40 numaralı koltuğun sırrı

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
40 numaralı koltuğun sırrı
rüyada çanakkaleye gitmek rüyada urfaya gitmek otobüsün devrildiğini görmek otobüs bileti almak yolcu otobüsü koltuk krokisi


Çanakkale’ye gitmek için otobüse binen yolcu, ısrarla 40 nolu koltuğa oturmak istemedi. Çünkü 5 numaralı koltukta bekleyen eceli vardı. Kaza mı, kader mi? İşte sır dolu bir olay.Yolculuğa karar veren herkes gibi o da valizini hazırlamaya başladı. Her yolcunun düştüğü yanılgıya o da düşerek elbise dolabını küçük bir valize sığdırmaya, birkaç gün kalacağı bir yere bir ömür yetecek giysi götürmeye çalışıyordu.

Hava soğuk olursa kazak, süveter ve hırkaya ihtiyaç olabilirdi. Kar yağarsa palto bulundurmakta yarar vardı. Resmi görüşmeler için bir takım elbise, birkaç gömlek ve kravat alsa iyi olurdu. Yağmur ihtimaline karşı yağmurluğu unutmamalı, ayağındaki mevsimlik ayakkabıya güvenmeyip valize botlarını da koymalıydı. Valizinde pantolonların rengine uyumlu birkaç çift çorabı mutlaka olurdu. Tıraş takımı, diş fırçası ve macunu bavulun ceplerinde yerlerini alır, otelde kalınacak olmasına rağmen, ne olur ne olmaz denilerek havlu, sabun, şampuan, kağıt peçete bulundurmaya dikkat edilirdi.

Sonunda hazırlık tamamlandı ve bir taksi istendi telefonla. Otobüsün hareket saati yaklaşmıştı ve şoförün elini çabuk tutması gerekiyordu. Sık sık seyahat etmesi yüzünden durağın şoförleriyle arasında garip bir yakınlık oluşmuştu. Şoförlerin hepsi onu tanır, nereye gideceğini, hangi firmanın otobüsüyle yolculuk edeceğini bilir, yine de muhabbet olsun diye “Bu defa yolculuk nereye abi?” demeyi ihmal etmezdi. O da “Nereye olabilir?” diyerek muhabbete katılır, “Biraz çabuk olalım!” diye nazlanır, “Oralardan istediğiniz bir şey var mı?” diyerek gönüllerini alırdı. Dönüşte herhangi bir taksiye binmek yerine durağın taksilerinden biriyle evine gelmek ister, bu yüzden otobüsünün geleceği saati telefonla bildirerek karşılanmasını sağlardı.

YETİŞME TELAŞI YAŞADI

Seremoni tamamlandı. Taksi hızlandı. Yolcu saatine baktı. Yetişeceğini bildiği halde yetişemeyecekmiş gibi dizlerini salladı. Heyecanlanmadığı halde heyecanlanmış gibi bıyığı ve dudağıyla oynadı. Sık yolculuk yapmanın verdiği rahatlıktan utanır gibi yolcuların içinde bir kara tren gibi dolaşan sıkıntıya kendi istasyonunu da açtı. Taksi zamanında terminale vardı. Yolcu mesafeyi bildiği için önceden hazırladığı paraya bahşişi de ilave ederek şoförün avucuna koydu. Valizini taşımasına izin vererek, uğurlanmanın sıcaklığını hissetti. Yazıhanelerin önündeki ses ve beden barajlarını bir bir aşarak, her zaman yolculuk ettiği firmanın yazıhanesine emin adımlarla ilerledi.

Yazıhanedeki çalışanlar bu bildik yolcuyu tebessüm ederek karşıladılar. Hiçbir şey sormadan, önceden ayırtmış olduğu yerin biletini uzatıp, iyi yolculuklar dilediler. Taksiciden emanet aldıkları valizi otobüsün bagajına yerleştirmek için harekete geçtiler. Yolcu tekrar saatine baktı. Otobüsün kalkmasına beş dakika vardı. Otobüsün ikramda kusur etmediğini bilse de, yolcunun azığı kabilinden bir şeyler almasına yetecek bir vakitti bu. Hem birkaç dakika gecikse bile onu almadan gittikleri vaki değildi.

ÖNCE 40 NUMARALI KOLTUK

Otobüs hareket etmek için onu bekliyordu. Şoföre selam verip ön sıralarda yerini aradı. Beş numaralı koltuktan kolay kolay vazgeçmezdi. İlk yolculuğunda kaç numaralı koltukta seyahat edeceğini sormuşlar. Önce “Önlerden olsun” demiş, sonra cevabının yetersiz olduğunu düşünerek ilk aklına gelen rakamı söylemişti:

Beş. İyi de beş numarada başkası oturuyordu. Rezervasyondan önce satılmıştı demek ki yer. Ancak böyle durumlarda önlerden başka bir yer verilirdi ona. Oysa öndeki koltukların hepsi doluydu. Bir yanlışlık olmalı diyerek elini ceketinin iç cebine attı ve hışımla biletini çıkardı. O da ne 40 numaralı koltuk verilmişti kendisine! Hemen muavini çağırdı ve itiraz etti. Muavin otobüsün dolu olduğunu, yapacak bir şey olmadığını anlatmaya çalışsa da yolcu ikna olmadı, dahası sinirlendi. Şoför yolcuyu tanıdığı için özür diledi ve geçici olarak yerine oturmasını rica ederek, meseleyi çözeceğini söyledi. Şoförün beş numaralı koltukta oturan yolcuya neler söylediğini ve onu nasıl ikna ettiğini bilmiyoruz. Bildiğimiz çok geçmeden kırk numaralı koltukta oturan yolcuyla beş numaralı koltukta oturan yolcunun yer değiştirdiği.

5 NUMARALI KOLTUK ALIŞKANLIĞI

Alışkanlıklarından vazgeçemeyen yolcu beş numaralı koltuğa oturur oturmaz derin bir oh çekti ve otobüse binmeden az önce aldığı gazetelerden birini açarak okumaya başladı:

“Geçtiğimiz hafta Ankara’dan Çanakkale’ye gitmek üzere yolcu otobüsüne binen turizmci Hasan Kuyubaşı, çok arkada olduğu için kendisine verilen 40 numaralı koltuğa oturmak istemedi. Otobüs muavininin yaptığı düzenlemeyle Kuyubaşı o sırada boş olan 5 numaralı koltuğa alındı ve otobüs yola çıktı. Ahmet Demir (53) idaresindeki yolcu otobüsü, saat 04.30 sıralarında Bursa-İnegöl yakınlarındaki Subaşı dinlenme tesisi yakınlarında buzlanma ve aşırı poyraz nedeniyle kontrolden çıktı. Devrilen otobüste 13 yolcu yaralandı. Bir kişi ise otobüsün altında kalarak öldü. Otobüsün altında sıkışarak feci şekilde can veren, Ankara’da koltuğunun değişmesi konusunda ısrar eden Hasan Kuyubaşı’ydı. Kuyubaşı’dan boşalan kırk numaralı koltuğa oturan yolcu ise kazadan yara almadan kurtuldu.”
 
Cevap: 40 numaralı koltuğun sırrı

Paylaşım için teşekkürler. Bunun benzeri bir olayı hatırladım şimdi. Rüyasında oğlunun bineceği uçağın düşeceğini gören anne oğlunu yolundan ayrı koymuş Ama düşen uçakla aynı saatlerde oğlununda ayatakta ölüsünü bulmuş. Buda demek oluyorki kaderden kaçılmıyor..
 
Cevap: 40 numaralı koltuğun sırrı

İnanılmaz ama gerçek kadere gerçekten inanıyorum.yıllar önce buna benzer bir olayı biz yaşadık.Eşimle urfaya gidiyoruz o zamanlar otobüsde sigara içmek yasak değildi ve otobüs 2 katlıydı üst kat sigara içenlere alt kat içmeyenlere eşim bilet bulamamış alt kattan almışdı.Bende 20 saat yol çekilmez diyip surat yapmışdım hatta küçük bir tartışma yaşadık eşim hırsla kalktı muavinle konuştu.Üst katta yaşlı bir amca ve oğlu onlarda sigara içilmeyen kısımdan yer bulamadıkları için mecburen üst kata olur demişdik diyip seve seve ben ve eşimle yer değiştiler biz çıktık yukarı yerleştik oturduk.Eşim mutlumusun dedi iç şimdi içebildiğin kadar duman altında yolculuk edicez diye kızdı ben gayet rahat ohh dedimm 20 saat yol mola bile verilse otobüsde sigara içmeyi seviyorum..
Gece saat 03,30 adana pozantı yolu üzerindeyiz daha doğrusu üzerindeymişiz yanımdaki çantamın yere düşmesi ile uyandım.Her yer zifiri karanlık sadece aşağıdan sesler geliyor üst katta sigara içen varsa söndürsün.Uyku sersemi kendime geldiğimde otobüsün yan yattıgını farkettim.Millet camları kırmaya çalışıyor sesler gürültü neyse indik aşağıya eşim ve bende hiç bişi yok alt katta camdan dışarı çıkarken sağ tarafa bakmayın diyorlar.Dışarı çıktık bir titreme bende anlatamam sizlere ölenler yaralananlar ama ben ve eşimde bir çizik bile yok yerimizi değiştiğimiz amcanın ağzı burnu kan içinde onun yanındaki sıradaki karı koca hayatını hemen orda kaybetmiş bunların sebebi otobüs şoförü uyuklamış ve o anda otobüs yol ayırım tretuvarlarına direk girmiş o koca tretuvarlar insanların ölümüne sebep olmuş ama benim sigara içme inadım üst katta oluşum burnumun bile kanamadan kurtulmama sebep olmuşdu.Yazmadan geçemiycem allah ölenlere rahmet etsin..Aylarca etkisinden kurtulamamıştım bu kazanın

Hani derler yaa akacak kan damarda durmaz.Takdiri ilahi oysa ben ısrarcı değilimdir sağ salim gidelim neresi olursa olsun diyenimdir.Ama o gün inadım tutmuşdu yola eşimle dargın çıkmıştık.Sigara için ısrar etmesem o amcanın oturduğu koltukda ben olucaktım.Alttaki yazıyı okuyunca aklıma geldi bazen ısrar hayatımıza mal oluyor ama iyi ama kötüü

Ankara’da koltuğunun değişmesi konusunda ısrar eden Hasan Kuyubaşı’ydı. Kuyubaşı’dan boşalan kırk numaralı koltuğa oturan yolcu ise kazadan yara almadan kurtuldu.”
 
Son düzenleme: