Allahın kaç çeşit sıfatı vardır.

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan İslami Yazar
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
İ

İslami Yazar

Forum Okuru
Allahın kaç çeşit sıfatı vardır.
Allah-ü Teala'nın üç çeşit sıfatı vardır.

Sıfatı selbiye, Sıfatı sübutiye, Sıfatül Esma.

Sıfatı selbiye altıdır.

1 Vahdaniyet: Cenabı Allahın zat ve sıfatında bir olmasıdır. 2 Kıdem: Cenabı Allahın varlığının bvaşlangıcı olmamak, yani ezeli olmak. 3 Beka: Varlığının sonu olmamasıdır. 4 Muhalefetün lil Havadis: Sonradan var edilmiş olan şeylere hiç benzememesi. 5 Kıyam bi nefsihi: Cenabı Allahın kendisiyle Kaim, tam istiklal sahibi olması. 6 Vücut: Var olmak.



Allahın kaç çeşit sıfatı vardır..jpg



Sıfatı Sübûtiyye Eşarilere göre 7, Maturidilere göre 8 dir:


1 Hayat: İlmin imkanını gerektiren ezeli sıfattır

2 İlim: Bilinmesi mümkün olan her şey, kendisiyle açık bir şekilde bilinen ezeli bir sıfattır.

3 Kudret: Mümkinata taalluk edip, müessir olan ezeli bir sıfattır.

4 Semi: İşitilebilen şeylere taalluk eden ezeli bir sıfattır.

5 Basar: Görülmesi mümkün olan her şeye taalluk eden ezeli bir sıfattır.

6 Kelam: İlahi emir ve nehiylerin kaynağı olan ezeli bir sıfattır.

7 İrade: Kudret dahilinde bulunan şeylerden birinin vukuunu belli bir zamana tahsis eden ezeli bir sıfattır.

8 Tekvin: Yaratmak, rızıklandırmak gibi fiili sıfatların kaynağı olan ezeli bir sıfattır. Eşarilere göre bu yoktur.

Sıfatül Esma ise Sıfatı Sübûtiyyeden türeyen sıfatlardır ve şunlardır.

1 Hayy: Daimi diri olan. 2 Alim: Her şeyi bilen. 3 Kadîr: Her şeye gücü yeten. 4 Sâmi: Her şeyi işiten.

5 Bâsir: Herşeyi gören. 6 Mütekellim: Konuşan. 7 Mürîd: Dileyen. 8 Mükevvin: Yapandır.

Hayr olsun şer olsun, Kader Allah'tandır. Kaderi, her şeyde caridir. Bir mümin büyük günah işlese de imandan çıkmaz. Allah dilerse onu affeder dilerse cezalandırır.

İnsan zayıf bir yaratık olduğu için hiçbir şeyi yaratamaz. Her şeyi yaratan Cenabı Allah'tır. Ancak kendisine irade-i cüziyye verilmiştir. Ceza ve mükafat buna dayanır.

Kuranı Kerim, ezeli ve ebedi olup mahluk değildir. Kuranı Kerim in buyurduğu gibi, Cenabı Allah ahirette görülecektir. Akıl terazisi çevre ve âdetlerle bozulduğu için eşyanın güzellik ve çirkinliği onunla sabit olmaz. Ancak Şeriat ile sabit olur.

Allahü Teâlâ muhtâr'dır. Hiçbir şey yapmaya mecbur değildir. Cisim ve mekandan münezzehtir.

Cenabı Allah'ın melekleri vardır. Bunlar, asla Allah'a asi olamazlar. Şehvete ve nefsani arzulardan münezzehdirler. Yemez, içmez, yatmaz ve evlenmezler. Ne erkek ne dişidirler. Çeşitli şekillere girebilirler. Allah'ın, dört kitabıyla 100 sahifesi vardır. Beşerin hidayeti için bunları seçkin kullarına indirmiştir. En son kitap Kuranı Kerimdir. On Nazil olduktan sonra hiçbir kitap veya sahife ile amel edilmez. Hepsi yürürlükten kalkıp mensuh olmuşlardır. Ve İslam dininden başka bir din kabul edilmez.

Cenabı Allah'ın peygamberleri vardır. Sayılıları ne kadardır kesin olarak bilinmez. Peygamberimizden yapılan bir rivayete göre 124 bin, diğer bir rivayete göre de 224 bindir.

Ashab-ı kiram, beşer olmaları itibariyle herkes gibi yanılmış olabilirler. Ama nübüvvetin edebiyle edeplendikleri ve samimi olarak İslam’ın nurunu her tarafa götürüp, beşeriyetin hidayetine vesile oldukları için onlara borçluyuz.

Zamanda ehli sünnet ile Şîa fırkaları her yerde mevcuttur. Fertleri, hangi fırkaya mensup olduklarını biliyorlar. Diğer fırkalar ise, mevcut olmakla beraber, Çoğu hangi fırkaya olduklarını, hangi fırkayı taklit ettiklerini bilmezler. Çünkü kaderi inkar edip; insanın kendi işlediğini yarattığına inananlara çık rastlanır. Ama bunlar Mutezile'ye mensup olduklarını bilmezler. Yine mümine günah zarar vermez diyen kimselere de rastlanır. Fakat bunlarda Mürcie fırkasına mensup olduklarını bilmezler.

Ehli Sünnet de iki fıkradır.

Eş'ârî fırkası, Maturîdî fırkası.

Bu iki fırka arasında teferruatta ihtilaf olsa da, İnanç esaslarında birlik halindedirler. Biri diğerinin aleyhinde değildir. Hatta bir tek fırka sayılır. Ehlisünnet in itikatlarını başka konularımızda elimizden geldiğince açıklamaya çalışacağız.

Ehli Sünnet olmayan kimse küfrü gerektiren bir söz veya harekette bulunmazsa onu tekfir etmemek lazımdır.
 
Selamün aleyküm hocam. Tasavvufla ilgilenenler Allaha tanrı demenin bir sakıncası olmadığını söylüyor. Allahın bunca güzel sıfatı varken tanrı dememizin bir sakıncası varmıdır ?
 
Merhaba, Tanrı ifadesi biz türkler tarafından kullanılan ve Allaha izafe edilen bir lafızdır. Eski türk dilimizde tengri kelmesinin günümüze uyarlamasıdır. Dinen her hangi bir mahzuru yoktur. Ancak bu kelimeyi suistimal edilmesinde dolayı bazı çevreler, özellikle dine düşmanca bir tavrı olanlar tarafından kullanıldığı için dal bil işaresi değiştiği için mahzurlu hale gelmiştir. Ve tanrı ifadesi bu manevi işaretin dışında kalmış söyleyene farklı bakılmıştır. onun için biz müslümanlara düşen olabildiğince bu kelimeden uzak durmak ve Hz Allahın bunca güzel isim ve sıfatlarından birini kullanmak daha güzel olacaktır. Tasavvufi olarak da Eski tasavvuf alimleri ve şairleinin iafadelerine bakarak böyle bir ifadenin mahzursuz olduğunu düşünmektedir. lakin günümüzde kelimenin kullanımı niyetlerde bozulduğu için kullanmamak gerekir.
 
Geri
Üst