Disiplin Nedir?
Pek çok aile ve çocuk “disiplin” kelimesini ana babaların çocuklarına, öğretmenlerin öğrencilerine terbiye vermek için yaptıkları bir baskı olarak görür ve çoğunlukla “cezalandırma” ile eşanlamlı değerlendirilir. Fakat disiplin uygun verildiği takdirde davranışı yönlendirmeyi amaçlayan bir eğitimdir.
Disiplin yalnızca, çocuğunuza yaramazlık yaptığı zaman uyguladığınız kurallar dizisi değildir. Her zaman uygulanması gereken kurallar bütünüdür.
Disiplin çocuğa istenilen davranışları ve alışkanlıkları öğretmek, kendi kendini denetleme yada iç denetim demek olan ahlak gelişimini sağlamaktır.
Etkili bir disiplin oluşturabilmenin ilk şartı; ebeveyn ile çocuk arasında bir uyum sağlayabilmektir. Herkes rollerinin ve statülerinin farkına varmalıdır.
Bu uyum çocuğunuz yürümeye ve konuşmaya başlayıncaya kadar genelde olumlu aile yapısına sahip anne babalar tarafından gerçekleştirilir ama bu devreden sonra ebeveynlerde geleneksel görev sayılan “ iş buyuruculuk” başlar ve bu uyum bozulur.
Ana – Babaların Uyguladıkları Cezaya Dayalı Olumsuz Disiplin Şekilleri:
Ana – babaların uyguladıkları olumsuz disiplin şekilleri genel olarak 3’e ayrılabilir bunlar:
1. Fiziksel disiplin
2. Çocuğu sözle hor görmek
3. Sevgiyi esirgemek
A-Fiziksel Disiplin (Dayak) :
Bu disiplin şekli maalesef ülkemizde sıkça uygulanır. Ancak bu yöntemin çocuklarda zayıf vicdan ve ahlak gelişimine yol açtığı araştırmalarla kanıtlanmıştır.
İnsan artık bağımsız düşünebilmeli ve her duruma uyacak esnekliğe sahip olmalıdır. Günümüz bunu gerektirmektedir. Dayakla büyüyen çocuk esnek olmaz katı olur.
Burada en önemli kavram dayağın zayıf vicdan ve ahlak gelişimine sahip olmasına yol açmasıdır acaba bu neden olur:
1- Bir kere çocuk bir yaramazlık yaptığı zaman dayak yerse bunun karşılığını ödemiş demektir. Artık yaptığını düzeltmek ve onarmak için başka bir şey yapmasına gerek kalmadığını düşünür.
2- Dayak yiyen çocukta ana- babaya karşı kızgınlık oluşur. Dolayısıyla çocuk kendi yaptığının kötü bir şey olduğunu öğrenip kendini suçlu göreceğine, kendisini döveni suçlar.
3- Çocuğun ana – babadan daha güçsüz ve aciz olduğunu bu şekilde yüzüne vurmak çocuğu utandırır ve kendine olan güvenini sarsar.
4- Çocuk ana babasının davranışını taklit edip problemlerini saldırganlıkla çözmeyi öğrenir, kızdığı zaman oda bir başkasını döver. Böyle fiziksel ceza çocuğa vicdanlı olmayı değil saldırgan olmayı öğretir. Dayağa alışan çocuk başkalarıyla sürtüşmelerini konuşarak halledemez, oda dövüşe şiddete başvurur.
B-Çocuğu Sözle Hor Görmek:
Bazı ana babalar çocuklarını azarlayarak terbiye etmeye çalışırlar. Bu azarlamalar,
korkutma, tehdit , alay etme, küçümseme , bağırma ve beddua etme gibi şekiller alır;
1- Korku ve Tehdit; Çocuklar korku konusunda çok hassastırlar. Hele pek anlamadığı kavramadığı şeylerle korkutulursa bu sözlere inanır ve çok sarsılır. (Örn; Dokunma ellerin taş olur, durmazsan öldürürüm vb.) Ancak büyüdükçe bunların boş olduğunu anlar ve hiçbir tehdide kulak asmaz.
2- Alay –Küçümseme; Küçümsemek herkes için olduğu kadar çocuk içinde onur kırıcıdır. Hele elinde olmayan bir şey için alay konusu olursa (aptal, beceriksiz, şişko gibi sözler) çocuğun güveni iyice sarsılır. Bu durumda çocuk ya siner cesaretsiz olur, yada küstah cevaplar verir ki buda sizi iyice çaresiz bırakır.
3- Bağırma Beddua Etme; Bunlar çocuğun olumsuz davranışlarını düzeltmez, sadece ana babaların içini boşaltmasını sağlar. Sık sık azarlanan ve beddua işiten çocuk yaptığı olumsuz davranıştan dolayı kendini suçlayacağına ana babayı suçlar. Hor görülen, pis, şersem gibi lafları çok işiten çocuk gerçekten kendisinin öyle olduğuna inanır ve kendi gözündeki değeri azalır.
C-Sevgi Esirgeme:
Dayak çocuğun bedenine, sevgi esirgemek ise çocuğun duygularına hitap etmektedir. Çocukla konuşmamak, küsmek, ona aldırmaz bir şekilde davranmak yada onu artık sevmediğini söylemek sevgi esirgeme yollarıdır.
Sevgi esirgemenin de vicdan gelişimi üzerinde olumsuz etkileri vardır, Çünkü sevgi esirgemede amaç, çocuğun yaptığı hareketin cezasının çekmesidir. Cezasını çeken çocuk burada da yaptığı taramazlığın karşılığını ödemiş demektir. Yaptığından pişmanlık duyarak onu tamir etmek için bir şey düşünmesine gerek yoktur.
Ayrıca “yaramazlık edersen bir daha seni sevmem” gibi sözler çocuğu can evinden vurur. Çünkü çocuk ana-babasının sevgisine her zaman muhtaçtır. Böyle sözler onda şu hissi uyandırır. “Mükemmel olmazsam, melek gibi durmazsam beni sevmeyecekler.” Ama çocukta bilir ki mükemmel değildir ve mutlaka yaramazlık yapacaktır. O zaman ana babasının seviyesine hiçbir zaman layık olamayacağını düşünür. Ya kabul edilmek için çırpınır yada isyankar olur.
Disiplin yalnızca, çocuğunuza yaramazlık yaptığı zaman uyguladığınız kurallar dizisi değildir. Her zaman uygulanması gereken kurallar bütünüdür.
Disiplin çocuğa istenilen davranışları ve alışkanlıkları öğretmek, kendi kendini denetleme yada iç denetim demek olan ahlak gelişimini sağlamaktır.
Etkili bir disiplin oluşturabilmenin ilk şartı; ebeveyn ile çocuk arasında bir uyum sağlayabilmektir. Herkes rollerinin ve statülerinin farkına varmalıdır.
Bu uyum çocuğunuz yürümeye ve konuşmaya başlayıncaya kadar genelde olumlu aile yapısına sahip anne babalar tarafından gerçekleştirilir ama bu devreden sonra ebeveynlerde geleneksel görev sayılan “ iş buyuruculuk” başlar ve bu uyum bozulur.
Ana – Babaların Uyguladıkları Cezaya Dayalı Olumsuz Disiplin Şekilleri:
Ana – babaların uyguladıkları olumsuz disiplin şekilleri genel olarak 3’e ayrılabilir bunlar:
1. Fiziksel disiplin
2. Çocuğu sözle hor görmek
3. Sevgiyi esirgemek
A-Fiziksel Disiplin (Dayak) :
Bu disiplin şekli maalesef ülkemizde sıkça uygulanır. Ancak bu yöntemin çocuklarda zayıf vicdan ve ahlak gelişimine yol açtığı araştırmalarla kanıtlanmıştır.
İnsan artık bağımsız düşünebilmeli ve her duruma uyacak esnekliğe sahip olmalıdır. Günümüz bunu gerektirmektedir. Dayakla büyüyen çocuk esnek olmaz katı olur.
Burada en önemli kavram dayağın zayıf vicdan ve ahlak gelişimine sahip olmasına yol açmasıdır acaba bu neden olur:
1- Bir kere çocuk bir yaramazlık yaptığı zaman dayak yerse bunun karşılığını ödemiş demektir. Artık yaptığını düzeltmek ve onarmak için başka bir şey yapmasına gerek kalmadığını düşünür.
2- Dayak yiyen çocukta ana- babaya karşı kızgınlık oluşur. Dolayısıyla çocuk kendi yaptığının kötü bir şey olduğunu öğrenip kendini suçlu göreceğine, kendisini döveni suçlar.
3- Çocuğun ana – babadan daha güçsüz ve aciz olduğunu bu şekilde yüzüne vurmak çocuğu utandırır ve kendine olan güvenini sarsar.
4- Çocuk ana babasının davranışını taklit edip problemlerini saldırganlıkla çözmeyi öğrenir, kızdığı zaman oda bir başkasını döver. Böyle fiziksel ceza çocuğa vicdanlı olmayı değil saldırgan olmayı öğretir. Dayağa alışan çocuk başkalarıyla sürtüşmelerini konuşarak halledemez, oda dövüşe şiddete başvurur.
B-Çocuğu Sözle Hor Görmek:
Bazı ana babalar çocuklarını azarlayarak terbiye etmeye çalışırlar. Bu azarlamalar,
korkutma, tehdit , alay etme, küçümseme , bağırma ve beddua etme gibi şekiller alır;
1- Korku ve Tehdit; Çocuklar korku konusunda çok hassastırlar. Hele pek anlamadığı kavramadığı şeylerle korkutulursa bu sözlere inanır ve çok sarsılır. (Örn; Dokunma ellerin taş olur, durmazsan öldürürüm vb.) Ancak büyüdükçe bunların boş olduğunu anlar ve hiçbir tehdide kulak asmaz.
2- Alay –Küçümseme; Küçümsemek herkes için olduğu kadar çocuk içinde onur kırıcıdır. Hele elinde olmayan bir şey için alay konusu olursa (aptal, beceriksiz, şişko gibi sözler) çocuğun güveni iyice sarsılır. Bu durumda çocuk ya siner cesaretsiz olur, yada küstah cevaplar verir ki buda sizi iyice çaresiz bırakır.
3- Bağırma Beddua Etme; Bunlar çocuğun olumsuz davranışlarını düzeltmez, sadece ana babaların içini boşaltmasını sağlar. Sık sık azarlanan ve beddua işiten çocuk yaptığı olumsuz davranıştan dolayı kendini suçlayacağına ana babayı suçlar. Hor görülen, pis, şersem gibi lafları çok işiten çocuk gerçekten kendisinin öyle olduğuna inanır ve kendi gözündeki değeri azalır.
C-Sevgi Esirgeme:
Dayak çocuğun bedenine, sevgi esirgemek ise çocuğun duygularına hitap etmektedir. Çocukla konuşmamak, küsmek, ona aldırmaz bir şekilde davranmak yada onu artık sevmediğini söylemek sevgi esirgeme yollarıdır.
Sevgi esirgemenin de vicdan gelişimi üzerinde olumsuz etkileri vardır, Çünkü sevgi esirgemede amaç, çocuğun yaptığı hareketin cezasının çekmesidir. Cezasını çeken çocuk burada da yaptığı taramazlığın karşılığını ödemiş demektir. Yaptığından pişmanlık duyarak onu tamir etmek için bir şey düşünmesine gerek yoktur.
Ayrıca “yaramazlık edersen bir daha seni sevmem” gibi sözler çocuğu can evinden vurur. Çünkü çocuk ana-babasının sevgisine her zaman muhtaçtır. Böyle sözler onda şu hissi uyandırır. “Mükemmel olmazsam, melek gibi durmazsam beni sevmeyecekler.” Ama çocukta bilir ki mükemmel değildir ve mutlaka yaramazlık yapacaktır. O zaman ana babasının seviyesine hiçbir zaman layık olamayacağını düşünür. Ya kabul edilmek için çırpınır yada isyankar olur.