T
TİTAN
Forum Okuru
Çalışmanın İnsana Kazandırdıkları
çalışmanın insana kazandırdıkları
çalışmanın önemi
çalışmanın insan hayatında ki önemi
İşleyen demir ışıldar, işleyen demir pas tutmaz diye boşuna dememiş büyüklerimiz melekler 🙂 Gerçekten de bir işi ne kadar disiplinli bir şekilde yaparsak, o işten alacağımız verim de o kadar yüksek olur. Çalışmak, boş durmamak insanı yeniler, taze tutar. Hem vücut hem de zeka olarak her zaman aktif olmak gereklidir. 🙂
Çalışmak ve emek sarf etmek, sadece kişisel yahut ailevî ihtiyaçları gidermeye yönelik bir gayret ve mesai değil; aynı zamanda toplumsal üretimi ve refahı artıran mühim bir unsurdur. İnsanlara fayda sağlayan herhangi bir işte çalışan kimse, aynı zamanda toplum için de çalışmaktadır. Bu görev ihmal edildiğinde toplum için zararlı sonuçlar doğacağından, Allah huzurunda bütün toplum sorumlu olur. Bunun için İslâm cemiyeti ve İslâm devleti, her türlü işin erbabını yetiştirmekle yükümlüdür.
Bir müslümanın, kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kimseleri geçindirmeğe, borçlarını ödemeğe yetecek kadar helâlinden kazanması farzdır.
Çalışmanın önemi ve insanlara kazandırdıkları hakkında bilgi ve Ayeti kerimeler
Varlıklar, dilleri ve halleriyle, ibadet rızık, affedilme, ve benzeri konularda Allah'tan yardım isterler. Allah, diriltmek, öldürmek, değerli veya değersiz kılmak, zengin veya fakir yapmak, isteyene vermek ve benzeri işlerde her an kainatta tasarruf etmektedir. Madem ki, yer çalışıyor, gök çalışıyor, öyleyse bizim de Allah'ın kulları olarak çalışmamız, hem de çok çalışmamız gerekmektedir. Yüce Rabbimiz Kur'an'da hem dünya ve hem de ahiret için çalışmamız gerektiğini emrediyor.
Kasas Süresi'nin 77'inci ayetinde:
"Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu ara. Ama dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et..." buyurmaktadır.
Ayet-i Kerimeden de anlaşılacağı üzere, dinimiz yalnız ahiret için değildir. Eğer öyle olsaydı Allahü Teala Müslümanları hiç dünya hayatına getirmez, "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?"[3] sorusuna: "Evet, sen bizim Rabbimizsin" cevabını veren ve böylece ilahi imtihanı kazananları, doğrudan cennetine sokardı.
Sevgili Peygamberimizin şu hadisi şerifleri bu konuda bizlere ne güzel fikir vermektedir:
“Sizin hayırlınız, ne dünyasını ahiretine, ne de ahiretini dünyasına tercih edendir. Her ikisi için de çalışandır.”[4]
"Hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı lokma yemiş olmaz."[5]
"İki gününü birbirine eşit geçiren aldanmıştır."[6]
"Amellerin en üstünü, helal kazanç sağlamak için çalışmaktır."[7]
"Rızkını araştıran, bunun için çalışan kimse Allah yolunda cihat yapan gibidir.”[8]
"Başkalarına muhtaç olmamak, çoluk ve çocuğunun mutluluğu ve komşularına yardım niyeti ile dünya için çalışan ve helalinden para kazanmak isteyenler, yüzleri parlak olarak Allah'a ulaşacaklardır."[9]
"Helalinden çalışarak, yorgun bir vaziyette yatağa giren insanın günahları effedilecektir."[10]
Müslümanlık, hayat dinidir, hareket ve çalışma dinidir, zenginlik dinidir. İslam'ın beş şartından ikisi; Hac ve Zekat, çalışan ve zengin olanların yapabilecekleri ibadetlerdir.
Allah Telala; "Yeryüzüne dağılın. Allah'ın lütfundan rızkınızı araştırın."[11] "Zerre miktarı iyilik yapan onu görecektir. Zerre miktarı kötülük yapan da onun karşılığını görecektir."[12] buyurmaktadır.
Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in duasıyla bitirmek istiyorum: "Allahım! Sıkıntı ve hüzünden, acizlik ve tembellikten, korkaklık ve pintilikten, insanların kahrından sana sığınırım."[13]
çalışmanın önemi
çalışmanın insan hayatında ki önemi
İşleyen demir ışıldar, işleyen demir pas tutmaz diye boşuna dememiş büyüklerimiz melekler 🙂 Gerçekten de bir işi ne kadar disiplinli bir şekilde yaparsak, o işten alacağımız verim de o kadar yüksek olur. Çalışmak, boş durmamak insanı yeniler, taze tutar. Hem vücut hem de zeka olarak her zaman aktif olmak gereklidir. 🙂
Çalışmak ve emek sarf etmek, sadece kişisel yahut ailevî ihtiyaçları gidermeye yönelik bir gayret ve mesai değil; aynı zamanda toplumsal üretimi ve refahı artıran mühim bir unsurdur. İnsanlara fayda sağlayan herhangi bir işte çalışan kimse, aynı zamanda toplum için de çalışmaktadır. Bu görev ihmal edildiğinde toplum için zararlı sonuçlar doğacağından, Allah huzurunda bütün toplum sorumlu olur. Bunun için İslâm cemiyeti ve İslâm devleti, her türlü işin erbabını yetiştirmekle yükümlüdür.
Bir müslümanın, kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kimseleri geçindirmeğe, borçlarını ödemeğe yetecek kadar helâlinden kazanması farzdır.
Çalışmanın önemi ve insanlara kazandırdıkları hakkında bilgi ve Ayeti kerimeler
Varlıklar, dilleri ve halleriyle, ibadet rızık, affedilme, ve benzeri konularda Allah'tan yardım isterler. Allah, diriltmek, öldürmek, değerli veya değersiz kılmak, zengin veya fakir yapmak, isteyene vermek ve benzeri işlerde her an kainatta tasarruf etmektedir. Madem ki, yer çalışıyor, gök çalışıyor, öyleyse bizim de Allah'ın kulları olarak çalışmamız, hem de çok çalışmamız gerekmektedir. Yüce Rabbimiz Kur'an'da hem dünya ve hem de ahiret için çalışmamız gerektiğini emrediyor.
Kasas Süresi'nin 77'inci ayetinde:
"Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu ara. Ama dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et..." buyurmaktadır.
Ayet-i Kerimeden de anlaşılacağı üzere, dinimiz yalnız ahiret için değildir. Eğer öyle olsaydı Allahü Teala Müslümanları hiç dünya hayatına getirmez, "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?"[3] sorusuna: "Evet, sen bizim Rabbimizsin" cevabını veren ve böylece ilahi imtihanı kazananları, doğrudan cennetine sokardı.
Sevgili Peygamberimizin şu hadisi şerifleri bu konuda bizlere ne güzel fikir vermektedir:
“Sizin hayırlınız, ne dünyasını ahiretine, ne de ahiretini dünyasına tercih edendir. Her ikisi için de çalışandır.”[4]
"Hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı lokma yemiş olmaz."[5]
"İki gününü birbirine eşit geçiren aldanmıştır."[6]
"Amellerin en üstünü, helal kazanç sağlamak için çalışmaktır."[7]
"Rızkını araştıran, bunun için çalışan kimse Allah yolunda cihat yapan gibidir.”[8]
"Başkalarına muhtaç olmamak, çoluk ve çocuğunun mutluluğu ve komşularına yardım niyeti ile dünya için çalışan ve helalinden para kazanmak isteyenler, yüzleri parlak olarak Allah'a ulaşacaklardır."[9]
"Helalinden çalışarak, yorgun bir vaziyette yatağa giren insanın günahları effedilecektir."[10]
Müslümanlık, hayat dinidir, hareket ve çalışma dinidir, zenginlik dinidir. İslam'ın beş şartından ikisi; Hac ve Zekat, çalışan ve zengin olanların yapabilecekleri ibadetlerdir.
Allah Telala; "Yeryüzüne dağılın. Allah'ın lütfundan rızkınızı araştırın."[11] "Zerre miktarı iyilik yapan onu görecektir. Zerre miktarı kötülük yapan da onun karşılığını görecektir."[12] buyurmaktadır.
Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in duasıyla bitirmek istiyorum: "Allahım! Sıkıntı ve hüzünden, acizlik ve tembellikten, korkaklık ve pintilikten, insanların kahrından sana sığınırım."[13]