Can Atilla Atatürk'ü müzikle anlatacak
Can Atillla Atatürk'ü müzikle anlatacak
Ünlü besteci albümünde Atatürk'ün anılarından kesitler sunacak.
Besteci Can Atilla, Atatürk'ün mutluluk ve hüzünlerini, pek fazla bilinmeyen anılarından yola çıkarak müzikle anlatacak.
Osmanlı İmparatorluğu'nu konu alan ''Cariyeler ve Geceler'', ''1453'' ve ''Aşk-ı Hürrem'' üçlemesi ve ''Mevlana'dan Çağrı'' albümleriyle ''New Age'' müziği sevdiren besteci Can Atilla, Ulu Önder Atatürk'le ilgili albüm yapmanın hayallerinden biri olduğunu söyledi.
Bu hayali gerçekleştirmek için çalışmalara başladığını, 2010 yılına kadar albümü bitirmeyi planladığını belirten Atilla, ''Atatürk'ün hayatında, bilinmeyen Atatürk'ü anılarıyla anlatmaya çalışacağım. Çalışmaya başladım. Şu an onunla ilgili birçok kitap okuyorum ve insani olarak, insanları yakalayabilecek tüm anılarını araştırıyorum'' dedi.
On yıl önce, Ekip Film tarafından çekilen ''Atatürk'' adlı filmin müziklerini hazırladığını ama artık Atatürk'ü tamamen müzikle ele alan, onun ''insani yönünü'' vurgulayan bir albüm hazırladığını dile getiren Atilla, şunları kaydetti:
''O film müziği albümüydü. Halbuki ben '1453', 'Aşk-ı Hürrem' gibi, bir konu çerçevesinde, film müziğinin dışında, başlı başına bir eser olarak Atatürk müziği yapmak istiyorum. Onun anılarından kesitler olacak. Bu kesitleri hem müzikle anlatacağım hem de albümün içine yazılı olarak yerleştireceğim.
Yani, hem dinlenebilir bir müzik olacak hem de insanlar onun 10-12 anısına dair bilgiler alacak, onu hissedecek.''
-''DUYGULARI ANLATAN GÜÇLÜ MÜZİKLER''-
Can Atilla, albümde iki parçada söz olacağını, diğerlerinde sadece enstrümanların yer alacağını ifade ederek, eserde Atatürk'ün doğumundan ölümüne, tüm hayatını sunacağını bildirdi.
Ulu Önder'in bazı anılarının şimdiden kendisini çok etkilediğini dile getiren Atilla, Atatürk'ün asker olma isteği ve annesinin gizemli rüyasını müziğiyle anlatacağını vurgulayarak, bu anıyı şöyle aktardı:
''Mahalle Mektebine gönderildiğinde, üniformayı ilk kez komşusu Rum yüzbaşının üzerinde gördüğünde çok etkileniyor. Annesinden gizli askeri okulun imtihanına giriyor. Kazanınca annesine söylüyor ama Zübeyde Hanım kabul etmiyor. Ama Zübeyde Hanım gece rüyasında, oğlunu bir dağın tepesinde elinde kılıçla görüyor. Ondan sonra Atatürk'ün askeri okula gitmesine izin veriyor. Bunun müziğini bir düşünsenize...''
Stüdyosunda üzerinde çalıştığı Atatürk'ün başka bir anısına dair kendisine ilham veren müziği dinleten Atilla, müziğine konu olan bu anıya da şöyle aktardı:
''Selanik işgal ediliyor. Atatürk öğrenir öğrenmez annesinin yanına Selanik'e gidiyor. Bakıyor evde yok. Diyorlar ki 'Müslümanları bir caminin avlusuna topladılar'. Üzerinde askeri üniforma ve peleriniyle camiye koşuyor. Bu arada gökyüzünden bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor. Cami avlusuna doluşmuş insan kalabalığında annesini arıyor, bulamıyor, tam öldüğünü düşündüğü sırada, caminin merdivenlerinde deli gibi öne arkaya sallanan bir kadın görüyor, bakıyor annesi. Koşarak yanına gidiyor, ellerini uzatıyor ve onu ayağa kaldırıp, 'Bir daha hiç ayrılmayacağız' diyor.
Ben bu sahneyi okuduğumda çok etkilendim ve kesinlikle bunun müziğini yapmalıyım dedim. Atatürk'ün memleketinin işgal edildiğini duyduğundaki hüznü ve öfkesini, annesini bulamamanın çaresizliğini ve savaştaki kararlılığını müziğimle insanların ruhuna işletmek istiyorum.''
-KONSER ALBÜMÜ GELİYOR-
Besteci Atilla, konser albümü de hazırladığını, albümün, Beylerbeyi Sarayı, Saraybosna ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth onuruna Çankaya Köşkü'nde verdiği akşam yemeğindeki konserinin kayıtlarından oluşacağını söyledi.
Atilla, ''Bu da Osmanlı üçlemesinin final albümü olacak. Toplam 80 dakikalık albümde 25'ten fazla şarkı olacak'' dedi.
Mersin Devlet Opera ve Balesi'nde sahnelenen, koreografisini Mehmet Balkan'ın yaptığı Mevlana'yı anlatan ''Çağrı'' balesinin kendi hazırladığı müziklerini yeniden yorumlayarak ''Mevlana'dan Çağrı'' albümünü çıkaran Atilla, albüm satışlarının iyi gittiğini bildirdi.
Bale için 4 ayda 20'den fazla tema bestelediğini belirten Atilla, ''Ciddi sahne müziği olunca albüm olarak da yayınlamaya karar verdik. Çünkü bu geleceğin müziği, zamana direnç gösteren bir çalışma. Kalıcı olması ve daha fazla insanın dinlemesi benim için olmazsa olmazlardan, yoksa tozlara karışıyor'' yorumunda bulundu.
Albümün geçen ay, ilk çıktığında D&R'ın ilk on parça listesine girdiğini, bir müzik portalında albümdeki ''Rüzgarlar Sustuğunda'' adlı parçanın en çok dinlenenler arasında yer aldığını ifade eden Atilla, bunda bestesinin ''daha modernize olmuş Mevlana yorumu'' sunmasının etkili olduğunu dile getirdi.
Eserinin, Mevlana için yapılmış tüm albümlerden farklı olduğunu savunan Can Atilla, şöyle devam etti:
''Bizimkine 'Besteci müziği' diyorlar, ortada bir beste var. Diğer albümlerde, neylerin senkronizasyonundan oluşan, araya elektronik sesler katılıp yapılmış böyle değişik sentezler yok. Daha çok ayinler, Şebiarus töreninde kullanılan müzikler var. Zaten, Mevlana'yla ilgili bestecinin elinden çıkmış ve orkestranın söylemiş olduğu başka bir eser de yok. Bu, ayakları yere basan, albümden öte, bir eser aslında.''
Albümde, Mevlana'nın, ''Mevlana'' olmasını sağlayan Şems-i Tebrizi'nin ''gizli özne'' olarak yer almasının da eseri farlılaştıran önemli unsurlardan biri olduğuna dikkati çeken Atilla, ''Albümün adı aslında 'Mevlana'dan çağrı'dan ziyade 'Mevlana ve Şems'ten Çağrı''dır. O yönden de bu albüm farklı'' diye konuştu.
Besteci Atilla, 42 yaşında da Mevlana gibi önemli bir ismin albümünü yapmayı planladığını kaydetti.
Besteci Can Atilla, Atatürk'ün mutluluk ve hüzünlerini, pek fazla bilinmeyen anılarından yola çıkarak müzikle anlatacak.
Osmanlı İmparatorluğu'nu konu alan ''Cariyeler ve Geceler'', ''1453'' ve ''Aşk-ı Hürrem'' üçlemesi ve ''Mevlana'dan Çağrı'' albümleriyle ''New Age'' müziği sevdiren besteci Can Atilla, Ulu Önder Atatürk'le ilgili albüm yapmanın hayallerinden biri olduğunu söyledi.
Bu hayali gerçekleştirmek için çalışmalara başladığını, 2010 yılına kadar albümü bitirmeyi planladığını belirten Atilla, ''Atatürk'ün hayatında, bilinmeyen Atatürk'ü anılarıyla anlatmaya çalışacağım. Çalışmaya başladım. Şu an onunla ilgili birçok kitap okuyorum ve insani olarak, insanları yakalayabilecek tüm anılarını araştırıyorum'' dedi.
On yıl önce, Ekip Film tarafından çekilen ''Atatürk'' adlı filmin müziklerini hazırladığını ama artık Atatürk'ü tamamen müzikle ele alan, onun ''insani yönünü'' vurgulayan bir albüm hazırladığını dile getiren Atilla, şunları kaydetti:
''O film müziği albümüydü. Halbuki ben '1453', 'Aşk-ı Hürrem' gibi, bir konu çerçevesinde, film müziğinin dışında, başlı başına bir eser olarak Atatürk müziği yapmak istiyorum. Onun anılarından kesitler olacak. Bu kesitleri hem müzikle anlatacağım hem de albümün içine yazılı olarak yerleştireceğim.
Yani, hem dinlenebilir bir müzik olacak hem de insanlar onun 10-12 anısına dair bilgiler alacak, onu hissedecek.''
-''DUYGULARI ANLATAN GÜÇLÜ MÜZİKLER''-
Can Atilla, albümde iki parçada söz olacağını, diğerlerinde sadece enstrümanların yer alacağını ifade ederek, eserde Atatürk'ün doğumundan ölümüne, tüm hayatını sunacağını bildirdi.
Ulu Önder'in bazı anılarının şimdiden kendisini çok etkilediğini dile getiren Atilla, Atatürk'ün asker olma isteği ve annesinin gizemli rüyasını müziğiyle anlatacağını vurgulayarak, bu anıyı şöyle aktardı:
''Mahalle Mektebine gönderildiğinde, üniformayı ilk kez komşusu Rum yüzbaşının üzerinde gördüğünde çok etkileniyor. Annesinden gizli askeri okulun imtihanına giriyor. Kazanınca annesine söylüyor ama Zübeyde Hanım kabul etmiyor. Ama Zübeyde Hanım gece rüyasında, oğlunu bir dağın tepesinde elinde kılıçla görüyor. Ondan sonra Atatürk'ün askeri okula gitmesine izin veriyor. Bunun müziğini bir düşünsenize...''
Stüdyosunda üzerinde çalıştığı Atatürk'ün başka bir anısına dair kendisine ilham veren müziği dinleten Atilla, müziğine konu olan bu anıya da şöyle aktardı:
''Selanik işgal ediliyor. Atatürk öğrenir öğrenmez annesinin yanına Selanik'e gidiyor. Bakıyor evde yok. Diyorlar ki 'Müslümanları bir caminin avlusuna topladılar'. Üzerinde askeri üniforma ve peleriniyle camiye koşuyor. Bu arada gökyüzünden bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor. Cami avlusuna doluşmuş insan kalabalığında annesini arıyor, bulamıyor, tam öldüğünü düşündüğü sırada, caminin merdivenlerinde deli gibi öne arkaya sallanan bir kadın görüyor, bakıyor annesi. Koşarak yanına gidiyor, ellerini uzatıyor ve onu ayağa kaldırıp, 'Bir daha hiç ayrılmayacağız' diyor.
Ben bu sahneyi okuduğumda çok etkilendim ve kesinlikle bunun müziğini yapmalıyım dedim. Atatürk'ün memleketinin işgal edildiğini duyduğundaki hüznü ve öfkesini, annesini bulamamanın çaresizliğini ve savaştaki kararlılığını müziğimle insanların ruhuna işletmek istiyorum.''
-KONSER ALBÜMÜ GELİYOR-
Besteci Atilla, konser albümü de hazırladığını, albümün, Beylerbeyi Sarayı, Saraybosna ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth onuruna Çankaya Köşkü'nde verdiği akşam yemeğindeki konserinin kayıtlarından oluşacağını söyledi.
Atilla, ''Bu da Osmanlı üçlemesinin final albümü olacak. Toplam 80 dakikalık albümde 25'ten fazla şarkı olacak'' dedi.
Mersin Devlet Opera ve Balesi'nde sahnelenen, koreografisini Mehmet Balkan'ın yaptığı Mevlana'yı anlatan ''Çağrı'' balesinin kendi hazırladığı müziklerini yeniden yorumlayarak ''Mevlana'dan Çağrı'' albümünü çıkaran Atilla, albüm satışlarının iyi gittiğini bildirdi.
Bale için 4 ayda 20'den fazla tema bestelediğini belirten Atilla, ''Ciddi sahne müziği olunca albüm olarak da yayınlamaya karar verdik. Çünkü bu geleceğin müziği, zamana direnç gösteren bir çalışma. Kalıcı olması ve daha fazla insanın dinlemesi benim için olmazsa olmazlardan, yoksa tozlara karışıyor'' yorumunda bulundu.
Albümün geçen ay, ilk çıktığında D&R'ın ilk on parça listesine girdiğini, bir müzik portalında albümdeki ''Rüzgarlar Sustuğunda'' adlı parçanın en çok dinlenenler arasında yer aldığını ifade eden Atilla, bunda bestesinin ''daha modernize olmuş Mevlana yorumu'' sunmasının etkili olduğunu dile getirdi.
Eserinin, Mevlana için yapılmış tüm albümlerden farklı olduğunu savunan Can Atilla, şöyle devam etti:
''Bizimkine 'Besteci müziği' diyorlar, ortada bir beste var. Diğer albümlerde, neylerin senkronizasyonundan oluşan, araya elektronik sesler katılıp yapılmış böyle değişik sentezler yok. Daha çok ayinler, Şebiarus töreninde kullanılan müzikler var. Zaten, Mevlana'yla ilgili bestecinin elinden çıkmış ve orkestranın söylemiş olduğu başka bir eser de yok. Bu, ayakları yere basan, albümden öte, bir eser aslında.''
Albümde, Mevlana'nın, ''Mevlana'' olmasını sağlayan Şems-i Tebrizi'nin ''gizli özne'' olarak yer almasının da eseri farlılaştıran önemli unsurlardan biri olduğuna dikkati çeken Atilla, ''Albümün adı aslında 'Mevlana'dan çağrı'dan ziyade 'Mevlana ve Şems'ten Çağrı''dır. O yönden de bu albüm farklı'' diye konuştu.
Besteci Atilla, 42 yaşında da Mevlana gibi önemli bir ismin albümünü yapmayı planladığını kaydetti.