Çalışan ve iş hayatında başarılı olan kadınları bekleyen tehlikeler
Çalışan kadınların gerçekten de tebrik ediyorum🙂Hatta evli çocuklu olup çalışan bayanları ise takdir ediyorum🙂Büyük cesaret bana göre.Hem çalışmak hem de evde ki sorunlarla baş etmek gereçektende kolay olmasa gerek.
Ama evli olup çalışan ancak bebek için erken diyerek erteleyen iş kadınlarımız da yok değil.Peki ''doğru mu yapıyorlar?''Tabi ki de hayır...Önce kariyer sonra bebek diye düşünerek hayatlarını erteliyorlar.Çocuk için erken diye diye hayata devam ederken bir bakmışsınız ki yaşınız geçmiş nerdeyse emekli oalcaksınız ancak bir çocuğunuz bile yok.Bu durum eşinizle aranız da ciddi sorunlara da yol açabilir.
Hayat ertelenmeye gelmez.Tamam çalışıyorsunuz yaşam koşulları zor ama bu durum bir tek bebek için sorun değil.Daha saymakla bitmez bir çok sebep oluşturuyor.Kariyer bir nevi de tehlike de olduğunuza işaret.Buyrunuz....
Doğurganlıkta tek belirleyici etken yaş değil...
Günümüzde kadınların çocuk planlarını kariyerlerinden sonraya ertelemeleri doğurganlıklarını olumsuz etkileyebiliyor. Ancak doğurganlıkta tek belirleyici etken yaş değil. Kilo dengesinden, çevre koşullarına kadar birçok faktör doğurganlığı etkileyebiliyor.
Bundan 50 yıl önce Türkiye’de, hatta Batı ülkelerinde ekonomi veya çalışma hayatı içerisinde kadınların rolü daha azdı. Ancak günümüzde birçok kadın, kariyerinde ilerledikten sonra çocuk sahibi olmayı tercih edebiliyor. Bu nedenle son yıllarda kadınların doğurganlığında azalma olduğu söylenebilir. Yaşın yanı sıra kilo da doğurganlığı etkileyen faktörlerden biri. Hem testisler hem de yumurtalıklar kilo durumundan olumsuz yönde etkileniyor. Aşırı kilo kadınların düzensiz yumurtlamasına, aşırı zayıflık da hiç yumurtlamamasına neden oluyor. Dolayısıyla en doğrusu ideal vücut ölçülerinde olmak.
Toplumda birçok etkenin doğurganlığı olumlu ya da olumsuz etkilediğine inanılıyor. Bunların bir kısmında doğruluk payı var, bir kısmı ise yanlış. Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Aydın Arıcı, doğurganlık üzerinde etkisi olduğuna inanılan faktörler ve bunların ne derece doğru olduğu hakkında bilgi verdi.
Cinsel ilişki zamanı doğurganlığı etkiliyor
İlişkinin en güzeli spontan bir şekilde gerçekleştirilenidir. O yüzden bir çifte ne sıklıkla ilişkiye gireceğini bir hekim söyleyemez. Bununla birlikte kadın için, 10, 12, 14 ve 16 günlerin hamilelik açısından uygun olduğu söylenebilir. Ancak bu konunun çiftler arasında stres yaratmaması gerekir.
Kadınların bir yılda hamilelik şansı özel gün hesabıyla artırılabilir
Bir yılda hamilelik şansı, 35 yaşından genç kadınlarda ortalama yüzde 80’dir. O nedenle 35 yaşından genç çiftlerde bir yıldan önce hamilelik oluşmamışsa paniğe kapılmamalarını tavsiye ediyoruz. Eğer 28 günde bir adet gören bir kadınsa normal olarak 14. günde yumurtlama olmasını bekleriz. Yumurta maalesef sadece 24 saat yaşayabilir. Bu süre içerisinde spermle buluşursa embriyo haline geçer ve bebek gelişir. Spermle buluşamamışsa kendiliğinden yok olur. Sperm ise kadın vücudunda, iyi sperm parametreleri varsa ilişkiden sonra 48 saat kadar yaşar. Hatta çok iyi sperm parametreleri varsa ve ortam da uygunsa bu süre 72 saate kadar çıkabilir. Yani 14. gün gibi bir yumurtlama bekleniyorsa, bunu biz adetin başladığı günü birinci gün kabul ederek sayıyoruz. Bu da demek oluyor ki, adetin ilk gününden sonra 14. gün en çok beklenen yumurtlama günüdür. Sperm de 48 saat yaşadığına göre. Biz kabaca 10. günden itibaren gün aşırı ilişkiyle hamilelik şansının en yüksek seviyeye ulaşacağını tahmin ediyoruz.
Bazı pozisyonlar gerçekte döllenmeyi kolaylaştırır
Rahmin anatomik yapısına bağlı olarak bazı pozisyonlar döllenmeyi kolaylaştırır. Ancak her kadının anatomisi farklı olabileceği için, herkes için geçerli tek pozisyon yoktur. İlişkiyi takiben en canlı ve hareketli spermler 5-10 dakikanın içinde rahme geçmiş olurlar. Bunun ötesinde daha uzun süre yatarak beklemenin sağlayacağı bir avantaj yoktur.
Modern yaşam üremeyi etkiler
Modern yaşamın en önemli sonuçlarından birisi olan stres doğurganlığı olumsuz etkiliyor. Stres altında yaşamsal organlar öncelik kazanıyor. Üreme organları yaşamsal önem taşımadıkları için ikinci plana atılıyor. Bunu vücut bilinçsiz olarak ayarlar. Üretken olmak için stres olan bir insan üretkenliğini de kısıtlamış oluyor.
Cep telefonu gibi elektronik cihazlar üremeyi etkiler
Tek bir alet zararsız olabilir ama günlük hayatta kullandığımız tüm cihazlar bir araya geldiğinde zararlarının olacağı aşikar. Dolayısıyla bu aletlerin mümkün olduğunca vücuda yakın tutulmaması gerekir. Bununla birlikte şu ana kadar cep telefonlarının üreme fonksiyonlarını etkilediğine dair kanıtlanmış bir bilgi bulunmuyor.
Çocuk sahibi olmayı ertelememek gerekir
Bir kadının gerek vücut yapısı olarak gerek yumurtalık üretimi olarak en sağlıklı olduğu yaşlar 20-35 yaş arasıdır. Ama sosyal ve ailevi nedenlerle hamileliği geciktirdiyse, bu mutlaka bir sorun olacağı anlamına gelmez. Böyle bir durumda belki biraz daha erken testler yaptırıp, bir an önce hamile kalınmaya çalışılır. Bir kadın hamileliğini en geç 40 yaşına kadar ertelemelidir, bu yaştan sonra hamilelik şansı ciddi bir şekilde azalmaktadır.
Hayatınız da ki yaşanacak mutluluklarınızı ertelemeyin.Başarılı olacağım kariyer yapacağım diye sağlığınızdan ve mutluluğunuzdan olmayın.Her anınızı değerlendirin, renklendirin.Herşey sizin elinizde.SİZ BAŞARILI BİR KADINSANIZ HERŞEYİ BAŞARIRSINIZ...
Ama evli olup çalışan ancak bebek için erken diyerek erteleyen iş kadınlarımız da yok değil.Peki ''doğru mu yapıyorlar?''Tabi ki de hayır...Önce kariyer sonra bebek diye düşünerek hayatlarını erteliyorlar.Çocuk için erken diye diye hayata devam ederken bir bakmışsınız ki yaşınız geçmiş nerdeyse emekli oalcaksınız ancak bir çocuğunuz bile yok.Bu durum eşinizle aranız da ciddi sorunlara da yol açabilir.
Hayat ertelenmeye gelmez.Tamam çalışıyorsunuz yaşam koşulları zor ama bu durum bir tek bebek için sorun değil.Daha saymakla bitmez bir çok sebep oluşturuyor.Kariyer bir nevi de tehlike de olduğunuza işaret.Buyrunuz....
Doğurganlıkta tek belirleyici etken yaş değil...
Günümüzde kadınların çocuk planlarını kariyerlerinden sonraya ertelemeleri doğurganlıklarını olumsuz etkileyebiliyor. Ancak doğurganlıkta tek belirleyici etken yaş değil. Kilo dengesinden, çevre koşullarına kadar birçok faktör doğurganlığı etkileyebiliyor.
Bundan 50 yıl önce Türkiye’de, hatta Batı ülkelerinde ekonomi veya çalışma hayatı içerisinde kadınların rolü daha azdı. Ancak günümüzde birçok kadın, kariyerinde ilerledikten sonra çocuk sahibi olmayı tercih edebiliyor. Bu nedenle son yıllarda kadınların doğurganlığında azalma olduğu söylenebilir. Yaşın yanı sıra kilo da doğurganlığı etkileyen faktörlerden biri. Hem testisler hem de yumurtalıklar kilo durumundan olumsuz yönde etkileniyor. Aşırı kilo kadınların düzensiz yumurtlamasına, aşırı zayıflık da hiç yumurtlamamasına neden oluyor. Dolayısıyla en doğrusu ideal vücut ölçülerinde olmak.
Toplumda birçok etkenin doğurganlığı olumlu ya da olumsuz etkilediğine inanılıyor. Bunların bir kısmında doğruluk payı var, bir kısmı ise yanlış. Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Aydın Arıcı, doğurganlık üzerinde etkisi olduğuna inanılan faktörler ve bunların ne derece doğru olduğu hakkında bilgi verdi.
Cinsel ilişki zamanı doğurganlığı etkiliyor
İlişkinin en güzeli spontan bir şekilde gerçekleştirilenidir. O yüzden bir çifte ne sıklıkla ilişkiye gireceğini bir hekim söyleyemez. Bununla birlikte kadın için, 10, 12, 14 ve 16 günlerin hamilelik açısından uygun olduğu söylenebilir. Ancak bu konunun çiftler arasında stres yaratmaması gerekir.
Kadınların bir yılda hamilelik şansı özel gün hesabıyla artırılabilir
Bir yılda hamilelik şansı, 35 yaşından genç kadınlarda ortalama yüzde 80’dir. O nedenle 35 yaşından genç çiftlerde bir yıldan önce hamilelik oluşmamışsa paniğe kapılmamalarını tavsiye ediyoruz. Eğer 28 günde bir adet gören bir kadınsa normal olarak 14. günde yumurtlama olmasını bekleriz. Yumurta maalesef sadece 24 saat yaşayabilir. Bu süre içerisinde spermle buluşursa embriyo haline geçer ve bebek gelişir. Spermle buluşamamışsa kendiliğinden yok olur. Sperm ise kadın vücudunda, iyi sperm parametreleri varsa ilişkiden sonra 48 saat kadar yaşar. Hatta çok iyi sperm parametreleri varsa ve ortam da uygunsa bu süre 72 saate kadar çıkabilir. Yani 14. gün gibi bir yumurtlama bekleniyorsa, bunu biz adetin başladığı günü birinci gün kabul ederek sayıyoruz. Bu da demek oluyor ki, adetin ilk gününden sonra 14. gün en çok beklenen yumurtlama günüdür. Sperm de 48 saat yaşadığına göre. Biz kabaca 10. günden itibaren gün aşırı ilişkiyle hamilelik şansının en yüksek seviyeye ulaşacağını tahmin ediyoruz.
Bazı pozisyonlar gerçekte döllenmeyi kolaylaştırır
Rahmin anatomik yapısına bağlı olarak bazı pozisyonlar döllenmeyi kolaylaştırır. Ancak her kadının anatomisi farklı olabileceği için, herkes için geçerli tek pozisyon yoktur. İlişkiyi takiben en canlı ve hareketli spermler 5-10 dakikanın içinde rahme geçmiş olurlar. Bunun ötesinde daha uzun süre yatarak beklemenin sağlayacağı bir avantaj yoktur.
Modern yaşam üremeyi etkiler
Modern yaşamın en önemli sonuçlarından birisi olan stres doğurganlığı olumsuz etkiliyor. Stres altında yaşamsal organlar öncelik kazanıyor. Üreme organları yaşamsal önem taşımadıkları için ikinci plana atılıyor. Bunu vücut bilinçsiz olarak ayarlar. Üretken olmak için stres olan bir insan üretkenliğini de kısıtlamış oluyor.
Cep telefonu gibi elektronik cihazlar üremeyi etkiler
Tek bir alet zararsız olabilir ama günlük hayatta kullandığımız tüm cihazlar bir araya geldiğinde zararlarının olacağı aşikar. Dolayısıyla bu aletlerin mümkün olduğunca vücuda yakın tutulmaması gerekir. Bununla birlikte şu ana kadar cep telefonlarının üreme fonksiyonlarını etkilediğine dair kanıtlanmış bir bilgi bulunmuyor.
Çocuk sahibi olmayı ertelememek gerekir
Bir kadının gerek vücut yapısı olarak gerek yumurtalık üretimi olarak en sağlıklı olduğu yaşlar 20-35 yaş arasıdır. Ama sosyal ve ailevi nedenlerle hamileliği geciktirdiyse, bu mutlaka bir sorun olacağı anlamına gelmez. Böyle bir durumda belki biraz daha erken testler yaptırıp, bir an önce hamile kalınmaya çalışılır. Bir kadın hamileliğini en geç 40 yaşına kadar ertelemelidir, bu yaştan sonra hamilelik şansı ciddi bir şekilde azalmaktadır.
Hayatınız da ki yaşanacak mutluluklarınızı ertelemeyin.Başarılı olacağım kariyer yapacağım diye sağlığınızdan ve mutluluğunuzdan olmayın.Her anınızı değerlendirin, renklendirin.Herşey sizin elinizde.SİZ BAŞARILI BİR KADINSANIZ HERŞEYİ BAŞARIRSINIZ...