Deccal kimdir? Gelmiş midir? Alametleri

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan İslami Yazar
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
İ

İslami Yazar

Forum Okuru
Deccal kimdir? Gelmiş midir? Alametleri
Deccal Hakkında görünüşte çelişkili ve kapalı hadisler okuyucuyu ister istemez tereddüte sevketmektedir. Mesela Buhari, İbn Ömer Yolu ile şu hadisi rivayet ediyor.




Deccal kimdir.jpg



"Deccalin sağ gözü kör ve üzüm tanesi gibi görünmektedir"

Müslim de Huzeyfe Yolu ile şu Hadisi rivayet ediyor.

"Deccalın sol gözü kördür"

Yine Müslim Enes b. Malik Yolu İle şöyle diyor.

" Deccalın gözü düzdür. İki gözü arasında Kafir ibaresi yazılıdır "

Görüldüğü gibi bir hadise göre Deccalın sağ gözü, diğerine göre ise sol gözü kördür. Hadisin biri gözü düzdür derken, diğeri üzüm tanesi gibi görünmektedir, diyor.

Bir başka misal, İbn Mâce Hz. Ebu Bekir yoluyla şu hadisi rivayet ediyor.

"Deccal Doğuda Horasan denile bir yerden çıkacaktır"

Müslüm de Enes yolu İle şu hadisi rivayet ediyor.

"Isfahan yahudilerinden 70 bin kişi Deccala tabi olacaklar"

Ayrıca Müslim, Fatıma bintü Kays yolu İle gelen hadis Deccal ‘in deniz ortasında bir adada zincire vurulduğunu Ve oradan çıkacağını ifade ediyor.

Yukarıda görüldüğü gibi bir hadis Horasan'dan diğeri Isfahan'dan söz ediyor. Ötekisi de deniz ortasında bir adadan çıkacağını söylüyor.

Yine Tirmiz'i, Muaz b. Bebek yolu İle şu hadisi rivayet ediyor.

" Büyük savaş, İstanbul'un Fethi ve Deccalin çıkışı hepsi yedi ay içerisinde olacaktır"

Buhari, Müslim ve Ebu Davud'da yer almış İbn Sayyad ile ilgili hadisler de Deccal'in Peygamber Efendimizin zamanında bulunup İbn Sayyad'ın Deccal olduğunu ifade ediyor.

Bu sözlerin hepsi Peygamber sözü olduğuna göre onları nasıl bağdaştıracağız? Deccal denilen kimse bir mi? Bir kaç kişi mi?

Şimdi bu beynimizi karıştıran konuya açıklık getirmeye çalışalım.

Deccal kelimesi lügatten kapatma ve örtme manasına gelen decel'den gelmektedir. Hakkı batıl İle örttüğü için yalancıya Deccal denilmiştir.

Istılahta ise: Deccal; uluhiyyet veya Peygamberlik iddiasında bulunup beşeriyeti ifsat ederek onu zulüm ve ilhada sevk eden kimsedir.

Cumhur ulemaya göre Deccal İle ilgili hadislerin her biri mütevatir olmasa da manen mütevatir hadislerle sabit olmuştur. Onu inkar etmek küfürdür. Yalnız Deccal bir değil, bir kaç kişidir. Çıkış zamanları belli değildir. Bir zamanda birkaç Deccal bulunabileceği gibi ayrı ayrı zamanlarda da olabilirler. İlhad ve zulmün durumuna göre Deccal küçük veya büyük olur. En büyük Deccal Kıyametin büyük öncülerinden biridir. Bir çok hadislerden anlaşıldığına göre; büyük Deccal, İstanbul'un birinci Fethi değil ikinci Fethi ve en büyük savaş peşpeşe olup hepsi yedi ay zarfında meydana geleceklerdir.

Firavun veya Kisra veyahut Kayser denildiğinde belirli bir şahıs murat edilmediği gibi, çünkü Firavun Kıptilerin, Kisra İranlıları ve Kayser de Rumlar'ın meliklerine denilir. Deccal denildiği zamanda büyük çapta insanları ilhad ve sapıklığa sürükleyen bir kimse murat edilir. Deccal'in küçüğü olduğu gibi büyüğü de vardır.
 
Deccal'in mahiyetini anlamak için şu hususları bilmek lazım gelir.


1- Ayetlerin bir kısmı Muhkem ( manası açık) bir kısmı müteşabih( manası kapalı) olduğu gibi hadislerin de bir kısmı Muhkem, bir kısmı müteşabihtir.


2- Hadisleri bir kısmı vahye istinaden gelmektedir. Bir kısmı ise içtihada dayanmaktadır. Yani meselenin mahiyetini Allah (c.c.) tarafından bildirilmede önce Peygamber (s.a.v.) in o mesele hakkında ictihada binaen bilgi vermesidir. Mesela Peygamber Efendimizin ibn Sayyâd'ın deccaliyetini ifade eden hadisleri bu kabildendir. Yani Hz. Muhammet Deccal'in bazı vasıflarını İbn Sayyâd da görünce onun Deccal olduğunu zannetti. Ama daha sonra vahy-i gayrı metlüv İle Deccal'in daha sonra geleceği, Hz. İsa tarafından öldürüleceği, Medine'ye giremeyeceği be çocuğu olmayacağı kendisine bildirildi. Peygamber Efendimizin ibn Sayyâd da gördüğü bazı vasıflara istinaden Deccal olduğuna dair söylediği hadisleri içtihaddan kaynaklanmaktaydı. İşin mahiyeti kendisine bildirilince İbn Sayyâdın Deccal olmadığı anlaşıldı. Çünkü o hem Medine'ye girdi, hem çocuğu oldu. Hem de Hz. İsa tarafından öldürülmedi.
 
3- Deccal bir değil bir kaç kişi olduğundan hakkında varit olan hadisler görünüşte çelişkili iseler de gerçekte böyle değildir. Çünkü yukarda beyan ettiğimiz gibi hadislerin bir kısmı içtihada mebnidir. Ayrıca Deccal İle alakalı hadislerin bir tel şahıs için olmaması gerekir. Çünkü bazıları büyük Deccal bazıları küçük deccala ilişkindir. Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor.


"Her biri Allah'ın Rasülü olduğunu iddia eden otuza yakın yalancı Deccal çıkmayınca kıyamet kopmaz"


Burdan anlaşılıyor ki bir değil bir çok Deccal vardır.


4- Deccal hakkında varit olan hadislerin bir kısmı her ne kadar Kütübü sitte de yer almış ise de zaif olup hüccet değildir. Mesela Ebu Davutda Cessâse hakkında varid olan hadisin senedinde Osman b. Abdurrahman el Kureyşi bulunuyor. Halbuki bu zatın yalancı olduğu söylenir. Bu gibi zaif hadisleri ayırıp yalnız sahih hadisleri nazarı dikkate almak gerekir. Sahih hadis denilince senedi muttasıl olup şartları haiz olan hadisler anlaşılır. Ancak sahih hadisler içinde mutlak surette kesindir denilemez. Çünkü raviler ne kadar doğru ve güvenilir olsalar bile yanılmaları muhtemeldir. Müslim sıhhat derecesinde ikinci mertebe de olduğu halde bir çok zaif hadis nakletmiştir.
 
Bu hadislerden de anlaşıldığı gibi sahih hadis kitaplarında birbirine zıt düşen hadisler bulunabilir. Ama onlardan hangisi sahihtir, hangisi sahih değildir, araştırmak gerekir. Bu işi de erbabına bırakmak lazımdır.


Bütün bu zikredilen hususlar iyice kavrandıktan sonra deccal hakkında mevcut olan hadisleri okuyup anlamak icab eder.

Netice olarak: Deccal Uluhiyyet veya nübüvvet İddiasında bulunup daha önceki vahyi yürürlükten kaldıran, yerine yeni ve batıl bir düzen getirerek, yerleştiren insanlığı dalalet ve ilhade sürükleyen kimsedir. Bunu yapan yukarıda da belirtildiği gibi bir değil, birden çoktur. Her zamanda bir Deccal bulunabileceği gibi birkaç deccalda bulunabilir. İslam alemi bir çok deccal görmüştür. Kıyamet kopmadan evvel en büyük Deccal'in Çıkması muhakkaktır. Yalnız zamanını teşhis etmek mümkün değildir. Geçmiş peygamberler deccalın Çıkış zamanını bilmemekle beraber onun fitnesinden korktukları ve kavimlerini inzar ettikleri gibi, peygamberimiz de onun fitnelerini bize bildirmiştir. Ama ne zaman geleceğini bildirmemişti. Bildiğine dair elimizde bir vesika da yoktur.
 
Müslümün rivayet ettiği zayıf hadislerin birkaçını zikr edelim.

Cabir ile İbn-i Ömer'den rivayet edildiğine göre: peygamber efendimiz Haccetül veda da Kurban Bayramında Mekke'ye gidip Tavafül ifada yaptı, Öğle namazını kıldı sonrada Mina ya döndü. Bir diğer rivayet de is Tavafül ifada yapıp Mina'ya döndü Ve öğle namazını kıldı.

Şüphesiz ki bu rivayetlerden biri mutlaka gerçek dışıdır.

"Allah toprağı Cumartesi günü Halketti"

Müslim bu hadisi rivayet ediyor. Oysa yaratma işine pazar günü başladığına dair ittifak vardır.

Müslim Ebu Süfyan'dan rivayet ediyor. " Ebu Süfyan Müslüman olduğunda peygamberimize: ya Resulallah bana üç şeyi ver. Kızım Ümmü habibe ile evlen. Oğlum Muaviyeyi vahiy kâtipliğine tayin et. Müslümanlarla savaştığım için kâfirlerle de savaşabilmem için beni emir tayin et" dedi. Peygamber de dilediğini kendisine verdi.

Bu hadis sahih değildir. Çünkü Medine Hicreti Vuku bulmadan evvel ve Ümmü Habibe Habeşistan'da iken Peygamber kendisiyle nikahlanmıştı. Habeşistan kralı da kendisine peygamber namına dört yüz altın mehir vermişti. Hâlbuki Ebu Süfyan Mekke'nin gerginden sonra müslüman oldu. Mekke dergiyle Habeşistan hicreti arasında yıllar vardır.

Kitabet meselesine gelince oda böyle değildir. Çünkü Muaviye Mekke gerginden evvel müslüman olmuştu. Ve Peygamber Efendimizin vahiy katipliğini yapıyordu. Ayrıca Ebu Süfyanın müslüman olduktan sonra emir tayini söz konusu değildir.
 
Birbirine zıt gibi gözüken hadislere gelince.

Ya her birisi ayrı bir deccala matuftur. Mesela bir hadis Deccal'in çıkacağı yer olarak Horasan'ı gösterirken diğeri bir adadan çıkacaktır, diyor. Yine bir hadis sağ gözü ama, diğeri sol gözü amâdır diyor. Buna göre adadan çıkacak Deccal ayrı, Horasan'dan çıkacak Deccal ayrıdır. Sağ gözü kör olan Deccal ayrı, sol gözü kör olan Deccal ayrıdır.


Veyahut bir birine zıt olan rivayetlerden biri doğru diğeri doğru değildir. Yani tabi doğru güvenilir bir kimse olsa da yanılabilir ve yanılarak bazı hadisleri nakl etmiştir.

Peygamber Efendimiz vahye dayanarak ne söylemişse doğrudur. İctihada dayanarak söylediği şeyler de ise beşer zellesi olabilir. Ancak bu durumda vahiy onu tashih etmiştir. Başka bir şekilde kendisine isnat edilen Hadiste hata sabit olursa bu hata kendisinin değil ravinindir.
 
Geri
Üst