Ağız ve Dişler Hakkında Genel Bilgi

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Misafir
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
M

Misafir

Forum Okuru
Ağız ve Dişler Hakkında Genel Bilgi
süt dişleri ne zaman dökülür süt dişleri kaç yaşında dökülür hangi dişler azı ne zaman köpek
dişlerin yapı maddesi nedir?
diş mine, dentin, sement ve pulpadan (diş özü) oluşur.

mine: vücuttaki en sert maddedir. dişi en dıştan koruyucu bir katman olarak çevreler. içinde sinir hücreleri olmadığı için duyarlı değildir. % 97’si kalsiyum tuzlarından oluşur. Diş minesi altıgen “apatit” kristalleri şeklinde düzenlenmiştir. Minenin yapısına giren kalsiyum tuzları, organik diş maketi üzerinde yavaş yavaş çökelerek birikir ve kristalleşir. Bu birikme, ana rahminde iken başlar. Anne, gebelik süresince bazı ilaçlar alırsa veya çocuk mine teşekkülü sırasında bir hastalık geçirirse mine birikimi aksaklığa uğrayabilir. 0 zaman dişler sarı, gri veya kahverengi olur. Bazen de eksik (hipoplazik) teşekkül eder.

dentin: minenin altındaki tabakadır. yetişkin bir insan dişinin %75'ini oluşturur. kemikle aynı yoğunluğa sahip olmasına rağmen ısıya ve dokunmaya duyarlıdır. gerektiğinde içerdiği tamir hücreleri ile yeniden dentin dokusu oluşturabilirler. Dişin asıl kitlesini dentin (fildişi) tabakası oluşturur. Dentin, taç kısmında mine; kök kısmında da sement ile örtülüdür. Dentin canlı bir yapıdır ve % 70’i mineral tuzları; % 20si organik madde ve % 10’u da sudan oluşur. Dentinde çok sayıda kanalcık içerir. Bu kanalcıkların içi diş özü sınırındaki dentin yapıcı hücrelerin uzantıları olan iplikçiklerle doludur. Dentin yapan hücrelere “Odontoblast” denir. Dentin kanalcıklarının milimetre karede sayıları 10.000’e. yaklaşır. Diş, dolgu veya kaplama yapılmak için oyulur veya küçültülürse bu kanalcıklar açığa çıkar ve o zaman soğuk, sıcak, tatlı ve ekşiden ağrı duyulur.

pulpa (diş özü): dişin orta kısmına ve burada bulunan yumuşak dokuya verilen addır. kökün ucuna kadar devam eder. bu kısımda kan damarları yer alır ve bu damarlar sayesinde diş enfeksiyondan korunur ve daima aktif halde kalır. aynı zamanda pulpada aşırı duyarlı sinir hücreleri bulunur ve bu hücreler sayesinde sıcak, soğuk ve basınç gibi duyular hissedilir. “Pulpa” adı da verilen diş özü, dentin tarafından oluşturulan bir odacık içinde yerleşen kılcal atar ve toplar damarlar; duyu sinirleri ve bütün bu yapıları koruyan bir destek dokusundan oluşur. Diş özünün dış çevresi dentin yapıcı hücrelerle (odontoblast) kuşatılmıştır. Bu hücreler, çürük ve diğer zararlı etkenlere karşı, dişi koruyan kale muhafızlarına benzer. Her hangi bir nedenle oluşan çürüğe karşı dentin yapıcı hücreler üstün gelirlerse bu hücreler diş özü kalesini dentinle sıvarlar; yenik düşerlerse diş özü açılır ve iltihaplanır. Bu etkinlik genç insanların diş özünde daha yoğundur.

sement: kökün etrafını kaplayan kemiksi bir tabakadır, çok incedir. diş kökünün çene kemiğine tutunmasını sağlar. %65’i inorganik maddedir. Bazen kök etrafında ve kök ucunda aşırı sement birikebilir. Buna “Hipersemontoz” denir.


dişler ne işe yarar?

Dişler sindirim sisteminin başında besinlerin ufalanıp parçalanmasına, koparılmasına yardım eder. kendini çevreleyen destek dokuları korur ve gelişmelerini sağlar. konuşmayı ve seslerin doğru bir şekilde çıkmasını sağlarlar. estetik olarak yüzle bir bütünlük içindedir.

Dişlerin Görevlerine Göre Farklı Yapıları Vardır;

1- Kesici Dişler

Alt ve üst çenedeki ön dişler “Kesici Diş” olarak adlandırılır. Üst çenede genişliği 9-10 mm. olanlar orta kesici; 6-7 mm. olanlar ise üst yan kesicilerdir. Alt orta ve yan kesicilerin genişlikleri ise 6-7 mm. arasındadır.

2- Kaninler (Köpek Dişleri)

“Köpek dişi” ve “göz dişi” adı da verilen kaninler kesici dişlerden sonra gelir, alt ve üst çenede sağlı-sollu birerden dört (4)tanedir. Uçları sivri olup koparmaya yararlar.

3- Azı Dişleri

Kaninlerin arkasında, azı dişleri yer alır. Yapı olarak birbirinden farklı olan azı dişleri, her bir yarım çenede, iki küçük azı, üç de büyük azı olmak üzere beşer tane ve bir çenede toplam on (10) tanedir.

Bütün küçük azıların çiğneme ve kenetlenmeye yarayan ikişer tümsekçikleri vardır. Üst çenedeki büyük azıların dörder tümsekçiği; alt çenedeki büyük azıların beşer tümsekçiği vardır. Bu tümsekçiklere “tüberkül” adı verilmektedir.

4- Akıl Dişleri - Üçüncü Büyük Azılar = Yirmi yaş Dişleri

Akıl dişleri ayrı bölümde incelenmiştir (yirmi yaş dişleri). Burada, sadece şekillerinin ve kök sayılarının çok değişik olduğunu belirtmekle yetiniyoruz.



Dişlerin Düzgün Konuşmaya Etkisi:

Konuşma, insan ilişkilerinin en önemlilerindendir. Ayrıca, politikacılık, aktörlük, spikerlik, şarkıcılık gibi bazı meslekler, büyük ölçüde düzgün konuşmaya dayanır. Düzgün konuşmada dişlerin önemli rolleri vardır.

Aşağıda ki birkaç örneğin bu rolü vurgulamaktadır.

1- DE ve TE sesleri, dil ucunun, üst kesicilerin damak tarafındaki eğiminden destek almasıyla çıkar.

2- FE ve VE sesleri ise, alt dudağın, üst kesicilerin kesici uçlarına temas etmesiyle çıkar.

3- SE sesi, karışık bir işlemle çıkar. Alt ve üst kesiciler birbiriyle temas halindeyken, dilin, azıların dil tarafındaki yüzeyinden destek alması ve dil ucunun da (kesiciler arasında bir oluk yapıp) hava borusu oluşturmasıyla gerçekleşir. ŞE ve JE sesleri de buna benzer bir işlemle gerçekleşir; fakat bu sırada dil ucu göreve katılmaz.

Dişler çene kemikleri, dişetleri, dil, damak, buların hepsi, çiğneme, tat alma. yutkunma ve konuşma ile ilgili görevlerini bir bütün halinde yürütürler.

dişlerin oluşumu ve gelişimi ne zaman oluyor?

Embriyolojik hayatta (anne karnında) ağız boşluğuna ait oluşum belirtileri 3. haftada görülmesine rağmen, dişlerin gelişimine ait ilk belirtiler 6.haftaya rastlamaktadır. 7.haftadan itibaren dişlerin tomurcukları hafta hafta belirmeye başlar.

süt dişleri nasıl tanınır?

Süt dişleri, çocuk altı aylıkken çıkmaya başlar ve 2.5 yaşında alt ve üst çenede 10’ardan (20) tane olarak tamamlanır. Süt kesicileri ve süt kaninleri, kalıcı dişlere göre daha küçüktür. Süt azıları da kalıcı azılara göre daha küçük yapıdadır.

Çocuk büyüdükçe, süt dişlerinin kökleri altında yer alan kalıcı dişin kökü, sürme etkisiyle erimeye başlar; kök tamamen eriyip dişin yalnız kuronu kalınca da diş kendiliğinden düşer.


hangi diş ne zaman çıkar?

İlk diş yaklaşık altı aylıkken çıkar. Akıl dişleri de 18-20 yaşında... Demek ki diş çıkarma süreci, insanın 20 yılını alır. Ama hangi diş kaç yaşında çıkar? Bunu özetleyen bir tablo hazırlanmış ve aşağıda verilmiştir. Tablodaki yaşların yaklaşık rakamlar olduğunu; 1-1,5 yıl önce veya sonra sürmesi gereken dişin vakitsiz sürebileceğini, bazen de gecikmeler olabileceğini belirtmeliyiz.
 
Ce: Ağız ve Dişler Hakkında Genel Bilgi

ısırma ve öğütme nasıl gerçekleşir?
Kesici dişler, yiyecekleri ısırmaya ve kesmeye yararlar. Üst diş kavisi, alt diş kavisinden daha geniştir ve onu her yönde taşar. Alt çenenin aşağıya kaymasıyla ağız açılır ve lokma kesici dişlerin arasına girer. Ağız kapatılınca, ısırma hareketi ile üst kesiciler alt kesiciler üzerinde bir makasın ağzı gibi kayar ve yiyecekleri koparır.

Öğütme işlemi alt çene eklemi ve çiğneme kaslarının uyumlu çalışması ve yana hareketlerle gerçekleşir.

Besinleri iyi öğütebilmek için diş dizilerinin düzgün ve eksiksiz olması şarttır.

diş etinin yapısıBir dişin dışarıdan sadece taç kısmı görülür ve diğer kısımları çene kemiği içinde gizlenmiştir; üzeri dişeti dokusu ile örtülüdür.

Diş eti, sert, lifli ve kan dolaşımı ile iyi beslenen bir yapı olup; normal rengi uçuk pembedir. Sert ve kemiğe sıkı-sıkıya yapışan 4-5 mm’lik dişeti daha yumuşak bir bağlantı ile yanak ve dudak içini döşer; bu yapıya “Mukoza” denir. Yanak ve dudakların iç yüzü ile diş dizileri arasında “Vestibül” = “Dalız” yer alır.



tükürüğün bileşimi ve etkisi nasıldır?
Yeni doğan bebeğin ağzı sterildir (mikropsuzdur), fakat birkaç dakika sonra kirlenir ve yaşam boyu da mikroplu kalır. Öyleyse neden hastalanmıyoruz? Çünkü ağızda bulunan bakterilerin çoğu hastalık yapmayan mukoza (saprofit) türdendir. Ancak vücudun direnci kırılınca bu bakteriler hastalık etkeni olabilir. Ağızda bulunan bakterilerin hepsi “Ağız florası”nı oluşturur.


Diğer yandan, ağız boşluğunun çok önemli bir koruyucusu daha vardır: Tükürük. Kulak önü, çene altı ve dil altı bezleri tarafından üretilen renksiz, özel kıvamda, akıcı bir sıvı olan tükürük, üretildiği bezlerden kanalcıklar aracılığı ile ağız boşluğuna taşınır. Bezler günde 5 litreye yakın tükürük üretirler. Kulak önü tükürük bezinin kanalı, üst 1. büyük azı yakınında; diğer tükürük bezlerinin kanalcıkları da dil altında ağza açılırlar. Tükürük içinde bakterilerin üremesini durduran fermentler, fluor ve kalsiyum tuzlan bulunur. Tükürük kanallarının açıldığı yerde diş taşlarının fazla birikmesi, bileşimindeki kalsiyum tuzlarının çökelmesi nedeniyledir. Tükürüğün ağız ve dişlere yararlı etkileri şöyle özetlenebilir;

1- Tükürük, dişleri mekanik olarak temizler.

2- Tükürük, dişleri çürümekten korur.

3- Tükürük, içinde bulundurduğu mayalarla ağız mukozasını korur.

çürük tedavisi:

diş sert dokularının madde kaybı ile birlikte ilerleyen hastalığına çürük denir. diş sert dokularında kaybolan maddeyi yerine koyacak bir yenileme ya da tamir olayı olmaz. yani çürükte madde kaybının dokularca tamir olanağı yoktur. ayrıca çürük boşluğu çürütücü etkenlerin yerleşmesi, gelişmesi ve korunması için bir barınak teşkil eder.bu nedenle çürük tedavisinde başlıca iki çaba vardır: Çürütücü etkenlerin barınağını ortadan kaldırmak ve dişteki madde kaybını birtakım dolgu malzemeleri ile gidererek tekrar iş görür hale getirmek... eğer elimizde çürüyerek kaybolan diş dokularını fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerine sahip ve tedavi edilecek dişe mükemmel bir şekilde yapışıp kaynaşabilecek bir dolgu maddesi bulunsaydı çürüğü temizlemek ve doldurmak basit bir işlem olurdu. ancak bugün bu özelliklerin tümüne sahip bir dolgu maddesi olmadığı için, ön dişlerde estetiği arka dişlerde de dayanıklılığı sağlayan çok çeşitli dolgu maddeleri kullanılmaktadır. bu maddelerin değişik özellikleri nedeniyle dolgu yapma tekniklerinde en uygun şekil ve yöntem dişten dişe değişmektedir.



çürük tedavisinde kullanılan malzemeler nelerdir?




çinko içerikli genelde geçici amaçla kullanılan maddeler
kalsiyum içeren dişi iyileştirici özelliğe sahip maddeler
gümüş, kalay, çinko,altın içeren dayanıklı maddeler
cam, alüminyum, fosfat ve yapay reçinelerin bir karışımı olan estetik amaçlı kullanılan maddeler
alüminyum silikat cam partiküllerinden oluşan çok çeşitli amaçlar ile kullanılan maddeler
ağız dışında hazırlanıp dişe yapıştırılan (bonding) blok malzemeler
diş gangreni nedir?

Dişin pulpa tabakasının (sinir-damar ağı) mikroorganizmalarca işgali sonucu canlılığını kaybettiği bazı durumlarda içerdiği protein, karbonhidrat ve yağların kimyasal olaylar sonucu parçalanmasıdır. çürüğe meyilli dişlere sahip bireylerin daha çocuk yaşlardayken ilk çıkan daimi dişlerinde bile aşırı çürük sonucu pulpa gangrenine rastlanabiliyor.

diş gangreninin sebepleri nelerdir?
Ani darbelerle dişin kırıldığı durumlarda olabildiği gibi sürekli ve yavaş yavaş etki yapan yüksek dolgular, sızıntılar, sinire ulaşan çürükler de dişin ölümüne sebep olabilir.

diş gangreninin tedavisi var mıdır?

Dişi canlı olarak ağızda tutmak için artık çok geçtir. yapılacak tedavi şekli dişin ortasındaki bozulmuş yapıların temizlenmesidir (kanal tedavisi). en son çare ise ne yazık ki çekimdir.
 
Ce: Ağız ve Dişler Hakkında Genel Bilgi

AĞIZ KURULUĞU

Dişhekimli inde bu hal için "xerostomia" terimi kullanılır.Tükürük bezlerinin tükrük salgılama fonksiyonlarının azalması sonucunda oluşur. Tükürük salgısındaki azalma a ızda oldukça ciddi sorunların oluşmasına yol açabilmektedir.

Sebepleri:

- Biyolojik yaşlılık: Bu etkili bir faktördür, tek başına etkili de ildir.

- Sistemik hastalıklar: Romatizmal hastalıklar(Sjogren s sendromu), Ba ışklık sistemi hasarı (AIDS), Hormonal bozukluklar (Şeker hatalı ı), Nörolojik bozukluklar (Parkinson)

- Çi neme kabiliyetinin azalması: E er beslenme alışkanlıklarınızda sıvı ve yumuşak gıdalar a ırlıktaysa çi neme fonksiyonu azalır.

- Tükrük bezlerinin cerrahi olarak çıkarılması

- Radyoterapi (Radyasyon tükrük bezlerinde kalıcı hasar yapar.

- İlaçlar (400 ün üstünde ilaç türü a ız kurulu u yapar: deconjestanlar, diüretikler, tansiyon ilaçları,antidepresanlar, antihistaminikler,...)

- kafein ve alkol tüketimi

Belirtileri:

- dilde yanma hissi

- özellikle kuru yiyecekler için yeme zorlu u

- konuşma zorlu u

- sık susama

- protez kullanmada zorluk

- dudaklarda çatlaklar ve kuruluk

- tat bozuklu u

- kötü a ız kokusu

A ız kurulu u nelere yol açar?

- tükrü ün az olması ciddi problemleri de beraberinde getirebilir.

- bakteri pla ı ve yiyecek artıkları kolayca birikir. bu, dişeti hastalıkları ve çürü ü hızlandırır. tükrü ün kendi başına yıkama-temizleme mekanizması diş yüzeylerini temiz tutmaya yardımcıdır.

- tükrük çürükleri önler, diş yüzeyini temizler ve asitleri nötralize eder. böylece çürük önlenir.

A ız kurulu u nasıl kontrol altına alınır? nasıl tedavi edilir?

- sık sık yudum yudum su içilmeli. gece yatarken yanında sıvı içecek, su bulundurulmalı

- şekersiz sakız çi nenmeli

- sigara,alkol,şekerli yiyeceklerden uzak durulmalı

- yaşanılan mekanın nemi ayarlanmalı

- gerekirse eczanelerden temin edilebilen yapay tükrük tabletleri kullanılmalı

- bakteri pla ı kontrol altına alınmalı

- floridli diş macunu, jel, gargara kullanılmalı


C vitamini kullanılmalı

- bileşiminde alkol ve sodyum lauryl sülfat bulunan a ız ve diş bakım ürünlerini kullanmamalı










AFT (AGIZDA YARA)

En sik rastlanan tekrarlayici agiz yaralarindan birisi aft (aftöz ulser) dir.|Aft nedir?|Aft dilde, yumuSak damakta, dudak ve yanaklarin iç kisimlarinda görulen kuçuk, yuzeysel ulserlerdir. cok agrilidirlar ve 5-10 gun surerler.|Nedenleri|Neden olabilecek etkenler arasinda stres, travma, asitli yiyecekler (domates, turunçgiller, vs.) gibi lokal tahriS edici maddelere sayilabilir.|Aft baSkasina bulaSir mi?|Hayir. Bölgesel yayilimi veya bir baSkasina bulaSmasi söz konusu degildir.|Tedavi|Tedavi direkt olarak az önce bahsedilen rahatsizlik verici durumlarin ortadan kaldirilmasi ve enfeksiyondan korunma ile olur.|Kenacort-A orabase gibi haricen kullanilan bir kortikosteroid veya pyralvex solusyon gibi ilaçlar tedavide kullanilmaktadir. Ayrica aSiri agri duyuluyorsa aft in uzerine kisa sure için (7-10 dakika) bir adet aspirin koymak (emmeyin veya yutmayin) faydali olacaktir. Sik olarak meydana gelen veya uzun sureli devam eden aft durumunda bir hekime görunmeniz gerekir.
(Lutfen Uçukla ilgili bilgileri de okuyun)









AGIZ BOSLUGU

A ız boşlu u, sindirim sisteminin birinci bölümü olup dudaklar, yanaklar, sert ve yumuşak damakla dilin sınırladı ı bir boşluktur. A ız boşlu unun giriş kapısı, dudakların çevreledi i açıklık (a ız), çıkış kapısı ise yuta a açılan, tepesinde küçük dil sallanan darlıktır. A ız boşlu unun yüzeyi sümüksel bir gömlekle kaplanmıştır.
Dişlerin görevi yiyecek maddelerini kesmek, parçalamak, ezmek ve ö ütmektir. Dişlerin konuşmada da büyük rolleri vardır. Bir diş kök, kron ve boyuncuk olmak üzere üç bölümden oluşmuştur. Diş kronunun üzeri diş minesi adı verilen çok sert bir maddeyle kaplıdır. Diş boyuncu u ile kökü de mineye göre daha sarımsı renkli ve kemi e benzer bir dokuyla kaplıdır. Bu örtü seman tabakası adını alır. Mine ve seman tabakalarının altında dişin esas yapısını oluşturan fildişi tabakası (dentin), dişin kron (taç) bölümünde içinde damar ve sinirlerin bulundu u ve diş özü adı verilen bir yapının yer aldı ı diş boşlu u, diş köklerinin ortasında çok ince bir diş kökü kanalı vardır. Kan damarları ve sinirler, kök uçlarında bulunan diş ucu deli inden girerek diş boşlu una ulaşırlar. Dişler köpekdişleri, azıdişleri ve kesiciler olmak üzere üç türdür. Azıdişleri de büyük ve küçük azıdişleri olarak iki tiptir. İnsanın a zında alt ve üstçenede 16 şar olmak üzere 32 adet diş vardır. Üst ve altçenelerdeki dişler de sa lı sollu 8 er adettir. Çocuk do duktan 6-7 ay sonra dişleri çıkmaya başlar ve iki yaşına kadar dişlenme tamamlanır. Sütdişi adı verilen bu dişler geçicidir ve 20 tanedir. Çocuklar bu dişleri ço unlukla yedi yaşına kadar taşırlar ve yedi yaşından itibaren bu dişler dip taraflarında bulunan asıl diş taslaklarının oluşmasıyla itilir ve atılır. Sütdişlerinin dökülmesi genellikle 11 yaşına do ru tamamlanır. Dökülme sırasında dökülen dişlerin yerine hem 20 diş, hem de bunlara ek olarak her çenede 4 er tane fazla diş çıkar. Böylece 11-18 yaşlarındaki bir çocu un dişlerinin sayısı 28 i bulur. Genel olarak 20 ya da daha sonraki yaşlarda alt ve üstçenenin en sonlarındaki akıldişi adı verilen 4 azıdişi daha çıkar ve böylece insan a zındaki dişlerinin sayısı 32 yi bulur.

Dil, üzeri epitel dokuyla kaplı, kastan yapılmış ve a ız boşlu unda ön bölümü serbest olan tat alma organıdır. Dilin ucu, kenarları ve arka bölümleri tada karşı en duyarlı olan bölgelerdir. Dilin üst yüzeyi ipliksi memecikler adı verilen birçok kabarcıklarla örtülmüştür. İpliksi memecikler arasında şapkalı mantar görünümünde olan mantarsı tat memecikleri, dilin dip tarafında ise 8-12 daha büyükçe çanaksı tat memecikleri bulunmaktadır. İpliksi memecikler dokunum, mantarsı memecikler tat duyusu görevini yaparlar. Çanaksı tat memecikleri ise, en önemli tat alma yapıları olan çok küçük ve yuvarlak tat keseciklerini taşırlar. Tat keseciklerinin uçlarında tat duyusu hücreleriyle destek hücreleri yer almıştır. Tat hücreleri sinirlerle beyine ba lantılıdır. Tat hücrelerinde olan uyartı sinirlerle beyine ulaşır ve orada tat duyusu halinde algılanır.

Tükürük, yapısındaki pityalin enzimi aracılı ıyla nişastayı şeker ve suya yıkarak maltoza (arpa şekeri) dönüştüren bir salgıdır. Tükürük, kulak, çene ve dilaltı tükürük bezleri tarafından salgılanır. Tükürük salgısı bu bezlerin kanalları ile a ız boşlu una verilir. Tükürük bezlerinin en büyü ü olan parotis (kulak altı tükürük bezi) salgısını, son ikinci azıdişin karşısına açılan küçük bir kanalla a ız boşlu una verir. Çene ve dilaltı tükürük bezlerinin salgıları ise küçük kanallarla dil altına dökülür. Tükürük salgısı, a ız içi ve yemek borusunun iç yüzeylerini kayganlaştırıp yutmayı kolaylaştırır.

Yutma, yutkunma hareketiyle oluşan bir işlemdir. Yutma sırasında soluk alışverişi durur, genzin yuta a açılan bölümü yumuşak damak tarafından kapanır. Gırtlak yutma sırasında yukarı kalkar ve gırtlak üzerinde bulunan gırtlak kapa ı dilin köküne dayanır. Kapa ın bu şekilde ileri itilmesi sonucu soluk borusuna giden gırtlak yolu kapanmış olur.
 
Ce: Ağız ve Dişler Hakkında Genel Bilgi

AGIZDA KOTU KOKU

A ızda kötü koku (HALİTOZİS); kişinin yediklerine (sarımsak, so an, baharat gibi), içtiklerine (rakı, şarap, sigara, bira gibi) veya aldı ı ilaçlara ba lı olarak gelişebilir. Hastalı ından dolayı sadece sıvı tüketenlerde mekanik olarak besinlerin temizlenmesi mümkün olmayaca ından a ız kokusu olabilir.
Bazı psikiyatrik rahatsızlıklarda da kişi her şeyin kötü koktu unu sanır (dysosmia).

A ız boşlu undan kaynaklanan kötü kokular
  • Kötü a ız hijyeni : Dişler arasında kalmış olan besin artıkları, çürük dişler, temiz tutulmayan protezler, paslı dil
  • Piyore :
  • A ız içi iltihapları : aftlarda, a ız içi yaralarında (özellikle vincent stomatiti), agranülostoz hastalı ında ve akut lösemiye ba lı gelişen a ız içi iltihaplarında
  • Bazı tonsillitler (bademcik iltihabı)
  • Bazı kanserler : dil, bademcik, damak, a ız tabanı, arka duvar (farinks) kanserleri ülserleşince fena kokuya neden olurlar.

A ız arka duvarından (farinks) kaynaklanan kötü kokular
  • Burnun iç yüzeyini döşeyen derinin hastalıkları
  • Burun orta duvarında iltihabi harabiyet : sifilise ba lı olabilir.
  • Sinüzitler : özellikle kronikleşmiş maksiller sinüzütler
  • Nazofarinks kanseri
  • Burun polipleri, e rilik (septum deviasyonu) :
  • Adenoid hiperplazi : küçük çocuklarda sık rastlanır, burunla a ız arka duvarının kesişim yerindeki lenf dü ümlerinin büyümesidir.
  • Nazofaringeal kist (Thornwaldt kisti): enfekte olursa koku yapar.
  • Burunda yabancı cisim : özellikle küçük çocuk, akıl hastaları ve ileri yaştakilerde göz ardı edilmemelidir.

Bronş ve Akci er Hastalıklarından kaynaklanan kötü kokular
  • Bronşektazi
  • Akci er absesi ve özellikle gangreni (tüm odada duyulur).
  • Üzerine enfeksiyon binmiş verem (tüberküloz) kaviteleri
  • Bronş kanserinin ileri aşaması
  • Bronşlara açılan abse veya ampiyem

Sindirim Sistemi Hastalıklarından kaynaklanan kötü kokular
  • yemek borusu kanseri
  • yemek borusu darlı ı, mide ilk bölümünde genişleme bozuklu u
  • yemek borusu ve a ız arka duvarında keseler (divertiküller)
  • diyafragma fıtıkları
  • mide kanseri

Di er Hastalıklarından kaynaklanan kötü kokular
  • Asidozis : şeker hastalı ı ve di er bazı hastalıklarda görülebilen ve komaya kadar gidebilen acil durumlar. Aseton (ekşi elma) kokusu
  • Üremi : böbrek yetmezli ine ba lı gelişen bir durum. Amonyak kokusu
  • Karaci er yetmezli inde : fare idrarı kokusu
  • Alkol koması

YUKARIDA SIRALANA NEDENLERİN HİÇ BİRİ SAPTANAMADIĞI HALDE YİNE DE AĞZI KÖTÜ KOKAN KİŞİLER BULUNABİLİR. DİŞ DOKTORU, KBB UZMANI, GÖĞÜS HASTALIKLARI UZMANI, GASTROENTEROLOJİ UZMANI TARAFINDAN İNCELENMEDEN KESİN TANI KONMAMALIDIR









AGIZICI ILTIHABI (STOMATIT)

A ıziçinin tipik iltihapları a ızdaki nedenlerden kaynaklanıyorsa birincil, başka hastalıklardan kaynaklanıyorsa ikincil olarak nitelenir.
Yunanca da stoma "a ız", itis "iltihap" demektir. Stomatit geniş anlamıyla a ız içindeki bütün iltihapları içerir. Dar anlamıyla ise gerçek a ız boşlu u mukozasıyla sınırlı olarak kullanılır. İltihap dildeyse glossit, dişeti mukozasındaysa jinjivit adını alır. A ız mukozası do rudan do ruya a ızdaki nedenlerle kolayca hastalanır. Ayrıca bazı genel hastalıkların da ilk belirtileri a ızda ortaya çıkar. Bu nedenle a ız içi iltihapları birincil ve ikincil olarak ikiye ayrılır, îlki başka hastalıklara ba lı olmadan gelişir, ikincil olanlar başka organların hastalanmasından sonra ortaya çıkar.

A ıziçi iltihabının başlıca türleri arasında a ız nezlesi ile eksüdalı, ülserli, kangrenli, kanamalı ve aftlı iltihaplar sayılabilir.

A ız Nezlesi

En sık görülen ve en az zararlı türdür. A ızdaki yerleşik bakteri florasının, genel ve yerel çeşitli durumlara ba lı olarak hastalık yapabilme yetene i kazanmasından kaynaklanır. Her yaşta görülebilir. Özellikle iyi beslenmeyen çocuklarda, diş çıkaran bebeklerde ve kızamık, kızıl, suçiçe i, kızamıkçık gibi döküntülü hastalıklar sırasında ortaya çıkar. Erişkinlerde başlıca nedenleri diş taşlan ve uygun olmayan diş protezlerinin kullanılmasıdır. Sindirim bozuklukları, yüksek ateş, örseleyici yiyecekler, çok sıcak içecekler ve sigara da a ızda bu tip iltihap yapabilir. A ız nezlesinin sık rastlanan bir başka nedeni vitamin eksikli idir. Artık iskorbüt ve beriberi gibi a ır vitamin yetmezliklerinden kaynaklanan hastalıklar dengeli beslenme bilinci ve olanaklarının bulundu u ülkelerin gündeminden çıkmıştır. Ama yetersiz ve dengesiz beslenmeye ya da vücuttaki işlev bozukluklarına ba lı olarak gizli vitamin eksikli i hastalıktarı görülmektedir.

A ız nezlesi genellikle a ız boşlu unda kırmızılıkla ortaya çıkar. Ço u kez dil ve dudaklarda yaygın ve tekdüze kızarıklıklar görülür. Hasta a zında kuruma ve yanma duyar. Yutma ve çi neme hareketleri güçleşir. Bu tip a ıziçi iltihapları, mikrop öldürücü gargaralar kullanılarak tedavi edilebilir. Ayrıca a rı ve yanma duyumunu ortadan kaldıran hafif uyuşturucu ve mikrop öldürücü ilaçlar yararlı olabilir. İltihap vitamin eksikli ine ba lıysa tedavi eksik olan vitaminlerin karşılanmasına dayanır.

Eksüdalı A ıziçi İltihabı

Mukozada üstü beyaz renkli a ır bir iltihaplanma biçiminde ortaya çıkar. Genellikle ülserli stomatitin başlangıcıdır. Başlıca nedenleri a ız nezlesininkiyle aynıdır. Bazı meslek hastalıkları ve kimyasal maddelerin yol açtı ı kronik zehirlenmeler de a ızda bu tip iltihaba neden olur. Bunların başında gelen kurşun ve cıva zehirlenmeleri özellikle dişeti ve bazen dil iltihabına yol açar. A ızdaki iltihaplanma bütün vücudu etkileyen hastalıkla birlikte tedavi edilir.

Ülserli a ıziçi iltihabı

A ız nezlesinden de, eksüdalı a ıziçi iltihabından da a ırdır. Genellikle salgın biçiminde ortaya çıkar ve a ız boşlu unun temizli ine özen gösterilmemesi durumunda kolayca bulaşır, iltihap dişetlerinde başlar. Daha sonra bütün a za yayılır. Diş köklerine, hatta dudaklara da yayılan sarımsı bir eksüdaya ve a rılı şişkinli e neden olur. Ülserli a ıziçi iltihabı Fusobacterium ve spiroketlerin etken oldu u Vincent anjini gibi yutak enfeksiyonlarına ba lı olarak ortaya çıkabilir. İlk şişkinlik evresinin ardından çok yavaş iyileşen ülser ve yaraların belirdi i bu tip a ıziçi iltihabında mikrop öldürücü gargaralar yeterli de ildir. Ayrıca antibiyotik ve sülfamitlere dayanan genel bir tedavi uygulanır; bazı olgularda kortizon da gerekebilir.

Kangrenli A ıziçi İltihabı

Ülserli tipin son evresidir. Organizmanın aşırı ölçüde güçten düştü ü durumlarda görülür ve doku ölümüne yol açar.

Kanamalı A ıziçi İltihabı

Kanamalarla ortaya çıkan a ız mukozası iltihabıdır. Genellikle a ızdaki belirli bir nedenden kaynaklanmaz. Pıhtılaşma bozuklukları, karaci er ve kalp-damar hastalıkları, zehirlenmeler ve vitamin yetmezlikleri (niyasin ve C vitamini eksikli i) gibi genel hastalıkların bir belirtisidir. Akut lösemi, B12 vitamini eksikli ine ba lı kansızlık, tifo, sıtma gibi hastalıklar sırasında da sık görülür. Tedavi genel hastalı a ba lı olarak yürütülür.

Aftlı A ıziçi İltihabı

Ço u kez virüslerden kaynaklanır. Genellikle sütçocuklannda, gebe kadınlarda ve sindirim bozuklu u çekenlerde görülür. Bazı insanlarda ceviz, badem, çilek gibi belirli besinlerin yenmesiyle aftlı oluşumların yinelendi i göz önüne alınırsa bu hastalı ın alerjik bir boyutu da oldu u söylenebilir.

Hastalık titreme ve ateş yükselmesiyle birden ortaya çıkar. Daha sonra a ız boşlu unda çok a rılı ülserlere dönüşen sıvı dolu kabarcıklar görülür. Hastalık hızlı gidişlidir ve 1-2 haftada iyileşir. Gargara biçiminde bölgesel tedavinin yanı sıra antibiyotikler ve kortizonla genel tedavi uygulanır.

Kronik bakteri ve mantar enfeksiyonlarına ba lı a ıziçi iltihabı

Actinomyces a ız boşlu unda iltihaba yol açan önemli bir bakteri grubudur. Bu bakteriler a ızdaki kemik ve kas dokusuna yerleşir. Oluşturdukları fistüllerden çıkan irin çok miktarda tipik tanecikler içerir. Bu bakterilerin giriş yollan genellikle diş çürükleridir.

Oldukça sık rastlanan pamukçuk a ızda mantarlara ba lı bir iltihaptır. A ız boşlu u mukozasında Candida albicans türü mikroskopik bir mantarın gelişmesiyle oluşur. Dişetlerini, dili, yanak iç yüzeylerini ve bademcikleri kaplayabilen kesilmiş süte benzer. A ızda birbirleriyle birleşmeye e ilimli beyaz alanlar ortaya çıkar. Kolayca kaldırılabilen bu oluşumların altında kırmızı bir yüzey görülür. Pamukçuk daha çok yenido anlarda görülür. Yerel olarak uygulanan mantar öldürücü ilaçlar ve metilen mavisiyle kolayca tedavi edilebilir. Ama bu hastalık zayıf düşmüş ve organizmanın savunma yetenekleri azalmış yaşlılarda da ortaya çıkabilir. Bu durumda enfeksiyon derindeki dokulara, yani solunum ve sindirim mukozalanna yayılabilir.

İkincil A ıziçi İltihapları

Genel bir hastalı a ba lı olarak ortaya çıkar. Kızıl, kızamık, kızamıkçık ve suçiçe i gibi döküntülü hastalıklar, iskorbüt ve hemofili gibi kanamalı hastalıklar, lösemi, agranülositoz ve B12 vitamini eksikli ine ba lı kansızlık gibi kan hastalıkları, cıva, bizmut, kurşun, gümüş, bakır gibi kimyasal madde zehirlenmesine ba lı çeşitli meslek hastalıkları sırasında görülür.

Özgül mikropların neden oldu u başlıca a ıziçi iltihapları şunlardır: Frengide birinci evre lezyonu, ikinci evreye özgü kabartı ya da kızarıklıklar ve üçüncü evreye özgü göm (yumuşak şişkinlikler) ve ülserler biçiminde iltihaplar (frengi stomatiti); veremde ülserler ve çatlaklarla birlikte görülen iltihaplar (verem stomatiti); cüzamda zamanla ülserleşen derin dü ümcük oluşumlan (cüzam stomatiti); belso uklu unda hastalık etkeni olan gonokoklara ba lı iltihaplar; difteri, yılancık ve impetigo etkenlerine ba lı a ıziçi iltihapları.
 
Geri
Üst