Konuya cevap cer

Cevap: Biyoloji Sözlüğü


'P'


Paleontoloji : Fosilleri inceleyen, yaşları ve anatomik yapıları hakkında fikir yürüten bilim dalı.


Pankreas : Genel olarak midenin sol yanında yer alan, hem iç salgı hemde dış salgı ile görevli olan karma bez.


Parankima: Bitkilerde diğer dokuların arasını dolduran temel doku.


Parasempatik: Organların çalışmasına yavaşlatıcı etki yapan otonom sinir sisteminin bölümü.


Partenogenez: Yumurtanın döllenme olmaksızın gelişerek yeni canlı meydana getirmesi.


Paratroit hormon : Paratroit bezinden salgılanan, kalsiyumun bağırsaktan emilimini, böbreklerden atılmasını, kemiklerden serbest hale geçirilmesini ve hücreler arasındaki kalsiyum iyon konsantrasyonunu kontrol eden hormon.


Patojen: Hastalık yapıcı özelliği olan mikroorganizma veya madde.


Patoloji: Hastalık bilimi, hastalığın nedenlerini araştıran uzmanlık dalı.


Pektin: Özellikle bitki hücrelerinin orta lamelinde bulunan büyük moleküllü, karbonhidrat karışımı maddeler.


Penisilin : " Penicillium notatum " isimli bir mantar tarafından üretilen ve bakteri hücre duvarının senaaaini engelleyen bir antibiyotik.


Pepsin: Mide öz suyunda bulunan ve proteinleri sindiren enzim.


Pepton: Proteinlerin mide öz suyunda sindirime uğramış son hali.


Periderm : Ağacın kabuk kısmı.birçok gövde ve köklerde ikinci büyüme ile epidermisin yerini alan doku.


perikarp : Kalbin en dış örtüsüne verilen ad.


Periost: Kemik zarı. Kemiklerin dışında bulunan, kemik dokunun beslenmesini onarılmasını sağlayan zar.


Peristaltik: Sindirim sistemi gibi bazı organların çeperlerinde görülen ritmik ve kuvvetli kasılıp gevşeme hareketleri. Bu ritmik kasılma dalgaları organ içindeki maddeyi hareket ettirmeye yardımcı olur.


Periton: Karındaki organları saran iki katlı karın zarı.


Pestisit: Tarım bitkilerine zarar veren hayvansal


pH: Bir sıvının asit veya bazlık derecesini gösteren değer.


Pigment: Hücrelere özgü renk veren madde.


Pinositoz: Hücre zarından doğrudan geçemeyecek kadar büyük moleküllü sıvı maddelerin hücreye alınması.


Pistil: Çiçeklerdeki dişi organ.


Plasenta: Çoğu memelide embriyonun besin ve gaz alış-verişini sağlayan yapı.


Plastid: Bitki hücrelerinde renk veren taneciklerin genel adı.


Plazmid: Bakteri stoplazmalarında bulunan ve kromozom gibi davranan DNA'lar.


Pleura: Akciğerleri saran iki katlı zar. Akciğer dış zarı.


Polen: çiçek tozu.


Polipeptid: Protein molekülünün yapısında bulunan amino asit zincirlerinin bir parçası.


Polisaj: Makine sanayiinde parlatmak.


Populasyon: Belirli bir bölgede yaşayan aynı türe ait bireylerin oluşturduğu topluluk.


Por: Gözenek, küçük delik.


Prokaryot hücre: Zarla çevrilmiş özel organelleri ve gerçek çekirdeği olmayan hücreler. Bakteriler ve mavi-yeşil algleri içine alan monera alemindeki canlılar.


Protein: Yapısında karbon, hidrojen, oksijen ve azot gibi elementleri bulunduran temel moleküllerdir. Amino asitlerin peptid bağlarıyla birleşmesinden oluşur.


Proteoliz : Proteinlerin amino asitlerine kadar parçalanması işlemi.


Protoplazma: Hücrenin çekirdeği ile sitoplazmasına verilen ad.


Protozoon : Tek hücreli canlılara genel olarak verilen ad (örneğin algler, mantarlar, bakteriler vs.)


Pseudopod : Bazı tek hücrelilerin hareket etmek veya besin almak amacıyla sitoplazmasının dışarıya doğru oluşturduğu uzantılardır.


Puplaşma: Bazı böceklerin larva evrelerinin sonunda beslenmesiz ve hareketsiz belli bir zaman devresine girerek ergin organizmaları meydana getirmesi olayı


Geri
Üst