Çalışan çalışkan kadın
çalışkan kadın dünyanın en çalışkan insanı dünyanın en kızı
BIZDEKİ DE NE HIRS AMA..!!!
> Eskiden kadın olmak daha kolaydı:
Kadınlar sadece evde olur, yemek yapar, çocuk bakarlardı. Sadece esinin geliri düşükse kadın çalışırdı
ve çalışan kadına acınırdı. kadın çalışıyorsa, evine bakamayacağı düşünülürdü, zaten kadın bekarken çalışıyor
idiyse bile evlenince evinin kadını olurdu.
90'lı yıllara gelindiğinde kadın sadece evde olmak istemedi, artik çalışmak ekonomik olarak özgürleşmek istiyordu.
Önce üniversite okumaya ,sonra çalışmaya başladı. Bu kadının hoşuna gitmişti. Çalışıyor, istediği gibi harcıyor, geziyordu. Artik çalışan kadın evli olmak değil bekar olup gününü gün etmek istiyordu.
Yaşasın özgürlük...
Çalışan kadın artik işkolik olmuştu, çalışıyor ve yükseliyordu.Zirveye ulaşmıştı. Birçok şirkette önce orta kademe,
sonra üst kademe yönetici kadın oldu. Doksanların sonuna gelindiğinde şirketler yalnız ve işkolik 30'lu yaslarında kadınlarla doluydu..
Bu çalışan kadına yetmedi, çıtayı biraz daha yükseltti. Artik hem evli ve hem de basarili çalışan kadın olmalıydı.
Çalışan kadın etrafına bakindi. Basarili, paralı koca adayları gözden geçirildi. Adaylardan kel, şişman ve kısa boylu
olanlar hemen elendi. İnce ruhlu, şaraptan anlayan, 14 Şubat'ta müthiş sürprizler yapabilen, kimsenin bilmediği
yerlerde baş başa tatillere götüren, yaşamayıseven ve bol bol espri yapanlar hemen kapışıldı. Yurt dışından
gelinlikler getirtildi. Otellerde muhteşem düğünler yapılıp, Maldivler'e ya da Bali'ye balayına gidildi. Balayından
sonra çalışan kadın hızla is başı yaptı. Gündüzleri toplantıdan toplantıya koştururken artik aksam yemeğini de düşünmeye başlamıştı. Aksam ne yenmeli, nereye gidilmeli, esinin gömlekleri, pantolonları ütülü mu, kıyafetleri
kuru temizlemeciye gitti mi geldi mi, marketten alınacakların listesini çıkar, is çıkısı git al, eve gel, aksam yemeğini hazırla....
Çalışan kadın artik mutluydu. Gece yatağı sıcacıktı. Üzülünce derdini paylasan, hastalanınca ona bakan,
ağlayınca destekolacak bir omuza, göz yaslarını silecek sevkatli ellere sahipti. 15 saat koşturmak kadına
vız geliyordu. Etraf bu şekilde koşuşturan, ev ile is arası çift vardiya çalışan Kadınla doluydu. Zaman geçiyordu.
Çalışan kadın 35 ine yaklaşıyordu.Biyolojik saati 'be bek, be - bek' diye uyarı vermeye başladı. Evet çalışan kadın hemen çığlıklar atmaya başladı 'Bebek de yaparım kariyer de ' diye...
Çalışan kadınlar hemen sosyetik kadın doğumcuların randevularını doldurdular. Çalışan kadınlar ajandalarına ve
islerinin temposuna uygun zamanı seçip hemen mikroenjeksiyonla bebek yapmaya başladılar. 1-2 ay sonra güzel haberler sırayla gelmeye başladı,çalışan kadınlar hamileydiler. Çalışan kadın hem hamile, hem güzel olmak istedi.
Hemen diyetisyenlere koşulup, özel hamile diyetleri alindi, bol bol kivi yenmeye başlandı. Eskisi gibi tatlı, tursu,
börek, erik aşerilmiyor, karpuz, kivi ve mango isteniyordu gecenin bir yarısı eşlerden.
Çalışan kadın çocuğunu eski usul büyütmeyecekti. Hemen onlarca hamilelik, bebek büyütme kitapları alindi,
bir çok internet sitesine üye olundu, Yoga ve anne-baba kurslarına yazılındı. Çalışan hamile kadın artik gün gün
takip ediyordu bebeğinin gelişimini.
>Bugün 43. gün, bebeğim uzum tanesi gibi...
>59. gün, parmakları oluştu...
>89. gün, bugün ilk defa hıçkırdı...
>210 uncu günden sonra artik bebeğin matematik zekasının artması için Mozart dinletilecek...
Sonunda mutlu gün geldi. Çalışan kadın artik anneydi. 3-4 aylık izinden sonra çalışan kadın öldürücü diyetlerle
zayıflayarak incecik bir şekilde işbası yapmıştı. Artik basarili bir yönetici, iyi bir es ve anne olarak 24 saat çalışıyordu.
Bebek büyüdükçe, sosyalleşmesi için çalışan kadın cumartesilerini çocuğuna ayırdı. Artik tüm anneler topluca etkinliklere katılmaya başladılar. Yaş günü partileri, tiyatrolar,piyano dersleri, basketbol,tenis ve yüzme kurslarının
biri bitiyor, diğeri başlıyordu.
Çalışan kadına bu da yetmedi. Artik hem çalışıyor, hem iyi bir es olmaya gayret ediyor ve hem de annelik yapıyordu.
Çalışan kadın çıtayı birkez daha yükseltti. O artik evinde katkısız, sağlıklı ekmekler, reçeller yapmalı,organik gıdalarla, vitamini bol sebze yemekleri hazırlamalı, çocuğuna ve esine özel günlerde pastalar yapabilmeli, bu pastaları çok güzel süsleyebilmeliydi. Bütün çalışan kadınlar yemek yapma kurslarına koşmaya başladılar. Evlerine ekmek yapma
makineleri aldılar,toplantı aralarında bir birlerine yemek tarifleri vermeye başladılar, 'Dün nefis bir çavdarlı ekmek
yaptım, istersen tarifini vereyim', 'Ben de hafta sonu harika bir pasta yaptım. Evdekiler bayıldı. Bir aksam gelin de
size de yapayım"
Bakalım çalışan kadın bundan sonra çitasını nereye yükseltecek?
Gelelim erkeğe...Bu süreç içerisinde çalışan erkek ne yaptı dersiniz (?). 80 lerde, 90 larda ve 2000 lerde hep TV
izliyor,bira içiyor ve maça gidiyordu... (istisnalar hariç )
> Eskiden kadın olmak daha kolaydı:
Kadınlar sadece evde olur, yemek yapar, çocuk bakarlardı. Sadece esinin geliri düşükse kadın çalışırdı
ve çalışan kadına acınırdı. kadın çalışıyorsa, evine bakamayacağı düşünülürdü, zaten kadın bekarken çalışıyor
idiyse bile evlenince evinin kadını olurdu.
90'lı yıllara gelindiğinde kadın sadece evde olmak istemedi, artik çalışmak ekonomik olarak özgürleşmek istiyordu.
Önce üniversite okumaya ,sonra çalışmaya başladı. Bu kadının hoşuna gitmişti. Çalışıyor, istediği gibi harcıyor, geziyordu. Artik çalışan kadın evli olmak değil bekar olup gününü gün etmek istiyordu.
Yaşasın özgürlük...
Çalışan kadın artik işkolik olmuştu, çalışıyor ve yükseliyordu.Zirveye ulaşmıştı. Birçok şirkette önce orta kademe,
sonra üst kademe yönetici kadın oldu. Doksanların sonuna gelindiğinde şirketler yalnız ve işkolik 30'lu yaslarında kadınlarla doluydu..
Bu çalışan kadına yetmedi, çıtayı biraz daha yükseltti. Artik hem evli ve hem de basarili çalışan kadın olmalıydı.
Çalışan kadın etrafına bakindi. Basarili, paralı koca adayları gözden geçirildi. Adaylardan kel, şişman ve kısa boylu
olanlar hemen elendi. İnce ruhlu, şaraptan anlayan, 14 Şubat'ta müthiş sürprizler yapabilen, kimsenin bilmediği
yerlerde baş başa tatillere götüren, yaşamayıseven ve bol bol espri yapanlar hemen kapışıldı. Yurt dışından
gelinlikler getirtildi. Otellerde muhteşem düğünler yapılıp, Maldivler'e ya da Bali'ye balayına gidildi. Balayından
sonra çalışan kadın hızla is başı yaptı. Gündüzleri toplantıdan toplantıya koştururken artik aksam yemeğini de düşünmeye başlamıştı. Aksam ne yenmeli, nereye gidilmeli, esinin gömlekleri, pantolonları ütülü mu, kıyafetleri
kuru temizlemeciye gitti mi geldi mi, marketten alınacakların listesini çıkar, is çıkısı git al, eve gel, aksam yemeğini hazırla....
Çalışan kadın artik mutluydu. Gece yatağı sıcacıktı. Üzülünce derdini paylasan, hastalanınca ona bakan,
ağlayınca destekolacak bir omuza, göz yaslarını silecek sevkatli ellere sahipti. 15 saat koşturmak kadına
vız geliyordu. Etraf bu şekilde koşuşturan, ev ile is arası çift vardiya çalışan Kadınla doluydu. Zaman geçiyordu.
Çalışan kadın 35 ine yaklaşıyordu.Biyolojik saati 'be bek, be - bek' diye uyarı vermeye başladı. Evet çalışan kadın hemen çığlıklar atmaya başladı 'Bebek de yaparım kariyer de ' diye...
Çalışan kadınlar hemen sosyetik kadın doğumcuların randevularını doldurdular. Çalışan kadınlar ajandalarına ve
islerinin temposuna uygun zamanı seçip hemen mikroenjeksiyonla bebek yapmaya başladılar. 1-2 ay sonra güzel haberler sırayla gelmeye başladı,çalışan kadınlar hamileydiler. Çalışan kadın hem hamile, hem güzel olmak istedi.
Hemen diyetisyenlere koşulup, özel hamile diyetleri alindi, bol bol kivi yenmeye başlandı. Eskisi gibi tatlı, tursu,
börek, erik aşerilmiyor, karpuz, kivi ve mango isteniyordu gecenin bir yarısı eşlerden.
Çalışan kadın çocuğunu eski usul büyütmeyecekti. Hemen onlarca hamilelik, bebek büyütme kitapları alindi,
bir çok internet sitesine üye olundu, Yoga ve anne-baba kurslarına yazılındı. Çalışan hamile kadın artik gün gün
takip ediyordu bebeğinin gelişimini.
>Bugün 43. gün, bebeğim uzum tanesi gibi...
>59. gün, parmakları oluştu...
>89. gün, bugün ilk defa hıçkırdı...
>210 uncu günden sonra artik bebeğin matematik zekasının artması için Mozart dinletilecek...
Sonunda mutlu gün geldi. Çalışan kadın artik anneydi. 3-4 aylık izinden sonra çalışan kadın öldürücü diyetlerle
zayıflayarak incecik bir şekilde işbası yapmıştı. Artik basarili bir yönetici, iyi bir es ve anne olarak 24 saat çalışıyordu.
Bebek büyüdükçe, sosyalleşmesi için çalışan kadın cumartesilerini çocuğuna ayırdı. Artik tüm anneler topluca etkinliklere katılmaya başladılar. Yaş günü partileri, tiyatrolar,piyano dersleri, basketbol,tenis ve yüzme kurslarının
biri bitiyor, diğeri başlıyordu.
Çalışan kadına bu da yetmedi. Artik hem çalışıyor, hem iyi bir es olmaya gayret ediyor ve hem de annelik yapıyordu.
Çalışan kadın çıtayı birkez daha yükseltti. O artik evinde katkısız, sağlıklı ekmekler, reçeller yapmalı,organik gıdalarla, vitamini bol sebze yemekleri hazırlamalı, çocuğuna ve esine özel günlerde pastalar yapabilmeli, bu pastaları çok güzel süsleyebilmeliydi. Bütün çalışan kadınlar yemek yapma kurslarına koşmaya başladılar. Evlerine ekmek yapma
makineleri aldılar,toplantı aralarında bir birlerine yemek tarifleri vermeye başladılar, 'Dün nefis bir çavdarlı ekmek
yaptım, istersen tarifini vereyim', 'Ben de hafta sonu harika bir pasta yaptım. Evdekiler bayıldı. Bir aksam gelin de
size de yapayım"
Bakalım çalışan kadın bundan sonra çitasını nereye yükseltecek?
Gelelim erkeğe...Bu süreç içerisinde çalışan erkek ne yaptı dersiniz (?). 80 lerde, 90 larda ve 2000 lerde hep TV
izliyor,bira içiyor ve maça gidiyordu... (istisnalar hariç )