmek, makarna, bulgur gibi tam tahıl ürünleri, kuru baklagiller tüketilmeli. Sütlü tatlılar ve meyve tatlıları tercih edilmeli, vücut ısısını dengede tutmak için günde en az 2-2,5 litre su içilmeli. Haftanın 2-3 günü kırmızı et, diğer günlerde de beyaz et ve mantar tercih edilmeli.
BESLENME HATALARI VÜCUT DİRENCİNİ DÜŞÜRÜR
Günsoy, vücut direncini kıran ve hastalıklara karşı kişiyi savunmasız bırakan beslenme hatalarına ve kaçınılması gereken davranışlara da değindi.
"Soğuk havayla birlikte vücut ısısını yükseltmek için enerji açığı ortaya çıkar, enerji açığını fastfood, kızartma, kavurma gibi yağlı yiyeceklerle, tatlı ihtiyacını ise aşırı şekerli tatlılarla karşılamamak gerekiyor. Dört temel besin grubunu oluşturan besinlerden eksik ve yetersiz tüketmek, bağışıklık sistemi zayıflatır ve kişi hastalıklara karşı savunmasız olur."
GRİP OLDUYSANIZ NASIL BESLENECEKSİNİZ?
Peki korunmada başarılı olamayıp domuz gribine yakalananlar nasıl beslenmeli? Günsoy'un önerileri:
"Mutlaka kahvaltı yapılmalı. İçeriğinde ise ayaküstü atıştırılan poğaça, börek gibi yağlı besinler yerine peynir, yetişkinlerde haftanın her günü olmamak şartıyla yumurta, zeytin veya ceviz, bal, mevsim yeşillikleri, açık çay, ıhlamur, bitkisel çaylar veya taze sıkılmış meyve suyu olmalı.
TAVUK SUYUNA ÇORBA
Öğlen ve akşam öğünleri de sağlıklı besinlerden seçilmeli. Özellikle tavuk suyuna bol limonlu çorba, ızgara, haşlama veya buğulama yapılmış et, tavuk, hindi veya balık, mutlaka sebze yemeği, mevsim yeşillikleri ile yapılmış salata, yoğurt ve bol tahıl içeren ekmek çeşitleri seçilmeli.
GİNSENG VE EKİNEZYA ÇAYI
Öğün ve öğün aralarında bol sıvı alınmalı. Günlük sıvı ihtiyacı gripte daha da artar. Bunun önemli bir kısmını su olarak karşılamak gerekir. Su dışında ise ıhlamur, kuşburnu, adaçayı, ekinezya, yeşil çay ve ginseng gibi bitkisel çaylar içilmeli.
GÜNDE BEŞ PORSİYON SEBZE VE MEYVE
Günlük toplam 5 porsiyon taze sebze ve meyve tüketmeye özen gösterilmeli. Sebze ve meyvelerin de çok iyi yıkanması ve doğru yöntemlerle pişirilmesi de önemli. Haşlanan sebzelerin sularının dökülmemesi, kendi suyunun içinde pişirilmesi vitamin kaybının önlenmesi açısından önem taşıyor.
KIZARTMALARDAN UZAK DURUN
Probiyotik süt, yoğurt veya kefirin de yine günde en az 2-3 porsiyon alınması, yağlı kızarmış yiyeceklerin tüketilmemesi grip esnasındaki beslenme önerilerim arasında."