M
Misafir
Forum Okuru
Bayram geldi sen yoksun yine...
bu bayramda yoksun bu bayramda yoksun baba ellerin babası gelir sen babam bayram kutlu olsun
Sensiz geçireceğimiz bir bayram daha... Bir bilsen sensiz bayramlar, bayram tadında değil baba... Herkes bayramda babasının elini öperken, senin evlatların, bayramda babasının toprağını okşuyor, öpüyor baba...
Hani sen kurban bayramlarında, kurban almaya gittiğinde, ben ve ablam seni heyecanla beklerdik ya, şimdi o kurbanı annem ve hepimizin küçüğü olupta, küçük yaşına aldırmadan evin erkeği olmaya çalışan ve senin yerini almaya çalışan oğlun almaya gidiyor baba... Evet hala eski düzeni bozmadı senin ailen, her bayramda olduğu gibi dini görevlerimizi yerine getirip, kurban kesiyoruz baba... Ama senli olan bayramlar gibi heyecanlı değil baba...
Bayram sabahı, erkenden kadırırdı annem hepimizi ''kalkın bayramda erken kalkmak sevaptır, şimdi babanız namazdan gelecek, hadi hazırlanalım''derdi. Ablamı ve kardeşlerimi bilmem ama ben zaten o gece uyuyamazdım ki heyecandan, annemin bizi uyandırmasını bekler ve yataktan coşku ile fırlar, sokağın başına camii ye doğru senin gelişini heyecanla beklerdim.
Hani camii'den çıkanlar arasında seni görür görmez koşarak ''babaa!!!'' diyerek bacaklarına sarılırdımya, işte onu çok özledim baba... O anda yaptığın gibi kafamı okşayıp o mis kokulu ellerini yüzüme sürüp, gülümseyerek ellerimden tutupta eve doğru yürüdğümüz anları çok özledim baba.. Biliyor musun, o mis kokun şuanda bile burnumda, hissediyorum ve tüm gücümle içime çekiyorum baba...
Annem ''yav her yeri kirletiyorsun, bizim ki yetmezmiş gibi birde kolu komşunun kurbanını kesiyorsun, aldığın yerde kestir'' diye söylendiğinde, sen ise '' kesebiliyorsa insan, dini görevini kendi yapmalı, o kan bizim dini görevimizin sembolüdür, hem kesemeyenler yardım etmekte büyük sevaptır, çok dırdır etme Nazan'' derdin ya... Şimdi ben, annemle senin o atışmalarınızı bile özledim baba... Sen gittiğinden belli biz kurbanımızı, aldığımız yerde kestiriyoruz, ta geçen seneye kadar. Oğlunda senin gibi düşünüyor baba... Sana benzer çok yanları var oğlunun...
Geçen sene ''ben keseceğim'' dedi. Önce hepimiz karşı çıktık ona ''mındar edersin, kesemezsin'' dedik. Görecektin baba, o anı videoya kaydettik. Hem komikti, hemde onur verici bişeydi o an baba... İlk başta çok bocaladı ''ya bu bıçak kör, bıçak kesmiyor'' diye acemiliğini bıçağın üzerine attı. Hatta kurban keserken okunacak duayı küçük bir kağıda yazmıştı, ben ona kağıdı tuttum, o okudu. O hali bile çok komikti baba. Sonra ''Ya Bismillah, babam gibi'' dedi sadece ve tıpkı senin gibi kurbanı kesti baba. Bilmem sende gördün mü... Diyorlar ki, o sizi görüyor. Bu doğrumu ki baba...
Senin bıraktığın kurban bayramı geleneğini, aynı şekilde sürdürüyoruz baba. Oğlun büyüdü ve seni taklit ediyor baba... Gel gör bizi, biz de o bayram heyecanı kalmadı baba...
Sensiz ne bayramlar, bayram gibi, nede evlatların evlat gibi baba... Senin yokluğunla, evlat olmayı unuttuk baba. Yeri geldiğinde kendimizi, korumak için kendi babamız gibi oluyoruz baba...
Annem, hala aynı baba. Yine bayram sabahları erkeknden kaldırıyor bizi değişen tek şey '' hadi kalkın babanız gelecek şimdi'' dememesi. Biliyorum, oda senin yokuluğunu acı ile yaşıyor. Hem anne olupta, hem baba oluyor bize. Bazen onu çok yoruyoruz baba. Artık hem anne olmak, hemde baba olmak ona ağır geliyor baba. Yinede görevini layıkı ile yerine getiriyor.
Şimdi gel gör bizi baba, büyüdük, çok değiştik, her birimiz hayatın farklı alanlarına tutulduk baba. Ama bir gerçek var ki, başardık baba... Sen gittiğinde düştük, ezildik, sen artık yoktun, biz kendimiz kalktık baba... Ama sensiz olmak, düşmekten daha acı baba.
Senin ''güvercinim'' dediğin kızın, ben şimdi 25 yaşındayım baba. Ama bu yaşımda bile babası olan herkese imreniyorum baba. Bayramları sevmiyorum artık, çünkü bayramlarda seninle gitti baba...
Bilgisayarımın üzerinde asılı olan resminde, kara kaşlı, kara gözlü, hafif kemerli burnunla, o simsiyah bıyıklarının altından gülümsüyorsun şimdi bana. Sen bana gülümserken, benim gözlerimden akan yaşlara için burkulmasın baba, bil ki o yaşlar, sana olan özlemimden baba. Seni çok özledim, çok seviyorum. ''Zaman herşeyin ilacı'' diyorlar, yalanmış baba... Zaman sadece alıştırdı bizi senin yokluğunla yaşamaya...
44 yaşında, toprağa uzandın sen, daha erkendi, bizim büyüdüğümüzü, elimizin ekmek tuttuğunu görmedin, evlatlarının da kazancını yemedin. Şimdi oğlun, senin bıraktığın görevlerini yerine getiriyor baba ve senin ömrünün el vermediği görevleri baba... Onu görmeni isterdim, o nu görseydin eminim büyük gurur duyardın baba...
Evlatların seni hiç unutmayacak baba. Bayramlarda boynumuz hep bükük kalsada, senin yaptıklarını yapacağız baba...
Bayramın kutlu olsun babam... Ruhun şaad olsun...
Sensiz geçireceğimiz bir bayram daha... Bir bilsen sensiz bayramlar, bayram tadında değil baba... Herkes bayramda babasının elini öperken, senin evlatların, bayramda babasının toprağını okşuyor, öpüyor baba...
Hani sen kurban bayramlarında, kurban almaya gittiğinde, ben ve ablam seni heyecanla beklerdik ya, şimdi o kurbanı annem ve hepimizin küçüğü olupta, küçük yaşına aldırmadan evin erkeği olmaya çalışan ve senin yerini almaya çalışan oğlun almaya gidiyor baba... Evet hala eski düzeni bozmadı senin ailen, her bayramda olduğu gibi dini görevlerimizi yerine getirip, kurban kesiyoruz baba... Ama senli olan bayramlar gibi heyecanlı değil baba...
Bayram sabahı, erkenden kadırırdı annem hepimizi ''kalkın bayramda erken kalkmak sevaptır, şimdi babanız namazdan gelecek, hadi hazırlanalım''derdi. Ablamı ve kardeşlerimi bilmem ama ben zaten o gece uyuyamazdım ki heyecandan, annemin bizi uyandırmasını bekler ve yataktan coşku ile fırlar, sokağın başına camii ye doğru senin gelişini heyecanla beklerdim.
Hani camii'den çıkanlar arasında seni görür görmez koşarak ''babaa!!!'' diyerek bacaklarına sarılırdımya, işte onu çok özledim baba... O anda yaptığın gibi kafamı okşayıp o mis kokulu ellerini yüzüme sürüp, gülümseyerek ellerimden tutupta eve doğru yürüdğümüz anları çok özledim baba.. Biliyor musun, o mis kokun şuanda bile burnumda, hissediyorum ve tüm gücümle içime çekiyorum baba...
Annem ''yav her yeri kirletiyorsun, bizim ki yetmezmiş gibi birde kolu komşunun kurbanını kesiyorsun, aldığın yerde kestir'' diye söylendiğinde, sen ise '' kesebiliyorsa insan, dini görevini kendi yapmalı, o kan bizim dini görevimizin sembolüdür, hem kesemeyenler yardım etmekte büyük sevaptır, çok dırdır etme Nazan'' derdin ya... Şimdi ben, annemle senin o atışmalarınızı bile özledim baba... Sen gittiğinden belli biz kurbanımızı, aldığımız yerde kestiriyoruz, ta geçen seneye kadar. Oğlunda senin gibi düşünüyor baba... Sana benzer çok yanları var oğlunun...
Geçen sene ''ben keseceğim'' dedi. Önce hepimiz karşı çıktık ona ''mındar edersin, kesemezsin'' dedik. Görecektin baba, o anı videoya kaydettik. Hem komikti, hemde onur verici bişeydi o an baba... İlk başta çok bocaladı ''ya bu bıçak kör, bıçak kesmiyor'' diye acemiliğini bıçağın üzerine attı. Hatta kurban keserken okunacak duayı küçük bir kağıda yazmıştı, ben ona kağıdı tuttum, o okudu. O hali bile çok komikti baba. Sonra ''Ya Bismillah, babam gibi'' dedi sadece ve tıpkı senin gibi kurbanı kesti baba. Bilmem sende gördün mü... Diyorlar ki, o sizi görüyor. Bu doğrumu ki baba...
Senin bıraktığın kurban bayramı geleneğini, aynı şekilde sürdürüyoruz baba. Oğlun büyüdü ve seni taklit ediyor baba... Gel gör bizi, biz de o bayram heyecanı kalmadı baba...
Sensiz ne bayramlar, bayram gibi, nede evlatların evlat gibi baba... Senin yokluğunla, evlat olmayı unuttuk baba. Yeri geldiğinde kendimizi, korumak için kendi babamız gibi oluyoruz baba...
Annem, hala aynı baba. Yine bayram sabahları erkeknden kaldırıyor bizi değişen tek şey '' hadi kalkın babanız gelecek şimdi'' dememesi. Biliyorum, oda senin yokuluğunu acı ile yaşıyor. Hem anne olupta, hem baba oluyor bize. Bazen onu çok yoruyoruz baba. Artık hem anne olmak, hemde baba olmak ona ağır geliyor baba. Yinede görevini layıkı ile yerine getiriyor.
Şimdi gel gör bizi baba, büyüdük, çok değiştik, her birimiz hayatın farklı alanlarına tutulduk baba. Ama bir gerçek var ki, başardık baba... Sen gittiğinde düştük, ezildik, sen artık yoktun, biz kendimiz kalktık baba... Ama sensiz olmak, düşmekten daha acı baba.
Senin ''güvercinim'' dediğin kızın, ben şimdi 25 yaşındayım baba. Ama bu yaşımda bile babası olan herkese imreniyorum baba. Bayramları sevmiyorum artık, çünkü bayramlarda seninle gitti baba...
Bilgisayarımın üzerinde asılı olan resminde, kara kaşlı, kara gözlü, hafif kemerli burnunla, o simsiyah bıyıklarının altından gülümsüyorsun şimdi bana. Sen bana gülümserken, benim gözlerimden akan yaşlara için burkulmasın baba, bil ki o yaşlar, sana olan özlemimden baba. Seni çok özledim, çok seviyorum. ''Zaman herşeyin ilacı'' diyorlar, yalanmış baba... Zaman sadece alıştırdı bizi senin yokluğunla yaşamaya...
44 yaşında, toprağa uzandın sen, daha erkendi, bizim büyüdüğümüzü, elimizin ekmek tuttuğunu görmedin, evlatlarının da kazancını yemedin. Şimdi oğlun, senin bıraktığın görevlerini yerine getiriyor baba ve senin ömrünün el vermediği görevleri baba... Onu görmeni isterdim, o nu görseydin eminim büyük gurur duyardın baba...
Evlatların seni hiç unutmayacak baba. Bayramlarda boynumuz hep bükük kalsada, senin yaptıklarını yapacağız baba...
Bayramın kutlu olsun babam... Ruhun şaad olsun...