Beslenme bozukluğunun kısırlığa etkisi

Uzman SühaN

Administrator
Beslenme bozukluğunun kısırlığa etkisi
Beslenme bozukluğu sonucu meydana gelen infertilite diğer infertilite nedenleri kadar dikkat çekmez. Aşırı zayıflığın 0 beden modasının popülarite kazanmasıyla beraber meydana gelen bir rahatsızlık olduğu düşünülürse son yıllarda artarak karşımıza çıkan bir kısırlık nedeni olmasına şaşmamak lazım. Beslenme bozukluğu olan kadınlar hamile kalmakta zorluk çekerler. Yapılan çalışmalara göre kısırlık şikayetiyle doktora başvuran her 5 kadından 1i sağlıklı ve normal beslenmiyor. Bu rakam, beslenme bozukluğunun da infertiliteye neden olan diğer rahatsızlıklar kadar önemsenmesi gerektiğini gösteriyor.



1.jpg



GEBELİKLE İLGİLİ TÜM KONULAR BU LİNKTE



Beslenme bozukluğunun ilk yanetkilerinden biri amenoredir (adet/aybaşı yokluğu). Eğer adet görmezseniz hamile kalabilme olasılığınız yoktur. Adet görebilmeniz ve yumurtlayabilmeniz için vücudunuzun belli bir miktarda yağa ihtiyacı vardır. Bu oranın çok altına iner ya da çok üstüne çıkarsanız mensturasyon gerçekleşmez. Düşük kilo ve aşırı kilo kaybı ovulasyon bozukluklarına dolayısıyla adet bozukluklarına ve neticede infertiliteye yol açar. Normal vücut ağırlığınızın sadece %10-15’i altında bile olsanız adet düzensizliğine yol açabilirsiniz.





Günümüzde en çok bilinen beslenme bozukluklarından biri aneroksiya nevroza’dır. Bu yeme (ya da yememe) alışkanlığında insanlar neredeyse ölecek duruma gelene kadar kendilerini besinlerden mahrum bırakırlar. Çoğunlukla kadınlarda görülen bu rahatsızlığa sahip olan kişiler ya oldukça çarpık bir imaj kaygısına ya da birtakım psikolojik problemlere sahiptirler. Aneroksik bir kadın aşırı derecede sağlıksız olarak nitelendirilebilecek bir kiloya düştüğünde bile kendini kilolu görür ve zayıflamaya devam etmek ister. Aneroksik kadnlar durumun ciddiyetini bir şekilde farkedip sağlıklı beslenmeye ve kilo almaya başladıklarında adetleri de yerine gelir genellikle. Bu kadınların %80inin hamile kalabildiği görülmüştür.



Bir başka beslenme bozukluğu da bulumiya’dır. Bu rahatsızlıkta aneroksiyanın tersine aşırı düşük kilo problem değildir çünkü kişi beslenmektedir. Fakat her beslenme sonrasında bulumik kişi ya kusarak ya da laksatif kullanarak yediklerini çıkarmaktadır. Bu davranış sürekli tekrarlandığında içorganlara zarar verip infertiliteden daha ciddi sağlık problemlerine yol açabilmektedir.



Bulumik ya da anoreksik kadınların %73ünün doktor takibinde sağlıklı bir şekilde kilo almaya başlamasıyla yumurtlama(ovulasyon) ve adetlerinin tekrar düzene girdiği görülmüştür. Ovulasyonun ve mensturasyonun normale dönmediği durumlarda ise bu beslenme bozukluklarının tamiri neredeyse imkansız hasarlara yol açtığı tespit edilmiştir. Eğer anoreksiya ya da bulumiya rahatsızlığınız varsa vakit kaybetmeden bir doktora görünmelisiniz. Karşılaşacağınız problemler infertiliteden çok daha ciddi olabilir.



Sıkça karşılaşılan bir başka beslenme bozukluğu da saplantılı (kompülsif) şekilde yemek yemedir. Bu rahatsızlığa sahip kişiler bulimikler gibi yemeğe saldırır fakat sonrasında çıkarmazlar. Dolayısıyla aşırı kiloludurlar. Elbette aşırı kilolu olan herkes kompülsif yemek yiyen değildir. Bu rahatsızlığa sahip olan kişiler genellikle sonrasında suçlu hisseder ve içinde bulundukları durumdan utanırlar. Bu da bir psikolojik rahatsızlıktır. Diğer beslenme bozuklukları gibi tedavi edilmesi gereklidir.




Diğer beslenme bozuklukları gibi obezitenin de infertiliteyle direkt olarak ilişkisi vardır. Obez olan kişilerin yumurtalama ve adet sorunları bazen PKOS rahatsızlığıyla açıklanabilirken bazen neden sadece aşırı kilodur. Aneroksiya ve bulumiyada olduğu gibi obezitede de normal kiloya ulaşıldığında ovulasyonun ve mensturasyonun normale döndüğü görülmüştür. Aşırı kilo ve infertiliteden daha kapsamlı biçimde ilgili konuda bahsediyorum.




Beslenme bozuklukları beraberinde infertilitenin yanısıra sayısız başka rahatsızlıklar da getirir. Hayati organlarınıza farkında olmadan çok büyük zararlar veriyor olabilirsiniz, hormonlarınız tamamen kontrol çıkmış ve başka hastalıklar yaratmak üzere olabilir. Bütün bunlar sadece fiziksel değil aynı zamanda psikolojik sorunlar da ortaya çıkarabilir. Stres, aksiyete ve depresyon ciddi hastalıkların habercisi olabilir. Elbette vücüdunda bu tip bir kaos yaşayan bir kadının hamile kalması zordur. Doğa, böyle bir ortamda bir bebeğin büyümesini uygun görmez. Şans eseri hamile kaslanız bile düşük yapma olasılığınız yüksektir. Danimarka’da yapılan bir çalışmaya göre beslenme bozukluğunun yarattığı etkiler hastanın düzelmesinden yıllar sonra bile vücutta görülebilir. Bu kadınların gebe kalmaları durumunda hamilelikleri düzelmeden hemen sonra da, 8 yıl sonra da aynı oranda yüksek riskli olacaktır.




Özetle; normalin çok altında ya da çok üstünde kilo ve sağlıksız beslenme amenore, düzensiz adet, düşük yumurta kalitesi, yumurtlama problemleri ya da eksikliği, sağlıksız rahim ve düşük gibi infertilite başlığı altında toplanabilecek rahatsızlıklara neden olur. Eğer kilo ve/veya beslenme probleminiz varsa vakit kaybetmeden bir uzmana danışmalısınız ve normale dönene kadar hamile kalma çalışmalarınıza ara vermelisiniz. Sağlığınıza tam kavuşmadan hamile kalmanız hem sizin hem de bebeğiniz için risklidir. Bilhassa anoreksikler depresyona meyilli oldukları için gebelik beklenenden çok daha problemli geçebilir. Ayrıca bebeği gerekli besinlerden mahrum bırakma olasılığı yüksektir. Oluşabilecek diğer problemler de şunlardır:



  • Gebelik şekeri
  • Doğumda komplkasyonlar
  • Preeklemsi
  • Doğum sonrası depresyon
  • Yenidoğan ölümü
  • Düşük kiloda doğan bebek
  • Sarılık
  • Düşük APGAR
  • Amniyotik sıvı eksikliği
  • Plasenta problemleri
  • Özürlü bebek

Yukarıda da dediğim gibi; eğer bir beslenme bozukluğunuz varsa ve hamile kalmak istiyorsanız bir an önce bir doktordan ve beslenme uzmanından yardım almalısınız. Tedaviye ne kadar erken başlarsanız, sağlığınıza ne kadar çabuk kavuşursanız hamile kalma olasılığınız o kadar artar. Hamileliğiniz sırasında da doktorunuzun önerilerini dinlemeli ve sağlığınızı muhafaza etmeye çalışmalısınız. Unutmayın ki o noktadan sonra borcunuz sadece kendinize deği aynı zamanda bir başka canlıya olacaktır. Elinizden geldiğince bebeğinize sağlıklı bir ortam sunma mecburiyetiniz var.
 
Geri
Üst