1-2 Yaş Arası Çocuk Gelişimi

aSqimSin

Yeni Üye
Üye
1-2 Yaş Arası Çocuk Gelişimi
17 aylık bebek gelişimi 17 aylık bebek neler yapar 31 gelişimi 1 2 yaş 20 neler yapabilir
13-15 Aylar

Bu dönem çocuğunuzun pek çok şey öğrenip, pek çok gelişim yaşayacağı bir dönemdir. Her ne kadar çocuğunuzdaki gelişmeler ilk bir sene içerisinde gözlemlediğiniz gelişmeler kadar hızlı ve dikkat çekici olmasa da bu üç aylık dönemin sonuna doğru fiziksel, algısal ve sosyal gelişimindeki önemli değişiklikleri farkedeceksiniz.

Fiziksel Gelişim:
Bebeklerin yüzde doksanı bu üç aylık dönemin sonlarına doğru yürümeye başlamış olurlar. Ancak her çocuğun gelişim tablosu farklı olduğu için kimi çocuklar 9 aylıkken yürümeye başlayabileceği gibi kimilerinde bu süre 18 aya kadar çıkar. Çocuğunuz bir kez yürümeye başlayıp özgürlüğün tadına varınca onu tekrar kucağınıza almak ya da bıraktığınız yerde aynı pozisyonda yatıyorken bulmak zorlaşacaktır.
Yürümeyi öğrenirken çocuğunuzun sık sık düşmesi kaçınılmazdır. Düştüğü zamanlarda eğer ciddi bir durum sözkonusu değilse panik yapmamaya ve hemen duruma müdahale etmemeye özen gösterin, aksi takdirde çocuk korkabilir, kendine olan güvenini yitirebilir. Sabırlı olun ve çocuğunuzun yürüme denemeleri yapabilmesi için güvenli mekanlar sağlamaya çalışın.


Ayakkabı konusunda acele etmeye gerek yoktur. Yumuşak bir halı üzerinde, çim alanda ya da kum üzerinde yaptığı yürüme denemelerinde çıplak ayakla olması kas gelişimi ve dengesini sağlaması açısından daha faydalı olabilir. Çıplak ayakla yürümesinin tehlikeli olacağı mekanlar için ise ayak sağlığına uygun ayakkabılar seçmeye özen gösterin. Daha uzun bir süre kullanabileceği düşüncesiyle ayağına büyük gelen ayakkabılar almayın, bu dengesini sağlamasını zorlaştıracaktır.
Bu dönemde çocuğunuzun el becerileri de gelişmeye başlar. El becerilerini kullanabilecekleri oyunları severek oynarlar (Objeleri şekillerine uygun boşluklara yerleştirme, blokları üstüste dizip sonra yıkma gibi).
Ayrıca yürürken aynı zamanda bir nesne taşıyabilir; saplı nesneleri itebilir; ayakkabı ve çoraplarını ayaklarından çıkarabilirler.

Algısal ve Sosyal Gelişim:
Bu dönemde çocuğunuz sizin tüm ilginizi ona yöneltmenizi ister. Oyuncaklarını, yiyeceklerini ve özellikle de sizin ilginizi; yani sevdiği şeyleri başkalarıyla paylaşmaktan hoşlanmaz. Yaşıtı olan çocuklarla birarada olduğu ortamlarda da diğer çocuklarla iletişim kurmaya ya da onlarla birlikte oyun oynamaya pek hevesli olmadığını görebilirsiniz.
Sizler, anne ve baba olarak hala bebeğinizin hayatındaki en önemli insanlarsınız, bu sebeple sizin ilginize çok ihtiyacı vardır, sizinle olan yakın ve doyurucu iletişimi kendisine olan güvenini de artırır. Sizin ilginizi çekebilmek için de elinden geleni yapar; size gülümser, dokunur, iter ya da dürter, bağırır, sızlanır veya ağlar. Bu çabalarına karşı verdiğiniz tepkiler onun bundan sonraki davranışlarında belirleyici rol oynayabilir. Örneğin istediği ilgiyi ağlamak veya bağırmak yerine gülümsediği ya da olumlu bir davranışla belirttiği takdirde elde ettiğini birkaç denemeden sonra öğrenip, ağlama ve bağırma huylarından vazgeçebilir. Eğer onun çeşitli davranışlarına verdiğiniz tepkilerde istikrarlı olursanız kısa sürede o da hangi davranışlarının iyi hangilerinin kötü olduğunu öğrenebilir.
Sizin ilginize ve varlığınıza hala bu denli ihtiyaç duymasına rağmen yavaş yavaş bağımsızlığını ve kendine güvenini de geliştirdiğini farkedeceksiniz.
Çocuklar etraflarında gördükleri tüm yeni objeleri dokunarak tanımaya çalışırlar; dokunmak bu dönem çocukları için önemli bir öğrenme aracıdır. Bu yüzden herhangi bir tehlike sözkonusu olmadığı müddetçe, etraftaki nesneleri dokunarak tanımaya çalışmasını engellemeyin.
Artık çocuğunuz sadece komik şeylere gülmekle kalmaz, sizi güldüren davranışlarının da farkına varıp bu davranışları tekrarlamaya başlayabilir. Yani artık sadece eğlendirilmeyi beklemez, sizi eğlendirmeye çalışır.
Çocuğunuz artık daha anlaşılır kelime ve hareketlerle kendini ifade etmeye başlayacaktır. Onu iletişim kurmaya teşvik edin; onunla konuşurken uzun ve karmaşık cümleler yerine kısa, net, anlaşılması kolay cümleleri tercih edin. Bu dönemin sonuna doğru çocuğunuz sorulduğunda gözlerinin, burnunun ya da ağzının yerini işaret edebilir.
Çocuğunuz bu dönemde sıklıkla duygu değişimleri yaşar (kızgınlık, mutluluk, korku gibi). Bu duygularına onun yanındayken isim verip tekrarlarsanız, bir müddet sonra çocuğunuz kendi hislerini ifade etmede bu kelimeleri kullanmaya başlayacaktır. Örneğin bir kutuyu açamadığında ya da topu istediği yere yuvarlayamadığında kızıyorsa hemen "Bu seni kızdırıyor" diyerek o an içinde bulunduğu duygusal durumu isimlendirin.
Bu dönemde çocuğunuz tanımadığı insanlara karşı ürkek ve endişeli davranışlar sergileyebilir, bu son derece normaldir. Onu bu konuda zorlamayın; yabancılara alışması ve kendini yeni insanların arasında daha rahat hissetmesi için ona zaman tanıyın. Tanımadığı insanlar ona yaklaşıp sevmek istediğinde, bu insanları bebeği ürkütmeyecek şekilde davranmaları konusunda uyarın. İlk kez girdiği, tanımadığı ortamlarda bebeğinizi yalnız bırakmayın, en azından ilk başlarda onu kucağınızda tutup kendini güvende hissetmesini sağlayın. Değişik sosyal ortamlara onunla birlikte katılın ve sizi bu ortamlarda gözlemlemesine olanak tanıyın. Örneğin markette, parklarda ya da hayvanat bahçesinde sizin diğer insanlarla rahatlıkla iletişim kurduğunuzu görmek onu da rahatlatacaktır.
Artık çocuğunuzu giydirirken onun da size yardımcı olmaya çalıştığını farkedeceksiniz (örneğin kolunu uzatabilir).

14 Aylık bebeğinizin davranış gelişimi ile ilgili daha detaylı bilgi için tıklayınız

Oyun:
Oyun bu dönemde çocuğunuz için çok iyi bir öğrenme aracıdır. Oyunlar vasıtasıyla renkleri, şekilleri, yeni kelimeleri öğrenebilir; iletişim becerilerini geliştirirler. En çok hoşlanacakları oyunlar:
. Görünüp kaybolma (saklambaç): Sizi saklandığınız yerden bulmaya çalışmak veya sizden saklanmak çok hoşuna gidecektir. Sizi kolaylıkla bulabileceği bir şekilde saklanın, böylece kazandığı başarıdan dolayı mutlu olacak ve kendine güveni artacaktır. Sizden saklanmaya çalıştığında da onu bulmakta zorlanıyormuş gibi davranın ve bir süre için aramayı sürdürün. Saklandığı köşede sizin onu arayışınızı büyük bir neşeyle izleyecektir.
. Top Yuvarlama: Çocuğunuzla karşılıklı oturup yerdeki bir topu birbirinize yuvarlamanız onun için eğlendirici bir oyun olabilir.
. Çocuğunuz eline geçirdiği nesneleri ya da oyuncakları yere fırlatmaktan ve sizin bunları ona geri vermenizden çok hoşlanır. Ayrıca boş kutuların içine objeleri doldurmak, sonra bunları boşaltmak da sevdiği oyunlardandır.
. Gözlerinizi, burnunuzu vs yüzünüzdeki organları tek tek işaret edip isimlerini söyleyerek bebeğinize yüzünü tanıtmaya çalışın; bunu bir oyun haline dönüştürün. Kısa bir süre sonra "Burnunu göster" dediğinizde eliyle burnunu işaret ettiğini göreceksiniz.
. Kitapları sever, onunla birlikte resimli kitaplara bakabilir, ona bu tür kitaplardan hikayeler okuyabilirsiniz.
Çocuğunuzun ne kadar çok oyuncağı olursa olsun, evdeki dolapları, özellikle de mutfak dolaplarını karıştırmak onların en büyük eğlencesidir. Önlem olarak dolaplara kilit taktırabilirsiniz. Ancak çocuğun merakını canlı tutmak, keşfetme yeteneğini engellememek için dolapların birine kilit taktırmayıp içine çocuğa zarar vermeyecek tahta ya da plastik birkaç mutfak araç gereci koyabilirsiniz. Bunlar ona diğer tüm oyuncaklarından daha ilgi çekici gelebilir.
Çocuğunuz bu dönemde yaşıtlarıyla ortak oyun oynama ve onlarla iletişim kurmaya pek meyilli değildir. Diğer çocuklar onun için bir oyun arkadaşı olmaktan çok, bir oyuncak ya da bir obje durumundadır. Yine de onun diğer çocuklarla sosyalleşme aşamasına geçişini hızlandırmak için onu yaşıtlarıyla birlikte olabileceği oyun alanlarına götürmeyi deneyebilirsiniz.

Aşılar:
Bebeğinizin su çiçeği aşısını yaptırmadıysanız 15. ayda yaptırabilirsiniz.

Su çiçeği hastalığı da virüslerin sebep olduğu son derece bulaşıcı bir hastalıktır ve bebek hasta olduğunda ev halkına bulaştırma ihtimali % 90'dır. Kızamıktakine benzer çok kaşıntılı döküntüler olur ve bunlar mikrop kapıp vücutta ömür boyu kalıcı izler bırakabilirler. Su çiçeği ağır seyrederse, nadir de olsa zatürre veya beyinde enfeksiyona sebep olabilir. İyileştikten yıllar sonra vücutta saklanan virüs Zona'ya neden olabilir. Bu hastalığa da kızamık, kızamıkçık, kabakulak hastalıkları gibi virüsler sebep olduğu için kesin tedavisi yoktur ve ancak aşı olunarak korunulabilir.
Su çiçeği aşısı her ne kadar yeni bir aşı zannedilse de aslında neredeyse 30 yıldır güvenle kullanılmaktadır.





16-18 Aylar
Fiziksel Gelişim:
Bu dönemde çocuğunuzun fiziksel yeteneklerini ve kapasitesini zorlamaya çalıştığını farkedersiniz. Örneğin yürümeye başladıysa bununla yetinmeyecek, yürürken ağır birşeyler taşımaya ya da yüksek biryerlere tırmanmaya çalışacaktır. Bunlarda başarılı olamayınca hayalkırıklığı yaşaması ve ağlaması normaldir. 17 aylık çocukların %90'ından fazlası yürümenin yanısıra, yerdeki bir nesneye uzanmak için durup eğilme ya da birkaç dakika yere eğilip o nesneyle oynadıktan sonra kalkıp yoluna devam etme gibi hareketler yapabilirler. Tırmanmak bu dönemde çocuklara son derece heyecan verici bir macera olarak görünür. 17 aylık çocuğunuz sizinle birlikte merdiven çıkarken muhtemelen kucağınızda olmak yerine elinizi tutarak merdivenleri kendi başına çıkmak isteyecektir. Ayrıca evdeki sandalye ve koltuklara tırmanma denemeleri yapacaktır. Evinizde bebeğinizin güvenliği için gerekli önlemleri aldığınız ve onu dikkatle gözetim altında tuttuğunuz müddetçe bu tür tırmanma denemelerini engellemeyin, bunlar bebeğiniz için iyi birer egzersiz olabilir.
Çocuğunuz 17 aylıkken hala yürümüyorsa doktorunuza danışmakta fayda vardır. Bazı bebekler o kadar iyi emekler ki, ayağa kalkıp yürümek için ihtiyaç ya da istek duymayabilirler; kimi bebekler ise düşmekten korktuğu ya da kendine yeterince güvenemediği için yürüme denemelerine karşı isteksiz olabilirler. Daha ciddi bir gelişim problemi de sözkonusu olabilir, bu sebeple size en doğru çözüm yolunu doktorunuz gösterecektir.
Bu dönemde çocuğunuz etrafındaki yeni objelere büyük bir keşfetme merakı içinde yaklaşır. Etrafında bulduğu eşyalara dokunur, onları kavrayıp yakından inceler, ağzına götürüp tadına bakmaya çalışır ya da yere fırlatıp tekrar eline alır. El ve parmaklarını kullanmada gittikçe beceri kazandığını farkedersiniz. Ona kitap okuduğunuzda sizinle birlikte sayfaları çevirmeye başlayacaktır. Eline bir boya kalemi verdiğinizde bununla boyama yapacağının bilincinde olabilir ancak eline geçirdiği herşeyi ya da heryeri boyamaya çalışacağından dikkatli olmanızda fayda vardır.
Çocuğunuz artık sizi ve etrafında sürekli gördüğü diğer yetişkinleri taklit etmeye çalışacak ve tekbaşına ya da yardım almadan yapamayacağı şeyleri yapmak isteyecektir. Böyle durumlarda (tabi güvenli olduğu sürece) ona denemesi için fırsat verin, ancak heran için yakınında yardımına hazır olmayı da ihmal etmeyin. Onun bu hevesini, ona çeşitli işler yaptırarak destekleyebilirsiniz. Örneğin ondan oyuncaklarını oyuncak kutusuna doldurmasını ya da kitapları raflara yerleştirirken size yardımcı olmasını isteyin.

Tuvalet Eğitimi için Uygun Zaman Geldi mi?
Çoğu uzman 18. ayın tuvalet eğitimine başlamak için erken bir zaman olduğunu belirtmektedir; ancak kimi görüşler de bu eğitim için uygun zamanın geldiği doğrultusundadır. Tabii ki kendisi için en uygun zamanı belirleyecek olan çocuğunuzdur, bu sebeple çocuğunuzda tuvalet eğitimine başlayabileceğinizi gösteren sinyalleri takip edin.
Eğer çocuğunuzun eğitime hazır olduğunu düşünüyorsanız, uygulayacağınız bazı yöntemlerle bu eğitimi kolaylaştırabilirsiniz. Bu dönemde çocuklar taklit yoluyla öğrenirler, bu yüzden çocuğunuzun sizin banyoda nasıl davrandığınızı izleyerek taklit etmeye çalışması muhtemeldir. Bu, ona tuvalet eğitimi vermek için iyi bir fırsat olabilir. Ona, tuvalete ya da lazımlığa nasıl oturması gerektiğini gösterebilirsiniz. Eğitim sırasında sevdiği oyuncak hayvanlarını kullanmak da faydalı olabilir. Ancak acele etmenize gerek olmadığını unutmayın; çocuğunuzun tuvalet alışkanlığını kazanması için bir yıl daha geçmesi gerekebilir.

Algısal ve Sosyal Gelişim:
Bu dönemde çocuğunuz etrafında gördüğü insanlara el sallar, gülümser, çeşitli interaktif oyunlar oynamayı sever ve basit emir cümlelerini anlayıp uygulayabilir. Bu üç aylık dönemin sonlarına doğru konuşması, mimikleri ve iletişim kurmaya yönelik çeşitli hareketleri daha anlaşılır hale gelir. Hayvan seslerini de taklit edebilir. "Hayır" kelimesini bu dönemde çocuğunuzdan sıklıkla duyacaksınız. Bu dönemin sonlarında 6-10 kelime kadar söyleyebilir, bazen iki kelimelik cümleler kurabilir.
Bu aylarda çocuğunuz çeşitli durumlara karşı olumsuz tepkiler geliştirebilir. Örneğin kızdığında ya da hayalkırıklığına uğradığında size veya yakından tanıdığı birisine vurarak tepkisini gösterir. Direktiflerinize bilinçli bir şekilde uymama eğilimi de gösterebilir. Örneğin dokunmamasını belirttiğiniz bir eşya ya da objeye sizin gözlerinizin içine bakarak özellikle dokunur. Onun söylediğiniz şeyi anladığı ve mesajı aldığından emin olduğunuz sürece, bu tip küçük inatlaşmalarına sert karşılıklar vermeyin; konuyu büyütmek yerine bir süre için görmezden gelin. Çocuğunuz bu yaşta bile doğru davranışlarının etrafındaki yetişkinlerce pozitif tavırlarla (kucaklama, öpme, gülümseme gibi) ödüllendirildiğini, yanlış davranışlarının ise olumsuz karşılandığını ya da görmezden gelindiğini farketmeye başlayacaktır.
Çocuğunuz için günlük hayat içinde alıştığı bazı rutinler bu dönemlerde çok önemlidir. Örneğin ona her gece uyumadan önce kitap okuyorsanız ve bir geceliğine bunu yapmayı unutursanız, size bunu önemle hatırlatması sizi şaşırtmasın! Çocuklar bu yaşta hayatlarını önceden tahmin edilebilir hale getiren bu rutinleri sever, böylelikle kendilerini güvende hissederler.
Artık yürüyüp konuşabildiği için çocuğunuz, etrafındaki insanlarla özellikle de kendi yaşıtlarıyla daha yakından ilgilenmeye ve iletişim kurmaya başlayabilir. Ancak hala yaşıtlarına birlikte oynanabilecek bir oyun arkadaşından çok, keşfedilecek yeni bir oyuncak gözüyle bakmaları normaldir. Eğer çocuğunuz diğer çocuklara karşı zarar verici ve sert davranışlarda bulunuyorsa endişelenmeyin ve uygun bir dille ona bu yaptığının yanlış olduğunu anlatın. Onu yaşıtlarıyla birlikte olabileceği ortamlara daha sık götürün; örneğin sizin çocuklarınızla yaşıt çocukları olan annelerle kontak kurup düzenli olarak biraraya gelebilir, çocuklarınızın da birbirlerini oyun arkadaşı olarak kabul edip sosyalleşmelerine katkıda bulunmuş olursunuz.
Bu yaştaki çocuklar için çeşitli denemelerinde başarı kazanmak çok önemlidir. Sürekli yeni birtakım aktiviteler konusunda kendilerini test eder, kapasitelerini zorlarlar. Örneğin ayakkabılarını kendileri giymeye, yüksek koltuklara ya da sandalyelere tırmanmaya, merdivenleri kendi başlarına çıkmaya çalışırlar. Bunları başaramadıklarında ya da sizin tarafınızdan engellendiklerinde ise oldukça öfkeleneceklerdir. Güvenliğini tehdit edecek bir durum sözkonusu olmadığı ve gözetiminiz altında olduğu sürece onun bu yeni denemelerini engellemeyin.

Kişilik Farkları:
Çocuklar doğdukları andan itibaren kişilik özellikleriyle birbirlerinden ayrılırlar. ABD New York Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada uzmanlar çocukları doğumlarından itibaren mizaçları bakımından 3 gruba ayırmıştır:
1. "Kolay" çocuklar olarak tabir edilen ilk grup uyumlu; yemek ve uyku düzenleri açısından problemsiz; etraflarındaki yenİ insanlar ve durumlara kolay adapte olabilen çocuklardır.

2. İkinci gruptaki çocukların yeni durumlara ve insanlara uyum sağlamaları biraz zaman alabilmekte; yemek ve uyku düzenlerinde bazen sorunlar görülmekte; bu çocuklar kimi zaman etraflarına karşı olumsuz davranışlar sergileyebilmektedir.

3. Uzmanlar, "Zor" çocuklar olarak nitelenen üçüncü gruba her 10 bebekten 1'inin dahil olduğunu belitrmektedir. Bu çocukların yemek ve uyku alışkanlıkları oldukça problemli ve düzensizdir; sık ve yüksek sesle ağlarlar ve etraflarındaki yenilik ve değişimleri kolay kabullenemezler.
Çocuğunuzu büyütürken bu tarz kişilik farklılıklarının olabileceğini gözönünde bulundurun ve çocuğunuzu, yaşıtlarıyla kıyaslayıp gereksiz endişelere kapılmayın. Çocuğunuzun kişilk özelliklerini iyice anlamanız, onu yetiştirirken sizin için faydalı olacaktır.

Huysuzluk Nöbetleri:
Bu dönemlerde çocuğunuz, istediği birşeyi yapmadığınızda ya da istemediği birşeyi yapmak zorunda kalınca, kimi zaman ise ortada görünür hiçbir sebep yokken huysuzluk ve ağlama nöbetlerine tutulabilir. Bu nöbetler özellikle diğer insanlarla birarada bulunduğunuz mekanlarda sizin için zor ve yıpratıcı olabilir. Örneğin kalabalık bir markette, kasada ödeme için kuyruk beklerken çocuğunuz aniden bir ağlama krizine tutulabilir, kucağınızda hiddetle tepinmeye başlar. Sebep beklemekten sıkılması ya da elindeki kurabiyenin tadnı beğenmemesi olabilir. Bu nöbetlerin oluşma sebepleri tam olarak açıklanamamakla birlikte, kimilerine göre bu bebeklikle çocukluk arasında yaşanması olağan bir geçiş dönemi, kimilerine göre ise küçük çocuklar için çözemedikleri ya da anlayamadıkları durumlar karşısında bir rahatlama, stresi dışa vurma yöntemidir. Bu nöbetlerin çocuk açken, yorgunken ya da aşırı uyarılmış durumdayken daha sık meydana geldiği belirlenmiştir. Ancak sebep her ne olursa olsun, çocuğunuzu büyütürken bu tip huysuzluk nöbetleriyle karşılaşmanız kaçınılmazdır. Bu nöbetlerle daha kolay başa çıkabilmeniz için aşağıdaki yöntemler faydalı olabilir;
. Çocuğunuzun huysuzluk nöbetlerini inceleyip analiz etmeye çalışın. Hangi durumlarda daha sık bu nöbetleri yaşıyor belirleyip onu bu durumlardan uzak tutmaya çalışabilirsiniz.
. Çocuğunuzla ortaklaşa yaptığınız bir aktiviteyi sonlandırırken bunu aniden değil, alıştıra alıştıra yapın. Çocuklar genellikle ani değişikliklerden hoşlanmaz ve bunlara karşı olumsuz tepkiler verirler.
. Eğer çocuğunuzun bir ağlama nöbetine kapılmasıyla sonlanacak bir aktivite ya da oyun içinde olduğunu hissederseniz, bunu bir an önce sonlandırıp çocuğunuzun dikkatini başka bir yöne kaydırın.
. Huysuzluk nöbetleri kalabalık içindeyken daha kötü bir hal alır. Bu sebeple çocuğunuzun huysuzlaşmaya başladığını hissettiğinizde onu sakin ve kalabalıktan uzak bir mekana getirip, rahatlaması ve sakinleşmesi için ona zaman tanıyın.
. Bu nöbetler esnasında soğukkanlı ve sabırlı olun. Sizin de sinirlenip bağırmanız sadece durumu daha da kötüleştirecektir.

Aşılar:
18. ayda bebeğinizin 5li karma aşısının (Difteri, Tetanoz, Boğmaca, Çocuk felci ve Menenjit aşısı) tekrar dozunun ve Hepatit A aşısının 2. dozunun uygulanması gerekmektedir.
Bebeğinizin gecikmiş aşıları varsa hala tamamlayabilirsiniz. Nasıl tamamlayacağınız konusunda hekiminize danışınız.
Sorularınız için "Aşı Danışma Merkezi"miz de ücretsiz olarak hizmetinizde: 0 800 2113331
Bebeğim ve Ben'den Anneye Not:
Bu aylarda kendinize zaman ayırmayı da ihmal etmeyin. Stresten uzaklaşmak ve rahatlamak için düzenli olarak hoşlandığınız aktivitelerde bulunun. Doktorunuzla görüşüp kendinize uygun bir egzersiz programı oluşturabilir; hergün 1-2 saatinizi müzik eşliğinde egzersiz yapmaya ayırabilirsiniz. Ayrıca bu dönemde bebeğiniz sizi taklit etme konusunda oldukça hevesli olacağından, kendinize çok eğlenceli bir egzersiz partneri bulmuş olursunuz!








19-21 Aylar

Fiziksel Gelişim:
Bu dönemde küçüğünüzün hareket yeteneklerini test edip geliştirmeye devam ettiğini göreceksiniz. Geri geri ya da yan yan yürüyüş denemelerinden, merdivenleri inip çıkmaya çalışmaktan, yerlerde yuvarlanmaktan hoşlanır. Özellikle 21. ayın sonlarına doğru, sürekli gelişen fiziksel kapasitesi çocuğunuzun gittikçe daha bağımsız ve kendine güvenen bir birey haline gelmesini sağlayacaktır. Onu kendi kendine güç denemeleri yapmaya çalışırken görebilirsiniz; sandalyeleri kaldırmaya, masayı itmeye ya da beşiğinden tırmanıp dışarı çıkmaya çalışabilir. Bebeğiniz için evde aldığınız güvenlik önlemlerini bir kez daha gözden geçirmenizde fayda vardır.
Çocuğunuz uzunca bir süredir elleriyle çeşitli objeleri kavrama, sıkma ve geri bırakma egzersizleri yapmaktaydı. Bu aylardan itibaren bu çalışmalarının sonuçlarını farketmeye başlarsınız. Tek eliyle bir kap tutarken öbür eliyle küçük objeleri bu kaba doldurup sonra kabı boşaltabilir. Eline aldığı bir kalemle çizim denemeleri yapmaya başlayabilir. Sadece çok basit ve fazla başarılı olmayan birkaç çizgi ya da daire çizse bile, bu çocuğunuz için aslında büyük bir gelişimdir. Çünkü basit bir çizgiyi oluşturmak bile çocuğunuzun kalemi kavrama ve tutma, el-göz koordinasyonunu kurma ve hayalgücünü kullanma yeteneklerini geliştirdiğinin bir göstergesidir.
Bu dönemde çocuklar yetişkinleri taklit etme eğiliminde oldukları için, büyük ihtimalle küçüğünüz ev içinde yaptığınız bütün aktiviteleri gözlemleyip, bu aktivitelere dahil olmak isteyecektir (Sizinle birlikte yatakları düzeltmek, elektrik süpürgesini kullanmak, çamaşırları makineye doldurmak, bulaşık makinesini boşaltmak gibi). Bu işleri şu an tek başına yapabilecek kapasitede değilse bile, sizi gözlemleyerek edindiği bilgileri ileride kullanmak üzere hafızasına kaydetmektedir. Böyle durumlarda onu, yapmakta zorlanmayacağı ufak tefek işlerle görevlendirebilirsiniz. Örneğin oyuncaklarını oyuncak kutusuna doldurmasını ya da kitapları raflara yerleştirmede size yardımcı olmasını isteyebilirsiniz.
Artık çocuğunuzun çiğneme yeteneği gelişmiş olsa bile, yine de yiyecekleri ona küçük lokmalar halinde vermeniz daha uygun olur. 20 aylık bir çocuk kaşık çatal tutarak kendi kendisini besleyebilir ancak çoğu elleriyle yemeyi tercih edecektir; bu şekilde işlerinin kolaylaştığının farkındadırlar.

Algısal ve Sosyal Gelişim:
Bu dönemde çocuğunuz hoşnutsuzluğunu, kızgınlığını ya da üzüntüsünü etrafındaki insanlara vurmak, bağırmak, tekme atmak gibi agresif davranışlarla dışa vurabilir. Özellikle yaşıtlarıyla biraradayken gözünüzü çocuğunuzdan ayırmayın. Diğer çocuklara karşı saldırgan ve agresif davranışlar sergilemeye başladığı anda yanına gidip ona bu yaptığının doğru olmadığını anlatmaya çalışın; gerekiyorsa bir süre için onu bulunduğu ortamdan uzaklaştırın. Çocuğunuzun agresif ve saldırgan davranışlarına, ona ders vermek amacıyla bile olsa, aynı sertlikte karşılık vermeyin. Bu, çocuğunuzun, saldırgan ve agresif davranışların normal olduğuna inanmasından başka bir işe yaramayacaktır.

Pozitif Disiplin Yöntemleri:
Çocuğunuzu disipline etmek her zaman için onu cezalandırmak anlamına gelmez; en güzel disiplin yöntemi yanlışlarından yola çıkarak ona doğruları öğretmeye çalışmaktır. Müdahale etmenizi gerektirecek yanlış bir davranışıyla karşılaştığınızda hemen onu azarlama ya da cezalandırma yoluna gitmeyin. Bunun yerine, bu yanlış davranışından faydalanarak ona doğrusunu nasıl öğretebileceğinizi düşünün. Bu her zaman kolay bir durum olmayabilir; özellikle kızgın olduğunuz durumlarda çocuğunuzun hatalarına sabırla ve olumlu bir tutumla yaklaşmak zor olabilir ancak biraz sabır ve anlayış sonucunda çocuğunuzun size ve diğer insanlara karşı daha saygılı, daha sağlıklı iletişim kurabilen bir birey olarak yetişmeye başladığını göreceksiniz.

Uygulayabileceğiniz bazı pozitif yaklaşım yöntemleri: . Çocuklar yetişkinleri gözlemleyip taklit eder. Bu yüzden eğer siz olumlu davranışlar gösterirseniz çocuğunuz da sizi örnek alacaktır. Onun "Lütfen", "Teşekkür ederim" gibi sözcükleri kullanmasını istiyorsanız, öncelikle siz ona ve çevrenizdeki diğer insanlara karşı sık sık bu kelimeleri söyleyin.
. Çocuğunuz, onu azarladığınız ya da bağırıp çağırdığınız zamanlardan çok onunla sakin, saygılı bir tutumla konuştuğunuz zaman sizi dinlemeye eğilimlidir. Bu yüzden yanlış bir davranışı düzeltmeye çalışırken azarlamak ya da bağırmak yerine, sakin bir şekilde ve onunla göz kontağı kurarak doğruları ona anlatmaya çalışın.
. Olumsuz cümlelerden çok olumlu emir cümleleri kurmaya dikkat edin. Örneğin "Kediye vurma!" uyarısı yerine "Kediyi yavaşça okşa" diyerek ona kediyi nasıl sevmesi gerektiğini gösterebilirsiniz.
. Her zaman için olumlu davranışlarını takdir ettiğinizi belli edin ve bu tür davranışlarını sözlerinizle ve tavırlarınızla ödüllendirin.
Artık sizden uzaktayken, diğer insanların yanında daha rahat ve güvenli bir tutum sergilediğini, eskisi gibi ürküp ağlamadığını farkedebilirsiniz. Ayrıca yavaş yavaş diğer insanlarla ya da yaşıtlarıyla kendi eşyalarını (örneğin oyuncaklarını) paylaşma eğilimi başlayabilir. Etrafında başka insanların da olduğu, tüm evrenin sadece kendi varlığı üzerine kurulu olmadığı bilinci gelişmeye başlar.
Bu dönemde çocuğunuzda ısırma huyu başgösterebilir. Buna çok çeşitli faktörler sebep olabilir; gerçek sebebi anlamanız onu bu huydan vazgeçirmede önemli kolaylık sağlar. Bazı çocuklar sırf arkadaşını ısırdığında ne olacağını merak ettiği için bunu dener; bazıları kızgın, mutsuz olduklarında ya da ilgi çekmek istediklerinde duygularını bu şekilde dışa vurur; diş çıkaran çocuklar ise dişetlerindeki baskı ve kaşınma yüzünden ısırma eğiliminde olabilirler.

Oyun:
İçinde sürpriz barındıran her türlü oyun ve oyuncak (kutudan çıkan kuklalar, saklambaç oyunları gibi) bu dönemdeki çocukların hoşuna gidecektir. Ayrıca şu ana dek etrafında gördüğü ve ilgi göstermediği pek çok nesne ya da olay birdenbire onun için büyük bir yenilik, eğlenceli bir oyun aracı haline gelebilir. Plastik toplar, oyuncak arabalar, içi doldurulmuş bez hayvanlar ve bebekler, oyuncak müzik aletleri çocuğunuz en sevdiği oyuncakları arasında yer alacaktır. Ayrıca bu dönemLerde çocuğunuz kumda oyun oynamayı ya da toprağı kazmayı; salıncakta sallanmayı da sevecektir. Müzik ya da alkış sesi duyduğunda dansa benzer figürler yapmaya başlayabilir.

Eskiden çocuğunuzun oyunlarını hep siz yönetir, sürekli yanında olup tüm oyunlarına aktif olarak katılırdınız. Artık zaman zaman onun tekbaşına oyun oynaması için geri planda kalmayı deneyin, çouğunuzun kendini bir süre boyunca oyalayıp tekbaşına oyun oynayabildiğini farkedeceksiniz.

Aşılar:
Bebeğinizin 2 yaşına kadar olan tüm aşılarını tamamladıysanız, bundan sonraki ilk aşısı 4-6 yaş arasında olacaktır. 4-6 yaş arasında tekrarlanması gereken aşılar, Difteri-Tetanoz-Boğmaca-Çocuk Felci 4lü karma aşısı ve Kızamık-Kızamıkçık-Kabakulak aşısıdır.





22-24 Aylar

Fiziksel Gelişim:
Bu aylarda miniğinizin ellerini ve parmaklarını kullanmada gittikçe ustalaştığını farkedersiniz. Oyuncak bloklarıyla kuleler yapmayı, boya kalemleriyle çizim ve boyama yapmayı ve oyun hamurlarıyla oynamayı severler. Evinizde çocuğunuzun el becerilerini geliştirmeye yönelik aktivitelerde bulunabileceği bir mekan hazırlayın. Burada çocuk boyu bir masa, renkli kalemler, kağıtlar ve oyun hamurları bulundurun. Çocuğunuz burada geçireceği zamanda çok eğlenecektir.
Artık çocuğunuz yürüme konusunda da kendini oldukça geliştirmiştir. Ayakları üstünde dururken, çömelmek zorunda kalmadan, eğilerek yerdeki bir objeyi eline almayı başarabilir. Evin içerisinde sürekli dolaşan, koşuşturan, zıplayan, eşyaları kurcalayan, çığlıklar atan küçük bir bireyin olması sizi bazen yorgun düşürebilir. Ev dışındayken de, örneğin alışverişte ya da bir restoranda yemekteyken onun bu hareketliliği sizi zorlayabilir. Ona anlayış gösterin ve dilediği gibi koşturup oynayabileceği çocuk parklarına ya da oyun alanlarına götürün. Gün boyunca bu kadar enerji sarfetmesi gece boyunca da uykusu bölünmeden, daha uzun süreli uyuyacağı anlamına gelebilir. Eğer çocuğunuz geceleri sık sık uyanıyor ya da uykuya dalmakta güçlük çekiyorsa, sabahları normalden biraz daha erken uyandırıp, öğleden sonraki gündüz uykusunu da biraz daha kısa tutmayı deneyin.

Bu dönemlerde çocuğunuz muhtemelen giysilerini tek başına da çıkarabildiğini farketmiştir ve bunu uygulamaktan da zevk alır. Özellikle giyip çıkarılması kolay olan bol tişörtler, çıtçıtlı pijamalar çok hoşuna gidecektir.
18-24 ay arasında çocukların çoğu beşiklerinden dışarı çıkma denemelerinde bulunmaya başlarlar. Beşiklerinde yapacakları tırmanma ve dışarı çıkma denemeleri düşmelere ve yaralanmalara neden olabilir. Herhangi bir kazayı önlemek için beşiğin parmaklıklarını yükseltebilir ya da taban kısmını alçaltabilirsiniz. Beşiğin altındaki zeminin halı kaplı ve yumuşak bir zemin olmasına özen gösterin. Beşiğin parmaklık ya da zemininde ayarlama yapamıyorsanız, beşikler için özel hazırlanan tentelerden alabilir ya da beşikten çocuk yatağına geçiş yapabilirsiniz.
24. ayının sonlarına doğru, çocuğunuz artık yürüyen, konuşan, sizinle ve çevresiyle iletişim kuran ve dış dünyayı çok daha sağlıklı algılayabilen bir birey olmuştur. Uzmanlara göre bu dönemde çoğu çocuk;

• Tek başına yürüyebilir,
• Yürürken büyükçe bir oyuncağı da beraberinde taşıyabilir,
• Parmak uçlarında yükselebilir,
• Topa vurabilir,
• Mobilyaların üstüne tırmanabilir,
• Elinizden tutarak merdivenlerden inip çıkabilir,
• Önüne koyacağınız bir kağıda boya kalemleriyle birtakım şekiller çizebilir,
• Oyuncak bloklarını üstüste dizerek kuleler yapabilir.



Tuvalet Eğitimi:
Çoğu çocuk bu yaşta tuvalet eğitimine hazır olabilir. Ancak tuvalet eğitimi uzun zaman alan bir süreçtir; çocuğunuzun bu alışkanlığı tam olarak kazanabilmesi için 1 sene daha geçmesi gerekebilir. Çocuğunuzun bu eğitime hazır olup olmadığını anlamak için kendinize şu soruları sorabilirsiniz:

Çocuğunuz;
• İç çamaşırlarını kendi başına çıkarıp giyebiliyor mu?
• 3-4 saat boyunca tuvalet ihtiyacı olmadan durabiliyor mu?
• Oyun esnasında tuvalet ihtiyacını gidermesi gerektiğinde birkaç dakikalığına oyuna ara verdiğini farkediyor musunuz?
• Tuvalet ihtiyacını giderirken insanlardan uzaklaşıp, koltuk arkalarına, masa altlarına ya da görünmeyen köşelere saklandığını farkediyor musunuz?
• Bezi kirlendiğinde size bunu söylüyor mu?
• Yetişkin davranışlarını taklit ediyor mu? (Kaşık-çatal kullanmak, diş firçası kullanmak gibi)
• Basit direktifleri anlıyor ve yerine getirebiliyor mu?
• Sizin banyo-tuvalet alışkanlıklarınızla ilgilenip, sorular sormaya başladı mı?
Bu sorulara çoğunlukla "Evet" yanıtını veriyorsanız, çocuğunuzun tuvalet eğitimine başlayabilirsiniz. Ona yardımcı olmak için;
• Tuvalette ne yapması gerektiğini, tuvaletin ne amaçla varolduğunu ona detaylı ve net bir şekilde açıklayın
• Tuvalet ihtiyacı olduğunda bunu kelimelerle ifade etmesi için onu teşvik edin
• Üzerine giyip çıkarılması kolay giysiler giydirin
• Tuvalete ya da lazımlığa nasıl oturması gerektiğini ona öğretin
• Tuvalet ihtiyacı olduğunda tuvalete yetişebildiyse söz ve davranışlarınızla onu onaylayıp ödüllendirin
• Kesinlikle çocuğunuzu tuvalet eğitimi konusunda zorlamayın, ters tepki yaratabilir. Altını ıslatmaya devam ederse cezalandırma, kınama yoluna gitmeyin; bu, öğrenme sürecini daha da güçleştirecektir.
• Bir lazımlık alıp, tuvalete bırakın. Gün içinde çeşitli zamanlarda lazımlığa oturması için çocuğunuzu teşvik edin. Altında beziyle birlikte oturmasının bir sakıncası yoktur; oturduğunda mutlaka tuvaletini yapması da gerekli değildir. Burada amaç çocuğun lazımlığa oturma eylemine alışmasıdır.

Algısal ve Sosyal Gelişim:
Artık duygularını kelimelere dökmeye başladıkları için büyük ihtimalle huysuzluk nöbetleri seyrekleşecektir. Kendini yerlere atarak ya da etrafındakilere vurarak değil; kelimeleriyle size hoşlanmadığı, istemediği ya da kızdığı durumları anlatmaya çalışacaktır. Eskiye göre "Hayır" kelimesini de daha az sıklıkla duymaya başlarsınız.
2 yaş civarında çocuklar cinsiyet ayrımını farketmeye başlar. Erkek çocuklarda genelde babalarının davranışlarını, kız çocuklarda ise annelerinin davranışlarını taklit etmeye yönelik eğilimler gözlenebilir.
Uzmanlara göre 2 yaş civarında çocuklar genellikle;
• Yetişkinleri ya da diğer çocukları taklit eder
• Kendisinin, diğer insanlardan ayrı, bağımsız bir birey olduğunun bilincindedir
• Gittikçe daha bağımsız hale gelir
• Küstahça ya da meydan okuyan davranışlar gösterebilir
• Anneden ayrılma endişesi azalmaya başlamıştır
Eğer çocuğunuz sizin sarılma, öpme gibi yakınlık kurma çabalarınıza olumsuz tepki vermeye başladıysa, bunun çeşitli sebepleri olabilir. Evde yeni bir bebeğin varlığı ya da sizin uzun saatler boyu ev dışında çalışıyor olmanız sonucu kızgın, endişeli olabilir ve bu duygularını çeşitli olumsuz davranışlarıyla size yansıtır. Onunla konuşup iletişim kurmaya çalışın. Ona hislerini açıklaması için "Anneye kızgın mısın?, İş yüzünden eve geç geldiğim için üzgün müsün?" tarzında çeşitli sorular sorun.
Eğer yeni bir bebek bekliyorsanız ya da tekrar doğum yaptıysanız, ilk çocuğunuz bir süre için bu yeni duruma adapte olamayabilir. Kardeşine karşı olumsuz ve agresif tavırlar sergileyebilir ve onu kıskanabilir.

Çocuğunuzun hafızası artık oldukça gelişme kaydetmiştir. Üzerinden saatler geçtikten sonra bile oyuncağını arabada bırakmış olduğunu hatırlar. Daha önce sadece televizyonda görmüş olduğu çeşitli hayvanları, hayvanat bahçesinde ilk kez gördüğü zaman tanıyabilir
Miniğiniz artık sizinle sohbet etmeye başlayabilir. Size sorular sorar ya da basit sorularınızı yanıtlamaya çalışır. Her gün 1-2 kelimeyi kelime haznesine ekler. Tipik 2 yaş çocuğu 50 civarı kelime söyleyebilir.
Uzmanlara göre 2 yaşındaki bir çocuk;
• 2-3 kelimelik basit cümleler kurabilir
• İsmini söylediğiniz (önceden bilip tanıdığı) bir objeyi işaret edebilir
• Tanıdık insanların ya da objelerin isimlerini bilir
• Vücudun bölümlerini isimlendirebilir
• Basit direktif ve yönlendirmeleri anlayabilir
• Birkaç kez ya da daha fazla duyduğu kelimeleri tekrar edebilir
• Objeleri şekillerine ya da renklerine göre ayırabilir
• Çeşitli kelimeleri söylerken anne-babanın vurgu ve tonlamalarını taklit edebilir
Çocuğunuz için konuşmayı öğrenirken, dinleme yeteneğini de geliştirmesi çok önemlidir. Bunun için ona kitap okumayı sürdürün. Çocuğunuz okuduğunuz hikayeye uzun süre odaklanamayabilir, ancak yine de hikayeyi sonuna dek okuyabilmek için hızınızı artırmayın. Hızlı okumanız onun okuduklarınızı anlamayıp ilgisini daha çabuk yitirmesine yol açabilir. Yavaş ve anlaşılır bir şekilde, resimleri incelemesine olanak sağlayacak hızda okuyun; yorulduğunu veya dikkatinin dağıldığını hissettiğinizde ara verin. Şimdiye dek çocuğunuza okuduğunuz hikaye kitapları hep aynıydı, artık yeni ve değişik hikayelere geçiş yapmaya başlayabilirsiniz. Ona alışık olmadığı, yeni hikayeler okurken yavaş, tane tane okuyun ve kısa aralar verip resimlerle ilgili sorular sorun.

Oyun:
22-24 ay arasında çocuklar oyunlarında daha bağımsız, başına buyruk ve meraklı olurlar. Sadece ne olacağını, nasıl sonuçlanacağını merak ettikleri için oyunlarında pek çok denemede bulunabilirler. Oyunlarında;

• Evdeki çeşitli mobilyalara tırmanabilirler
• Oyuncak bebek arabasını itebilirler
• Çocuk şarkılarını ve ninnileri dinlemeyi, hatta bunlara eşlik etmeyi severler
• Boya kalemleriyle kağıtlara karalama yapmayı severler
• Oyun hamuruyla oynarlar
• Kimi çocuklar üç tekerlekli bisiklete binebilir
Bu dönemlerde çocuğunuz bir akranıyla oyun alanını paylaşmaya istekli olabilir, ancak hala birlikte oyun oynama ve oyuncaklarını paylaşma kavramlarına uzaktır. Paylaşmayı ve ortak oyunlar oynamayı öğrenmesi için bir sene daha geçmesi gerekebilir.

Aşılar: Bebeğinizin su çiçeği ve kızamık, kızamıkçık ve kabakulak aşılarını henüz yaptırmadıysanız hala geç kalmış sayılmazsınız ve bu aylar içinde yaptırabilirsiniz. Bu aşıları dışında diğer aşılarında da eksik varsa tamamlayabilirsiniz. Eksik aşıları nasıl tamamlayabileceğiniz konusunda hekiminize danışınız.




bebegimveben.com
 
Cevap: 1-2 Yaş Arası Çocuk Gelişimi

emeğine sağlık canım paylaşımın için teşekkürler