Allah (c.c)’ın Mührüyle Mühürlenmek

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan zaga
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

zaga

Üye
Üye
Allah (c.c)’ın Mührüyle Mühürlenmek
rüyada mühürlenmek mekkeye konan melekler mekkeye konan melek mekkenin üzerine inen melek mekeye
Allah (c.c)’ın Mührüyle Mühürlenmek

Fidanı tohuma, yağmuru buluta, deryayı damlaya gizleyen Rabbimiz bakın Kelamını da neye gizlemiş? Hz. ali(r.a)’hın buyurduğu üzere: “Kur’an ‘ın tamamı Fatiha’da Fatiha’nın tamamı besmele’de,besmele’nin tamamı da b harfinde toplanmıştır.”(Besairul Kur’an)Neydi besmeledeki bu sır ki Fatihayı içine alıyor, neydi b harfinin sırrı ki Kur’an’ı Kerim’i kendinde topluyor. Biz daha b “ile” derken yapacağımız işle Allah arasında bağlantı kuruyoruz.

Allah’ım senin adınla yürüyorum, senin adınla oturuyorum, senin adınla yatıyorum, senin adınla kalkıyorum, yemeğimi yerken seninle, araba kullanırken seninle, ders çalışırken seninle çalışıyorum, giyinirken Savfan İbn-i Selim’in buyruğuna uyarak “Cinler insanların eşya veya elbiselerini kullarınlar. Sizden hanginiz bir elbise alır veya koyarsa Besmele çeksin zira Allahın ismi mühürdür.”(Suyuti d/Mensur)senin mührünü basıyoruz yaptığımız her işe. Allah’ım işlerimizi sen tasdikle diyoruz. Senin tasdikin olmadan yaptığımız her iş bereketsizdir. “Meşru işlerin hangisi olursa olsun besmele-i şerife ile başlanmazsa hayrına ve tamamına nail olunmaz, bereketsiz kalır.(Ebu Eavud Edeb 18)buyuruyor Rasul-ü Ekrem(s.a.v).

Her bir harfi farklı bir mana, her bir harfi ayrı bir derya olan besmeleyle Seni bir an yanımızdan ayırmıyoruz. Sen bize şah damarımızdan daha yakın olan Allah(c.c)! Öyle buyurmuyor mu Rasul ün(s.av): “O, (Besmle ), Allah-u Teala’nın isimlerinden bir ismidir. O’nun la Allah’ın en büyük ismi(İsm-i Azam-ı)arasında ancak gözün siyahıyla beyazı arasındaki kadar mesafe vardır. Yani o kadar yakındırlar.”(Hâkim el-müstedrek 1/552) İşte biz Besmelenin daha b harfini dile getirdiğimizde besmelenin ismi azama olan yakılığını hissediyoruz.

Cabir İbn-i Abdullah(r.a)’dan rivayet edildi ki: “besmele-i Şerife inince bulut şarka(doğuya) kaçtı, rüzgar sakin oldu(dindi), deniz dalgalandı,bütün hayvanlar kulak verdiler, şeytanlara da semadan taşlar yağdı. Ve Allah-u Teala Besmele-i Şerife hangi şey üzerine okunursa muhakkak o şeyde bereket yaratacağına dair İzzet ve Celaline yemin etti. (Suyuti d / mensur 1 / 26) Besmele-i Şerife indiğinde kâinatta olan değişiklik onu, her dile getirişimizde bizde de zuhur etmeli. Bismillah dediğimizde gaflet bulutumuz dağılmalı, ruhumuz onunla sükûn bulmalı, kalp denizimiz Allah’ın İsm-i Azamıyla dalgalanmalı, coşmalı, bedenimizin her hücresi bu sese iştirak etmeli, nefsimiz onunla ıslah olmalı. Peygamberimiz(s.a.v)’e Miraç hadisesinde Cennetler gezdirildi. İşte o esnada Besmele-i Şerifin aslı kendisine arz olundu. Cennette dört ırmak gördüm. Biri su, biri süt, biri şarap, biri de bal idi. Nitekim Allah bunu beyan ederken buyuruyor ki: “Allah’a karşı gelmekten sakınanlara, söz verilen cennet şöyledir; Orada temiz su ırmakları, tadı bozulmayan süt ırmakları, içenlere zevk veren şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır. Onlara orada her türlü ürün ve Rab’lerinden mağfiret vardır. Bunun üzerine Cebrail (as)’a dedim ki: “Bu nehirler nereden geliyor ve nereye gidiyor? Cebrail(as) cevap verdi. “Kevser havuzuna akıp gidiyor; ancak nereden geldiğini bilmiyorum. Siz Allahtan sorarsanız size bu hususu ya bildirir ya da gösterir. Sonra Cebrail(as) rabbine dua etti. Bunun üzerine bir melek bana selam verdi ve dedi ki: “Ya Muhammed, gözlerini yum” “meleğin bu sözleri üzerine gözlerimi yumdum. Sonra melek bana: “şimdi gözlerini aç” dedi. Bende açtım. Bir de ne göreyim ben bir ağacın altında duruyordum. Orada inciden bir kubbe vardı. Kapısı yeşil yakuttandı. Kilidi altından idi. Eğer dünyadaki bütün insanları ve cinleri o kubbenin üzerine koymuş olsalardı, dağ başına konmuş bir kuş gibi gözükürlerdi. İşte o dört ırmağın, o büyük kubbenin altından çıktığını gördüm. Dönmek istedim. Fakat o melek bana dedi ki: “bu kubbenin içine niçin girmiyorsun?”Ben de, nasıl girebilirim ki onun üzerinde kilit vardır dedim. Ayrıca bu kilidi nasıl açabilirim, dedim. Melek bana: “O kilidi aç” dedi. Nasıl açayım diye sorduğum da: “Onun anahtarı senin elinde bulunuyor.”dedi. Hani nerede dediğin anahtar, diye sorduğunda şöyle dedi: “Onun anahtarı Bismillahirrahmanirrahim’dir. Bunun üzerine kilide yaklaştığımda, Bismillahirrahmanirrahim dedim. Kilit açılıverdi. Kubbenin içine girdim, gördüm ki, o dört ırmak, bu kubbenin içindeki dört yerden akıp çıkıyor. Melek: “Buraya baktınız mı?”diye sordu. Evet, baktım dedim. “İkinci defa bak” dedi. Baktığımda kubbenin dört yeri üzerinde Bismillahirrahmanirrahim yazılı duruyordu. Su ırmağı Besmelenin Bism kelimesini “mim” harfinden, süt ırmağı Besmele deki Allah isminin “he” harfinden, şarap ırmağı Besmele deki Rahman isminin “mim” harfinden, bal ırmağı Besmele deki rahim isminin “mim” harfinden çıkıyordu. O zaman bildim ki, bu dört ırmak Besmele den çıkıp geliyor. Sonra Cenab-ı Allah buyurdu ki: “Ya Muhammed, ümmetinden kim beni bu isimle anarsa ve temiz bir kalp ile Bismillahirrahmanirrahim derse, ona bu dört ırmaktan içiririm.

Dünyada minyatürü bile olmayan bu muazzamlığa kalp evinde Mekke’nin fethini yaşayanların ulaşacağını buyuruyor Rabbimiz. Nasıl Hz. Ali(r.a) Kabe deki putları Peygamber efendimizin (s.a.v)’in mübarek omuzlarına basarak kırdı ve Ey Allah’ın Rasulü omuzlarınızda yedi kat semaya çıktım buyurduysa, biz de Arş-ı Azama “Âlimler benim varislerimdir.”buyuran rasulullah(s.a.v)’in varislerinin mürşid-i kamillerin huzuruna vararak kalp evimizi yalan, gıybet, riya, süma, ucub, kibir vb. putlardan temizleyerek ulaşacağız.


“Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla demek Ya Rabbi ben, hiçbir işte, hiçbir eylemde, hiçbir bakışta, hiçbir kelamda o fiilleri yapmaya muktedir değilim. Bütün eylemlerimi yapmak için her nefesimde Senin kuvvet ve kudretine muhtacım.” (AMİN)


alıntı
 
Geri
Üst