Bir Kadın Varmış Canı Sıkılan
canı sıkılan kadınlar canı sıkılan ne yapsın
.
Ne yana dönsek birileri karısını aldatıyor, terk ediyor... Ünlü veya zengin iş adamları manşetlere çıkan gördüklerimiz, bildiklerimiz... Tabii bir de gazetelere manşet olmayan bilmediklerimiz var...
Hani...
Geçen yıl bütün kadın programlarında 40 yaş ortalaması insanlar babasını arıyordu ya, inanması zor ama 40 yıl önce bu kadar gayrı meşru ilişki yaşanmış, çocuklar yapılmış; analar babalar ortada yok! 40 sene sonra ara bul... Artık ?bizim zamanımızda...' diye lafa başlayan oldu mu ne yalan söyleyeyim şüpheyle dinliyorum... Sizin zaman, bizim zaman hiç fark etmiyor... Fark eden tek şey o zaman gizli saklı, şimdi açık açık; o kadar... Moda aynıymış maşallah... Hele günümüzde, valla kendine güvenen doğuruyor üstelik adamı atıp çocuğunu da bir güzel sahipleniyor... Evlilik dışı yapılan çocukları kanıksayıp, ayıplamak demode oldu...
Bu yılın modası da 40 yıllık kocalar evden kaçıyor... Kadın programları da kaçan kocaların ipliğini pazara çıkarıp reyting rekorları kıracaklar herhalde... Tutar bu program valla, yapalım görelim derim ben... Şenliğe bakın neler çıkar...
Neredeyse bunların her birinin hikayesi bir televizyon programı hazırlanacak kıvamda...
Zihniyetlerinde; hizmetçi, dadı, asistan ne varsa topunu potansiyel 2. karıya dönüştüren -ki bu artık potansiyel olmaktan çoktaaan çıktı- bu erkeklerin hepsi, sözleşmiş gibi, aynı gerekçelerle toplumdan yandaşlık bekliyorlar...
"Karımın Allah'ı var, bunca yıl bana eşlik etti, çocuklarımızı en iyi şekilde yetiştirdi... Ama artık ruhen anlaşamıyoruz. Onu kimseye muhtaç etmem, ömür boyu elim üstünde olacak ama ben gitmek istiyorum..." Şimdi bunlar ağızdan çıkanlar ya, kelimeleri açıp ruhani konuşan adamın ruhuna inersek, tercümesi aynen şöyle oluyor;
"E gençtik evlendik... Çocukları da sıraladık... Cahillik işte... Biz de erkek olarak aç açık bırakmadık sizi... Sen saçımı süpürge ettim diye dırdır edip, poponu büyütürken biz de eşek gibi çalıştık... Geldik kaç yaşına, şurada kaç atım barut kaldı. Al paranı bırak yakamı, bu yaştan sonra kim seni ne yapsın. Ahlaklı ol, otur evinde; ben ara sıra gelir senin de gönlünü hoş ederim..."
Bu mağdur, ruhu daralmış adam ayaklarını da karısı dahil kimse yemiyor ama bu sözlerin tercümesini yapmak da bazen işlerine gelmiyor, bazen de "Canı cehenneme, ne koparırsam kardır. Nasılsa pili bitince dönüp dolaşıp gelecek" diyerek susmayı tercih ediyorlar...
.
Ne yana dönsek birileri karısını aldatıyor, terk ediyor... Ünlü veya zengin iş adamları manşetlere çıkan gördüklerimiz, bildiklerimiz... Tabii bir de gazetelere manşet olmayan bilmediklerimiz var...
Hani...
Geçen yıl bütün kadın programlarında 40 yaş ortalaması insanlar babasını arıyordu ya, inanması zor ama 40 yıl önce bu kadar gayrı meşru ilişki yaşanmış, çocuklar yapılmış; analar babalar ortada yok! 40 sene sonra ara bul... Artık ?bizim zamanımızda...' diye lafa başlayan oldu mu ne yalan söyleyeyim şüpheyle dinliyorum... Sizin zaman, bizim zaman hiç fark etmiyor... Fark eden tek şey o zaman gizli saklı, şimdi açık açık; o kadar... Moda aynıymış maşallah... Hele günümüzde, valla kendine güvenen doğuruyor üstelik adamı atıp çocuğunu da bir güzel sahipleniyor... Evlilik dışı yapılan çocukları kanıksayıp, ayıplamak demode oldu...
Bu yılın modası da 40 yıllık kocalar evden kaçıyor... Kadın programları da kaçan kocaların ipliğini pazara çıkarıp reyting rekorları kıracaklar herhalde... Tutar bu program valla, yapalım görelim derim ben... Şenliğe bakın neler çıkar...
Neredeyse bunların her birinin hikayesi bir televizyon programı hazırlanacak kıvamda...
Zihniyetlerinde; hizmetçi, dadı, asistan ne varsa topunu potansiyel 2. karıya dönüştüren -ki bu artık potansiyel olmaktan çoktaaan çıktı- bu erkeklerin hepsi, sözleşmiş gibi, aynı gerekçelerle toplumdan yandaşlık bekliyorlar...
"Karımın Allah'ı var, bunca yıl bana eşlik etti, çocuklarımızı en iyi şekilde yetiştirdi... Ama artık ruhen anlaşamıyoruz. Onu kimseye muhtaç etmem, ömür boyu elim üstünde olacak ama ben gitmek istiyorum..." Şimdi bunlar ağızdan çıkanlar ya, kelimeleri açıp ruhani konuşan adamın ruhuna inersek, tercümesi aynen şöyle oluyor;
"E gençtik evlendik... Çocukları da sıraladık... Cahillik işte... Biz de erkek olarak aç açık bırakmadık sizi... Sen saçımı süpürge ettim diye dırdır edip, poponu büyütürken biz de eşek gibi çalıştık... Geldik kaç yaşına, şurada kaç atım barut kaldı. Al paranı bırak yakamı, bu yaştan sonra kim seni ne yapsın. Ahlaklı ol, otur evinde; ben ara sıra gelir senin de gönlünü hoş ederim..."
Bu mağdur, ruhu daralmış adam ayaklarını da karısı dahil kimse yemiyor ama bu sözlerin tercümesini yapmak da bazen işlerine gelmiyor, bazen de "Canı cehenneme, ne koparırsam kardır. Nasılsa pili bitince dönüp dolaşıp gelecek" diyerek susmayı tercih ediyorlar...