Allah'ın adları için verilen zikir sayılarının hükmü

büşra.shid

Yeni Üye
Üye
Allah'ın adları için verilen zikir sayılarının hükmü
zikir sayılarının hükmü zikir sayıları hadislerde ayetlerde geçiyormu zikir hakkında bilinmeyenler merak edilenler hepsi burada melekler
İnsan yaratılışında Yaradan'dan bir parça olur.Biz O'nun nurunu taşıyoruz.Fıtrat olarak O'nu taşıyan bir bedenin O'nunla yaşayıp O'nunla huzur bulması da kaçınılmaz bir düşünce olsa gerek..



B-3701~1.JPG-332.jpg



Soru:
Esselamun aleyküm,
Ben internette esmaul hüsna'da ki adların zikri ile ilgili birbirinden farklı bir sürü sayı görüyorum. bu zikirlerin sayısıyla ilgili her hangi bir hadis var mı ya da ayet? neye göre söyleniyor bu sayılar?

Cevap:
Allah'ın güsel isimleri olan "Esmâ-i Hüsnâ" ile dua edilebilir ancak "Allah'ın şu ismini şu kadar okursanız ... şöyle olur şeklinde güvenilir kaynaklarda bir bilgi bulunmamaktadır. Sözlükte "anmak, hatırlamak, yad etmek" anlamına gelen zikir, ıstılahta, Allah'ı anmak ve hatırlamak, O'nu unutmamak ve gaflet halinde olmamak, Allah kelimesini ve tekbir, tehlil, tesbih, tahmid cümlelerini tekrarlamak demektir. Zikir, Allah'ın yüceliğini dile getirmek ve manevî yetkinliğe ulaşmak amacıyla yapılır. Zikrin çoğulu ezkâr ve zükûrdür. Zikir, aynı kökten gelen kelimelerle birlikte, Kur'ân'da üç yüze yakın yerde geçmektedir. Bu âyetlerde "Allah'ı zikir" emredilmiş (Bakara, 2/152), Allah'ı zikreden müminlerden övgüyle söz edilmiş ve kendileri için mağfiret ve büyük mükâfatlar bulunduğu müjdesi verilmiştir (Ahzâb, 33/35). Hz. Peygamber de zikrin en faziletlisinin lâ ilâhe illallâh olduğunu (İbn Mâce, Edeb, 25) söyleyerek tevhid kelimesi ile zikirde bulunmanın önemine dikkat çekmiştir. Zikir, dil, kalp ve beden ile olmak üzere üç çeşittir. Dil ile zikir, Allah'ı güzel isimleri ile anmak, O'na hamdetmek, tesbihte bulunmak, dua etmek ve Kur'ân okumaktır. Beden ile zikir, bütün organların Allah'ın emirlerine uyması ve yasaklarından kaçınması ile olur. Kalp ile zikir ise Allah'ı gönülden çıkarmamaktır. Namazlardan sonraki tesbihatın kaynağı hadislerdir. Namazlardan sonra bilinen şekliyle tesbîhat ve zikirleri çekmek, sahih hadislerle (Buhari, Ezan, 155; Müslim, Mesaicid, 142–146) tavsiye edilmiştir. Bu itibarla, namazların sonunda tesbihat yapılması müstehaptır. Kişi, namazın farzından sonra "Allahümme ente's-selâmü ve min kes'-selâm…” dedikten sonra; son sünneti varsa onu kıldıktan sonra, Hz. Peygambere salavât-ı şerife getirir. Bundan sonra "Sübhane'llahi ve'l-hamdüli'llahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber. Vela havle vela kuvvete illa bi'llahi'l-aliyyil azim" der. Euzü besmeleyi çekerek yalnız Ayetel kürsi’yi veya Fatiha, Ayetel kürsi, İhlâs, Felak ve Nas surelerini okuyup bitince otuz üç (33) kere “sübhânellah”, otuz üç kere “elhamdülillâh” ,otuz üç kere de “Allâhü ekber” der. Tespih çekme bitince "lâilâhe illallâhü vahdehû lâ şerike leh, lehül mülkü velehül hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr” der ve sonra da ellerini kaldırarak dua eder. Ünlü muhaddis ve hadis şarihi İbnu Hacer, bu üç kelime ile ilgili muhtelif rivâyetler geldiğini belirttikten sonra meselâ sübhânallah kelimesinin bazılarında 33, bazılarında 25, bazılarında 11, bazılarında 10, bazılarında 3, bazılarında 1, 70 ve 100 kere tekrarı tavsiye edildiğini; keza elhamdülillah kelimesinin de tekrar edileceği miktarla ilgili olarak 33, 25, 11, 10, 100 rakamlarının geldiğini; Lâilahe illallah kelimesiyle ilgili olarak da 10, 25, 100 rakamlarının geldiğini belirtir. Zeynüddin el-Irâkî: "Bunların hepsi güzeldir, bu miktarların artması Allah'ı daha da memnun eder" der.( İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:7/42-43.) Zikirlerin en faziletlisi "lâilâhe illallâh" kelimesidir. Bu kelime İslamın da temelidir. Ne kadar çok söylense o kadar çok güzeldir. Esmâ-i Husnâ Allah'ın güzel isimleri demektir. Bir âyet-i kerîmede: "En güzel isimler O'nundur (Allah'ındır)" (el-Haşr, 24) buyurulmaktadır. Diğer bir âyette de; en güzel isimlerin Allah'a ait olduğu belirtildikten sonra, bu isimlerle dua edilmesi tavsiye olunmaktadır (el-A'râf, 180).

Derdimiz sıkıntımızda yüreğimizden geldiğince Rabb'imizi anıp hem hoşnutluğunu kazanmak hem de yüreğimizi ferahlatmak hiç birimize zor gelecek bir fikir değildir heralde.“Öyleyse yalnız beni anın ki ben de sizi anayım.Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin”(el-Bakara, 2/152)..Rabb'imizin kelamından şüphe olmaz meleklerim.Sayıların çok da mühimmiyeti yok,yüreklerimizi açalım yeter ki O'na..
 
Son düzenleme:
Geri
Üst