da vincinin şifreleri ayasofyada
ayasofyanın sırları son akşam yemeği sırrı ayasofyadaki sır son akşam yemeği şifresi ayasofyanın ingilizce tanıtımı
Da Vinci'nin şifreleri Ayasofya'da
Arkeolog Aydıngün'e göre Dan Brown'un romanındaki tüm semboller Ayasofya'da.
Kutsal Kâse'nin sembolü V, Magdalena'nın sembolü M harfleri, sekiz yapraklı güller... Şengül Aydıngün'e göre, 'Da Vinci Şifresi'ndeki semboller 1500 yıldır Ayasofya duvar ve sütunlarında.
Öteki kitap da gerçekleşiyor
DÜNYACA ünlü 12 bilimadamı, Brown'un dördüncü kitabı Melekler ve Şeytanlar'da geçen "anti madde"yi üretmek için kolları sıvadı.
Ayasofya'da Da Vinci sırları
SATIŞ rekorları kıran 'Da Vinci Şifresi'nin izlerini Hıristiyanlığın en önemli simgelerinden biri olan Ayasofya Müzesi'nde sürdük.BROWN’UN ‘Tanrıçalar dinden kovuldu ama sanatçılar onları sembollerle yaşattı’ dediği tanrıça sembolleri Ayasofya’da karşımıza çıktı.
Satış rekorları kıran Dan Brown 'Da Vinci'nin Sırları- The Da Vinci Code' adlı kitabında Hz. İsa'yı bir Tanrı olarak gören Katolikler'in aksine O'nun bir insan olduğunu, evlendiğini ve çocuk sahibi olduğunu, soyunun da bugün Fransa'da devam ettiğini söylerken bir başka noktaya daha dikkat çekiyordu. Ruhani aydınlanmanın yarısı olarak kabul edilen kadının, tanrıçaların tüm dinlerden ve mabetlerden kovulduğunu belirtiyordu. Fahişe olduğu iddia edilen Maria Magdalena'nın söylenenin aksine soylu bir kandan geldiği, İsa ile evli olduğu ve İsa çarmıha gerildiğinde de rahminde İsa'nın çocuğunu taşıdığını söyleyen Brown, 'kutsal kase'nin de dini kaynaklarda iddia edildiği gibi İsa'nın alnından damlayan kanla dolan kase olmadığını vurguluyordu. V harfi ile simgelenen 'kutsal kasenin' Magdalena'nın rahmi olduğunu ve bu soyun devam ettiğini söyleyen Brown, bu sırrı masonik bağlantıları olan Tapınak Şövalyeleri'nin koruduğunu dile getiriyordu.
MAGDALENA İÇİN 'M'
Aralarında Leonarda Da Vinci'nın olduğu de olduğunu iddia ettiği Sion Tarikatı'nın ise bu sırrı korumalarının yanı sıra eserlerinde hem tanrıçalara saygılarını gösteren sembollere yer verdiğini hem de kutsal kabul edilen Magdalena'yı eserlerinde gizli de olsa kullandığını anlatıyordu. Resmin Magdalena olduğunu belirtmek için de bir yerine M harfinin kullanıldığı yine Brown'ın iddialarından biriydi. Vinci'nin 'Son Akşam Yemeği'nde kadının sembolü V, erkeğin sembolü olarak da işaretini kullandığı, Magdalena'yı simgelemek için de M harfine yer verdiğini yine dikkat çeken ayrıntılardan biriydi.
ŞİFRELER AYASOFYA'DA
Vinci'nin kitabındaki sembollerin Hıristiyanlığın en önemli simgesi Ayasofya'da da bulunup bulunmadığını anlamak için bir dönem Ayasofya'da küratörlük yapan sanat tarihçisi ve arkeolog Dr. Şengül Aydıngün ile bu tarihi mekanı gezdik. Şeytanla eş tutulan ve kutsal mekanlardan kovulan tanrıçaların izlerini aradık. Kitaptaki şifrelerden biri Sofia ile Kutsal Bilgelik anlamındaki Ayasofya'nın yani 'Hagia Sophia''nın tesadüf mü olabileceğini düşündük. Brown'ın kitabında Kudüs'ü Müslümanlar'ın elinden kurtarmak için yapıldığı söylenen Haçlı Seferleri'nin 'Kutsal Emanetleri' ele geçirmek, Tapınak Şövalyeleri'nin de bu seferlere bu emanetleri korumak için katıldığı söyleniyor. Bu seferlerin dördüncüsü 1204 yılında Kudüs'ten İstanbul'a yönünü çevirdi. Bunun nedeni 'kutsal emanetler' in Ayasofya'da olması mıydı? Dr.Aydıngün, bu soruyu şöyle yanıtlıyor:
EMANETLERİN PEŞİNDE
"Şu anki Ayasofya aynı yerde yapılan üçüncü kilise. İmparator Konstantin ilk kiliseyi yaptırdığında annesi Helena'yı Kudüs'e gönderir ve Brown'ın da kitabında kutsal emanetlerin bulunduğu söylenen Süleyman Tapınağı'nda kazılar yaptırtır. Helena Hz İsa'yla çarmıha gerilen iki hırsızın haçları, dikenli taçlar, giysiler, kaseler, İsa'nın açları doyurduğu ekmek artıklarıyla bunların konulduğu sepetler, Tevrat kalıntıları, Nuh'un baltası, Musa'nın kayaya vurarak su çıkardığı sopası, gibi emanatleri getirir. Kitapta Tapınak Şövalyeleri'nin gizli belgelere ulaşmak için Haçlı Seferleri'ne katıldığı ve kazılar yaptıkları söyleniyor. Sonunda aradıklarını bulamadıkları için 4. Haçlı seferinin İstanbul'a yapıldığı düşünülebilir. Yağmalananların çoğu Venedik'te ve Vatikan'da."
TANRIÇA SEMBOLLERİ
İmparator Konstantine Hıristiyanlar arasındaki ayırımları bitirmek için 325'te İznik Konsülü'nü topladığında Yeni Ahit'e son şeklini verir. Pagan ve çok tanrılı dinlerin içerikleri birleştirilirken, tanrıçalar dinden uzaklaştırılır. Kadın ve kadını simgeleyen semboller insanı baştan çıkaran şeytanla eş tutulur. Sanatçılar ise eserlerinde kadına ait sembolleri gizlice kullanırlar. 532'de inşaası başlayan 5 yıl 10 ay 24 gün sonra tamamlanan Ayasofya'da çalışan mozaik ve fresk ustaları Ariusçu geleneğin yerleştiği topraklarından geliyordu. Antakyalı piskopos Arius, Hz.İsa'yı Tanrı olarak kabul etmesine rağmen tanrının yeryüzüne insani boyutlarda inmiş bir sureti olduğunda ısrar ediyor ve tanrıçalara saygı gösteriyordu. Aynı geleneğe sahip ustalar da İsa'nın insani bir yanı olduğunu göstermek için 'bebek İsa'yı resmediyordu. Ayasofya'da Meryem'in kucağında oturan bebek İsa'da O'nun insani yönü olduğunu, doğduğunu ve ölürken de insan olarak acı çektiğini gösteren bir anlayışın ürünü. Kitapta da sözü edilen zambak ve gül Ayasofya'da en çok rastlanan iki çiçektir. Beyaz kılıç zambağı ve eşit kollu haç yine kitapta sözü çok geçen Sion Tarikatı'- nın kullandığı sembolleri Ayasofya'da görmek mümkün.
Da Vinci'nin şifreleri Ayasofya'da
Arkeolog Aydıngün'e göre Dan Brown'un romanındaki tüm semboller Ayasofya'da.
Kutsal Kâse'nin sembolü V, Magdalena'nın sembolü M harfleri, sekiz yapraklı güller... Şengül Aydıngün'e göre, 'Da Vinci Şifresi'ndeki semboller 1500 yıldır Ayasofya duvar ve sütunlarında.
Öteki kitap da gerçekleşiyor
DÜNYACA ünlü 12 bilimadamı, Brown'un dördüncü kitabı Melekler ve Şeytanlar'da geçen "anti madde"yi üretmek için kolları sıvadı.
SATIŞ rekorları kıran 'Da Vinci Şifresi'nin izlerini Hıristiyanlığın en önemli simgelerinden biri olan Ayasofya Müzesi'nde sürdük.BROWN’UN ‘Tanrıçalar dinden kovuldu ama sanatçılar onları sembollerle yaşattı’ dediği tanrıça sembolleri Ayasofya’da karşımıza çıktı.
Satış rekorları kıran Dan Brown 'Da Vinci'nin Sırları- The Da Vinci Code' adlı kitabında Hz. İsa'yı bir Tanrı olarak gören Katolikler'in aksine O'nun bir insan olduğunu, evlendiğini ve çocuk sahibi olduğunu, soyunun da bugün Fransa'da devam ettiğini söylerken bir başka noktaya daha dikkat çekiyordu. Ruhani aydınlanmanın yarısı olarak kabul edilen kadının, tanrıçaların tüm dinlerden ve mabetlerden kovulduğunu belirtiyordu. Fahişe olduğu iddia edilen Maria Magdalena'nın söylenenin aksine soylu bir kandan geldiği, İsa ile evli olduğu ve İsa çarmıha gerildiğinde de rahminde İsa'nın çocuğunu taşıdığını söyleyen Brown, 'kutsal kase'nin de dini kaynaklarda iddia edildiği gibi İsa'nın alnından damlayan kanla dolan kase olmadığını vurguluyordu. V harfi ile simgelenen 'kutsal kasenin' Magdalena'nın rahmi olduğunu ve bu soyun devam ettiğini söyleyen Brown, bu sırrı masonik bağlantıları olan Tapınak Şövalyeleri'nin koruduğunu dile getiriyordu.
MAGDALENA İÇİN 'M'
Aralarında Leonarda Da Vinci'nın olduğu de olduğunu iddia ettiği Sion Tarikatı'nın ise bu sırrı korumalarının yanı sıra eserlerinde hem tanrıçalara saygılarını gösteren sembollere yer verdiğini hem de kutsal kabul edilen Magdalena'yı eserlerinde gizli de olsa kullandığını anlatıyordu. Resmin Magdalena olduğunu belirtmek için de bir yerine M harfinin kullanıldığı yine Brown'ın iddialarından biriydi. Vinci'nin 'Son Akşam Yemeği'nde kadının sembolü V, erkeğin sembolü olarak da işaretini kullandığı, Magdalena'yı simgelemek için de M harfine yer verdiğini yine dikkat çeken ayrıntılardan biriydi.
ŞİFRELER AYASOFYA'DA
Vinci'nin kitabındaki sembollerin Hıristiyanlığın en önemli simgesi Ayasofya'da da bulunup bulunmadığını anlamak için bir dönem Ayasofya'da küratörlük yapan sanat tarihçisi ve arkeolog Dr. Şengül Aydıngün ile bu tarihi mekanı gezdik. Şeytanla eş tutulan ve kutsal mekanlardan kovulan tanrıçaların izlerini aradık. Kitaptaki şifrelerden biri Sofia ile Kutsal Bilgelik anlamındaki Ayasofya'nın yani 'Hagia Sophia''nın tesadüf mü olabileceğini düşündük. Brown'ın kitabında Kudüs'ü Müslümanlar'ın elinden kurtarmak için yapıldığı söylenen Haçlı Seferleri'nin 'Kutsal Emanetleri' ele geçirmek, Tapınak Şövalyeleri'nin de bu seferlere bu emanetleri korumak için katıldığı söyleniyor. Bu seferlerin dördüncüsü 1204 yılında Kudüs'ten İstanbul'a yönünü çevirdi. Bunun nedeni 'kutsal emanetler' in Ayasofya'da olması mıydı? Dr.Aydıngün, bu soruyu şöyle yanıtlıyor:
EMANETLERİN PEŞİNDE
"Şu anki Ayasofya aynı yerde yapılan üçüncü kilise. İmparator Konstantin ilk kiliseyi yaptırdığında annesi Helena'yı Kudüs'e gönderir ve Brown'ın da kitabında kutsal emanetlerin bulunduğu söylenen Süleyman Tapınağı'nda kazılar yaptırtır. Helena Hz İsa'yla çarmıha gerilen iki hırsızın haçları, dikenli taçlar, giysiler, kaseler, İsa'nın açları doyurduğu ekmek artıklarıyla bunların konulduğu sepetler, Tevrat kalıntıları, Nuh'un baltası, Musa'nın kayaya vurarak su çıkardığı sopası, gibi emanatleri getirir. Kitapta Tapınak Şövalyeleri'nin gizli belgelere ulaşmak için Haçlı Seferleri'ne katıldığı ve kazılar yaptıkları söyleniyor. Sonunda aradıklarını bulamadıkları için 4. Haçlı seferinin İstanbul'a yapıldığı düşünülebilir. Yağmalananların çoğu Venedik'te ve Vatikan'da."
TANRIÇA SEMBOLLERİ
İmparator Konstantine Hıristiyanlar arasındaki ayırımları bitirmek için 325'te İznik Konsülü'nü topladığında Yeni Ahit'e son şeklini verir. Pagan ve çok tanrılı dinlerin içerikleri birleştirilirken, tanrıçalar dinden uzaklaştırılır. Kadın ve kadını simgeleyen semboller insanı baştan çıkaran şeytanla eş tutulur. Sanatçılar ise eserlerinde kadına ait sembolleri gizlice kullanırlar. 532'de inşaası başlayan 5 yıl 10 ay 24 gün sonra tamamlanan Ayasofya'da çalışan mozaik ve fresk ustaları Ariusçu geleneğin yerleştiği topraklarından geliyordu. Antakyalı piskopos Arius, Hz.İsa'yı Tanrı olarak kabul etmesine rağmen tanrının yeryüzüne insani boyutlarda inmiş bir sureti olduğunda ısrar ediyor ve tanrıçalara saygı gösteriyordu. Aynı geleneğe sahip ustalar da İsa'nın insani bir yanı olduğunu göstermek için 'bebek İsa'yı resmediyordu. Ayasofya'da Meryem'in kucağında oturan bebek İsa'da O'nun insani yönü olduğunu, doğduğunu ve ölürken de insan olarak acı çektiğini gösteren bir anlayışın ürünü. Kitapta da sözü edilen zambak ve gül Ayasofya'da en çok rastlanan iki çiçektir. Beyaz kılıç zambağı ve eşit kollu haç yine kitapta sözü çok geçen Sion Tarikatı'- nın kullandığı sembolleri Ayasofya'da görmek mümkün.
Pervin KAPLAN - HABER MERKEZİ