Doğurganlık nasıl artırılır?

Uzman SühaN

Administrator
Doğurganlık nasıl artırılır?
bu konu;doğurganlık nasıl artırılır,doğurganlık potansiyelini yükseltme hakkında bilgiler vermektedir


Gebelik oluşmaması çiftlerde öfke ile birlikte doğal yollarla gebelik konusunda gerçekdışı birçok doğal tedavi yöntemine başvurmasına neden olur.Ayrıca çocuk sahibi olamama süresi uzadıkça cinsel ilişki sadece gebelik elde etmeye endekslenir ve sonuç olarak cinselliğin sadece çocuk sahibi olmaya yönelik bir aktivite olarak algılanmasına neden olur. Bir süre sonra erkek ve kadında cinsel fonksiyon bozuklukları ortaya çıkabilir. Bu yazıda doğurganlığı artırıcı önlemler konusunda sıklıkla başvurulan yöntemlere değineceğiz.Halen çocuk sahibi olmayı düşünmeseniz bile üreme yeteneğinizi olumsuz etkileyebilecek faktörleri bilmeli ve bunlara karşı önlem almalısınız.Gebeliği artırmak için neler yapılmalı,nasıl bir yol izlenmeli?Detaylı bilgileri konumuzda bulabilirsiniz

D-365.jpg


Cinsel İlişki Sıklığı



Cinsel ilişki sıklığı ile ilgili en yaygın inanış sperm sayısının normale dönmesi için bir sürenin gerekliliği şeklinde olup, hiçbir bilimsel temeli yoktur. Yapılan çalışmalarda cinsel ilişkiye ara verildiğinde 9 güne kadar sperm sayısında giderek bir artış olduğu görülmüştür. Ancak cinsel ilişki sıklığının artması ile birlikte sperm sayısında görülen azalmanın gebelik olasılığında da bir azalmaya yol açtığı doğru değildir. Sperm değerleri normal olan erkeklerde günlük ilişki veya masturbasyon durumunda bile sperm sayı ve hareketinin normal değerler içerisinde kaldığı gösterilmiştir. Ayrıca ilginç olarak sperm sayısı düşük olan erkeklerde hergün boşalma durumunda sperm sayı ve hareketinin daha iyi hale geldiği gösterilmiştir.





Yapılan çalışmalarda cinsel ilişki sıklığının artması ile birlikte gebelik olasılığının arttığı gösterilmiştir. özellikle yumurtlamadan 2 gün önce ve yumurtlama günü ilişki olması durumunda gebelik olasılığı %30 a kadar yükselmektedir. Yumurtlamadan sonra cinsel ilişkiye başlanması durumunda gebelik olasılığı son derece düşük olmaktadır. Yine yapılan çalışmalarda hergün cinsel ilişkiye giren çiftlerde aylık gebelik oranı %37 olarak bulunurken, haftada bir defa ilişkiye giren çiftlerde bu oran %15 olarak bulunmuştur. Genel olarak bakıldığında yumurtlama öncesi iki gün ve yumurtlama günü olmak üzere toplam 3 gün gebelik olasılığının en yüksek olduğu dönem olarak görülmektedir.





Cinsel İlişki Zamanı ve Bebek Cinsiyeti



Kadın-Doğum uzmanlarına gelen en sık sorulardan bir tanesi de bebeğin cinsiyetini belirlemenin bir yönteminin olup olmadığı ve cinsel ilişki zamanının rolünün ne olduğudur. Bu yanlış inanış Y-kromozomu taşıyan spermlerin erken öldüğü ve bu nedenle tam yumurtlama gününde cinsel ilişki olması durumunda erkek bebek yapma olasılığının daha yüksek olacağı temeline dayanmaktadır. Ancak cinsel ilişki zamanı planlaması yaparak istediği cinsiyette bebek yapmak isteyen çiftler ancak %50 oranında başarılı olabilmektedir.


Yumurtlama Takibi



Bazı çiftler daha kısa sürede gebe kalabilmek için yumurtlama takibi yoluna gitmektedir. Bize gebelik planlaması nedeniyle başvuran çiftlerde en sık başvurulan yöntem idrarda “LH” hormonu yüksekliğine bakılmasıdır. Ayrıca kanda LH düzeylerine bakılması, idrarda östrojen metabolitlerine bakılması, vajina veya ağız içi salgılardaki iyonik değişikliklere bakılarak yumurtlama zamanı belirlenebilir.





Yapılan çalışmalarda idrarda LH bakılarak ilişki planlanması veya takvim yöntemine göre ilişki planlanması arasında gebe kalma olasılığı açısından bir fark olmadığı gösterilmiştir. İdrarda LH bakılması %7 oranında yanlış olarak pozitif çıkabilmektedir. Ayrıca pozitif çıktığı halde 2 gün içerisinde yumurtlama gerçekleşmeyebilir. Sadece bir çalışmada idrar kiti kullanan kadınlarda gebelik oranının %8 daha yüksek olduğu gösterilmiştir. Ancak bu çalışmada korunmasız ilk 6 ayda kit kullanımının yararlı olduğu izlenmiş, ancak 12 aydan daha uzun süre gebe kalamayan, yani sorunu olan çiftlerde bir yararı olmadığı görülmüştür. Bu nedenle yumurtlama takibinin gebelik oranını artırmada önemli bir rolü olmadığı ve tahmini yumurtlama zamanına göre ilişki planlamasının yeterli olduğu kabul edilmektedir. Ancak haftada 2 defadan daha az sayıda cinsel ilişkide bulunan çiftlerde bu kitleri kullanmanın yararlı olabileceği düşünülmektedir.





Yumurtlamadan 5-6 gün önce vajinal akıntıda bir artma olur ve yumurtlama gününde en yüksek düzeye ulaşır. Yapılan çalışmalarda akıntının maksimum olduğu günde cinsel ilişkide bulunulması durumunda %38 oranında gebelik elde edilirken, bir gün önce veya sonrasında ilişkide bulunulması durumunda bu oran %15-20 olarak bulunulmuştur.





Sonuç olarak yumurtlama takibi yapılarak cinsel ilişki planlanması önerilmektedir. Ayrıca bu şekildeki sıkı planlı ilişkilerin çiftlerde stresse ve sonuç olarak cinsel fonksiyon bozukluklarına yol açacağı düşünülmektedir.





Cinsel İlişki Sonrası Rutinler



Yapılan çalışmalarda cinsel ilişki pozisyonu ve ilişki sonrası bacakların kaldırılması, bel altına yastık konması gibi yöntemlerle gebelik oranı arasında bir ilişki bulunmamıştır. Cinsel ilişki sonrasında vajinadaki sperm çok hızlı bir şekilde tüplere geçmekte ve bu geçiş hızı yumurtlamaya yakın dönemlerde daha da hızlanmaktadır. Bu nedenle ilişki sonrası yatmak, yastık koyma veya bacakları yüksekte tutmak gibi yöntemlerin yararı yoktur.





Kayganlaştırıcı Maddeler



Cinsel ilişkiyi kolaylaştırmak için kullanılan kayganlaştırıcıların bazıları sperm hareketinde azalmaya neden olabilmektedir. Ancak kanola yağı ve bebe yağı gibi kayganlaştırıcı maddelerin bir zararı gösterilmediği için gerekirse kullanılabilir.





Diet



Gebe kalma olasılığını artırmak için özel bir diet bulunmamaktadır. Aşırı yemek yeme ve bunun sonucunda obesite veya anorexia nervosa gibi yeme bozukluklarında yumurtlama düzeni bozulduğu için gebe kalma olasılığı azalmaktadır. Ayrıca derin su balıklarındaki yüksek civa miktarının gebelik olasılığını azalttığına dair bazı veriler bulunmaktadır. Bunun dışında vejeteryan, düşük yağlı veya vitaminden zengin dietlerin gebe kalma olasılığı ile ilgisi saptanamamıştır.





Alkol



Alkol alımı ile gebe kalma olasılığı arasında çelişkili bulgulara rastlayabiliyoruz. Genel olarak bakıldığında hafif ve orta derecede alkol alımının gebe kalma oranını değiştirmediğini görebiliyoruz. Aşırı alkol tüketimi ise doğurganlığı azaltmaktadır. Birçok yayında alkol alımının doğurganlığı azalttığı rapor edilmişse de bazı yayınlarda artırdığına dair bulgulara da rastlanmıştır. Sonuç olarak hafif ve orta derecede alkol tüketimi doğurganlığı etkilememekle birlikte gebe kalmaya çalışan kadınların alkol almamasının daha uygun olduğu düşünülmektedir. Ayrıca almaya devam eden kadınların ise gebe kaldıktan sonra bebek üzerindeki anomali yapıcı etkilerinden dolayı mutlaka bırakması gerekmektedir.





Kafein



Gebelikte fazla kafein tüketimi ile düşük olasılığı arasındaki ilişkiyi gösteren birçok yayın bulunmaktadır. Bir çalışmada günde 200 mg dan fazla kafein tüketiminin düşük olasılığını 2 kat artırdığı görülmüştür. Fazla kafein tüketimi düşük olasılığını artırmakla birlikte doğurganlığı azalttığına dair bir veri bulunmamaktadır.





Sigara



Sigara kullanımı yumurtalıklarda erken yaşlanma, follikül kaybı ve menopozun daha erken olmasına neden olmaktadır. Yumurtalık rezervindeki azalma ve içerisindeki toksik maddelere bağlı olarak doğurganlığı da azaltmaktadır. Ayrıca tüp bebek uygulanan ve sigara kullanan kadınlarda canlı bebek doğurma olasılığı cidi ölçüde azalmaktadır. Bir çalışmada bu kadınlarda tüp bebek tedavisi ile gebelik olasılığının diğer hastalara göre %50 daha düşük olduğu görülmüştür. Ayrıca pasif sigara içiciliği de gebe kalma olasılığını azaltmaktadır.





Gebe kalmak için geçen süreyi artıran faktörler arasında günde 15 ten fazla sigara içilmesi, erkeğin haftada 20 den fazla alkolik içki tüketimi, kadının vücut kitle indeksinin 25 kg/m den fazla olması, günde 6 dan fazla kahve veya çay içilmesi ve sosyal anlamda içine kapalılık sayılmaktadır.





çevresel Faktörler



Bu konuda kesin veriler olmamakla birlikte tarım ilaçlarına uzun süre maruz kalınmasının doğurganlığı azaltabileceği düşünülmektedir.


Bazı Pozisyonlar Döllenmeyi Kolaylaştırır
Rahmin anatomik yapısına bağlı olarak bazı pozisyonlar döllenmeyi kolaylaştırır. Ancak her kadının anatomisi farklı olabileceği için, herkes için geçerli tek pozisyon yoktur. İlişkiyi takiben en canlı ve hareketli spermler 5-10 dakikanın içinde rahme geçmiş olurlar. Bunun ötesinde daha uzun süre yatarak beklemenin sağlayacağı bir avantaj yoktur.


Modern Yaşam Üremeyi Etkiler
Modern yaşamın en önemli sonuçlarından birisi olan stres doğurganlığı olumsuz etkiliyor. Stres altında yaşamsal organlar öncelik kazanıyor. Üreme organları yaşamsal önem taşımadıkları için ikinci plana atılıyor. Bunu vücut bilinçsiz olarak ayarlar. Üretken olmak için stres olan bir insan üretkenliğini de kısıtlamış oluyor.


Elektronik Cihazların Etkisi
Tek bir alet zararsız olabilir ama günlük hayatta kullandığımız tüm cihazlar bir araya geldiğinde zararlarının olacağı aşikar. Dolayısıyla bu aletlerin mümkün olduğunca vücuda yakın tutulmaması gerekir. Bununla birlikte şu ana kadar cep telefonlarının üreme fonksiyonlarını etkilediğine dair kanıtlanmış bir bilgi bulunmuyor.


Çocuk Sahibi Olmayı Ertelememek Gerek
Bir kadının gerek vücut yapısı, gerekse yumurtalık üretimi olarak en sağlıklı olduğu yaşlar 20-35 yaş arasıdır. Ama sosyal ve ailevi nedenlerle hamileliği geciktirdiyse, bu mutlaka bir sorun olacağı anlamına gelmez. Böyle bir durumda belki biraz daha erken testler yaptırıp, bir an önce hamile kalınmaya çalışılır. Bir kadın hamileliğini en geç 40 yaşına kadar ertelemelidir, bu yaştan sonra hamilelik şansı ciddi bir şekilde azalmaktadır.
 
Geri
Üst