Özellikle arıcılıkla uğraşan kimseler arı sokmasının önüne geçmek için duman tutarlar ya da özel arıcılık kıyafeti giyerler.
Arılar, zar kanatlı hayvanlar sınıfından olup küçük kanatlı hayvanlardır. Arı (Apoidea) takımının birer üyesidir. Genel özelikleri aynı olsa da aslında birbirinden çok farklı özellikleri bulunur. Yaşadığı yere ve türüne bağlı olarak farklı boy ve yapıda olabilmektedir.
Genel olarak boyu 2 – 4 cm kadardır. Bedeninin alt kısmında 6 ayağı bulunur ve ayakları üzerinde polen taşıyıcı kısımlar bulunur. Baş kısmında kesici bir ağız, 1 çift anten ve dışa patlak biçimde 2 adet göz bulunur.
Pekiyi, bir arı neden bir insanı sokar? Arıların kendilerini savunma mekanizmaları iğneleridir. Peki, her arıda aynı iğne mevcut mudur? Tabi ki hayır. Erkek arılarda iğne bulunmazken dişi ve işçi arıların arka tarafta iğne odası denilen organın ucunda sivri ve çengelli şekilde bir iğne mevcuttur. Bu iğne zehir kesesine bağlıdır ve bir arı bir canlıyı sokması halinde ani bir kasıntı ile zehir kesesindeki zehri boşaltır.
Arılar sokma işlemini en son çare olarak kullanır. Çünkü kendileri de biliyordur ki soktukları zaman ölecekler. Bunun nedeni ise iğnenin çıkabilir bir yapıda olmaması. İğnenin organlara bağlı bir şekilde bulunması arının soktuktan sonra çengelli olan iğnesini yumuşak etten çekerken organlarının da beraberinde çıkmasına yol açar. Bu da arının bir süre sonra ölmesi demektir. Bu yüzden arılar önce birkaç uyarıda bulunur ve sonrasında en son çare olarak sokma işlemini gerçekleştirir.
Arıların sokması için birkaç sebep olabilir. Ya öleceğini düşünen arı sokar ya da kovanında oluşacak bir tehlike için arılar kendini feda edebilir.