M
Misafir
Forum Okuru
BebeĞİn ÖlÜmÜ
doğmadan ölen bebekler
Bebeklerin yaklaşık olarak yüzde biri ya ölü doğmaktadır ya da doğduktan hemen sonra ölmektedir. Bu olay ana-babayı perişan eder. Olayın hemen ardından şu soru sorulur: Neden ? Bebek ölümünde bazen nedenler doğuştan olma bir sakatlığa veya doğum sırasında ortaya çıkan komplikasyonlara dayanır. Ancak birçok bebek ölümünde nedenler bilinmemektedir.
Birçok ana-baba ölen bebeği kolları arasında tutmak ve onunla biraz olsun beraber olmak ister. Genellikle hastanelerde bu mümkün olabilmektedir. Böylece ana-baba ölen bebeğin fotoğrafını çekebilir, bir tutam saçını, el ve ayak izini alıp evlerine götürebilir. Bazı kişilere bu davranışlar tuhaf gelse de ölen bebeklerini son bir kez olsun görmek isteyen ana-babalar çocuklarından bir hatıra kaldığı ve onunla gereğince vedalaşabildikleri için içlerini rahat hissederler. Doğduktan kısa bir süre sonra bebeği ölen bir anne; “oğlumun biraz olsun yanımda kalabildiğine çok memnunum. Böylece onu biraz daha görmek mümkün oldu ve onun hayatımın bir parçası olduğunu anladım” demektedir.
Hastane görevlileri ana-babanın bu acılı ve zor günlerinde onlara yardımcı olmak için ellerinden geleni yapmaktadır. Doğumda veya doğumdan hemen sonra bebeği ölen anne özel odada bakıma alınır. Sütü gelmişse sütü durdurmak için doktor veya ebe ona önerilerde bulunur. Kadının eşi ve akrabaları onu her an ziyaret edebilirler. Hatta bazı hastanelerde kadının gece yanında bir arkadaşının veya akrabasının kalmasına da izin verilir.
Bebek 20 haftalık gebelik süresini doldurmadan ölmüşse buna düşük denir. Bunun için form doldurmaya veya cenaze töreni için hazırlık yapmaya gerek yoktur. Ancak ana-baba düşük yoluyla kaybedilen bebek için dua edilmesini veya bebeğin gömülmesini arzu ediyorsa doktor, ebe veya hastanedeki görevliye bu söylenmelidir.
Doğmadan veya doğduktan hemen sonra ölen bir bebek için duyulan acı uzun yıllardan beri yakından tanıdığımız birisinin ölümü gibi acı verebilir ama bu gerçek genellikle pek bilinmez. Ana-babanın düşük nedeniyle bile olsa bebeğin ölümünden derin bir acı duyması gayet doğaldır. Akraba ve yakınlarının bunu anlamaları gereklidir. Ölüm acısı duymak erkek olsun kadın olsun kişiden kişiye değişen özel bir durumdur. Kişilerin böyle bir duruma değişik tepkileri olabilir ve gereksinimleri farklı olabilir. Bazen kişiler olaya başında üzülmemiş gibi görünebilirler fakat, asıl tepki sonradan ortaya çıkabilir.
Tanıdığınız bir kimsenin bebeği öldüyse veya düşük yaptıysa şunlara dikkat edin. Ana-babaya bebeğin ölümü hakkında neler hissetiklerini sormaktan çekinmeyin. Ölen bebeğe ad verilmişse adını sorun. Böyle bir yaklaşım konuyu açmaktan kaçınmaktan veya sanki hiçbir şey olmamış gibi davranmaktan daha iyidir. Üzüntü içinde olan ana-babayla ölen bebek hakkında konuşmamak sanki bebeklerinin varlığını yadsımak gibi gelebilir. Bazen bebeği ölen ana-babaya “ne zaman isterseniz yine çocuk yapabilirsiniz” veya “belki böylesi daha iyi oldu” gibisinden sözler söylemek onları kırabilir. Ana-babaya yardımcı olmak ve desteklemek, üzüntülerini dinleyip paylaşmak bu dönemi geçirmelerinde yararlı olur.
Bebeklerin yaklaşık olarak yüzde biri ya ölü doğmaktadır ya da doğduktan hemen sonra ölmektedir. Bu olay ana-babayı perişan eder. Olayın hemen ardından şu soru sorulur: Neden ? Bebek ölümünde bazen nedenler doğuştan olma bir sakatlığa veya doğum sırasında ortaya çıkan komplikasyonlara dayanır. Ancak birçok bebek ölümünde nedenler bilinmemektedir.
Birçok ana-baba ölen bebeği kolları arasında tutmak ve onunla biraz olsun beraber olmak ister. Genellikle hastanelerde bu mümkün olabilmektedir. Böylece ana-baba ölen bebeğin fotoğrafını çekebilir, bir tutam saçını, el ve ayak izini alıp evlerine götürebilir. Bazı kişilere bu davranışlar tuhaf gelse de ölen bebeklerini son bir kez olsun görmek isteyen ana-babalar çocuklarından bir hatıra kaldığı ve onunla gereğince vedalaşabildikleri için içlerini rahat hissederler. Doğduktan kısa bir süre sonra bebeği ölen bir anne; “oğlumun biraz olsun yanımda kalabildiğine çok memnunum. Böylece onu biraz daha görmek mümkün oldu ve onun hayatımın bir parçası olduğunu anladım” demektedir.
Hastane görevlileri ana-babanın bu acılı ve zor günlerinde onlara yardımcı olmak için ellerinden geleni yapmaktadır. Doğumda veya doğumdan hemen sonra bebeği ölen anne özel odada bakıma alınır. Sütü gelmişse sütü durdurmak için doktor veya ebe ona önerilerde bulunur. Kadının eşi ve akrabaları onu her an ziyaret edebilirler. Hatta bazı hastanelerde kadının gece yanında bir arkadaşının veya akrabasının kalmasına da izin verilir.
Bebek 20 haftalık gebelik süresini doldurmadan ölmüşse buna düşük denir. Bunun için form doldurmaya veya cenaze töreni için hazırlık yapmaya gerek yoktur. Ancak ana-baba düşük yoluyla kaybedilen bebek için dua edilmesini veya bebeğin gömülmesini arzu ediyorsa doktor, ebe veya hastanedeki görevliye bu söylenmelidir.
Doğmadan veya doğduktan hemen sonra ölen bir bebek için duyulan acı uzun yıllardan beri yakından tanıdığımız birisinin ölümü gibi acı verebilir ama bu gerçek genellikle pek bilinmez. Ana-babanın düşük nedeniyle bile olsa bebeğin ölümünden derin bir acı duyması gayet doğaldır. Akraba ve yakınlarının bunu anlamaları gereklidir. Ölüm acısı duymak erkek olsun kadın olsun kişiden kişiye değişen özel bir durumdur. Kişilerin böyle bir duruma değişik tepkileri olabilir ve gereksinimleri farklı olabilir. Bazen kişiler olaya başında üzülmemiş gibi görünebilirler fakat, asıl tepki sonradan ortaya çıkabilir.
Tanıdığınız bir kimsenin bebeği öldüyse veya düşük yaptıysa şunlara dikkat edin. Ana-babaya bebeğin ölümü hakkında neler hissetiklerini sormaktan çekinmeyin. Ölen bebeğe ad verilmişse adını sorun. Böyle bir yaklaşım konuyu açmaktan kaçınmaktan veya sanki hiçbir şey olmamış gibi davranmaktan daha iyidir. Üzüntü içinde olan ana-babayla ölen bebek hakkında konuşmamak sanki bebeklerinin varlığını yadsımak gibi gelebilir. Bazen bebeği ölen ana-babaya “ne zaman isterseniz yine çocuk yapabilirsiniz” veya “belki böylesi daha iyi oldu” gibisinden sözler söylemek onları kırabilir. Ana-babaya yardımcı olmak ve desteklemek, üzüntülerini dinleyip paylaşmak bu dönemi geçirmelerinde yararlı olur.