Bahar Alerjilerine Dikkat Sezon Açıldı !
Bahar alerjileri hiç şüpheiz pek çoğumuzun ortak sorunu. Nisan ayının yaklaşmasıyla beraber alerji sezonunu da açmış bulunuyoruz. Özellikle polen alerjisi olan insanlar çok şikayetçi bu konuda. Hapşuruk ve nefes daralması bunun yanında huzursuzluk ve rahatsızlık da kendini iyiden iyiye belli etmeye başladı.Ben de alerjik bir hap kullanıyorum şu an
Soğuk kış günlerinin ardından havaların yavaş yavaş ısınmaya başlamasıyla birlikte atmosfere yayılmaya başlayan polenlerin, alerjik rahatsızların ortaya çıkmasına neden olduğu bildirildi.
Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Çoçuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Nihat Sapan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilkbaharın gelmesiyle birlikte doğanın uyandığını, birçok bitkinin çiçek açtığını, dolayısıyla polenlerin atmosfere yayıldığını söyledi.
Bu durumun polenlere alerjisi olan kişilerde çeşitli yakınmaların ortaya çıkmasına neden olduğunu belirten Sapan, şöyle devam etti:
“İçinde bulunduğumuz iklim kuşağına bağlı olarak ocak ve şubat aylarında atmosferde polen bulunmuyor veya çok az bulunuyor. Mart ve özellikle nisan ayında atmosferdeki polen sayısı artmaktadır. Polenler nefes yoluyla ağızdan, burundan girince vücut bunları zararlı madde gibi algılıyor. Bu durumun halk arasında ’saman nezlesi’ olarak bilinen alerjik rinite neden oluyor. Alerjik bünyeli kişiler hiç tepki gösterilmemesi gereken, zararsız bu maddelere tepki gösteriyor. Hapşırma, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, gözlerde kızarma ve kaşıntı, baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk gibi belirtiler ortaya çıkıyor. Hatta bazı insanlarda astım bulguları da ortaya çıkabiliyor.”
Prof. Dr. Sapan, Türkiye’de en önemli ve en çok görülen alerjik polenlerin çayır, çimen polenleri olduğunu dile getirerek, “Alerjik rinit hastalığının en yaygın polenlerini de bunlar oluşturur. Park ve bahçelerde, apartman bahçelerinde bulunan çimen polenlerine dikkat edilmesi gerekir. Ülkemizde zeytin ağacı polenleri de yaygın olarak alerjik bulgulara yol açmaktadır. Bunun yanında ıhlamur, servi polenleri de alerji yapabiliyor. Kavaklar ise bilinenin aksine alerjik olaylarda en masum ağaçlardır” diye konuştu.
Alerjik rinit hastalarının ilkbahar döneminde polenlerden korunmalarının çok da mümkün olmadığına dikkati çeken Sapan, bunun için ilaç kullanılmasının faydalı olabileceğini vurguladı.
Sapan, tedavi edilmeyen hastalarda zamanla astım bulgularının da ortaya çıkabileceğini belirterek, “Aslında alerjik hastalıkların tedavisindeki en önemli ve ilk yapılması gereken yöntem alerjenden kaçınmadır. Ancak bu, özellikle polenler gibi çok yaygın olan alerjenler için hiç kolay değildir. Genel olarak polenlere yoğun alerji gösterenlerin ilkbahar aylarında dış otamda yaptıkları aktiviteleri azaltmaları önerilir” dedi.
Atmosferdeki polenlerin izlenmesi ve halka o dönemde havada hangi polenlerin bulunduğu konusunda bilgi verilmesinin önemine de değinen Sapan, Uludağ Üniversitesi Polen Grubu olarak Bursa ve Türkiye’nin pek çok şehrinde havadaki polen sayılarını ve cinslerini takip ettiklerini, Alerji ve Klinik İmmümnoloji Derneğinin web sayfasında verileri açıkladıklarını kaydetti.
Soğuk kış günlerinin ardından havaların yavaş yavaş ısınmaya başlamasıyla birlikte atmosfere yayılmaya başlayan polenlerin, alerjik rahatsızların ortaya çıkmasına neden olduğu bildirildi.
Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Çoçuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Nihat Sapan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilkbaharın gelmesiyle birlikte doğanın uyandığını, birçok bitkinin çiçek açtığını, dolayısıyla polenlerin atmosfere yayıldığını söyledi.
Bu durumun polenlere alerjisi olan kişilerde çeşitli yakınmaların ortaya çıkmasına neden olduğunu belirten Sapan, şöyle devam etti:
“İçinde bulunduğumuz iklim kuşağına bağlı olarak ocak ve şubat aylarında atmosferde polen bulunmuyor veya çok az bulunuyor. Mart ve özellikle nisan ayında atmosferdeki polen sayısı artmaktadır. Polenler nefes yoluyla ağızdan, burundan girince vücut bunları zararlı madde gibi algılıyor. Bu durumun halk arasında ’saman nezlesi’ olarak bilinen alerjik rinite neden oluyor. Alerjik bünyeli kişiler hiç tepki gösterilmemesi gereken, zararsız bu maddelere tepki gösteriyor. Hapşırma, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, gözlerde kızarma ve kaşıntı, baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk gibi belirtiler ortaya çıkıyor. Hatta bazı insanlarda astım bulguları da ortaya çıkabiliyor.”
Prof. Dr. Sapan, Türkiye’de en önemli ve en çok görülen alerjik polenlerin çayır, çimen polenleri olduğunu dile getirerek, “Alerjik rinit hastalığının en yaygın polenlerini de bunlar oluşturur. Park ve bahçelerde, apartman bahçelerinde bulunan çimen polenlerine dikkat edilmesi gerekir. Ülkemizde zeytin ağacı polenleri de yaygın olarak alerjik bulgulara yol açmaktadır. Bunun yanında ıhlamur, servi polenleri de alerji yapabiliyor. Kavaklar ise bilinenin aksine alerjik olaylarda en masum ağaçlardır” diye konuştu.
Alerjik rinit hastalarının ilkbahar döneminde polenlerden korunmalarının çok da mümkün olmadığına dikkati çeken Sapan, bunun için ilaç kullanılmasının faydalı olabileceğini vurguladı.
Sapan, tedavi edilmeyen hastalarda zamanla astım bulgularının da ortaya çıkabileceğini belirterek, “Aslında alerjik hastalıkların tedavisindeki en önemli ve ilk yapılması gereken yöntem alerjenden kaçınmadır. Ancak bu, özellikle polenler gibi çok yaygın olan alerjenler için hiç kolay değildir. Genel olarak polenlere yoğun alerji gösterenlerin ilkbahar aylarında dış otamda yaptıkları aktiviteleri azaltmaları önerilir” dedi.
Atmosferdeki polenlerin izlenmesi ve halka o dönemde havada hangi polenlerin bulunduğu konusunda bilgi verilmesinin önemine de değinen Sapan, Uludağ Üniversitesi Polen Grubu olarak Bursa ve Türkiye’nin pek çok şehrinde havadaki polen sayılarını ve cinslerini takip ettiklerini, Alerji ve Klinik İmmümnoloji Derneğinin web sayfasında verileri açıkladıklarını kaydetti.