Cinlerin varlığı ve özellikleri

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan İslami Yazar
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
İ

İslami Yazar

Forum Okuru
Cinlerin varlığı ve özellikleri
Çocukluğumuzda büyüklerimizden hep gulyabani, ifrit ve cinlerle ilgili hikayeleri dinleyerek büyüdük. Gözle görülemeyen cinlerin, Zehirli bir ateşten mi yaratılmıştır? Gul, iblis ve ifrit ile cinler arasında bir ilişkivar mıdır? Peygamberimiz efendimiz, cinleri görüyormuydu? Sihir veya büyü ile cinlerin ilişkisi nedir? Bu tür şeylerde neler tavsiye edilir.





Cinleri biraz tanıyalım!

Kainatta hayat sahibi olan mevcudlar, yalnız insanlar ve isimlerini dahi bilemediğimiz hayvanatdan ibaret değillerdir. Gözlerimzle göremediğimiz gaybî varlıklarda vardır. Bu varlıkların en başında cinler gelir. Meseleyi tam izah için Cin kelimesinin üzerinde evvela duralım.

Cin kelimesi nerden gelmiştir?

(kökeni cenne) Bir şeyin hissedilmesinden gizli olması ve örtünmesi demektir. Aynı kökten gelen cünne kalkan ve siper anlamındadır Cenin ise bildiğimiz gibi annenin rahminde saklı olan bebeğe derler. İslami literatürde, İslami literatürde, Allah’ın emirlerine muhatap olup insan gözüyle görülemeyen varlıklardır. Allah'a ilk asi olan İblis’in de, Cin taifesinden olduğu herkesin malumudur. Cinlerin tek ferdine cinni dinir. Bazı islami kaynaklarda geçen cann kelimsi de cinni ile aynı manaya gelir. Gul ve ifrit ise cinlerden biraz değişik cinlerin değişik türüdür. Cinniler hava ile karışık zehirli ateşten yaratılmışlardır. Cinlerde aynen insan nesli gibi Allah’ın emirlerine muhataptırlar ve kendilerine peygamber gönderilmiştir: En’am 130. Ayetde şöyle denilmektedir. Ey cin ve insan topluluğu; size içinizden, ayetlerimi anlatan, hesap gününün geleceğini haber veren ve sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?

Peygamberimiz cinlerle görüşmüş müdür?

Resulullah (s.a.v.)ın, Cinnileri görüp görmediği konusuna gelince, hadi alimleri farklı görüş belitmişlerdir. Sahihi Müslim'de, Abdullah İbn Mesud (ra)'dan rivayet göre, Resul-i Ekrem (s.a.v), cinnilerin davetine icabet etmiş, onları görmüş ve onlara islamiyeti anlatarak irşad etmiştir. Buhari ve Müslim'in İbn Abbas'tan rivayetlerine göre ise, Peygamberimiz (sav), sahabeyle Ukaz panayırına giderken Nahle’de sabah namazını kılmışlar, bir grup cin gelerek Kur'an dinlemiş ve Müslüman olmuştur. Tefsir alimi İmam-ı Kurtubi, Bu iki rivayeti de şöyle toparlamıştır: İbn Abbas'ın rivayetinde, Peygamberimiz o olayda, cinnileri görmemi, onların Kur'an dinleyerek Müslümanlığı kabul etmelerini Allah daha sonra vahyetmiştir. Fakat bu hadise, ibn Mesud'un rivayet ettiği olaydan farklıdır. Nitekim İbn Mesud (ra) şöyle demiştir: Bir gece Hz peygamber ile beraberdik, derken bir anda kayboldu. Vadileri, dağları gezip aradık fakat bulamadık. O gece hep endişe ederek geçirdik. Nihayet sabah olduğunda bide gördük ki Hira tarafından geliyor. Ya Rasulallah dedik, sizi kaybettik. Aradık ama bulamayınca bütün gece endişe ettik. Bunun üzerine şöyle buyurdu: Bana cinlerden bir davetçi geldi. Onunla beraber gittim. Onlara Kur'an okudum.

Sihirin hükmü ve açıklaması!

Sihir meselesine gelince: Kuran da, Yahudilerin, Hz. Süleyman bu saltanatı sihiri bilmesiyle elde etmiştir. O bir büyücüdür demeleri ve iftira atmaları üzerine bu konuda bilgi verilmiştir. Sihirin sekiz ayrı şekli ve şubesi vardır. Reddü'l Muhtar isimli kitabında İbni abidin; kısmen bu duruma işaretle, şöyle demektedir: "Hanefi fıkh alimlerine göre; sihir ile küfrü gerektiren şey istenmektedir. Nitekim Bakara 102 de, halbuki onlar (o iki melek), 'Biz ancak fitneyiz. (İmtihan için gönderilmişizdir.) Sakın sihir yapıp da kafir olma demedikçe, hiç kimseye sihri öğretmezlerdi. Ayeti de bunu açıklamaktadır. Buna göre küfür gerektirmediği için sihir denilmez. Nitekim Muhtaru'n Nevazil'de, Gözbağcılığı ve tılsım gibi şeyler sihir değildir diye geçen ifade de bunu kuvvetlendirmektedir. Bundan dolayı Haniye'nin 'Hazr' ksımında, Sihrin tesirine inanmayan kişi tecrübe edinmek ve denemek için yapanrsa o kimse kafir olmaz denmiştir.

Sihir yapmak günah mıdır?

Buradan anlaşıldığı üzere, sihrin tesiri olduğuna inanmayan veya küfrü gerektiren bir şey yapmayan kimseye sihir yapıcı yani sihirbaz denmez. İşin hakikatini Allahu daha iyi bilir. İslam alimleri; sihir yapmanın haram olduğu hususunda hemfikirdir. Şeytanın veya kafir cinlerin; daha ziyade "vesvese ve kuruntu yoluyla" insana musallat olduğu sabittir. İbn-i Kesir hz. sihire bulaşan kimselere, şu tavsiyede bulunmaktadır: Bana göre sihri gidermek için en faydalı yol; Allahu Teala 'nın Resulüne indirdiği Felak ve Nas surelerini okumaktır. Hadis-i şerif'te, Allah'ü teala’ya sığınan hiç kimsenin; iki sığınma duası gibi etkili bir dua ile sığınamayacağı buyrulmuştur Yine bunun gibi Ayetül Kürsi'yi de okumak faydalıdır. Müslümanların zikir ve dua hususunda, titizlik göstermeleri şarttır.
 
Değinmeye çalıştığımız konu cinlerin varlığı hakkında insanların aklında oluşan tereddütleri gidermek ve onlarında insanlar gibi Allahın yarattığı bir varlık olduğunu açıklamak ile alakalı bir konu. Evet cinler vardır ve onlarda aramızda gezmektedirler. lakin onların yaşamları biraz farklıdır. ve bizlere görünmezler. Bizlerin korktuğu gibi bizlere her zaman musalllat olmazlar. ancak onlarında bazı görevleri vardır. o görevlerini yerine getirirken bizlerde gördükleri yanlışları ve sıkıntılardan rahatsız oldukları durumlar vardır. onun için bazen insan oğluna müdahale ederler ve biz buna halk deyimiyle cin çarpması deriz. Bu durumdan korunmak içinse günlük belli başlı duaları okumakla beraber bazı şeylerede çok dikkat etmeliyiz. En önemlisi de ekmek ve yemek kırıntılarına. bununla beraber devamlı kullandığımız odalar da Özellikle arapça yazı bulunmamasına dikkat etmeliyiz. Odamızda Ayeti kerime yazan levhalar varsa bunları kaldırmalı veya üzerine bir örtü örtmeliyiz. Bilhassa yattığımız odada kesinlikle bu tür şeyler bulunmaması lazım. Bunlardan bütün ruhaniyet rahatsız olurlar.
 
Bununla beraber devamlı kullandığımız odalarda bu tür ayeti kerime vs varsa orada çok fazla haram yerlerimizin açık olmaması gerekiyor. Tv nin bulunduğu odamıza bunları zaten koymayalım. Tv de her zaman uygunsuz şeyler gösteriliyor maalesef. bir müslümanın evinde Ayeti kerimelerin yazdığı levhaların olması normaldir diyebilirir ama hangimiz gerçek müslümanlığı yaşıyoruz o tartışılır. onun için bu tür levhalar ve ayet yazılı takvimlerimizi daha çok çalışma odamız varsa oralara asalım.
Bunlarda ne varki demeyelim. bunlar bizim islami mukaddesata karşı saygımızı öldürüyor bi taraftan da. Hanefi mezhebinin kurucusu olan İmamı Azam ebu hanife tedaviye gittiği doktorun ayağını uzat bakalım dediğinde; o tarafta kağıt yapılan müessese var o tarafa değilde diğer tarafa uzatabilirim dediğini unutmayalım.
 
Nazar boncuklarının cinleri davet ettikleri söyleniyor.Evlerde nazar boncuğundan olan aksesuarlar varsa çöpe atılmalı. Allahın ayetleri dururken ,boncuktan medet ummakta ayrı bir aptallık. Birde şöyle bir şey duymuştum hocam korku cinleri besliyormuş. Cin musallatı genelde korkudan,psikolojik bozukluktan, Allahtan uzak durmaktan, vs gibi durumlardan oluyormuş. Bu yüzden tesirli duaları okumak gerek .Dua zırhtır insanı her türlü şerden korur. Paylaşım için sağolun hocam çok faydalı olmuş.
 
Nazar boncuğunun cinleri daveti bir söylemdir sadece halk arasında. Evet nazar boncuğunun hiç bir tesiri de yoktur ve batıl bir inanıştır. Allla'ın Ayetleri sağa sola süs diye asmak değilde okuyup faydalanmak için varlar. Cinlerin musallatı haktır tabi. sebepleri muhteliftir. biraz değinmeye çalıştık elimizden geldiğince. Dua her zaman insanı çeşitli sıkıntılardan korur. Ancak en önemlisi de Hadisi şerifle sabit sadakadır. Sadaka belayı def eder buyurmuştur Efendimiz. elimizden geldiğince ufak küçük demeden fakirlere sadaka vermek de lazımdır. sadaka vermek her zaman için ilk aklımıza gelmesi gereken fiildir. sadaka insanı manen mutluda eder. Çünkü veren el alan elden üstündür düsturu burda geçerlidir.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Tuvalette konuşmak:
Kişi tuvalete girdiğinde konuşmamalı. Çünkü kişi tuvalete girdiğinde koruyucu melekler kapının önünde bekler. Kişi tuvalette keyfi ve sebepsiz yere konuşursa koruyu melekler kişiye bir zarar geldi endişesiyle tuvalete girerler. Keyfi olduğunu görünce kişiye lanet ederler. Çünkü tuvalet o an pis bir haldedir. Pis ortamdır. Melekler nuranidir. Tuvalette keyfi ve sebepsiz boş yere konuşmamaya dikkat edelim.
Tuvalet demişken; Bu ortamda fazla durmamak daha iyidir. Çünkü insan atığı cinlerin yemeğidir. Atıklardan yemeklerini elde ederler. O atığın üstüne işemek yemeklerine müdahale etmek anlamına gelir. Bu bakımdan dolayı cinler insana musallat olur. Yine diğer bir bilgi cinlerin musallat oldukları yerlerden biride tuvalettir.
 
Şimdiki teknoloji yüzünden sanırım bu dediğiniz hatalara düşüyoruz. Tuvaletteyken çoğumuz cep telefonuna bakıyoruz. O esnada telefon çaldımı konuşuyoruz.Haliyle uzun süre tuvallete kalmak söz konusu olabiliyor. Ne hatalara düşmüşüz. Bilgiler için teşekkür ederiz hocam.