M
Misafir
Forum Okuru
A Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler ve Anlamları
osmanlıca A harfi ile başlayan kelimelerin anlamları
A Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler ve Anlamları
Muhteşem Yüzyıl dizisiyle adeta yeniden doğan Osmanlı tarihi ve Osmanlıca günümüzde herkesin ilgi odağı oldu. bizde misafirimizin sorusu üzerine, bu sayfamızda A Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler ve Anlamlarını sizlerle paylaşmak istiyoruz Melek'ler.
ABÂ: Bazı dervişlerin ve ilmiye mensuplarının giydikleri yünden yapılmış bir giysi
ÂBÂ VÜ ECDAD: Babalar, dedeler, atalar
ABD: Kul, köle, mahlûk Tasavvufta kâmil müslüman
ABD-İ MEMLUK: Kul, köle
ABES: Boş, saçma
ÂB-I HAYAT: Hayat suyu, içene ebedî hayat veren efsanevî su
ÂBİR-İ SEBÎL: Yolda giden yolcu
ACÂİB VE GARÂİB: Anlaşılmaz ve tuhaf
ACÂİB-İ DEKÂİK: Anlaşılmaz hileler, ince oyunlar
A’CEMÎ: Arap olmayan
ACÎB: Şaşılacak ve hayret edilecek şey
ACÛZ: Âcizler, beceriksizler, yaşlı kadın
ACZ-I BEŞERÎ: İnsanın acizliği, güçsüzlüğü
ACZ-I KÜLLÎ: Tam güçsüzlük
A’DÂ: 1 Adüvv’ün çoğulu Düşmanlar 2 Pek zâlim, pek gaddar
A’DÂD: Adedin çoğulu Sayılar
ÂDÂT-I CARİYE: Kullanılan âdetler, yaşayan sosyal kurallar
ADÂVET: Düşmanlık, husumet
ADEM: Yokluk
ADEM-İ KÜLLÎ: Tam yokluk
ADEM-İ MÜSÂVÂT: Eşitsizlik
ADEMÎ: Yokluğa ait
ÂDET-İ CÂHİLİYYE: İslâm’dan önceki putperestlik ve müşriklik devrine ait âdet
ÂDETULLAH: Allah’ın kâinatta câri olan usûl ve kanunu, sünneti
ÂDİL: Adalet sahibi, doğru adaletli
ADÎL: Benzer, eş, akran
ADL: Adalet, çok adaletli
ÂFÂK: Ufukun çoğulu Ufuk, yerle göğün birleştiği gibi görünen uzak daire Âfak, ufuklar, dış âlemler
ÂFÂKÎ: Havâî, herhangi bir dayanağı olmayan şey Mekke’ye mikat sınırları dışından gelenler
ÂFÂT: Âfetin çoğulu, musibetler, büyük felaketler
ÂFÎF: İffetli, namuslu, terbiyeli, haramdan sakınan, nezih
AFV Ü GUFRÂN: Bağışlama
AFV: Affetme, suçu bağışlama
ÂGÂH: Uyanık, basiretli haberdar
AĞNAM: Ganemin çoğulu Davarlar, koyunlar, keçiler
AĞNİYÂ: Ganînin çoğulu Zenginler
AĞRAZ: Maksatlar, arzular, amaçlar
AĞRAZ-I DÜNYEVİYYE: Dünyevî maksatlar, dünyevî niyetler, amaçlar
AĞRÂZ-I FÂSİDE: Bozuk maksatlar, bozguncu niyetler
AĞRAZ-I NEFSÂNİYYE: Nefsanî maksatlar, nefsî arzular
AĞRAZ-I ŞAHSİYYE: Şahsî maksatlar, ferdî niyetler
ÂĞÛŞ: Kucak, sığınılacak yer
AĞYÂR: Başkaları, düşmanlar, yabancılar
ÂHAD HABER: Bir kişi tarafından rivayet edilen hadis veya rivayetler
ÂHÂD: Ehad’in çoğulu Birler, birden dokuza kadar olan sayılar
ÂHAR: Başkası, diğeri, yabancı
AHBÂR: Haberin çoğulu Haberler
AHBÂR-I SADIKA: Doğru haberler
AHD U EMÂN: And ve emniyet, korkusuzluk, güvenlik
AHD U MÎSÂK: Yemin ve anlaşma, kesin söz
AHD: 1 Söz verme 2 Yemin, and 3 Devir, zaman, gün
AHD-İ HARİCÎ: Daha önceden ismi bilinen kişilere veya şeylere işaret eden Lâm-ı tarif
ÂHENG: Uygunluk ve düzen
AHFÂ: Çok gizli, en gizli
AHFÂD: "Hafîd"in çoğulu Torunlar
AHİD: (Bak: AHD)
ÂHİR ZAMAN PEYGAMBERİ: Son zaman Peygamberi Hz Muhammed (sav)
ÂHİR ZAMAN: Son zaman, dünyamızın son çağı
AHİZ: (Bak: AHZ)
AHKÂM: Hükümler, kanunlar
AHKÂM-I AMELİYYE: Tatbikata ait hükümler, uygulanan kurallar
AHKÂM-I EZELİYYE: Ezelî hükümler, başlangıcı bilinmeyen hükümler
AHKÂM-I FER’İYYE: Asla ait olmayan, ikinci derecedeki hükümler
AHKÂM-I ULUHİYYET: Allahlık hükümleri, ilâhlık hükümleri
AHKÂM-I UMÛMİYYE: Umûmî hükümler
AHKEMU’L-HÂKİMİN: Hükümdarların hükümdarı, hâkimlerin hâkimi olan Allah
AHLÂK-I ZEMÎME: Kötü huylar, çirkin davranışlar
AHLÂM: ; karışık rüyalar
AHRÂR: Hürler, esir ve köle olmayanlar
AHSEN: En güzel, pek güzel, daha güzel
AHSEN-İ TAKVÎM: En güzel ve en iyi kıvamda en güzel biçimde
AHSENÜ’L-KASAS: 1 Kıssaların, hikâyelerin en güzeli 2 Yusuf Sûresi
AHZ: 1 Alma, tutma, kabzetme, 2 Kabul etme 3 Tessellüm 4 Sorgulama
AKABE: 1 Sarp ve çıkılması zor yokuş, bâdire 2 Tehlike 3 Tehlikeli geçit 4 Bugün Ürdün sınırları içinde bulunan bir şehir
AKÂİD: Akîdeler, inançlar, dinin itikadî hükümleri
AKAR: Gelir, gelir getiren gayr-ı menkuller
AKD: 1 Anlaşma, sözleşme 2 Bağlama, düğümleme
ÂKIBET: Nihayet, sonuç
ÂKIDEYN: Anlaşma veya sözleşme
ÂKIL BÂLİĞ: Ergenlik, olgunluk çağına gelen
ÂKILÂNE: Akıllıca
AKÎDE: İtikad, iman
ÂKİF: 1 İbadette devamlı olan kimse 2 Sebat eden
AKİKA: Yeni doğan çocuk için Allah’a şükür maksadıyla kesilen kurban
AKÎM: 1 Beyhude, boş yere 2 Kısır erkek veya kadın
AKL-I SELÎM: Doğru düşünen, doğru anlayan, doğru karar veren akıl
AKLÎ: Akla ait, akla uygun
AKRÂN: Birbirine benzeyenler, em-sâl, yaşıt, denk
AKRİBA: Akraba, aralarında soy veya sihriyetçe yakınlık olanlar
AKSÂ: En uzak, en son
AKSÜ’L-AMEL: Tepki, istenilen şeyin zıddının hâsıl olması
AKTAR: Baharatçı
AKTÂR: Kuturlar, çaplar, dairenin merkezinden geçen hatlar, bölgeler, taraflar Her taraf
AKVÂ ve AHZAR: Daha kuvvetli ve daha açık
AKVÂ: Daha kuvvetli, en kuvvetli
AKVÂL: Kavlin çoğulu Kaviller, sözler
AKVÂM: Kavimler, milletler
AKVÂM-I SÂİRE: Diğer kavimler
A’LÂ: En yüce
ALADDERECÂT: Derecelere göre
ALÂK SÛRESİ: Kur’ân-ı Kerim’in 96 sûresi
ALAKA: Alakdan yapışkan sıvı, embriyo
ÂLÂM: Elemler, kederler, acılar
ALÂMET: İşaret, nişan
ALÂMET-İ FARİKA: Bir şeyi diğerinden ayırıcı işaret Belirgin özellik
ÂLÂT: Âletler, vasıtalar
ÂLÂT-I CİSMANİYYE: Maddî âletler
A’LÂ-YI İLLİYYÎN: Cennette en yüksek derece, olgun kişilerin Allah katındaki dereceleri
ALE’L-HUSÛS: Hususiyetle, özellikle
ALE’L-USÛL: Usûl üzere Usûle göre, usulen
ÂLEM: Kâinat, dünya
ALEMDÂR: Bayraktar, sancaktar
ÂLEM-İ CİSMANİYYE: Maddî âlem, kâinat, dünya
ÂLEM-İ EŞBÂH: : 1 Cisimler âlemi, varlıklar âlemi 2 Hayaller âlemi"Şibh ve şebih"den: Misaller âlemi
ÂLEM-İ KABİR: Kabir âlemi
ALESSEVİYYE: Aynı seviyede, eşit olarak
ÂL-İ FİRAVUN: Firavun ailesi Firavun soyu
ÂLİŞÂN: Şan ve şerefi yüksek olan
ALİYYU’L-A’LÂ: Pek iyi Fevkalâ-de
ALLAH BES BÂKÎ HEVES: Allah yeter, başkası gelip geçici istektir, hevestir
ALLÂME: Bilginlerin en bilgilisi
ALLÂMÜ’L-GUYÛB: Esmâ-i Hüs-nâ’dan biri, bütün gizlileri bilen Allah
ÂMÂ: Kör
AMDEN: Kasten, bile bile, isteyerek
AMELDE İ’TİDÂL: Amelde aşırılıktan uzak, dengeli
AMEL-İ SALİH: Allah’ın rızasına uygun olan her iş
AMELİKA: Eskiden Sîna yarımadasında yaşamış olan bir kavim
AMÎK: Derin Bahr-i amîk: Derin deniz Fikr-i amîk: Derin düşünce
ÂMİL: 1 Sebep 2 İş yapan 3 Zekat toplayan memur
ÂMM: Umumî, genel
AMR: Bir erkek ismi
AMÛD: Direkler, sütunlar
ANÂSIR-I MUHTELİFE: Çeşitli unsurlar
ANKA-YI MUĞRİB: İsmi var, cismi yok Ankâ kuşu
ANVETEN: Cebren, kahren, zorla, sıkıntı ile
ANYEDİN: Elden
ÂRÂBÎ: Bedevî Çölde yaşayan köylü
A’RÂF: Cennetle cehennem arasında bulunan bir yer
ARAFAT: Mekke’ye 12 mil yani takriben 20 km uzaktaki bir yer Hacca gidenler Zilhicce’nin 9 günü buraya gelerek bir müddet vakfe yaparlar
ARASAT: Mahşer yeri, haşir ve neşir meydanı
ARAZ: 1 İşaret, alâmet 2 Tesadüf 3 Kaza, felaket 4 Kendi kendine vücut bulmayıp başka bir cevherle meydana gelen hal ve keyfiyet
AREFE: Kurban bayramından bir önceki gün
ARIZÎ: Sonradan hasıl olan şey Geçici
ÂRÎ: Temiz, hür, uzak
ÂRİF: Anlayışlı, bilgili
ARŞ: 1 Taht 2 Dokuzuncu gök 3 Çardak 4 Cenab-ı Hakk’ın kudret ve azametinin tecelli ettiği yer
ARZ: yeryüzü, dünya, genişlik
ARZ-I MUKADDES: Kutsal ülke Kudüs, Filistin
ASÂ: Değnek, sopa, baston
ASABÂT: 1 Baba tarafından olan akrabalar 2 Şer’an miras alamayan akrabalar
ASABE: Baba tarafından akraba olanlar
ASAHH-I RİVÂYET: En doğru olan rivayet
ÂSÂR: Eserler
ÂSÂR-I ATÎKA: Eski eserler
ASÂ-YI MÛSÂ: Hz Musa’nın sopası
ASGARİ: En az, en küçük
ASHAB: Hz Peygamber’i mümin olarak gören ve o iman üzere ölen kimseler
ASHÂB-I KEHF: Mağara arkadaşları Bunlar, zamanlarındaki zalim hükümdarlarının şerrinden mağaraya sığınan ve orada yıllarca uyutulduktan sonra tekrar diriltilen, köpekleri ile birlikte, yedi sekiz kişiydiler
ASHAB-I MEŞ’EME: Uğursuz, şerli kişiler, kötüler
ASHAB-I MEYMENE: Uğurlu kişiler, iyi kimseler
ASHAB-I YEMİN: Uğurlu, meymenetli kimseler
ÂSIF: Şiddetli rüzgar, fırtına
ÂSİ: İsyan eden
ÂSİM: Günah işleyen, günahkâr
ASNÂM: "Sanem"in çoğulu Putlar
ASR: 1 İkindi namazı 2 İkindi vakti 3 Yüzyıl, çağ
AŞR: Kur’ân-ı Kerim’den on âyet miktarı okunan kısım
ATÂ: İhsan, lütuf, bağışlama
ATALET: Tembellik, hareketsizlik
ATF-I BEYAN: Kapalı bir sözü, açıklayan cümle
ATIF (ATF): 1 Eğme, meyletme, 2 Bağlama
ÂTİH: Bunak
ATİYYE: Hediyye, ihsan, bahşiş
ATTAR: (Bak: AKTAR)
AVÂLÎ: Yüceler, büyükler Medine etrafındaki semtler
AVAM: 1 Halk 2 Soylu veya bilgin olmayanlar
AVÂMİL: 1 Âmiller, sebepler 2 Arap nahvine ait ve bu isimdeki kitap
A’YÂN: 1 İleri gelenler 2 Gözdeler
A’YÂN-I SABİTE: Allah’ın ilminde varlıkların değişmez suretleri, öz mahiyetleri
ÂYÂT: Âyetler
ÂYÂT-I BEYYİNAT: Açık seçik âyetler
ÂYÂT-I TEKVİNİYYE VE TEŞRİİYYE: Yaratılışa ve şeriata ait âyetler
AYIN: Arap alfabesinin 21 harfi Ebced hesabında sayı değeri 70′dir
ÂYİN: 1 Tören, âdet 2 Dinî bazı gösteriler Mevlevî âyini gibi
AYN: 1 Göz, 2 Pınar 3 Eşyanın hakikatı
AYNE’L-YAKÎN: Müşahede ve keşif ile hâsıl olan ilim
A’ZÂ: Uzuvlar, organlar, üyeler
AZÂB: 1 Büyük sıkıntı, şiddetli elem 2 Dünyada işlenen günahlara karşı ahirette çekilecek ceza
AZÂB-I NÂR: Cehennem azabı
ÂZÂDE: Serbest, hür, kayıtlardan kurtulmuş
AZ’AF-I MUZÂAF: Kat, kat, pekçok
AZAMET: Büyüklük, kibirlilik
AZDÂD (EZDÂD): Zıd olan şeyler
AZHAR: En açık:
AZÎMÜ’Ş-ŞÂN: Şânı büyük
AZÎZ: 1 Allah’ın isimlerinden biri Değerli 2 Ermiş, velî
A Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler ve Anlamları
Muhteşem Yüzyıl dizisiyle adeta yeniden doğan Osmanlı tarihi ve Osmanlıca günümüzde herkesin ilgi odağı oldu. bizde misafirimizin sorusu üzerine, bu sayfamızda A Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler ve Anlamlarını sizlerle paylaşmak istiyoruz Melek'ler.
ABÂ: Bazı dervişlerin ve ilmiye mensuplarının giydikleri yünden yapılmış bir giysi
ÂBÂ VÜ ECDAD: Babalar, dedeler, atalar
ABD: Kul, köle, mahlûk Tasavvufta kâmil müslüman
ABD-İ MEMLUK: Kul, köle
ABES: Boş, saçma
ÂB-I HAYAT: Hayat suyu, içene ebedî hayat veren efsanevî su
ÂBİR-İ SEBÎL: Yolda giden yolcu
ACÂİB VE GARÂİB: Anlaşılmaz ve tuhaf
ACÂİB-İ DEKÂİK: Anlaşılmaz hileler, ince oyunlar
A’CEMÎ: Arap olmayan
ACÎB: Şaşılacak ve hayret edilecek şey
ACÛZ: Âcizler, beceriksizler, yaşlı kadın
ACZ-I BEŞERÎ: İnsanın acizliği, güçsüzlüğü
ACZ-I KÜLLÎ: Tam güçsüzlük
A’DÂ: 1 Adüvv’ün çoğulu Düşmanlar 2 Pek zâlim, pek gaddar
A’DÂD: Adedin çoğulu Sayılar
ÂDÂT-I CARİYE: Kullanılan âdetler, yaşayan sosyal kurallar
ADÂVET: Düşmanlık, husumet
ADEM: Yokluk
ADEM-İ KÜLLÎ: Tam yokluk
ADEM-İ MÜSÂVÂT: Eşitsizlik
ADEMÎ: Yokluğa ait
ÂDET-İ CÂHİLİYYE: İslâm’dan önceki putperestlik ve müşriklik devrine ait âdet
ÂDETULLAH: Allah’ın kâinatta câri olan usûl ve kanunu, sünneti
ÂDİL: Adalet sahibi, doğru adaletli
ADÎL: Benzer, eş, akran
ADL: Adalet, çok adaletli
ÂFÂK: Ufukun çoğulu Ufuk, yerle göğün birleştiği gibi görünen uzak daire Âfak, ufuklar, dış âlemler
ÂFÂKÎ: Havâî, herhangi bir dayanağı olmayan şey Mekke’ye mikat sınırları dışından gelenler
ÂFÂT: Âfetin çoğulu, musibetler, büyük felaketler
ÂFÎF: İffetli, namuslu, terbiyeli, haramdan sakınan, nezih
AFV Ü GUFRÂN: Bağışlama
AFV: Affetme, suçu bağışlama
ÂGÂH: Uyanık, basiretli haberdar
AĞNAM: Ganemin çoğulu Davarlar, koyunlar, keçiler
AĞNİYÂ: Ganînin çoğulu Zenginler
AĞRAZ: Maksatlar, arzular, amaçlar
AĞRAZ-I DÜNYEVİYYE: Dünyevî maksatlar, dünyevî niyetler, amaçlar
AĞRÂZ-I FÂSİDE: Bozuk maksatlar, bozguncu niyetler
AĞRAZ-I NEFSÂNİYYE: Nefsanî maksatlar, nefsî arzular
AĞRAZ-I ŞAHSİYYE: Şahsî maksatlar, ferdî niyetler
ÂĞÛŞ: Kucak, sığınılacak yer
AĞYÂR: Başkaları, düşmanlar, yabancılar
ÂHAD HABER: Bir kişi tarafından rivayet edilen hadis veya rivayetler
ÂHÂD: Ehad’in çoğulu Birler, birden dokuza kadar olan sayılar
ÂHAR: Başkası, diğeri, yabancı
AHBÂR: Haberin çoğulu Haberler
AHBÂR-I SADIKA: Doğru haberler
AHD U EMÂN: And ve emniyet, korkusuzluk, güvenlik
AHD U MÎSÂK: Yemin ve anlaşma, kesin söz
AHD: 1 Söz verme 2 Yemin, and 3 Devir, zaman, gün
AHD-İ HARİCÎ: Daha önceden ismi bilinen kişilere veya şeylere işaret eden Lâm-ı tarif
ÂHENG: Uygunluk ve düzen
AHFÂ: Çok gizli, en gizli
AHFÂD: "Hafîd"in çoğulu Torunlar
AHİD: (Bak: AHD)
ÂHİR ZAMAN PEYGAMBERİ: Son zaman Peygamberi Hz Muhammed (sav)
ÂHİR ZAMAN: Son zaman, dünyamızın son çağı
AHİZ: (Bak: AHZ)
AHKÂM: Hükümler, kanunlar
AHKÂM-I AMELİYYE: Tatbikata ait hükümler, uygulanan kurallar
AHKÂM-I EZELİYYE: Ezelî hükümler, başlangıcı bilinmeyen hükümler
AHKÂM-I FER’İYYE: Asla ait olmayan, ikinci derecedeki hükümler
AHKÂM-I ULUHİYYET: Allahlık hükümleri, ilâhlık hükümleri
AHKÂM-I UMÛMİYYE: Umûmî hükümler
AHKEMU’L-HÂKİMİN: Hükümdarların hükümdarı, hâkimlerin hâkimi olan Allah
AHLÂK-I ZEMÎME: Kötü huylar, çirkin davranışlar
AHLÂM: ; karışık rüyalar
AHRÂR: Hürler, esir ve köle olmayanlar
AHSEN: En güzel, pek güzel, daha güzel
AHSEN-İ TAKVÎM: En güzel ve en iyi kıvamda en güzel biçimde
AHSENÜ’L-KASAS: 1 Kıssaların, hikâyelerin en güzeli 2 Yusuf Sûresi
AHZ: 1 Alma, tutma, kabzetme, 2 Kabul etme 3 Tessellüm 4 Sorgulama
AKABE: 1 Sarp ve çıkılması zor yokuş, bâdire 2 Tehlike 3 Tehlikeli geçit 4 Bugün Ürdün sınırları içinde bulunan bir şehir
AKÂİD: Akîdeler, inançlar, dinin itikadî hükümleri
AKAR: Gelir, gelir getiren gayr-ı menkuller
AKD: 1 Anlaşma, sözleşme 2 Bağlama, düğümleme
ÂKIBET: Nihayet, sonuç
ÂKIDEYN: Anlaşma veya sözleşme
ÂKIL BÂLİĞ: Ergenlik, olgunluk çağına gelen
ÂKILÂNE: Akıllıca
AKÎDE: İtikad, iman
ÂKİF: 1 İbadette devamlı olan kimse 2 Sebat eden
AKİKA: Yeni doğan çocuk için Allah’a şükür maksadıyla kesilen kurban
AKÎM: 1 Beyhude, boş yere 2 Kısır erkek veya kadın
AKL-I SELÎM: Doğru düşünen, doğru anlayan, doğru karar veren akıl
AKLÎ: Akla ait, akla uygun
AKRÂN: Birbirine benzeyenler, em-sâl, yaşıt, denk
AKRİBA: Akraba, aralarında soy veya sihriyetçe yakınlık olanlar
AKSÂ: En uzak, en son
AKSÜ’L-AMEL: Tepki, istenilen şeyin zıddının hâsıl olması
AKTAR: Baharatçı
AKTÂR: Kuturlar, çaplar, dairenin merkezinden geçen hatlar, bölgeler, taraflar Her taraf
AKVÂ ve AHZAR: Daha kuvvetli ve daha açık
AKVÂ: Daha kuvvetli, en kuvvetli
AKVÂL: Kavlin çoğulu Kaviller, sözler
AKVÂM: Kavimler, milletler
AKVÂM-I SÂİRE: Diğer kavimler
A’LÂ: En yüce
ALADDERECÂT: Derecelere göre
ALÂK SÛRESİ: Kur’ân-ı Kerim’in 96 sûresi
ALAKA: Alakdan yapışkan sıvı, embriyo
ÂLÂM: Elemler, kederler, acılar
ALÂMET: İşaret, nişan
ALÂMET-İ FARİKA: Bir şeyi diğerinden ayırıcı işaret Belirgin özellik
ÂLÂT: Âletler, vasıtalar
ÂLÂT-I CİSMANİYYE: Maddî âletler
A’LÂ-YI İLLİYYÎN: Cennette en yüksek derece, olgun kişilerin Allah katındaki dereceleri
ALE’L-HUSÛS: Hususiyetle, özellikle
ALE’L-USÛL: Usûl üzere Usûle göre, usulen
ÂLEM: Kâinat, dünya
ALEMDÂR: Bayraktar, sancaktar
ÂLEM-İ CİSMANİYYE: Maddî âlem, kâinat, dünya
ÂLEM-İ EŞBÂH: : 1 Cisimler âlemi, varlıklar âlemi 2 Hayaller âlemi"Şibh ve şebih"den: Misaller âlemi
ÂLEM-İ KABİR: Kabir âlemi
ALESSEVİYYE: Aynı seviyede, eşit olarak
ÂL-İ FİRAVUN: Firavun ailesi Firavun soyu
ÂLİŞÂN: Şan ve şerefi yüksek olan
ALİYYU’L-A’LÂ: Pek iyi Fevkalâ-de
ALLAH BES BÂKÎ HEVES: Allah yeter, başkası gelip geçici istektir, hevestir
ALLÂME: Bilginlerin en bilgilisi
ALLÂMÜ’L-GUYÛB: Esmâ-i Hüs-nâ’dan biri, bütün gizlileri bilen Allah
ÂMÂ: Kör
AMDEN: Kasten, bile bile, isteyerek
AMELDE İ’TİDÂL: Amelde aşırılıktan uzak, dengeli
AMEL-İ SALİH: Allah’ın rızasına uygun olan her iş
AMELİKA: Eskiden Sîna yarımadasında yaşamış olan bir kavim
AMÎK: Derin Bahr-i amîk: Derin deniz Fikr-i amîk: Derin düşünce
ÂMİL: 1 Sebep 2 İş yapan 3 Zekat toplayan memur
ÂMM: Umumî, genel
AMR: Bir erkek ismi
AMÛD: Direkler, sütunlar
ANÂSIR-I MUHTELİFE: Çeşitli unsurlar
ANKA-YI MUĞRİB: İsmi var, cismi yok Ankâ kuşu
ANVETEN: Cebren, kahren, zorla, sıkıntı ile
ANYEDİN: Elden
ÂRÂBÎ: Bedevî Çölde yaşayan köylü
A’RÂF: Cennetle cehennem arasında bulunan bir yer
ARAFAT: Mekke’ye 12 mil yani takriben 20 km uzaktaki bir yer Hacca gidenler Zilhicce’nin 9 günü buraya gelerek bir müddet vakfe yaparlar
ARASAT: Mahşer yeri, haşir ve neşir meydanı
ARAZ: 1 İşaret, alâmet 2 Tesadüf 3 Kaza, felaket 4 Kendi kendine vücut bulmayıp başka bir cevherle meydana gelen hal ve keyfiyet
AREFE: Kurban bayramından bir önceki gün
ARIZÎ: Sonradan hasıl olan şey Geçici
ÂRÎ: Temiz, hür, uzak
ÂRİF: Anlayışlı, bilgili
ARŞ: 1 Taht 2 Dokuzuncu gök 3 Çardak 4 Cenab-ı Hakk’ın kudret ve azametinin tecelli ettiği yer
ARZ: yeryüzü, dünya, genişlik
ARZ-I MUKADDES: Kutsal ülke Kudüs, Filistin
ASÂ: Değnek, sopa, baston
ASABÂT: 1 Baba tarafından olan akrabalar 2 Şer’an miras alamayan akrabalar
ASABE: Baba tarafından akraba olanlar
ASAHH-I RİVÂYET: En doğru olan rivayet
ÂSÂR: Eserler
ÂSÂR-I ATÎKA: Eski eserler
ASÂ-YI MÛSÂ: Hz Musa’nın sopası
ASGARİ: En az, en küçük
ASHAB: Hz Peygamber’i mümin olarak gören ve o iman üzere ölen kimseler
ASHÂB-I KEHF: Mağara arkadaşları Bunlar, zamanlarındaki zalim hükümdarlarının şerrinden mağaraya sığınan ve orada yıllarca uyutulduktan sonra tekrar diriltilen, köpekleri ile birlikte, yedi sekiz kişiydiler
ASHAB-I MEŞ’EME: Uğursuz, şerli kişiler, kötüler
ASHAB-I MEYMENE: Uğurlu kişiler, iyi kimseler
ASHAB-I YEMİN: Uğurlu, meymenetli kimseler
ÂSIF: Şiddetli rüzgar, fırtına
ÂSİ: İsyan eden
ÂSİM: Günah işleyen, günahkâr
ASNÂM: "Sanem"in çoğulu Putlar
ASR: 1 İkindi namazı 2 İkindi vakti 3 Yüzyıl, çağ
AŞR: Kur’ân-ı Kerim’den on âyet miktarı okunan kısım
ATÂ: İhsan, lütuf, bağışlama
ATALET: Tembellik, hareketsizlik
ATF-I BEYAN: Kapalı bir sözü, açıklayan cümle
ATIF (ATF): 1 Eğme, meyletme, 2 Bağlama
ÂTİH: Bunak
ATİYYE: Hediyye, ihsan, bahşiş
ATTAR: (Bak: AKTAR)
AVÂLÎ: Yüceler, büyükler Medine etrafındaki semtler
AVAM: 1 Halk 2 Soylu veya bilgin olmayanlar
AVÂMİL: 1 Âmiller, sebepler 2 Arap nahvine ait ve bu isimdeki kitap
A’YÂN: 1 İleri gelenler 2 Gözdeler
A’YÂN-I SABİTE: Allah’ın ilminde varlıkların değişmez suretleri, öz mahiyetleri
ÂYÂT: Âyetler
ÂYÂT-I BEYYİNAT: Açık seçik âyetler
ÂYÂT-I TEKVİNİYYE VE TEŞRİİYYE: Yaratılışa ve şeriata ait âyetler
AYIN: Arap alfabesinin 21 harfi Ebced hesabında sayı değeri 70′dir
ÂYİN: 1 Tören, âdet 2 Dinî bazı gösteriler Mevlevî âyini gibi
AYN: 1 Göz, 2 Pınar 3 Eşyanın hakikatı
AYNE’L-YAKÎN: Müşahede ve keşif ile hâsıl olan ilim
A’ZÂ: Uzuvlar, organlar, üyeler
AZÂB: 1 Büyük sıkıntı, şiddetli elem 2 Dünyada işlenen günahlara karşı ahirette çekilecek ceza
AZÂB-I NÂR: Cehennem azabı
ÂZÂDE: Serbest, hür, kayıtlardan kurtulmuş
AZ’AF-I MUZÂAF: Kat, kat, pekçok
AZAMET: Büyüklük, kibirlilik
AZDÂD (EZDÂD): Zıd olan şeyler
AZHAR: En açık:
AZÎMÜ’Ş-ŞÂN: Şânı büyük
AZÎZ: 1 Allah’ın isimlerinden biri Değerli 2 Ermiş, velî