Doğum kontrolü için tüp bağlatmak ya da çocuk aldırmak uygun mu?
tüp bağlatma tüpleri bağlatmak kordon bağlatma bağlatmak tüplerin bağlanması günahmı
Ahmet Şahin'in yazısı
Soru: "Karı-koca olarak kendi aramızda çok çocuk sahibi olmama konusunda görüş birliğine varıyoruz. Bunun için de tüp bağlatmayı düşünüyoruz.
Ancak tüp bağlatmanın caiz olmayacağını söyleyenler oluyor, geri dönüşümü olmayan pişmanlıklara da sebep olacağını ileri sürüyorlar. Artık hamile kaldığını anlayınca aldırma çaresi geliyor aklımıza. Bunun da caiz olmayacağı yolunda söylentiler geliyor kulağımıza. Bu durumda soruyu size sorma gereği duyuyoruz mecburen. Siz nasıl bakıyorsunuz tüp bağlatma yöntemine?.. Yahut da hamile kaldıktan sonra aldırmanın caiz olmayacağı yolundaki söylentiye? Bu konularda aydınlanmaya ihtiyacımız var. Bilginizi bizimle paylaşırsanız sevineceğiz..."
***
Cevap: Önce tüp bağlatma konusuna bakalım.
Anladığım kadarıyla tüp bağlatma demek, doğum yapabilen kusursuz bir hanımı tüp bağlatarak bir daha doğum yapamaz kusurlu hale getirmek demektir. Yani eksiksiz, kusursuz bir kadını artık istese de doğum yapamayan kusurlu bir kadın durumuna düşürmek söz konusudur. İslam'da tedavi yoluyla kusurlu kadını kusursuz hale getirmek caizdir. Ancak kusursuz bir kadını müdahale ederek kusurlu hale getirmek caiz değildir.
Kısırlaştırma müdahalesi, erkek için de kadın için de caiz olmayan kusurluluk halidir. Allah'ın (cc) kusursuz yarattığını kusurlu hale getirmek manasını taşımakta, bu yüzden de caiz görülmemektedir.
Kaldı ki, bugün çocuk sayısını fazla bulup da kısırlaşmayı dahi göze alan insan, yarın şartlar değişir de çocuk isteyecek duruma düşerse ne olacak?.. Gerçekten de dönüşü olmayan yola girilmiş, artık istese de çocuk sahibi olamayan özürlü kadın durumuna kendini düşürmüştür.
Halbuki böyle dönüşü olmayan bir yola girilmeden de, yani tüp bağlatmaya gerek duymadan da doğum kontrolü yapılabilir. Fazla çocuk sahibi olma önlenebilir.
Hamile kalmayı önleyen çeşitli ilaçlar, tedbir ve çareler vardır. Diledikleri zaman vazgeçebilecekleri bu çeşitli tıbbi usulleri tercih edebilirler. Hamile kalmayı önleyen bu tedbirler sahabe zamanında da uygulanmış, Efendimiz'in (sas) mani olmadığı da anlaşılmıştır. Çocuğun baştan oluşumunu önleyen bu gibi tedbirlerle doğum kontrolü yapmak en az riski olan yöntemdir, denebilir... Çünkü bu durumda oluşumu başlamış bir varlığı yok etmek söz konusu değildir. Belki oluşuma imkan vermeyen, yani hamileliği önleyen tedbirlerin alınması söz konusudur. Bunda ise bir varlığı yok etmek gibi şüphe veren bir durum söz konusu olmamaktadır.
***
Hamile kaldığını anlayınca aldırılamayacağı konusundaki görüşlere gelince:
Bu konudaki görüşleri ikiye ayırmak gerekmektedir.
Birinci görüşe göre: Hamile kaldığını anladığı anda, bir insan adayının oluşumunun başladığı anlaşılır. İnsan adayının çekirdeğine de olsa artık dokunulamaz. Annenin hayati tehlikesi söz konusu olmadığı takdirde cenin artık dokunulmazlık hakkına sahiptir. Varlığı hissedildiği andan itibaren dokunulmazlığı da başlamıştır. Kimsenin yardımına ihtiyacı olmadan büyüyüp insan olacaktır çünkü.
Bunun en sağlam görüş olduğunda şüphe yoktur. Yeter ki, bu hükme uyulabilsin...
İkinci görüşe göre ise: Mazeretleri olanlar, bir buçuk ayı, (45 günü ) geçmeden aldırma yoluna gidebilirler. Bu konuda mazeretleri ne kadar ciddi ve geçerli ise veballeri de o kadar azalır demekte mümkündür.
Mazeretlerden bazıları, fazla çocuktan dolayı annenin bakmaya hem ekonomik hem de sıhhi açıdan gücünün yetmeyecek oluşu, emme devresinde bir çocuğun daha bulunuşu... gibi gerekçeler olarak ifade edilmiştir... Bu konuda Prof. Dr. Hamdi Döndüren Hoca'nın Aile İlmihali ile bizim Yeni Aile İlmihali'nde bilgi vardır. Tatmin edici genişlikte bilgi için bakılabilir.
ZAMAN
Ahmet Şahin'in yazısı
Soru: "Karı-koca olarak kendi aramızda çok çocuk sahibi olmama konusunda görüş birliğine varıyoruz. Bunun için de tüp bağlatmayı düşünüyoruz.
Ancak tüp bağlatmanın caiz olmayacağını söyleyenler oluyor, geri dönüşümü olmayan pişmanlıklara da sebep olacağını ileri sürüyorlar. Artık hamile kaldığını anlayınca aldırma çaresi geliyor aklımıza. Bunun da caiz olmayacağı yolunda söylentiler geliyor kulağımıza. Bu durumda soruyu size sorma gereği duyuyoruz mecburen. Siz nasıl bakıyorsunuz tüp bağlatma yöntemine?.. Yahut da hamile kaldıktan sonra aldırmanın caiz olmayacağı yolundaki söylentiye? Bu konularda aydınlanmaya ihtiyacımız var. Bilginizi bizimle paylaşırsanız sevineceğiz..."
***
Cevap: Önce tüp bağlatma konusuna bakalım.
Anladığım kadarıyla tüp bağlatma demek, doğum yapabilen kusursuz bir hanımı tüp bağlatarak bir daha doğum yapamaz kusurlu hale getirmek demektir. Yani eksiksiz, kusursuz bir kadını artık istese de doğum yapamayan kusurlu bir kadın durumuna düşürmek söz konusudur. İslam'da tedavi yoluyla kusurlu kadını kusursuz hale getirmek caizdir. Ancak kusursuz bir kadını müdahale ederek kusurlu hale getirmek caiz değildir.
Kısırlaştırma müdahalesi, erkek için de kadın için de caiz olmayan kusurluluk halidir. Allah'ın (cc) kusursuz yarattığını kusurlu hale getirmek manasını taşımakta, bu yüzden de caiz görülmemektedir.
Kaldı ki, bugün çocuk sayısını fazla bulup da kısırlaşmayı dahi göze alan insan, yarın şartlar değişir de çocuk isteyecek duruma düşerse ne olacak?.. Gerçekten de dönüşü olmayan yola girilmiş, artık istese de çocuk sahibi olamayan özürlü kadın durumuna kendini düşürmüştür.
Halbuki böyle dönüşü olmayan bir yola girilmeden de, yani tüp bağlatmaya gerek duymadan da doğum kontrolü yapılabilir. Fazla çocuk sahibi olma önlenebilir.
Hamile kalmayı önleyen çeşitli ilaçlar, tedbir ve çareler vardır. Diledikleri zaman vazgeçebilecekleri bu çeşitli tıbbi usulleri tercih edebilirler. Hamile kalmayı önleyen bu tedbirler sahabe zamanında da uygulanmış, Efendimiz'in (sas) mani olmadığı da anlaşılmıştır. Çocuğun baştan oluşumunu önleyen bu gibi tedbirlerle doğum kontrolü yapmak en az riski olan yöntemdir, denebilir... Çünkü bu durumda oluşumu başlamış bir varlığı yok etmek söz konusu değildir. Belki oluşuma imkan vermeyen, yani hamileliği önleyen tedbirlerin alınması söz konusudur. Bunda ise bir varlığı yok etmek gibi şüphe veren bir durum söz konusu olmamaktadır.
***
Hamile kaldığını anlayınca aldırılamayacağı konusundaki görüşlere gelince:
Bu konudaki görüşleri ikiye ayırmak gerekmektedir.
Birinci görüşe göre: Hamile kaldığını anladığı anda, bir insan adayının oluşumunun başladığı anlaşılır. İnsan adayının çekirdeğine de olsa artık dokunulamaz. Annenin hayati tehlikesi söz konusu olmadığı takdirde cenin artık dokunulmazlık hakkına sahiptir. Varlığı hissedildiği andan itibaren dokunulmazlığı da başlamıştır. Kimsenin yardımına ihtiyacı olmadan büyüyüp insan olacaktır çünkü.
Bunun en sağlam görüş olduğunda şüphe yoktur. Yeter ki, bu hükme uyulabilsin...
İkinci görüşe göre ise: Mazeretleri olanlar, bir buçuk ayı, (45 günü ) geçmeden aldırma yoluna gidebilirler. Bu konuda mazeretleri ne kadar ciddi ve geçerli ise veballeri de o kadar azalır demekte mümkündür.
Mazeretlerden bazıları, fazla çocuktan dolayı annenin bakmaya hem ekonomik hem de sıhhi açıdan gücünün yetmeyecek oluşu, emme devresinde bir çocuğun daha bulunuşu... gibi gerekçeler olarak ifade edilmiştir... Bu konuda Prof. Dr. Hamdi Döndüren Hoca'nın Aile İlmihali ile bizim Yeni Aile İlmihali'nde bilgi vardır. Tatmin edici genişlikte bilgi için bakılabilir.
ZAMAN