İ
İslami Yazar
Forum Okuru
Çocuğu terbiye etmede Aileye düşen görev
Allahü Teâla biz ebeveynlere çocukları emanet olarak vermiş, zaman gelecek bu emanetin hesabını soracaktır. Artık Rabbimizin verdiği evlat emanetini göz bebeğimiz gibi korumalı, onun terbiyesi ile yakından ilgilen, insanlığa, topluma, millete faydalı kişilik olarak yetiştirmeye çalışmalıyız. Böyle yaptığımız takdirde bu emanetin hakkını vermiş oluruz. Terbiye derken esasen çocukların bilgili, ahlaklı, dürüst, vatan ve milletini seven, namuslu bireyler olarak yetişmesi öngörülüyor.
Çocukların kimliğinin şekillenmesinde velilerinin sıra içinde yaşadığı toplumun, okuduğu okulun, yakınlarının, medya ve sosyal ağların etkisi büyüktür. Özellikle ebeveynler çocuğu ta küçük yaşta doğru yönlendirmeli, onun hareket ve davranışlarının doğru gelişmesine çalışmalıdırlar. Bu anlamda ebeveynlerin üzerine çok iş düşüyor. Ebeveynler çocuklarının güzel ahlaklı olması, kötü alışkanlıklardan uzak durması ve yanlış yollara gitmemesi için onların yanında olmalı, evlatların terbiyesine özel dikkat etmelidirler. Onlar çocuklarının sadece zihinsel, ruhsal ve ahlaki yönlerini değil, aynı zamanda onların moral yeteneklerini de geliştirmelidirler.
Çünkü, bu her ebeveynin görevidir. Hemen hemen her yaşın kendine göre fiziksel, psikolojik, zihinsel ihtiyaçları var. Bu ihtiyaçları karşılamak ise ebeveyn ve sosyal ortamın (okul, medya vb.) düşmektedir. Çeşitli yaş dönemlerinde gencin ahlakının oluşmasında önemli olan sevgi, merhamet, adalet gibi yüksek ahlaki keyfiyetlerin geliştirilmesi ve zenginleştirilmesi için ebeveyn kaygısı ve düzgün sosyal ortam gerekir. Çocukların dine bağlılık, Allah sevgisi, güçlü inanç ve yüksek ahlaka sahip olmasında ebeveyn, okul ve medyanın rolü inkar edilmezdir.
Çocuğa güzel dini terbiye ve ahlak öğretilmediği takdirde, temiz fıtrat dünyaya gelen çocukların ahlakının yozlaşmasına göre veliler de sorumludur. Bu açıdan, bir çocuğun ebeveynlerinin gözetimi olmadan istediği gibi televizyon veya internetten kullanmasına, yaşıtları ile oyun oynamasına, içerdiği ahlaki, manevi ve zihinsel yeteneklerin kendiliğinden gelişmesine ortam yaratmak ve bunun olumlu sonuç vereceğini beklemek çocuğa haksızlık etmektir. Bilindiği gibi, çocuklar sadece anne değil, yaşadığı sosyal ortamdan ve sosyal ağlardan da etkilenirler. Bu sosyal ağlara ise televizyon ile birlikte facebook, twitter, WhatsApp, bloglar vs içerir. Öyle ki, çocukların sosyal ağlardan kullanımı onların ahlak ve psikolojisinin bozulmasına neden olmakla birlikte, ebeveynler tarafından onlara milli-manevi değerlerin, dini bilgileri öğretilmesi işini zorlaştırıyor. Bu nedenle ebeveynler çocuklarının televizyon ve sosyal ağlardan kullanımına kontrol etmelidirler.
Çocuğu normal gelişiminde dikkat ve kaygının da rolü var. Çocukta korku ve psikolojik rahatsızlığın oluşması onun ahlaki eğitimin önündeki engellerden biridir. Ailedeki işsizlik, yoksulluk, şiddet ve eğitimin olmaması, özellikle çocukların gelecekte psikolojik problemler yaşamasına ve dini hayattan uzaklaşmasına yol açar. İşte bunda nedenle aileler, burada belirttiğimiz maddi-manevi sorunları çözmeye, çocuklarını sürekli kontrol altında tutmaya, vatanına ve milletine layık evlat yetiştirmeye çalışmalıdırlar. Ağaç yaşken eğilir . çocuk da neye meylettirilirse, oraya yönelir. Selam ve dua ile.
Çocukların kimliğinin şekillenmesinde velilerinin sıra içinde yaşadığı toplumun, okuduğu okulun, yakınlarının, medya ve sosyal ağların etkisi büyüktür. Özellikle ebeveynler çocuğu ta küçük yaşta doğru yönlendirmeli, onun hareket ve davranışlarının doğru gelişmesine çalışmalıdırlar. Bu anlamda ebeveynlerin üzerine çok iş düşüyor. Ebeveynler çocuklarının güzel ahlaklı olması, kötü alışkanlıklardan uzak durması ve yanlış yollara gitmemesi için onların yanında olmalı, evlatların terbiyesine özel dikkat etmelidirler. Onlar çocuklarının sadece zihinsel, ruhsal ve ahlaki yönlerini değil, aynı zamanda onların moral yeteneklerini de geliştirmelidirler.
Çünkü, bu her ebeveynin görevidir. Hemen hemen her yaşın kendine göre fiziksel, psikolojik, zihinsel ihtiyaçları var. Bu ihtiyaçları karşılamak ise ebeveyn ve sosyal ortamın (okul, medya vb.) düşmektedir. Çeşitli yaş dönemlerinde gencin ahlakının oluşmasında önemli olan sevgi, merhamet, adalet gibi yüksek ahlaki keyfiyetlerin geliştirilmesi ve zenginleştirilmesi için ebeveyn kaygısı ve düzgün sosyal ortam gerekir. Çocukların dine bağlılık, Allah sevgisi, güçlü inanç ve yüksek ahlaka sahip olmasında ebeveyn, okul ve medyanın rolü inkar edilmezdir.
Çocuğa güzel dini terbiye ve ahlak öğretilmediği takdirde, temiz fıtrat dünyaya gelen çocukların ahlakının yozlaşmasına göre veliler de sorumludur. Bu açıdan, bir çocuğun ebeveynlerinin gözetimi olmadan istediği gibi televizyon veya internetten kullanmasına, yaşıtları ile oyun oynamasına, içerdiği ahlaki, manevi ve zihinsel yeteneklerin kendiliğinden gelişmesine ortam yaratmak ve bunun olumlu sonuç vereceğini beklemek çocuğa haksızlık etmektir. Bilindiği gibi, çocuklar sadece anne değil, yaşadığı sosyal ortamdan ve sosyal ağlardan da etkilenirler. Bu sosyal ağlara ise televizyon ile birlikte facebook, twitter, WhatsApp, bloglar vs içerir. Öyle ki, çocukların sosyal ağlardan kullanımı onların ahlak ve psikolojisinin bozulmasına neden olmakla birlikte, ebeveynler tarafından onlara milli-manevi değerlerin, dini bilgileri öğretilmesi işini zorlaştırıyor. Bu nedenle ebeveynler çocuklarının televizyon ve sosyal ağlardan kullanımına kontrol etmelidirler.
Çocuğu normal gelişiminde dikkat ve kaygının da rolü var. Çocukta korku ve psikolojik rahatsızlığın oluşması onun ahlaki eğitimin önündeki engellerden biridir. Ailedeki işsizlik, yoksulluk, şiddet ve eğitimin olmaması, özellikle çocukların gelecekte psikolojik problemler yaşamasına ve dini hayattan uzaklaşmasına yol açar. İşte bunda nedenle aileler, burada belirttiğimiz maddi-manevi sorunları çözmeye, çocuklarını sürekli kontrol altında tutmaya, vatanına ve milletine layık evlat yetiştirmeye çalışmalıdırlar. Ağaç yaşken eğilir . çocuk da neye meylettirilirse, oraya yönelir. Selam ve dua ile.