Diyabet aynı zamanda kalbi çevreleyen damarlarla kollara, bacaklara ve kalbe kan götüren damarlara da hasar verebilir. Damarların iç yüzünde gelişen hasar, esneklik kaybına neden olur. Kandaki kolesterol, hasar gören yerlerde tutulur ve zamanla damar tıkanır. Sonuç olarak kalp, kanı gittikçe tıkanan damarlardan geçirebilmek için daha fazla çalışmak zorunda kalır. Bu durum kalp krizlerinin, inmelerin gelişmesine, tansiyonun yükselmesine ve kollara, bacaklara ve başa yetersiz kan gitmesine neden olabilir.Kalp ve kan damarları, diyabeti olmayan insanlarda da hasar görebilir ama diyabetli hastalardaki hasar daha sıktır ve daha genç yaşta görülür. Bunun tam nedenini hiç kimse bilmemektedir. Kan şekeri düzeyleri yüksek olduğunda, kandaki yağ düzeylerinin de yüksek olma eğilimi taşıması, bunun nedenlerinden biri olabilir. Belirli kan yağlarının ve özellikle de kolesterolün, LDL kolesterolün ve trigliseridlerin yüksek düzeylerde olması, kan damarlarının hasara uğraması ve kalp krizi risklerini arttırır. Hastanın sigara içmesi ve tansiyonunun yüksek olması da ilave riskler getirir. Diyabetlilerde tansiyon yüksekliği, diğer insanlardakine kıyasla daha çok görülmektedir.
Büyük kan damarlarının hasar görmesi, başlangıçta çok az yakınmaya neden olur. Hastadaki kesikler veya yaralar daha yavaş iyileşir. Bazı hastaların bacaklarında, istirahat edildiğinde geçen kramplar ortaya çıkar. Bazı hastalarda kısa süreli bayılmalar görülebilir. Bu yakınmalar, damar hasarı dışındaki nedenlere de bağlı olabilir. Gerçek nedeni bulabilmek için, bunları doktora bildirmek gerekir.
Yüksek tansiyonun, kolesterol yüksekliğinin ve kan damarı hastalığının erkenden tedavisi, daha ağır sorunların ortaya çıkmasının geciktirilmesinde veya önlenmesinde yardımcı olabilir.
Göğüs ağrısı, ve/veya baskı hissi, soğuk terleme, başdönmesi gibi acil durumları hemen doktorunuza bildiriniz. Doktorunuz EKG ve nabız muayenelerinizi yapacaktır