Çankırı hakkında genel bilgiler

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Çankırı hakkında genel bilgiler
çankırı ili hakkında bilgi çankırı hakkında bilgi kalesi kısa genel
Çankırı ili hakkında tüm merak ettikleriniz burda.Tarihi,neleri meşhur mutfağı hakkında bilgileri öğrenmek isterseniz bu bu konu tam size göre🙂
cankiri1-4532.jpg




Tarihi

Çankırı'nın adı, Batılı kimi gezginler tarafından "Çangırı" ya da "Çengiri" biçiminde yazılmıştır. Kent eski Gangra adlı kentin yerinde kurulmuştur. Önceleri Paphlagonia'ya bağlıydı. Sonra Pontus devletine, ardından da Galatia'ya bağlandı. Galatia hükümdarı Deiotarus, Gangra'yı merkez yaptı. M.Ö. 25'te Roma imparatorluğunun topraklarına katılan yöre, Bizanslılar zamanında bir ara sürgün yeri idi. Kimi kaynaklarda anılan Germanikopolis kentinin Gangra olduğu sanılıyor. Emeviler zamanında İslam orduları birkaç kez saldırdılarsa da bu kaleyi ele geçiremediler.

Çankırı ve çevresi, 1071 Malazgirt zaferinden sonra Danışmendoğullarınca ele geçirildi.

Selçukluların Malatya'da tutsak edilip Niksar kalesine kapattıkları Antakya hükümdarı Bohemond'u kurtarmak için 1101'de İstanbul'dan yola çıkan Raymond de Toulouse komutasındaki Haçlı Ordusu Ankara'yı aldıktan sonra Çankırı'ya yöneldiyse de kaleye giremediler. Amasya yakınlarında Selçuklu ordusuyla karşı karşıya gelen Haçlı Ordusu, bozguna uğradı. 1134'te Bizans İmparatoru Ioannes Komnenos şiddetli çarpışmalardan sonra kaleyi ele geçirebildiyse de, o döndükten sonra Danışmendliler kenti geri aldılar. Daha sonra yöreye Selçuklular egemen oldular. I. Murad zamanında Çankırı ve çevresi Osmanlı topraklarına katıldı. Timur, 1402'de Çankırı'yı eski sahiplerine verdiyse de, 1439'da I. Mehmet geri aldı.

Osmanlı döneminde yönetim bakımından anadolu eyaletine bağlı bir Livanın merkezi olan Çankırı, Cumhuriyetin ilanından önce Kastamonu vilayetine bağlı bir sancağın merkezi idi. Kurtuluş Savaşı sırasında İnebolu üzerinden İstanbul'dan Ankara'ya yapılan malzeme ve insan naklinde Çankırı önemli bir aracı merkez rolünü oynamıştır. Cumhuriyet döneminde il merkezi haline getirilmiştir.

19. yüzyılın sonunda yaklaşık 16 bin olduğu tahmin edilen nüfusunu, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında 10 binin altına düştüğü görüldü. (1927'de 8.847). Ancak 1940'da 10 bini yeniden aşabilen (10.235) nüfus 1970'te 25 bini geçti (26.124). 1990'da da 45.496'ya ulaştı.

(Kengırı) kelimesinin (Çankırı) suretinde yazılması 11/ 4/ 1341 (1925 Miladi) tarihinde Çankırı Milletvekili A.Talat ONAY'ın öncülüğünde TBMM'ye verilen bir teklifle değiştirilmiştir.

İlin merkezi olan Çankırı kenti, Kızılırmak'ın kolları Acıçay ile Tatlıçay'ın birleştiği yerde kurulmuştur. Deniz yüzeyinden 700-800 m. yüksekliktedir. Çankırı çok eskiden bir kale kentiydi. Kent, sonraları sırtını kaleye dayayarak, güneye doğru yayıldı. Günümüzde, Tatlıçay'ın her iki yakasına serpilmiş durumdadır. Kalenin eteklerindeki mahalleler, kentin çekirdeğini oluşturur. Bu mahalleler dar sokaklıdır. Kentin yeni kesimleri ise, daha modern görünüşlüdür.

Coğrafi konumu

Orta Anadolu'nun kuzeyinde, Kızılırmak ile Batı Karadeniz ana havzaları arasında yer alan Çankırı, 40° 30' ve 41º kuzey enlemleri ile 32° 30' ve 34º doğu boylamları arasında yer almaktadır. İlin komşuları batıda Bolu, kuzeybatıda Karabük, kuzeyde Kastamonu, doğuda Çorum ve güneyde Ankara ile Kırıkkale'dir. Denizden yüksekliği 750 metre olup, ülke topraklarının %o 94'lük bölümünü oluşturan toplam 7.388 Km²'lik bir alana sahiptir.

İklimi, Bitki Örtüsü ve Yabani Hayat

Çankırı'da genellikle İç Anadolu ya özgü iklim etkisi görünmektedir. Merkez,Ilgaz ve Yapraklı ilçelerinde kışlar serin, yazlar ılık geçerken, Çerkeş ilçesinde kışlar soğuk, yazlar ise serin geçmektedir.

İlin en fazla yağış alan ilçesi, Yapraklı'dır. Yapraklı'da hemen hemen her mevsim yağış gözlemlenir. Merkezden, güneye doğru gidildikçe iklim ve bitki örtüsünde değişiklik ve zayıflama görünmektedir. Araştırmalar sonucu, il topraklarının 2-3 yüzyıl öncesine kadar bazı tuzlu bölgeler hariç, ormanlarla kaplı olduğu belirlenmiştir. Ne var ki, tarla açmak amacıyla yapılan bilinçsiz kesimler, hayvan otlatmak için ormanlardan yararlanılması, müdahale imkânı olmayan orman yangınları ve iklim değişiklikleri yüzünden, bu orman bölgelerinin büyük çoğunluğu yok olmuştur.

İlin, bütün bu tahribattan sonra geriye kalan ormanları, Ilgaz ilçesi başta olmak üzere Elaman, Eğirova, Ovacık, Düvenlik, Ilısılık, Yapraklı, Sarıkaya, Karakaya ve Erikli Dağları ve çevresindedir.İldeki bitki örtüsünün üst florasını oluşturan iğne yapraklı ağaçlar, özellikle de karaçam, sarıçam, ardıç, meşe, ladin ve köknar gibi orman ağaçlarıyla ahlat ve kızılcık ağaçlarıdır. Bitki örtüsünün alt florasında ise hububat, yemlik ve yemeklik baklagiller ile ayrıkotu, devedikeni ve yumak gibi bitkiler bulunmaktadır. Ayrıca akarsular boyunca söğüt ve kavak ağaçları ile zengin meyve bahçelerine de rastlanmaktadır.

İlde rastlanan başlıca av hayvanları, kurt, tilki, tavşan ve sincaptır. Uzun yıllar düzenli mücadele edilmediği için, yaban domuzu sayısından belirgin bir artış olmuştur. Fakat son yıllarda yapılan düzenli ve etkin mücadeleler nedeniyle, yaban domuzu sayısında belirgin bir azalma sağlanmıştır.Çankırı tuz fabrikası da büyük önem taşır.

==TOPRAK YAPISI VE SANAYİSİ Genellikle çıplak dağlarla kaplı olan Çankırı toprakları, şiddetli erozyon tehdidi altındadır. Bu yüzden il toprakları, tarımsal amaçla kullanılmamaktadır. Bu topraklar sadece hayvan otlatmada kullanılır.

Çankırı ili sınırları içerisinde alüvyal, kolüvyal, kestane renkli, kahverengi orman ve kireçsiz kahverengi orman toprakları olmak üzere toplam beş tür toprak bulunmaktadır. Çankırı sanayi bakımından geri kalmış illerimizdendir.Un yem bitkileri ve askeri donatım fabrikaları vardır.

Kültürü

Çankırı’nın, Çankırılı’nın kültür yapısı, gelenek ve görenekleri, kültürel altyapıyı oluşturan folklorik öğeleri incelendiğinde büyük bir birikimin olduğu görülür. Bu birikimin temelinde uzun yıllar boyunca bu topraklarda yaşamış olan çeşitli milletlerin izleri vardır. Diğer taraftan asırlardır bu topraklarda yaşayan Türkler, kökleri anayurtları olan Orta Asya’ya uzanan bir takım adet ve ananelerini yaşatmayı ve gelecek kuşaklara bırakmayı başarabilmişlerdir.

Türklerin Çankırı ve civarını fethetmesinden bugüne kadar geçen süreçte bölge işgale uğramamış, etnik yapısının temelini oluşturan ağırlıklı Türk nüfusta hiçbir değişiklik olmamış, ticaret yollarından ve limanlardan uzakta oluşu sebebiyle de bölge insanı çok kültürlülükten daha çok tek- kültürlü bir toplum olma özelliğini korumuştur.

Çankırı, olanakların kısıtlı olmasına ve altyapı yetersizliğine rağmen kültürel etkinliklere sürekli sahne olan bir şehrimizdir. İl Kültür Müdürlüğü’nün öncülüğünde ve çeşitli kurumların katkılarıyla konser, tiyatro, gösteri, panel vb. etkinlikler düzenlenmekte, Çankırılılar'ın sosyal ve kültürel ihtiyaçlarının karşılanmasına çalışılmaktadır.

Bu çalışmalar doğrultusunda, 1998 yılında ilde 2 açık oturum, 14 toplantı, 7 gösteri, 5 konferans, 4 panel, 1 seminer, 3 sempozyum düz enlenmiş, 2 kurs ve 11 sergi açılmış, 13 tiyatro oyunu sahneye konmuş ve 3 konser gerçekleştirilmiştir.

Çankırı’da kültür hareketlerinin bir merkezi de kütüphanelerdir. Halen il genelinde bulunan 10 kütüphane ile bir gezici kütüphane, okuyucularına başta ödünç kitap verme olmak üzere her türlü hizmeti sunmaktadır.

100. yıl Kültür Merkezi’nde bulunan Çankırı İl Halk Kütüphanesi ise 40.000’e yaklaşan kitap koleksiyonu ile hem Çankırılı kitapseverlere, hem de öğrencilere geniş olanaklar sunmaktadır. Kütüphanede bulunan 112 adet yazma eser ise koruma altına alınmış olup araştırmacıların hizmetine sunulmaktadır. Merkezdeki kütüphane dışında Eldivan, Şabanözü, Atkaracalar, Bayramören, Çerkeş, Kurşunlu, Ilgaz, Orta, Korgun, Kurşunlu ve Yapraklı kütüphanelerinde de okuyucular kitapla buluşmaktadır.

Mutfağı

Çankırı yöresinde geleneksel beslenme biçimi etkinliğini sürdürmektedir. Yöre insanının beslenme alışkanlıklarında Orta Anadolu özellikleri görülür. Beslenmenin temelinde buğday ve buğday ürünleri bulunmaktadır. Tarhana, bulgur, keşkek, yarma, erişte vb. yiyecekleri ev ekonomisi çerçevesinde yöre halkı kendisi üretir. Anadolu'nun pek çok yerinde olduğu gibi kimi yiyecek maddeleri kurutulmak, salamura yapılmak, turşu kurularak ve diğer bazı usûllerle kışa hazırlanır. Kıyma, kavurma, sucuk gibi et ürünleri, kurutulmuş fasulye, patlıcan, biber gibi sebzeler, konserveler, değişik meyvelerden reçeller bunlar arasındadır. Hamura çeşitli maddeler katılarak sacda, yağda, fırında ve tencerede pişirilerek çok sayıda yemek yapılmaktadır. Tava çöreği, yazma çöreği, bükme, gözleme, cızlama, tatar böreği, iri hamur, mantı, pıhtı, çullama bunların başlıcalarıdır. Tarhana, toyga, şaştımaşı, tutmaç, yarma, dene, cümcük gibi çorbalarda ana madde buğday ürünleridir. Yaş ve kuru sebzeler beslenmede ikinci sırayı alır. Hayvani besin tüketimi sınırlıdır. Kentsel alanlarda hazır yiyecekleri kullanma alışkanlıkları gelişmekle birlikte evde hazırlanan geleneksel yiyeceklerin ucuza gelmesi ile dağıtım ağının hazır yiyecekleri bütün yerleşme birimlerine ulaştıracak düzeyde olmaması da durumu etkilemektedir.
 
teşekkürler paylaşımın için cnm....bir şey söylemek istiyorum imza bölümnde bismillahirrahmanirrahim yazmışsın ya son kelimenin arapça yazılışı(errahim) yanlış olmuş.bir bak istersen.m herfi çıkmamış.
 
Geri
Üst