çocuklarınıza iştah şurubu verirken bir kez daha düşünün
bebeklerde iştah açıcı şurup iştah şurupları bebekler için açıcı şurup şurubu
pek çok anne baba,çocuklarının yeteri kadar beslenmediğinden,iştahsız olduğundan şikayet eder ve çareyi iştah şuruplarında arar...
Anne-babaların en büyük sorunlarından biri de çocuklarının iştahsızlıklarıdır. Bu sorun, bebeklere ek gıdaların verildiği 6 aylık döneminde başlayıp okul çağına kadar uzayabilir. Ancak bazen ebeveynler, çocuklarının iştahsız olduğuna erken karar verebiliyor. İlk bir yıl çocuğunun kilosunda sürekli artış izlemeye alışık anneler, 15. aydan itibaren çocuklarında istedikleri kilo artışını göremedikleri için büyük bir panik yaşıyor ve iştah şuruplarından medet umuyor.
Oysaki hem çocukların iştahını açacak hem de yan etkisi olmayan bir ilaç geliştirilmedi. 'İştah şurubu' adı altında piyasada satılan ilaçların tümü, 'iştah açıcı etkisini' yan etki olarak gösterir. Dolayısıyla bu ilaçlar çocuklarda ağız kuruluğu, aşırı uyku hali, konsantrasyon azalması ve baş dönmesine neden olabilir.
1-1,5 yaş arası iştahsızlık normal
Çocuklar, hayatının ilk yılında hızlı bir şekilde büyür. Bu dönemde kalori ihtiyacı fazladır. Bir yaşından sonra büyüme hızı yavaşladığı için kalori ihtiyacı azalır. Bu nedenle çocuklarda eskiye göre belirgin bir iştahsızlık gözlenir. 15. ve 20. aylar, iştahsızlığın en belirgin olduğu dönemdir.
Çocuklar yanlış beslenmenin kurbanı!
Anne-babalar, çocukları ne kadar yerse yesin aldıkları gıdaları yetersiz buldukları için çevrelerindeki diğer çocukların yedikleri ile sürekli kıyaslar. Ancak önemli olan, alınan gıdanın miktarı kadar içeriğinin de ne olduğudur. Yüksek kalorili bisküvi, çikolata gibi besinler, düzensiz atıştırmalar fast-food türü beslenme tarzı, çocukların öğünlerde tükettikleri yemek miktarını etkiler. Yeterli kalori aldığı halde iştahsız görüntüye neden olur.
Her çocuk her şeyi yemeyebilir. Onların da sofrada hazırlanan yemekler arasından seçme özgürlükleri olmalıdır. Süt içmiyor ama yoğurt ve peynir tüketiyorsa sorun yoktur. Ya da meyveleri seviyor, sebzeye burun kıvırıyorsa bu da kabul edilebilir. Hatta öğün atlaması bile normal karşılanabilir. Anne ve babaya iştahsız gibi gelen çocuklar aslında yanlış beslenme alışkanlığı olan çocuklardır.
Çocuk kilo alıyorsa sorun yok
Yaşına uygun büyüme gösteren çocuk, ailesine iştahsız gibi gelse de ihtiyacı olan gıdayı alıyor demektir. Ancak iştahsızlıkla beraber kilo alımında duraklama, yetersiz gelişme varsa o zaman çocuğun doktor kontrolünden geçirilmesi gerekir. Tetkikler sonucunda çocuğun boy uzaması ve kilo alışı yeterli ise endişeye gerek yoktur.
Siz ne yerseniz çocuğunuz da onu yiyecektir
Çocuğun sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmasında en önemli görev aileye düşer. Çocuklarda ilk öğrenme, yakın çevresindeki bireyleri taklit etme biçimindedir. Anne, baba ve kardeşler onlar için en iyi modeldir. Yemek yeme alışkanlıkları aile sofrasında edinilir. Anne ve babanın sevdiği yiyeceklere karşı istek oluşurken, onların sevmediği yiyeceklere tepki gelişebilir. Bu nedenle anne-babanın sağlıklı bir beslenme alışkanlığı benimsemesi ve bunu çocuklarına da öğretmesi gerekir. Besinler; taze, mevsimine göre, çeşitlerine özen gösterilerek hazırlanmalı ve çocuğa her besinin yararları anlatılarak onunla birlikte tüketilmelidir.
Çocuğunuza sofrada yemek yedirin
Aileler, çocuklarını düzenli saatlerde öğüne alıştırmalı. Öğün aralarında ve yemek öncesinde düzensiz olarak gıdaların alınması, 'ne yerse kâr' düşüncesi ile çocuğun arkasında gezerek kaşık kaşık bir şeyler yedirme ve midede sürekli besin bulunması, acıkma duygusunun gelişmesini engeller. Sofrada yemek yemediğinde ikinci öğüne kadar aç kalacağını bilen çocukta, beslenme düzeni daha çabuk yerleşecektir.
Çocuğun psikolojik durumu iştahsızlığa neden olabilir
Çocukların iç dünyalarında yaşadıkları duygular da iştahlarını etkileyen önemli faktörlerden biridir. Bilinçaltına yerleşen herhangi bir endişe, üzüntü, nefret veya kıskançlığın baskısı, onun iştahını kesebilir. Bu nedenle iştahsız çocukta organik nedenler araştırılırken mutlaka çocuğun ruhsal durumu da değerlendirilmeli.
Çocuklarınıza güvenin, yemek yedikçe takdir edin!
Çocuğunuzla birlikte sofraya oturun ve yemeğin sofrada yenmesini alışkanlık haline getirin. Besin değeri yüksek, çocuğun severek yediği gıdalar tercih edilmeli, kesinlikle miktar yönünde zorlama yapılmamalıdır. 'Kardeşin bitirdi sen hâlâ yemedin' gibi kıyaslamalardan kesinlikle kaçının.
Fazla miktarda inek sütü veya meyve suyu alan çocuklar tok olduklarından diğer gıdalara direnç gösterir. Ayrıca aşırı süt tüketiminin sonunda oluşabilen anemi de yine iştahsızlık nedeni olabilir. Bunun için çocuklarınıza sütü kontrollü verin. Tabağına yiyebileceği kadar yemek koyun. Hatta azar azar yemek koyarak, tabaktaki yemeğini bitirdikçe onu takdir edin. Onu sofrada özgür bırakarak kendi kaşığı ile beslenmesine fırsat verin. Açık havada gezinti yapın ve yemeklerini buralarda yemelerini sağlayın.
Alıntı
pek çok anne baba,çocuklarının yeteri kadar beslenmediğinden,iştahsız olduğundan şikayet eder ve çareyi iştah şuruplarında arar...
Anne-babaların en büyük sorunlarından biri de çocuklarının iştahsızlıklarıdır. Bu sorun, bebeklere ek gıdaların verildiği 6 aylık döneminde başlayıp okul çağına kadar uzayabilir. Ancak bazen ebeveynler, çocuklarının iştahsız olduğuna erken karar verebiliyor. İlk bir yıl çocuğunun kilosunda sürekli artış izlemeye alışık anneler, 15. aydan itibaren çocuklarında istedikleri kilo artışını göremedikleri için büyük bir panik yaşıyor ve iştah şuruplarından medet umuyor.
Oysaki hem çocukların iştahını açacak hem de yan etkisi olmayan bir ilaç geliştirilmedi. 'İştah şurubu' adı altında piyasada satılan ilaçların tümü, 'iştah açıcı etkisini' yan etki olarak gösterir. Dolayısıyla bu ilaçlar çocuklarda ağız kuruluğu, aşırı uyku hali, konsantrasyon azalması ve baş dönmesine neden olabilir.
1-1,5 yaş arası iştahsızlık normal
Çocuklar, hayatının ilk yılında hızlı bir şekilde büyür. Bu dönemde kalori ihtiyacı fazladır. Bir yaşından sonra büyüme hızı yavaşladığı için kalori ihtiyacı azalır. Bu nedenle çocuklarda eskiye göre belirgin bir iştahsızlık gözlenir. 15. ve 20. aylar, iştahsızlığın en belirgin olduğu dönemdir.
Çocuklar yanlış beslenmenin kurbanı!
Anne-babalar, çocukları ne kadar yerse yesin aldıkları gıdaları yetersiz buldukları için çevrelerindeki diğer çocukların yedikleri ile sürekli kıyaslar. Ancak önemli olan, alınan gıdanın miktarı kadar içeriğinin de ne olduğudur. Yüksek kalorili bisküvi, çikolata gibi besinler, düzensiz atıştırmalar fast-food türü beslenme tarzı, çocukların öğünlerde tükettikleri yemek miktarını etkiler. Yeterli kalori aldığı halde iştahsız görüntüye neden olur.
Her çocuk her şeyi yemeyebilir. Onların da sofrada hazırlanan yemekler arasından seçme özgürlükleri olmalıdır. Süt içmiyor ama yoğurt ve peynir tüketiyorsa sorun yoktur. Ya da meyveleri seviyor, sebzeye burun kıvırıyorsa bu da kabul edilebilir. Hatta öğün atlaması bile normal karşılanabilir. Anne ve babaya iştahsız gibi gelen çocuklar aslında yanlış beslenme alışkanlığı olan çocuklardır.
Çocuk kilo alıyorsa sorun yok
Yaşına uygun büyüme gösteren çocuk, ailesine iştahsız gibi gelse de ihtiyacı olan gıdayı alıyor demektir. Ancak iştahsızlıkla beraber kilo alımında duraklama, yetersiz gelişme varsa o zaman çocuğun doktor kontrolünden geçirilmesi gerekir. Tetkikler sonucunda çocuğun boy uzaması ve kilo alışı yeterli ise endişeye gerek yoktur.
Siz ne yerseniz çocuğunuz da onu yiyecektir
Çocuğun sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmasında en önemli görev aileye düşer. Çocuklarda ilk öğrenme, yakın çevresindeki bireyleri taklit etme biçimindedir. Anne, baba ve kardeşler onlar için en iyi modeldir. Yemek yeme alışkanlıkları aile sofrasında edinilir. Anne ve babanın sevdiği yiyeceklere karşı istek oluşurken, onların sevmediği yiyeceklere tepki gelişebilir. Bu nedenle anne-babanın sağlıklı bir beslenme alışkanlığı benimsemesi ve bunu çocuklarına da öğretmesi gerekir. Besinler; taze, mevsimine göre, çeşitlerine özen gösterilerek hazırlanmalı ve çocuğa her besinin yararları anlatılarak onunla birlikte tüketilmelidir.
Çocuğunuza sofrada yemek yedirin
Aileler, çocuklarını düzenli saatlerde öğüne alıştırmalı. Öğün aralarında ve yemek öncesinde düzensiz olarak gıdaların alınması, 'ne yerse kâr' düşüncesi ile çocuğun arkasında gezerek kaşık kaşık bir şeyler yedirme ve midede sürekli besin bulunması, acıkma duygusunun gelişmesini engeller. Sofrada yemek yemediğinde ikinci öğüne kadar aç kalacağını bilen çocukta, beslenme düzeni daha çabuk yerleşecektir.
Çocuğun psikolojik durumu iştahsızlığa neden olabilir
Çocukların iç dünyalarında yaşadıkları duygular da iştahlarını etkileyen önemli faktörlerden biridir. Bilinçaltına yerleşen herhangi bir endişe, üzüntü, nefret veya kıskançlığın baskısı, onun iştahını kesebilir. Bu nedenle iştahsız çocukta organik nedenler araştırılırken mutlaka çocuğun ruhsal durumu da değerlendirilmeli.
Çocuklarınıza güvenin, yemek yedikçe takdir edin!
Çocuğunuzla birlikte sofraya oturun ve yemeğin sofrada yenmesini alışkanlık haline getirin. Besin değeri yüksek, çocuğun severek yediği gıdalar tercih edilmeli, kesinlikle miktar yönünde zorlama yapılmamalıdır. 'Kardeşin bitirdi sen hâlâ yemedin' gibi kıyaslamalardan kesinlikle kaçının.
Fazla miktarda inek sütü veya meyve suyu alan çocuklar tok olduklarından diğer gıdalara direnç gösterir. Ayrıca aşırı süt tüketiminin sonunda oluşabilen anemi de yine iştahsızlık nedeni olabilir. Bunun için çocuklarınıza sütü kontrollü verin. Tabağına yiyebileceği kadar yemek koyun. Hatta azar azar yemek koyarak, tabaktaki yemeğini bitirdikçe onu takdir edin. Onu sofrada özgür bırakarak kendi kaşığı ile beslenmesine fırsat verin. Açık havada gezinti yapın ve yemeklerini buralarda yemelerini sağlayın.
Alıntı