Karabük Şehir Tanıtımı

aSqimSin

Yeni Üye
Üye
Karabük Şehir Tanıtımı
karabük şehir karabük şehir merkezi şehri sehri tanıtımı
Karabük Genel Bilgi


Karadeniz Bölgesi’nde, bir il merkezi olan Karabük’ün, kuzeyinde Bartın, kuzeydoğu ve doğusunda Kastamonu, batısında Zonguldak, güneydoğusunda Çankırı, güneybatısında Bolu ili bulunmaktadır. İl topraklarının güneyini Bolu Dağlarının doğu uzantıları ile Demiroluk Dağları engebelendirmektedir. Demiroluk Dağlarındaki Keltepe (1.999 m.) ilin en yüksek noktasıdır. Kuzeydeki, Sarıçiçek Tepesi (1.750 m.), güneybatıdaki Aladağlar (1.040 m.) doğudaki Bürnük Tepesi (1.143 m.) yörenin başlıca yükseltileridir. Etrafı yüksek tepelerle çevrili, havza karakteri gösteren il toprakları vadilerle parçalanmış, plato ve düzlükler halindedir. Büyük düzlük ve ovaların bulunmadığı Karabük’te Eflani çevresi küçük akarsularla parçalanmış platolar görünümündedir. Ortalama yüksekliği 1.130 m. olan Ovacık da vadilerle bölünmüş plato ve düzlükler üzerindedir. Yenice çevresinde ise düzlük ve ovalar olmayıp, engebeli ve yüksek bir araziye sahiptir. Ayrıca Araç ve Soğanlı Çayları kenarında küçük düzlükler bulunmaktadır. Eskipazar Çayı’nın Soğanlı Çayı’na karıştığı alandaki Cemal Ovası, Eskipazar çevresindeki Hamamlı, Sadeyaka Ovaları ilin diğer düzlük alanlarıdır.
tarim_2.jpg

Dağların geniş yer kapladığı Karabük’te ormanlar yaygındır. İlin yüzölçümünün % 60’ı ormanlarla kaplıdır. Merkez İlçe, Safranbolu, Yenice, Eskipazar ormanların sık olduğu alanlardır. İlin en yüksek dağı olan Keltepe’de, 700-800 m.ye kadar kızılçam, sonraki yükseltilerde göknar, 1.700 m.ye kadar karışık ağaçlar yer alır, bu yükseltiden sonra yüksek dağ çayırları bulunmaktadır. Burada kekik ve adaçayı en çok göze çarpan bitkidir.
Karabük’te III. Jeolojik zamanda oluşan, kalkerli (kireçtaşı) alanlar geniş yer kaplamaktadır. Kireçtaşları arasına killi ve kumlu tabakalar da bulunmaktadır. IV. Jeolojik zamanda (Kuvaterner), Ovacık çevresindeki traverten alanı, kuvaternerde akarsuların gelişip, plato yüzeylerini yarmasıyla da vadiler oluşmuştur.


Karabük’te kanyonlar daha çok Safranbolu yöresinde bulunmaktadır. Bunların başlıcaları İncekaya Kanyonu, Düzce (Kirpe) Kanyonu, Tokatlı ve Sakaralan’dır. Ayrıca, Yenice’deki Şeker Çayı kenarında Şeker Kanyonu’dur. Ayrıca Karabük’te çok sayıda mağara bulunmaktadır. Bunların başında, turizm yönünden önemli Bulak ve Hızar (Mencilis) Mağaraları gelmektedir.
Karabük’te çok sayıda yayla bulunmaktadır. Bunların başlıcaları Karabük Eskipazar, Yenice arasında kalan Sorkun Yaylası (1.650 m.), Safranbolu’nun kuzeyinde Uluyayla ve Sarıçiçek Yaylası, Yenice’de Göktepe Yaylası, Ovacık’ta Bodoroğlu ve Karabük’ün çevresinde Dede Yaylası ve Avdan Yaylası’dır.


İl topraklarını Araç ve Soğanlı Çayları ile beslenen Filyos Irmağı sulamaktadır. Bu akarsu kaynaklandığı yerden, denize dökülünceye kadar değişik isimler alır. Kaynaklandığı yerde Ulusu adıyla bilinen Filyos, Gerede yakınlarında Gerede Suyu, Eskipazar yakınlarında Soğanlı Çayı, Araç Çayı’yla birleştiğinde Yenice Irmağı adını alır. Devrek Çayı’nı da alan, 288 km. uzunluğundaki bu akarsu Filyos Irmağı adıyla Karadeniz’e dökülür.
Karabük’te büyük doğal göl yoktur. Yalnızca Ovacık’ın kuzeyinde Şamlar Köyü yakınlarında Karagöl adında bir krater gölü bulunmaktadır. Eflani’de sulama amaçlı Bostancılar, Kadıköy, Ortakçılar göletleri yapılmıştır. Ayrıca, Kastamonu yolu üzerinde, Konarı Gölü adıyla küçük bir göl daha bulunmaktadır. Yüzölçümü 4.145 km2 olup, toplam nüfusu 224.813’tür.

Batı Karadeniz Bölümü’nde yer alan Karabük’te kısmen Karadeniz ikliminin özellikleri görülmektedir. Karabük, kıyıdan içeride kaldığı için, Karadeniz’in nemli havasından yeterince yararlanamamakta karasal iklimin özellikleri daha ağır basmaktadır.


İlin ekonomisi tarım, ormancılık, organize sanayii, küçük sanayii, Demir Çelik Sektörü , Deri ve Tekstil Sanayi ile Turizme dayalıdır. Yetiştirilen tarımsal ürünlerden hububat, yem bitkileri ve baklagillerin yanında meyvecilik yapılmakta olup, elma, şeftali, armut, erik, kızılcık, Antepfıstığı, badem, üzüm, ayva, muşmula, kiraz, iğde, vişne, ceviz ve dut yetiştirilmektedir. Ormancılık ilin belli başlı gelir kaynakları arasındadır. Karabük’te Yenice Orman İşletme Müdürlüğü, Eskipazar Orman İşletme Müdürlüğü ve Karabük Orman İşletme Müdürlüğü olmak üzere üç adet orman işletme müdürlüğü bulunmaktadır. Zengin ormanların yanında Yenice ilçesinde anıt ağaçların yer aldığı açık hava ağaç müzesi konumunda bir arboratum bulunmaktadır. Ayrıca Karabük’te Büyükdüz Araştırma Ormanı bulunmakta olup, ormancılık alanın da önemli bir araştırma sahasını kapsamaktadır.





Türkiye ekonomisinde önemli bir yeri olan Karabük Demir Çelik İşletmeleri 1939’da kurulmuştur. Bu işletmelerde pik, çelik, kütük, yuvarlak demir, profil, ray çeliği, maden direği, köşebent, metal ve çelik döküm, blum üretilmektedir. Ayrıca buna bağlı yan sanayii kuruluşları da bulunmaktadır.
Karabük adını, üzerinde yaşadığı coğrafi ortamdan almıştır. Bük, Orta Karadeniz’de çok yoğun olarak bulunan bir bitki türünün ismi olup, Karaçalılık anlamında “Kara” ve “Bük” sözcüklerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. Karabük’ün ismi ile ilgili ikinci bir görüşe göre; Türkmen boylarından birinin ismidir. Ayrıca bugün Türkiye’de bu ismi taşıyan 13 yerleşim ve bir de Akarsu bulunmaktadır.


Karabük ve çevresinde bulunan çok sayıdaki höyük ve tümülüsler, yöre tarihinin çok eskiye indiğini göstermektedir. Ancak bu konuda yeterli bir arkeolojik araştırma yapılmamıştır. Ovacık ve Eskipazar ilçesindeki Yazıboy Köyü’nde yapılan yüzey araştırmalarında bulunan bir höyük İlk Tunç Çağına, MÖ.2500 yıllarına tarihlendirilmiştir. Bunun dışında Karabük ve çevresinde tarih öncesi dönemlerinin aydınlatılması açısından önemli sayılabilecek toplam 32 tümülüs ve dört büyük höyük bulunmaktadır. Bunlardan 24 tümülüs Safranbolu ile Eflani arasında, 5 tümülüs Eskipazar’da ve 3 tümülüs de Ovacık’ta bulunmaktadır. Höyüklerden 3 tanesi Eflani’de, 1 tanesi de Eskipazar ilçesi sınırları içinde yer almaktadır.
İngiliz arkeolog Dr. Roger Matthews başkanlığındaki bir ekibin 1998’de Ovacık ve Eskipazar’da yaptığı arkeolojik yüzey araştırmalarına göre, Karabük ve çevresinde en eski yerleşme, Erken Bronz Çağında (M.Ö. 3000-2000) başlamaktadır.


Homeros, Karabük ve çevresinin Paphlogonia antik bölgesi içerisinde olduğunu belirtmiştir. İlkçağda Karabük yöresinde, ilk kez Hititler yerleşmiş, onları Frigyalılar izlemiştir. Hititler, tabletlerden öğrenildiğine göre, Eflani yakınlarına yerleşmişlerdir. Frigler Ovacık’ın Kışlaköyü’ne yerleşmişlerdir. Nitekim burada bulunan Hesem Değirmen’in kapısındaki taşın bu döneme ait olduğu sanılmaktadır. Bithynia Krallığının toprakları içerisinde olan Karabük yöresi, Roma döneminde bölgenin ormanları ve madenleri yönünden önem kazanmıştır. Romalılar hadrianapolis ve Kimistene adında yerleşim alanları kurmuşlardır. Bu döneme ait Karabük’te Bürnük Köyü, Üçbaş Köyü, Bulak Köyü; Ovacık’ta Pürçükören Köyü, Roma dönemi kalıntıları ve kaya mezarları bulunmaktadır. Bunun yanı sıra Sipahiler Köyü’nde Roma döneminde maden eritme ve işletme atölyelerinin bulunduğunu gösteren taşlar bulunuyordu. Ancak bu taşlar köylüler tarafından yapılan evlerde kullanılmıştır.

İç Paphlogania bölgesi uzun süre Roma yönetiminde kalmıştır. Roma İmparatorluğu’nun 395’te ikiye ayrılmasından sonra yöreye Doğu Romalılar (Bizans) hakim olmuştur. Bizans İmparatoru Heraklius, Anadolu’yu 17 Thema’ya (eyalete) ayırmış olup, bunlardan birisi de Karabük ve çevresinin içinde bulunduğu Paphlogonia Theması idi. Bizans döneminde Paphlogonia tarihi açıklık kazanamamıştır. VIII.-X.yüzyıl arasında yöre Arap akınlarına uğramıştır. Bizans döneminde Eskipazar ve Safranbolu birer piskoposluk merkezi olmuştur.
Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra , Süleyman Şah’a bağlı Türk boyları batı Anadolu’ya doğru ilerlemiş, Süleyman Şah’ın Komutanlarından Emir Karatekin, 1082 tarihinde Çankırı’yı fethettikten sonra, Karabük çevresine yönelmiş, 1084 tarihinde büyük bir olasılıkla Ovacık, Eskipazar, Eflani ve Safranbolu’yu almıştır. I.Haçlı Seferi’nden sonra Selçukluların zayıflaması üzerine Danişmendliler yöreye hakim olmuşlardır. Yöre Bizanslılar ile Anadolu Beylikleri arasında bir tampon bölge oluşturmuş ve sık sık her iki taraf arasında el değiştirmiştir. Candaroğulları buraya egemen olmuş, onları Osmanlı hakimiyeti izlemiştir. Ancak Yıldırım Beyazıt’ın Ankara Savaşı’nda (1402) Timur’a yenilmesinden sonra, Candaroğulları Karabük ve çevresine yeniden egemen olmuşlardır. Osmanlı birliğini yeniden kurmaya çalışan Çelebi Mehmet, Candaroğlu İsfendiyar Bey ile iyi ilişkiler içerisine girmiştir. Fatih Sultan Mehmet 1461’de Candaroğulları Beyliği’ni Osmanlılara bağlaması ile birlikte hakimiyetleri altındaki topraklar da Osmanlı topraklarına dahil olmuştur.


Karabük, XIX.yüzyıl sonlarında Kastamonu vilayeti merkez sancağının Safranbolu kazasına bağlı Öğlebeli Köyü’nün küçük bir mahallesi konumunda idi. I.Dünya Savaşı’nda Safranbolu, Eflani, Ulus ve Karabük yöresi askerlerinden oluşturulan 42.Alay Çanakkale Savaşlarına katılmıştır. I.Dünya Savaşı’ndan sonra yabancı devletlerin işgaline uğramamış ancak, Eğri Ahmet Olayı, I.Düzce ayaklanması ve Safranbolu’daki hilafet taraftarı Dayıoğlu Olayı Karabük’te de huzursuzluk yaratmıştır.
Cumhuriyetin ilanından sonra, 1937’de Safranbolu’ya bağlı Öğlebeli Köyü’nün, 13 hanelik bir nüfusa sahip mahallesi olan Karabük, 1935 yılında Ankara-Zonguldak demiryolunun açılması ile, bir istasyon adı olarak ilk kez Devlet Demiryolu haritasında Cumhuriyet tarihinde adı görülmeye başlamıştır. 3 Nisan 1937 yılında Atatürk’ün direktifleri ile dönemin başbakanı İsmet İnönü tarafından Demir-Çelik Fabrikası’nın temeli atılır. Böylece Karabük’ün adını Türkiye ve daha sonra dünyaya duyuracak olan süreç başlamıştır.


Karabük 1941’de nahiye olmuş, 1953’te ilçe, 1995’te de il konumuna getirilmiştir.

Karabük’te günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Asar Kalesi, Asar tepesi, Kaya Mezarları, Eflani Şatosu, Hadrianapolis ve Kimistene antik kentleri ile Bürnük Köyü, Üçbaş Köyü, Bulak Köyü; Ovacık’ta Pürçükören Köyü, Roma Dönemi kalıntıları bulunmaktadır. Ayrıca Safranbolu ilçesinde Türk sivil mimarisi örneklerinden evler dikkati çekmektedir.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Karabük Cami ve Mescitleri

Karabük Cami ve Mescitleri Eski Cami (Gazi Süleyman Paşa Camisi) (Safranbolu)

Karabük Safranbolu ilçesinde bulunan cami, Cami-i Kebir Mahallesi’ndedir. Candaroğullarından Gazi Süleyman Paşa tarafından yaptırılmıştır. Caminin yapım tarihini belirten bir kitabe günümüze gelememiştir. Bu caminin Gazi Süleyman Paşa tarafından buradaki bir kiliseden camiye çevrildiği söylenirse de bugünkü yapıda bunu belirtecek mimari bir kalıntı ve ize rastlanmamıştır. Caminin yakınında bulunan Gazi Süleyman Paşa Medresesi’nin Safranbolu’nun Candaroğulları tarafından ele geçirildiği 1322 yılında yapıldığı dikkate alınırsa, Eski Cami’nin de aynı tarihlerde yapıldığı sanılmaktadır.

Eski Cami kare planlı, üzeri ahşap çatı ile örtülü bir yapı olup moloz taştan yapılmıştır. İbadet mekanının içerisi ahşap direklerle sahınlara ayrılmış, buraya bir de kadınlar mahfeli eklenmiştir. Cami içerisinde bezeme örneklerine rastlanmamıştır.

Minaresi ahşap ve tek şerefelidir.


Taş Minare Camisi (Safranbolu)

Karabük Safranbolu ilçesi Hacı Halil Mahallesi, Taş Minare Sokağı’nda bulunan Taş Minare Camisi’nin ne zaman yapıldığını belirten kitabesi bulunmamaktadır. Bu caminin de kiliseden çevrildiği söylenirse de bunu belirtecek bir ize rastlanmamıştır. Eski Cami ile benzerlikleri olan bu caminin de Candaroğulları devrinde, XIV.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır.

Taş Minare Camisi kare planlı, moloz taştan, ahşap çatılı bir yapıdır. Caminin içerisinde herhangi bir bezeme elemanına rastlanmamaktadır. Yuvarlak niş şeklindeki mihrabın yanı sıra minberi ahşaptandır. Minaresi tek şerefeli dörtgen kaide üzerinde yuvarlak gövdeli ve taştandır.

Bu cami de değişik zamanlarda yapılan onarımlarla özelliğini yitirmiştir.


Köprülü Camisi (Safranbolu)

Karabük Safranbolu ilçesi İzzet Mehmet Paşa Mahallesi’nde, Safranbolu çarşısı içerisinde bulunan Köprülü Camisi’nin de kitabesi bulunmamaktadır. Safranbolu’da bir süre sürgün olarak kalan Köprülü Mehmet Paşa bu camiyi 1661-1662 yılında yaptırmıştır.

Safranbolu Çarşısı’ndan, kemerli bir kapıdan caminin avlusuna girilmektedir. Bu caminin ibadet mekanı kare planlı olup, üzeri tromplu sekizgen kasnak üzerine oturan bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbenin üzerine oturduğu bu kasnak dışarıdan payandalarla desteklenmiştir. Günümüzde bu kubbenin üzeri kiremitle kaplanmıştır. Bununla beraber bazı eski fotoğraflarda ana kubbenin kurşunla kaplı olduğu da görülmektedir.

Cami önündeki beş bölümlü son cemaat yerinin üzeri kiremit kubbelerle kaplıdır. Caminin içerisi XIX.yüzyılda yapılmış kalem işleri ile bezenmiştir. Mihrap yuvarlak bir niş şeklinde oldukça basittir. Bununla beraber minberi iyi bir ağaç işçiliği göstermektedir.

Giriş kısmının sağ tarafında kare kaide üzerine yuvarlak gövdeli, tek şerefeli minaresi bulunmaktadır.


Hidayetullah Camisi (Safranbolu)

Karabük Safranbolu ilçesi İzzet Mehmet Paşa Mahallesi’nde bulunan Hidayetullah Camisi’nin giriş kapısı üzerinde iki kitabe bulunmaktadır. Bu kitabelerden öğrenildiğine göre 1718-1719 yılında Hidayet Ağa tarafından yaptırılmış, 1873-1874 tarihinde de Hacı Süleyman Efendi tarafından onarılmıştır. Bunun dışında cami 1950 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından bir kez daha onarılmıştır.

Cami kareye yakın dikdörtgen planlıdır. Moloz taştan yapılmış olup, üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür. Yuvarlak mihrabı ve ahşap minberi bulunmaktadır. Buraya bir de altı ahşap direğin taşıdığı kadınlar mahfeli eklenmiştir. İç kısımda dikkati çeken bir bezeme bulunmamaktadır.


Dağdelen Camisi (Safranbolu)

Karabük Safranbolu ilçesi, Akçasu Mahallesi’nde bulunan Dağdelen Camisi’ni giriş kapısı üzerindeki kitabesinden öğrenildiğine göre; 1767-1768 yılında Hacı Mehmet isimli bir kişi yaptırmıştır.

Cami kare planlı tek kubbeli bir yapıdır. Üst örtü, trompların yardımı ile sekizgen kasnağa, oradan da kiremit örtülü kubbeye geçilmektedir. Caminin önünde bulunan son cemaat yeri beş bölümlüdür. Girişin bulunduğu bölüm kubbeli, diğerleri ayna tonozludur. Caminin mihrabı, minberi ve kadınlar mahfeli oldukça sade olup, mimari yönden bir özellik göstermemektedir. Caminin sağında kare kaideli, tek şerefeli minaresi bulunmaktadır.


Kazdağlı Camisi (Safranbolu)

Karabük Safranbolu ilçesi Çeşme Mahallesi’nde, Safranbolu Çarşısı’nın girişinde bulunan Kazdağlı Camisi’nin giriş kapısı üzerindeki kitabeden, 1779 tarihinde yeniden yapıldığı anlaşılmaktadır. Bundan önceki ilk cami ile ilgili bilgi bulunmamaktadır.

Kare planlı, taş ve tuğladan yapılmış olan caminin üzeri kubbe ile örtülmüştür. Bu kiremit örtülü kubbe tromplu olup, önce kasnağa sonra da kubbeye geçilmektedir. Caminin önünde üç bölümlü bir son cemaat yeri vardır. Son cemaat yerinin ortasındaki kubbe yanlardakiler de aynalı tonozlarla örtülüdür. Bunların hepsinin üzeri de kiremitle örtülmüştür. Caminin mihrap ve minberi oldukça basit olup, ibadet mekanında dikkati çeken bir bezemeye rastlanmamaktadır.

Caminin tuğla gövdeli, tek şerefeli minaresi girişin sağında yer almaktadır.


İzzet Mehmet Paşa Camisi (Safranbolu)

Karabük Safranbolu İzzet Mehmet Paşa Mahallesi’nde bulunan bu cami, Safranbolu Çarşısı’nın içerisindedir. Giriş kapısı üzerindeki kitabeden caminin, Sultan III.Selim’in Sadrazamı İzzet Mehmet Paşa tarafından 1796 tarihinde yaptırıldığı öğrenilmiştir. Son cemaat yerinin sütunları üzerindeki bir başka kitabede de 1902-1903 yılında onarıldığı yazılıdır.

Cami bütünüyle kesme taştan yapılmıştır. Araziye uyum sağlaması için avludan camiye merdivenlerle çıkılmaktadır. İbadet mekanı pandantifli bir kubbe ile örtülüdür. Kubbe kasnağının çevresine pencereler açılmış, köşelere de ağırlık kuleleri yerleştirilmiştir. Ana mekanın kuzey yönü üç kubbeli bir bölümle genişletilmiştir. Son cemaat yeri üç bölümden meydana gelmiş bu bölümlerden ortadaki kubbe, yanlardakiler de aynalı tonoz örtü sistemine sahiptir.

Caminin mihrabı niş şeklinde olup, kalem işleri ile bezelidir.Ayrıca iç mekan XVIII.yüzyıl Batı etkisinin de gözlendiği kalem işleri ile bezenmiştir.


Kaçak (Lütfiye) Camisi (Safranbolu)

Karabük Safranbolu ilçesi Akçasu Mahallesi’nde, Kaçak Semtinde bulunan bu camiyi 1878-1879 yılında Hacı Hüseyin Hüsnü yaptırmıştır. Bunu belirten kitabe caminin giriş kapısı üzerindeki merdivenlerde bulunmaktadır.

Cami dikdörtgen planlı olup, Akçasu Deresi üzerinde yapılan bir kemer üzerine oturtulmuştur. Moloz taştan yapılan caminin üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Yapı içerisinde dikkati çeken bir bezemeye rastlanmamaktadır. Mihrap, minber ve ibadet mekanı oldukça sadedir. Yanında ahşap minaresi bulunmaktadır.



Zülmiye Camisi (Mescit) (Safranbolu)

Karabük Safranbolu ilçesi Mescit Mahallesi’nde bulunan bu caminin günümüze kırık olarak ulaşan kitabesinden 1883-1884 yılında Hattat Mehmet Mahzı tarafından yaptırıldığı öğrenilmektedir.

Cami dikdörtgen planlı, moloz taştan yapılmış, üzeri çatı ile örtülmüştür. İbadet mekanı oldukça sadedir. Mihrap yuvarlak bir niş şeklindedir. İç kısmında kadınlar mahfeli bulunmaktadır. Girişin sağında tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. Ayrıca bu caminin ön kısmında üç bölümlü bir mekan eklenmiştir.


Küre-i Hadit Camisi (Eflani)

Karabük Eflani ilçesinde, Bağlıca Köyü’nde bulunan bu camiyi Candaroğullarından İsmail Bey 1435 yılında yaptırmış, Kastamonu Valisi Abdurrahman Paşa da 1888 yılında onarmıştır.

Cami moloz taştan yapılmış, ön yüzü sıvanmıştır. Dikdörtgen planlı olan caminin üzeri ahşap bir çatı ile kaplanmıştır. Değişik zamanlarda onarılmış ve yapı bütünüyle özelliğini kaybetmiştir. İç mekanda bezeme bulunmamaktadır. Basit yuvarlak bir niş şeklinde mihrabı bulunmaktadır. Yanındaki minaresi ahşap olup, sivri bir külahla üzeri örtülmüştür.


Namazgâh (Safranbolu)

Karabük Safranbolu ilçesinin doğusunda, ilçeye egemen bir tepe üzerinde Musalla denilen yerde bulunan Namazgâh’ın ne zaman yapıldığı bilinmemektedir.

Namazgahın kesme taştan yapılmış iki mihrabı ve bir de minberi bulunmaktadır. Mihraplara göre daha büyük olan yedi basamaklı minber üzerinde bazı namazgâhlarda görüldüğü gibi kitabe bulunmamaktadır.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Karabük Türbeleri

Karabük Türbeleri Hasan Paşa Türbesi (Safranbolu)

Karabük Safranbolu ilçesine hakim, Musalla denilen tepe üzerinde Namazgâhın da yanında bulunmaktadır. Giriş kapısı üzerindeki kitabesinden öğrenildiğine göre Sultan I.Abdülhamit zamanında, Safranbolu’ya gönderilen Koca Recep Paşa’nın oğlu, 1845 yılında ölen Eski Köstendil Kaymakamı Hasan Paşa için yaptırılmıştır.

Türbe, sekizgen planlı olup, kesme taştandır ve üzeri kiremit kaplı kubbe ile örtülmüştür. Türbenin dışarıya açılan dört penceresi bulunmaktadır. Türbe içerisinde Hasan Paşa’nın bezemeli sandukası vardır.


Hacı Emin Efendi Türbesi (Safranbolu)

Karabük Safranbolu ilçesi Mescit Mahallesi’nde, Zulmiye Camisi’nin yanında bulunan Hacı Emin Efendi Türbesi, pencere aralarındaki kitabesinden öğrenildiğine göre 1866-1867 yıllarında yaptırılmıştır. Hacı Emin Efendi Halveti Tarikatı şeyhlerindendir.

Türbe dikdörtgen planlı olup, moloz taştan yapılmış, üzeri de ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Türbenin içerisine güneyindeki bir kapıdan girilmektedir. Ayrıca girişin karşısına bir de mihrap yerleştirilmiştir. Türbe içerisinde Hacı Emin Efendi’den başka Halveti Tarikatı şeyhlerinden biri ile Hacı Emin Efendi’nin oğlu gömülüdür.


Şeyh Mustafa Türbesi (Safranbolu)

Karabük Safranbolu-Araç yolu üzerinde bulunan bu türbenin iki kitabesi vardır. Bunlardan birisinde 1871-1872 yıllarında ölen Halveti Şeyhlerinden Şeyh Mustafa için yaptırıldığı yazılıdır.

Türbe kare planlı, üzeri ahşap çatı ile örtülüdür. Moloz taştan yapılan türbe içerisinde beş sanduka daha bulunuyorsa da bunların kimlere ait oldukları bilinmemektedir.


Ali ve Hasan Baba Türbeleri (Safranbolu)

Karabük Safranbolu ilçesi Çavuş Mahallesi’nde, Kemer Ağzı Sokağı’nda bulunan bu türbenin yapım tarihini belirten bir kitabesi bulunmamaktadır. Ancak türbenin batısında 1871-1872 tarihli bir kitabe vardır. Bu kitabedeki tarih türbenin yapılışını açıkça belirtmemekle beraber, yine de türbenin XIX.yüzyılda yapıldığına işaret etmektedir.

Türbe dikdörtgen planlı olup, üzeri ayna tonozla örtülmüştür. Kesme taştan yapılan türbenin dış köşeleri pahlanmış, içeride ise bunların yerine nişler konulmuştur. Türbe içerisinde Hasan Baba, şeyh Ali Baba ve Hasan baba’nın oğlu gömülüdür.


Çalışlar Türbesi (Eflani)

Karabük Eflani ilçesi’nde bulunan Çalışlar Türbesi’nin kitabesi bulunmadığından ne zaman yaptırıldığı bilinmemektedir. Türbe içerisinde 12 mezar bulunmaktadır. Söylentiye göre bu mezarlar Buhara veya Horasan’dan gelmiş kişilere aittir.

Türbe moloz taştan yapılmıştır. Günümüzde ziyaret yeri olduğundan bakımlı ve iyi bir durumdadır.

Eflani ilçesinde bu türbeden başka Küre Türbesi ve Günnüce (İmam Köyü) Türbesi de bulunmaktadır.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Karabük Dergâhları

Karabük Dergâhları Kalealtı Dergâhı (Safranbolu)

Karabük Safranbolu ilçesi Eski Tekke Mahallesi’nde bulunan Kalealtı Dergâhı’nın, yanındaki caminin son cemaat yerindeki bir kitabeden 1556 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır.

Dergâhın tümü günümüze ulaşamamıştır. Yalnızca dergâhın mescit kısmı ayaktadır. Bu nedenle de planı hakkında bir bilgi bulunmamaktadır.


Ali Baba Dergâhı (Safranbolu)

Karabük Safranbolu ilçesi, Çavuş Mahallesi, Kemer Ağzı Sokağı’ndadır. Zonguldak Vakıflar Müdürlüğü’nün arşiv belgelerinden bu dergâhın Halveti tekkesi olarak 1844 yılında yapıldığı öğrenilmektedir. Bununla beraber dergâhın güney duvarı üzerindeki bir kitabede 1823-1824 tarihi okunmaktadır. Dergâhların kapatılmasından sonra yıkılmış ve günümüze yalnızca mescit kısmı gelebilmiştir.

Moloz taştan yapılan mescit bölümü dikdörtgen planlıdır. Mescit günümüze yıkık bir durumda gelebilmiştir. Dergâhın yanında bir de imaretin bulunduğu kaynaklardan öğrenilmiş, ancak, günümüze gelemeyen bu yapı ile ilgili herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır.

Haydar Ağa Dergâhı (Safranbolu)

Karabük Safranbolu ilçesi, İsmet Paşa Mahallesi’nde bulunan bu dergâh, Safranbolu’da bir süre kaymakamlık yapan ve aynı zamanda Nakşi Tarikatı şeyhi olan Amasralı Haydar Ağa tarafından yaptırılmıştır.

XIX.yüzyıla tarihlendirilen bu yapı moloz taştan ve ahşap çatılıdır. Yanında olduğunu kaynaklardan öğrendiğimiz imaret günümüze gelememiştir. Dergâh bugün harap bir durumdadır.
 
Karabük Hanları

Karabük Hanları Cinci Hanı (Safranbolu)

Karabük Safranbolu çarşısı’nın ortasında bulunan Cinci Hanı’nın kitabesi olmadığından yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber, yaygın bir düşünceye göre bu yapı Sultan İbrahim döneminde (1640-1648) Anadolu kazaskeri Cinci Hoca tarafından yaptırılmıştır. Bu hanın, Cinci Hoca’nın idamından kısa bir süre önce inşa edildiği sanılmaktadır. Cinci Hoca’nın 1648’de idam edildiği dikkate alınacak olunursa hanın bu tarihten önce, XVII.yüzyılın ortalarında yapıldığı anlaşılmaktadır. Hanın mimarının kim olduğu bilinmemekle beraber bazı iddialara göre de Mimar Kasım tarafından 1645 yılında yaptırılmıştır.

Cinci hanı günümüze oldukça iyi bir durumda gelmiş olmakla beraber yapılan değişikliklerle orijinalliğinden kısmen uzaklaşmıştır. Bu han Osmanlı şehir hanlarının klasik plan şemasına göre yapılmış, zemin katı tamirhane, ahır ve depolara ayrılmış, üst katı ise tamamen yolcuların konaklama yerlerine ayrılmıştır. İki katlı bir yapı olan Cinci Hanı’nın yapımında kesme taş ve moloz taş birleştirilmiş, kubbelerinde tuğlalar kullanılmıştır.

Cinci Hanı 23.50x11.50 m. ölçüsünde dikdörtgen bir avlunun çevresinde iki katlı revak planına göre yapılmıştır. Payeleri üzerine oturan, sivri kemerli alt kat revakları beşik ve çapraz tonozla örtülmüştür. Revakların arkasında yer alan odalar köşelerdekilerin dışında bir pencere ve bir kapı ile revaklara açılmaktadır. Beşik tonoz örtülü bu odaların içerisine ocak ve nişler yerleştirilmiştir. Avlunun ortasına ilk yapımında sekiz köşeli olduğu sanılan sonradan on bir köşeye dönüştürülmüş bir havuz bulunmaktadır.

Hanın girişi üç kademeli, yuvarlak kemerli ve demir kapılı bir açıklıktan ibaret olup, buradan üzeri beşik tonozlu bir bölüme ve ardından da avluya açılan çapraz tonozlu bir revaka geçilmektedir. Girişin sağında kalan revağın arkasına ahır ve depolar yerleştirilmiş, bunların üzerleri de çapraz tonozlarla örtülmüştür. Bu bölüm ayrıca dışarıdan 4 m. genişliğinde 4 payanda ile takviye edilmiştir. Girişin karşısına gelen beşik tonozlu revağın arkasına da 7 m. uzunluğunda bir hol, bu holün sonunda da helalar bulunmaktadır.

Hanın ikinci katına, girişin avlu tarafındaki, çapraz tonozlu kısmın bulunduğu yerden 15 basamaklı iki ayrı merdivenle çıkılmaktadır. İkinci kat plan düzeni olarak alt kata benzemektedir. İkinci katta yalnızca alt kattaki sivri kemerli çapraz tonozlu mekanların yerini, sivri kemerli kubbeler yer almıştır. Buradaki kubbeli revakların arkasında kalan kısımlara beşik tonozlu odalar sıralanmıştır. Odalar birer pencere ve kapı ile revaka açılır ancak, bunların aşağı kattan bir farkı da dışarıya açılan pencerelerinin olmasıdır. Alt kattaki depoların bulunduğu kısımların üzeri de üst katta odalara ayrılmıştır. Girişin karşısına rastlayan koridor ve revağın üstüne de yine odalar eklenmiştir.

Cinci Hanın doğu ve batı revaklarında içerisine rampalarla girilen bir de mahzen bulunmaktadır. Hanın ilk yapılışında 65 odası olduğu kaynaklardan öğrenilmektedir. Sonraki yıllarda odalar bölünmüş ve bu sayı 180’e çıkarılmıştır.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Karabük Hamamları

Karabük Hamamları Eski Hamam (Safranbolu)

Karabük Safranbolu ilçesi Cami-i Kebir Mahallesi’nde bulunan Eski Hamam’ın kitabesi ve vakfiyesi bulunmamaktadır. Bununla beraber hamamın Candaroğlu Süleyman Paşa tarafından 1322 yılından sonra yapıldığı sanılmaktadır.

Eski Hamam Osmanlı hamam mimarisinde Çifte Hamam plan düzenindedir. Kadınlar ve erkekler bölümleri simetrik olarak yapılmıştır. Kesme taş ve moloz taştan yapılan hamam soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir. Soyunmalık ve ılıklığın üzeri tromplu kubbelerle örtülüdür. Sıcaklık bölümü haçvari plandadır. Bölümlerin üzerleri tromplu kubbelerle örtülmüştür. Yalnızca sıcaklık haçvari planda olduğundan ortasında kubbe, bunun dışında kalan haçın kolları da beşik tonozlarla örtülüdür. Köşelerde kalan bölümlerde küçük kubbeler bulunmaktadır. Günümüze iyi bir durumda gelmiştir.


Yeni Hamam (Safranbolu)

Karabük Safranbolu ilçesi, Çeşme mahallesi’nde bulunan Yeni Hamam halk arasında Cinci Hoca Vakfı olarak biliniyorsa da Zonguldak Vakıflar Müdürlüğü kayıtlarında bu hamamın ismi Hamide Hatun Vakfı olarak geçmektedir.

Osmanlı hamam mimarisinde Çifte Hamam plan düzenindedir. Eski Hamam ile aynı plan düzenindedir. Hamam soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir. Sıcaklık bölümü haçvari plandadır. Bölümlerin üzerleri tromplu kubbelerle örtülmüştür. Yalnızca sıcaklık haçvari planda olduğundan ortasında kubbe, bunun dışında kalan haçın kolları da beşik tonozlarla örtülüdür. Köşelerde kalan bölümlerde küçük kubbeler bulunmaktadır. Hamamın arkasındaki bölümde külhan ve ocaklar yer almaktadır.

Kadınlar ve erkekler kısımlarının giriş kapıları farklı sokaklara açılmaktadır.

Safranbolu’da Tabakhane Köprüsü’nün başındaki Kıranköy Hamamı ise yıkılmış, yalnızca duvar kalıntıları günümüze gelebilmiştir.

Yazıköy Hamamı (Safranbolu)

Karabük Safranbolu ilçesinde, Yazıköy’de bulunan Yazıköy Hamamı’nın yapım tarihi ile ilgili kitabesi ve vakfiyesi günümüze ulaşamadığından kesinlik kazanamamıştır. Yapı üslubundan XVIII.yüzyılın ortalarında yapıldığı sanılmaktadır.

Moloz ve kesme taştan yapılan hamam, soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden oluşmuştur. Bu bölümlerin üzeri basık birer kubbe ile örtülüdür.


Bulak Hamamı (Merkez)

Karabük Merkez ilçede bulunan Bulak Hamamı’nın kitabesi ve vakfiyesi günümüze gelememiş olduğundan yapım tarihi ile ilgili kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Bununla birlikte yapı üslubundan XVIII.yüzyılın son çeyreğinde yapıldığı sanılmaktadır.

Moloz ve kesme taştan yapılan hamam, soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden oluşmuştur. Bu bölümlerin üzeri basık birer kubbe ile örtülüdür.
 
Karabük Doğal Güzellikleri

Tokatlı, Düzce, Sırçalı ve Sakaralan Kanyonları (Safranbolu)

Karabük Safranbolu ilçesine 13 km. uzaklıktaki Düzce Köyü’nün girişinde ve Kozcağız Mahallesi’nde iki kanyon bulunmaktadır. Bu kanyonlar Yaban hayatı Koruma Alanı olarak düzenlenmiştir.

Turizm yönünden önemli olan bu kanyonlara turistik geziler düzenlenmektedir.






Şeker Kanyonu (Yenice)

Karabük Yenice ilçesi Şeker Mevkiinde bulunan bu kanyon 6,5 km. uzunluğundadır. Kanyonun başlangıçtaki 2 km. sinden yol geçmektedir.

Kanyonun yüksekliği 100-200 m. arasındadır. Bazı yerlerde kanyon daralmakta, suların toplandığı yerlerde de raftinge elverişli zorlu geçitler bulunmaktadır. Burası aynı zamanda dağcılık sporu yönünden de önemli bir kanyondur.



Uluyayla ve Sarıçiçek Yaylaları (Safranbolu)

Karabük Safranbolu ilçesinde Uluyayla ve Sarıçiçek yaylası bulunmaktadır. Uluyayla Safranbolu’ya 50 km., Sarıçiçek yaylası da 8 km. uzaklıktadır.

Ayrıca ilçede bulunan Kirkille Çamlığı, Gürleyik Orman İçi Dinlenme Alanı önemli piknik yerleridir.






Ovacık Yaylaları (Ovacık)

Karabük Ovacık ilçesinde her biri ayrı ayrı doğa harikası olan yaylalar bulunmaktadır. Bunların başında Boduroğlu Yaylası, Göllü Yayla, Kireçlisu Yaylası, Kıraçtepe (Çallıdağ) Yaylası, Çatak-Belen Yaylaları, Sivriçam Doruğu Yaylası, Kocadağ Yaylası, Dazkırı Tepesi Yaylası, Erenler Dağı Yaylası, Göktepe Yaylası gelmektedir. Bunlardan Boduroğlu Yaylası yaz ve kış turizmi için önemli bir potansiyele sahiptir. Diğer yaylalardan turizm amaçlı yararlanılmamaktadır.

Ovacık’ta bu yaylaların yanı sıra Soğanlı Çayı çevresindeki Ulumelan İçmecesi, Sülük Gölü, Küçüksu Köyü Karagöl Mahallesi’ndeki Karagöl de ilçenin mesire ve dinlenme yerleridir.


Akkaya Termal (Eskipazar)

Karabük Eskipazar ilçesi İmanlar Köyü’ne 1 km. uzaklıkta bulunan sıcak su büyük olasılıkla bir fay hattı doğrultusunda birkaç yerden kaynamaktadır. Buradan kaynayan suyun sıcaklığı 34-40 C. olup, debisi 4 lt / sn’ dir.







Acısu (Yenice)

Karabük Yenice ilçesine 30 km. uzaklıkta bulunan Acısu kaynaklarının en tanınmışı Sarıot orman bölgesinde, Yenice Salavattepe orman yolu üzerinde bulunmaktadır. Bunun dışında ilçede Kaptan Mevkii ile Yamaç Köyü’nde de aynı özellikleri taşıyan iki acısu kaynağı daha vardır.

Bu sular içildiğinde böbrek taşlarının düşürülmesinde etkili olduğu, banyosunun da romatizmayı iyileştirdiğine inanılmıştır.


Göktepe Tabiat Parkı (Yenice)

Karabük Yenice ilçesi Göktepe Yaylası’nda bulunan Göktepe Tabiat Parkı ilçe merkezine 9 km. uzaklıkta olup, yöre halkının yaz aylarında rağbet ettiği mesire ve piknik yeridir. Burada Geleneksel Zümrüt Yenice Göktepe Şenlikleri yapılmaktadır.

Ayrıca Yenice ilçesinde Yaylalık Dinlenme Tesisleri, Fındıkaltı Dinlenme Tesisleri ve Gökpınar Dinlenme Tesisleri bulunmaktadır. Bunlardan Gökpınar Dinlenme Tesislerinde bulunan, 4 hektarlık bir alının Arberatum (Açık Hava Orman Müzesi) sahası olarak tescil edilmesiyle genellikle ormancılık alanında araştırma yapan yerli ve yabancı bilim adamlarının dikkatini çekmekte ve burada her yıl ormancılık alanında bilimsel çalışmalar yapılmaktadır.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Karabük Kaya Mezar ve Tünelleri

Karabük Kaya Mezar ve Tünelleri Deliklikaya Mezarları (Eskipazar)

00073042.jpg
Karabük Eskipazar ilçesinin batısında, Budaklar Köyü Hacı Ahmetler Mahallesi’nde antik Hadrianopolis kentinin kalıntıları bulunmaktadır. Bu kentin bulunduğu yerde kayalara iki dizi halinde sıralanmış kaya mezarları vardır.

Bu mezarların ilk sırasında yedi, ikinci sırasında da altı mezar odası bulunmaktadır. Bunlar 2.00x2.00x1.00 ölçüsünde kayalara oyularak yapılmış mezar anıtlarıdır. Üzerleri bazıları tonoz, bazıları da kayalar oyularak tonoz şeklinde örtülmüştür. Mezarların içerisinde klineler (ölü sedirleri) görülmektedir.

Bizans döneminde dini merkez olan Hadrianopolis antik kentindeki bu mezarların da Bizans döneminden kaldığı sanılmaktadır. Yörede bulunan taşlar üzerinde de Haç motifleri yer almaktadır.


Kaya Tünelleri (Eskipazar)

Karabük Eskipazar ilçesinin kuzeydoğusunda bulunan Samail Köyü yakınlarında bir takım antik tünellerle karşılaşılmıştır. Bu tüneller kayaların oyulması ile oluşturulmuş, içerisine yine kayalardan merdivenler yapılmıştır. Tünellerin üzeri tonozla örtülmüştür.

Bu tüneller yakındaki dere ile bağlantılı olup, derenin 300 m. yükseğindedir. Büyük olasılıkla da bu tüneller dere suyundan yararlanmak için yapılmışlardır.
 
Cevap: Karabük Genel BilgiLer

Karabük




300px-Karab%C3%BCk_Turkey_Provinces_locator.jpg


Karabük ili konumu

300px-Karab%C3%BCk_districts.png



Karabük Türkiye'nin kuzeyinde Batı Karadeniz Bölgesi'nde il. 2000 sayımına göre nüfusu 225.409.
Karabük, 1937 yılına kadar, Safranbolu'ya bağlı Öğbeli Köyü'nün bir mahallesiydi 1935 yılında açılan Ankara-Zonguldak demiryolunun üzerinde yer alıyordu. Demiryolu ile taşıma imkânının varlığı ve kömür yataklarının yakınlığı nedeniyle, burada bir demir çelik fabrikası kurulması kararlaştırıldı. 3 Nisan 1937'de Atatürk'ün talimatıyla, İsmet İnönü, hâlâ Karabük'ün en önemli geçim kaynağı olan Karabük Demir Çelik Fabrikası'nın temellerini attı.
Karabük, 6 Haziran 1995'te, Çankırı'nın Ovacık ve Eskipazar ilçeleri ile Zonguldak'ın Eflani, Safranbolu ve Yenice ilçelerinin birleştirilmesiyle Türkiye'nin 78. ili oldu.
Karabük'ün futbol takımının ismi Kardemir Karabükspor'dur.

Coğrafya

250px-Karab%C3%BCk_%28tr%29.svg.png

Karabük'ün ilçeleri


Ankara'nın 200 kilometre kuzeyinde ve Karadeniz sahilinin 100 km güneyinde kalan yer alan Batı Karadeniz Bölgesi ili Karabük kuzeyinde Bartın, kuzeybatısında Zonguldak, doğusunda Kastamonu, batısında Bolu ve güneyinde Çankırı illeri ile komşudur.
Karabük merkez, Eflani, Eskipazar, Ovacık, Safranbolu ve Yenice olarak 6 kısımdan oluşur.
Yüzölçümü 4.145 km² olan ve Karadeniz Bölgesi'nin Batı Karadeniz Bölümü'nde yer alan Karabük ili, 40° 57' ve 41° 34' kuzey enlemleriyle 32° 04' ve 33° 06' doğu boylamları arasında yer almaktadır. Yüzölçümü 4.145 km² olup, kuzeyde Bartın (80 km.), kuzeydoğu ve doğuda Kastamonu (120 km.), güneydoğuda Çankırı (195 km.), güneybatıda Bolu (130 km.), batıda Zonguldak (170 km.) illeriyle komşudur. Ankara'ya 230 km., İstanbul'a 400 km. uzaklıktadır. En önemli akarsuyu Filyos Çayı olan Karabük'ün diğer önemli akarsuları ise Araç, Soğanlı ve Eskipazar Çayları'dır. İl merkezinin rakımı 278 metre, merkez ilçenin yüzölçümü ise 704 km²'dir. İl'de cografi yapı engebeli olup büyük düzlükler görülmemektedir. Vadi tabanları da geniş olmamakla birlikte tarıma müsait araziler bulunmaktadır. Nüfusun büyük kismı vadi tabanlarına yakın alanlarda kümelenmiştir. İlçeler itibariyle en önemli yükseltiler; Merkez ilçede Keltepe (2.000 m.), Eskipazar'da Hodulca Dağı (1.700 m.), Eflani'de Tepe Dağ (1.043 m.), Ovacık'ta Kıraç Tepesi (1.400 m.), Safranbolu'da Sarıçiçek Tepesi (1.750 m.) ve Yenice'de Keçikıran Tepesi (1.400 m.)'dir.
İl' in Coğrafi Koordinatları
Enlem
Boylam

Batı (Danacısayyam Tepe )
41º 08
32º 04

Kuzey (Bakırcılar Köyü )
41º 34
33º 00

Doğu (Küloglu Köyü )
41º 22
33º 06

Güney (Bulduk )
40º 57
32º 52

Karabüğün toplam 93.020 hektarını tarım toprakları, 271.043 hektarını ormanlar kalan kısmını ise mera yerleşim yeri ve diğer alanlar oluşturmaktadır.

Jeoloji Karabük'te III. Jeolojik zamanda oluşan, kalkerli (kireçtaşı) araziler geniş yer kaplar. Kireçtaşları arasında killi ve kumlu tabakalar da bulunmaktadır. IV. Jeolojik zamanda (Kuvaterner), Ovacık çevresindeki traverten alanı oluşmuştur. Vadiler, kuvaternerde akarsuların gelişip, plato yüzeylerini yarmasıyla oluşmuştur. Safranbolu ve Eflani çevresindeki kalkerli arazi, metamorfizmaya (başkalaşım) zengin mermer yatakları oluşmuştur. Eflani'de mermer dışında, çakmak taşı ve kömür yatakları da bulunmaktadır. Ovacık'ta bol miktarda alçı taşı bulunmakta, ara ara gnays ve bazaltlara da rastlanmaktadır. Yenice'de dolomit ve kuvarsit, Eflani'de kuvarsit yatakları bulunmaktadır.
Yerşekilleri Karabük, etrafı yüksek tepelerle çevrili, havza karakteri gösterir. Ortalama, 250-500 m. yüksekliğe sahiptir. Kuzeyde dağlık alanlardan kaynaklanan tali dereler, şehre doğru taşıdıkları maddelerle alüvyal dolgu oluşturulmuştur. Doğuda Safranbolu'ya doğru yükselti artarak 600 m.yi bulur. Dağlar, Kuzey Anadolu Dağları'nın bir parçası olduğundan kıvrımlı yapıdadır ve 2000 m. yüksekliği geçmezler. Kuzeydeki, Sarıçiçek Tepesi (1750 m.), güneybatıdaki Aladağlar (1040 m.) doğudaki Bürnük Tepesi (1143 m.) başlıca yüksekliklerdir. Eflani çevresi, küçük akarsularla parçalanmış plato görünümündedir. Ortalama yüksekligi 1130 m. olan Ovacık da vadilerle parçalanmış plato ve düzlükler üzerinde bulunur. Yenice çevresinde ise düzlük ve ovalık alan bulunmayıp, engebeli ve yüksek bir araziye sahiptir. Karabük'te büyük düzlük ve ovalar yoktur. Araç ve Soğanlı Çayları'nın kenarında küçük düzlükler yer alır. Başlıcaları, Eskipazar Çayı'nın Soğan Çayı'na karıştığı alandaki Cemal Ovası, Eskipazar çevresindeki Hamamlı, Sadeyaka ovalarıdır.
Yaylalar Karabük'te çok sayıda yayla vardır. Karabük, Eskipazar, Yenice arasında kalan Sorkun Yaylası (1.650 m.) başlıcalarındandır. Geniş bir alana sahip ormanlarla çevrili yaylada, doğa yürüyüşü yapılmaktadır. Safranbolu kuzeyinde Uluyayla ve Sarıçiçek Yaylası, Yenice çevresinde Göktepe Yaylası, Ovacık çevresinde Bodoroğlu ve Karabük'ün çevresindeki Dede Yaylası ve Avdan Yaylası önemlidir. Yaylalar genellikle turizm amaçlı kullanılmaktadır. Yayla şenlikleri ve doğa yürüyüşleri başlıcalarıdır.
Kanyonlar Doğal güzellikteki yerşekillerinden kanyonlar, daha çok Safranbolu'da, kalker (kireçtaşı) tabakalarının derin biçimde yarılmasıyla oluşmuştur. Kanyonların başlıcaları; İncekaya Kanyonu, Düzce (Kirpe) Kanyonu, Tokatlı ve Sakaralan'dır. Ayrıca, Yenice'deki Şeker Çayı 6,5 km. uzunluğunda, kenarları dik ve yüksek olan Şeker Kanyonu oluşturulmuştur.
Mağaralar Karabük'te ayrı bir güzelliği olan, çok sayıda mağara bulunmaktadır. Bunlardan önemli olanlarının başında, Bulak ve Hizar (Mencilis) Mağaraları gelir. Bunlar, turizm değeri olan, karstik oluşumlu mağaralardır.
Akarsular İlin en önemli akarsuyu Filyos Irmağıdır. Bu ırmağın 2 önemli kolu olan Araç ve Soğanlı Çayları il topraklarındaki önemli akarsulardır. Filyos Irmağı kaynaklandığı yerden denize dökülünceye kadar degişik isimler alır. Kaynaklandığı yerde Ulusu adıyla bilinen akarsu, Gerede yakınlarında Gerede Suyu, Eskipazar yakınlarında So Çayı, Araç Çayı'yla birleştiğinde Yenice Irmağı adını alır. Devr Çayı'nı da alan akarsu Filyos Irmağı adıyla Karadeniz'e dökülür. Irmak 288 km. uzunluğundadır.
Göller Karabük'te büyük doğal göl yoktur. Ovacık'ın kuzeyinde Şamlar Köyü yakınlarında Karagöl adında bir krater gölü bulunmaktadır. Eflani'de sulama amaçlı üç gölet yapılmıştır. Bunlar, Bostancılar, Kadıköy, Ortakçılar göletleridir. Sulama dışında buralarda olta balıkçılığı yapılmaktadır. Çevresindeki orman güzelliğiyle beraber, mesire yeri olarak da kullanılmaktadır. Ayrıca, Kastamonu yolu üzerinde, Konarı Gölü adıyla küçük bir göl bulunmaktadır.

Tarih

Karabük adını, üzerinde yaşadığı coğrafi ortamdan almıştır. “Kara” ve “Bük” sözcükleri, kara çalılık yer anlamında, Karabük adının oluşumuna kaynaklık yapmıştır. Bu topluluklarda yaşayan Türkmen toplulukları, Karabük cemaatı adını bu biçimde almışlardır. Türkiye'de 14 yer ve mevki adının bugün Karabük şeklinde geçmesi, cemaatlerin bu topraklardan diğer yerlere göç ettiği görüşünü kuvvetlendirmektedir.
TARİH ÖNCESİ DÖNEMDE KARABÜK VE ÇEVRESİ
Karabük ve çevresinde, yörenin yazısız kültür dönemini aydınlatacak çok sayıda höyük ve tümülüs olmasına karşın, bilimsel anlamda herhangi bir arkeolojik kazıya konu olmaması bu konudaki açıklamalarda bir bilgi boşluğu yaratmaktadır. Ancak, Ovacık ve Eskipazar ilçelerinde yapılan arkeolojik yüzey araştırmalarına bakılacak olursa, Karabük ve çevresinin en eski yerleşmesi Eskipazar İlçesindeki “Yazıboy” köyüdür. Burada bulunan bir höyügün, ilk Tunç Devri (M.Ö. 2500) olarak yerleşmeye konu olması, İl sınırları içinde Eskipazar'ın önemini artırmaktadır.
İLKÇAĞ'DA KARABÜK VE ÇEVRESİ
İlkçağ'da Karabük, Hititlerden başlamak üzere Frig, Helenistik Krallıklar ve Roma döneminde geniş çaplı olarak yerleşmeye konu olmuştur. Karabük'ün, Hititler döneminde yerleşmeye konu olan İlçesi; Eflani'dir. Hitit metinlerinde kentin en eski adının Haluna (Yün) olarak geçtiği bilinmektedir. Ovacık'ın Kışlaköy'ü, Frigler döneminde yerleşmeye konu olmuştur. Burada bulunan Hesem Değirmeni'nin kapısındaki yapıtaşının Frigler dönemine ait olduğu sanılmaktadır. Helenistik Krallıklar döneminde özellikle Eflani, yerleşmeye konu olmuştur. Helenistik Krallıklardan Bitinler, Roma'nin Batı Karadeniz Bölgesini (Paflagonya) ele geçirmesini önlemek için Eflani'de üs oluşturulmuş ve bölgenin savunmasını buradan gerçekleştirmişlerdir (M.Ö. 70). Eflani'nin tarihte bilinen ikinci adı Bitinya Kralı Nikomedes'in oğlu Phylomenes'ten dolayı, “Phylomenes Yurdu” olarak bilinmektedir. İlkçağın son Devleti olan Roma, M.Ö. 1, yüzyılda Anadolu'ya girince önem verdiği yerlerden birisi de Batı Karadeniz Bölgesi olmuş, bölgenin ormanları ve madenlerini emperyalist bir politika izleyerek kendi çıkarları doğrultusunda kullanmayı bilmiştir. Roma'nın bu amaçlarla Karabük İli sınırları içinde kurduğu en önemli kentler Eskipazar sınırları arasında yer almaktadır. Bunlar, Hadrianapolis ve Kimistene adı ile anılan yerleşme alanlarıdır. Bunun yanısıra Karabük'te Bürnük Köyü, Üçbaş Köyü, Bulak Köyü; Ovacık'ta Pürçükören Köyü, Roma Dönemi kalıntıları ile adeta tarihi tanıklık yapmaktadırlar.
MALAZGİRT SAVAŞI ÖNCESİ TÜRK YERLEŞMESİ
Türkler, 1071 Malazgirt Savaşı öncesinde de Anadolu'ya değişik amaçları gözeterek gelmişler ve yerleşmişlerdir. Özellikle, Kuzey Türklüğü olarak tarihte bilinen bu Türk kitleleri içinde Oğuzlar olduğu gibi Kipçak, Peçenek gibi diğer Türk kavimleri yer almaktadır. Daha sonra çeşitli nedenlerle Bizans'ın emrine giren bu Türk kavimleri, bu devletin izlediği iskan siyaseti, Anadolu'nun çeşitli kısımlarına yerleştirilmişlerdir. Yer adlarından (Toponimi) yola çıkarak yapılan yorumlamalar sonucunda Eskipazar'da Tamışlar Köyü'ne adını veren Tamış, Bizans'ın emrinde bir Oğuz Beyi olup, saptamalara göre, Malazgirt Savaşı'nda Selçuklu ordusuna karşı savaşırken, giysilerde kullanılan renk ve dil benzerliklerinden dolayı kısa zamanda saf değiştirmiş, Selçukluların tarafına geçmiştir. Malazgirt Savaşi öncesinde yöremizde görünen ve yerleşen ikinci Türk kavimi Kıpçaklar oldu. Kıpçaklar kitleler halinde Safranbolu ile Eflani arasındaki topraklara yerleşmişlerdir. Fatih Sultan Mehmet, XV. Yüzyılın ikinci yarısında Amasra'yı fethedince, kentte bulunan Cenevizlileri İstanbul'a gönderirken, Eflani'de yaşayan Kıpçakları da Amasra kentine sürmüştür. Bugün Amasra'da özellikle ağaç işlemeciliğinde çok ünlü olan bu insanlar, Kıpçak Türklerinin torunlarıdır. Kıpçak lehçesi ile ilgili araştırma yapacaklar için Eflani-Bartın arası ve Amasra bu açıdan önemli araştırma malzemesi sunmaktadır.
KARABÜK'ÜN İL OLUŞU
Karabük 1937 yılında Safranbolu'ya bağlı Öğbeli Köyü'nün bir mahallesi iken 1935 yılında açılan Ankara-Zonguldak demiryolu ile önemini arttırmıştır.
3 Nisan 1937 yılında Atatürk'ün yönlendirmesi ile İsmet Inönü tarafından Karabük Demir Çelik Fabrikası'nın temelleri atılır.
Nüfus yoğunluğunun artmaya başladığı Karabük'te 25 Haziran 1939'da belediye teşkilatı kurulmuştur. 1941 yılında Safranbolu ilçesine bağlı bucak olan Karabük 3 Mart 1953 tarihinde 6068 sayılı kanunla Zonguldak İline bağlı bir ilçe haline gelmiştir.
Karabük, 6 Haziran 1995 gün ve 22305 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 550 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Çankırı'dan; Ovacık ve Eskipazar ilçeleri ile Zonguldak'tan; Eflani, Safranbolu ve Yenice ilçelerinin birleştirilmesiyle Türkiye'nin 78. ili olmuştur.
 
Cevap: Karabük İlinin İlçeleri

Karabük Merkez


Karabük, Karabük ilinin merkez ilçesidir. 2000 yılı nüfus sayımına göre nüfusu 104.000'dir. Karabük merkez olmasına rağmen, Safranbolu ilçesi tarihsel evleri sebebiyle ismini daha çok duyurmuştur. Bunun yanında Türkiye'nin ilk demir çelik fabrikasının bulunduğu Karabük merkezinde, bu fabrika sayesinde geniş bir iş sahası oluşturularak Karabük'ün gelişimi sağlanmıştır. Karabük, kurulan demir çelik fabrikası ve yan sanayilerle hızla gelişmiş ve büyük bir kalkınma örneği yaratmıştır. Ayrıca il genelinde tekstil sanayi özellikle hazır giyim sektöründe gelişmiştir.
Karabük, adını üzerinde yaşadığı coğrafi ortamdan almıştır. "Kara" ve "Bük" sözcükleri, kara çalılık yer anlamında, Karabük adının oluşumuna kaynaklık yapmıştır.] Bu topraklarda yaşayan Türkmen toplulukları, Karabük cemaati adını bu biçimde almışlardır. Türkiye'de 14 yer ve mevki adının bugün Karabük şeklinde geçmesi,cemaatlerin bu topraklardan diğer yerlere göç ettiği görüşünü kuvvetlendirmektedir.


Karabük merkez belde ve köyleri İl: Karabük ● İlçe Merkezi: Karabük
Beldeler:
Köyler:
• • Acıöz • Akören • Arıcak • Aşağıkızılcaören • Başköy • Belen • Bolkuş • Bulak • BurunsuzBürnük • Cemaller • Cumayanı • Çerçiler • Çukurca • Davutlar • Demirciler • Düzçam • Gölören • Güneşli • Kadıköy • Kahyalar • Kamışköy • Kapaklı • Kapullu • Karaağaç • Karaşar • Kayacık • Kayı • Kılavuzlar • Mehterler • Ortaca • Ödemiş • SaitlerSalmanlarSipahiler • Şenler • Tandır • Üçbaş • Yeşilköy • Yeşiltepe • YukarıkızılcaörenZopran




• •
Eflani, Karabük

Koordinatlar: 41°25′K 32°57′D

40px-Flag_of_Turkey.svg.png
Eflani, Türkiye

250px-Eflani.jpg



Eflani'den bir manzara.

250px-Karab%C3%BCk_%28tr%29.svg.png



Karabük Siyasi Haritası Harita

250px-Karab%C3%BCk_Turkey_Provinces_locator.jpg



Türkiye'de bulunduğu yer Bilgiler Şehir nüfusu 3.897[1][2] (2000) İlçe nüfusu[1][2] (2000) Yüzölçümü 536[2] km² Nüfus yoğunluğu 22,89/km² Rakım 930 metre Koordinatlar 41°25′K 32°57′D Alan kodu 0370 İl plaka kodu 78
Eflani, Karabük'ün bir ilçesidir. Merkezinde ve çevre köylerinde kaya mezarları, tarihi su yolları, türbeler ve camiler bulunmaktadır.
İlçede mermer ocakları vardır, çıkartılan mermerlerin büyük bir bölümü ihraç edilmektedir. Her yıl Hindi Festivali ve Ulu Yayla Şenlikleri yapılmaktadır.
Eflani'nin bilinen tarihi, Bitinyalılar tarafından buraya bir savunma kalesi kurması ile başlar. 1084'de Kara Tigin Bey tarafından ele geçirilen bölge, bir süre sonra Bizans hakimiyetine girmiş ve 1213'de tekrar Türk hakimiyetine geçmiştir. Kastamonu'nun sancak olmasından sonra Eflani'nin strateji ve askeri önemi azalmıştır.

Tarihi

250px-Road_to_Bostanc%C4%B1_Pond.jpg

Bostancı Göleti'ne giderken manzara.


Bitinya Kralı II. Nikomedes saraydaki iktidar kavgalarını önlemek için, PaflagonyaPylaimenes'i özerk kral olarak atamıştır.[3]M.Ö. 1. yüzyılda Roma ile Bitinya arasında savaşlar sürmekte idi, bu sebeple Bitinyalıların burada bir savunma kalesi kurdukları düşünülmektedir.[4] 1084'de Kastamonu ve Sinop bölgelerini hakimiyeti altına alan Kara Tigin Bey (Emir Karatekin), Eflani bölgesine de hakimiyeti altına almıştır.[3] Daha sonra Bizans hakimiyetine geçen bölge 1213 yılında tekrar Türk hakimiyetine geçmiştir. Sultan Mesut bölgedeki karışıklıkları sonlandırması için görevlendirdiği komutanın, karşı safa geçmesi üzerine, bölgeyi Kastamonu bölgesi komutanlarından Şemsettin Yaman Candar'a vermiştir. 1292'de Mahmut'un Kastamonu Kalesi'ni Candar Bey'e teslim etmemesi üzerine, Şemsettin Yaman Candar Eflani'de bulunan kaleye yerleşmiş ve 1309'da Eflani Candaroğulları Beyliği'nin ilk merkezi durumuna gelmiştir. Kastamonu Süleyman Paşa tarafından tekrar alınmış ve beyliğin merkezi Kastamonu'ya taşınmıştır. Kötürüm Beyazıt'ın oğlu 11. Süleyman Bey, I. Murat'ın yardımı ile yönetime gelmiştir ve buna karşılık Eflani kalesi ve çevresini hediye olarak vermiştir. Bölge Amasra'da bulunan Cenevizlilere ve Candaroğulları'na karşı bir savunma noktası oluşturmuştur. Fatih Sultan Mehmet Ceneviz problemini çözmek için 1496'da çıktığı Amasra seferinde, birliklerini Eflani'de toplamıştır.
Kastamonu'nun sancak olarak Anadolu Beylerbeyliği'ne katılmasıyla, Eflani stratejik ve askeri önemini kaybetmiş ve Pazar olarak anılmaya başlamıştır. Kastamonu Sancak Beyliği'ne bağlanan bölge, tanzimat fermanının ardından kurulan vilayet teşkilatı ile 35 köyüyle Kastamonu Vilayeti'nin Safranbolu ilçesine bağlı bir bucak haline gelmiştir. Cumhuriyetin ilanından önce Kastamonu iline bağlı Safranbolu ilçesine bağlıydır. Cumhuriyet dönemine geçildiğinde, 1927'e kadar Kastamonu ilinin Safranbolu ilçesine bağlı olan Eflani, 1927'de Zonguldak iline bağlanmıştır. 1953'de çıkartılan 6608 sayılı kanun ile ilçe merkezi olan Eflani, 1994'de Karabük'ün il olması ile 54 köyü ve 5 mahallesi ile küçük bir ilçe durumuna gelmiştir. 1 Eylül 1953 tarihinde ilçe merkezinde belediye teşkilatı kurulmuştur.

Coğrafya ve İklim

250px-Bostanc%C4%B1_Pond1.jpg

Bostancı Göleti.


Karabük iline 47 km uzaklıkta olan Eflani, yüksek dağlar ve vadiler arasında yer alır, yüzölçümü 536 km2 ve râkımı 930 metredir.[2] Toplam nüfus 12.270 kişidir ve bunun 3.897'si şehir merkezinde diğerleri ise köylerde yaşamaktadır.[2][1] İlçenin en önemli yükseltisi 1043 metre yüksekliği ile Tepedağ'dır. Eflani 1953 yılında ilçe olmuş, 1995 yılına kadar Zonguldak'a bağlı kalmıştır ve ardından Karabük iline bağlanmıştır.
Yağışlı bir iklime sahip olan Eflani, zengin bir bitki örtüsü ve orman alanlarına ve mermer yataklarına sahiptir. Çıkartılan mermerlerin önemli bir kısmı ihraç edilmektedir. Ormancılık ve hayvancılık bölge ekonomisinde önemli yere sahiptir. Ortakçılar (Bostancı), Bostancılar ve Esencik (Kulüp Köyü) isimlerinde üç tane göleti bulunmaktadır. Her yıl Aralık ayının 2. haftasında Hindi Festivali yapılmaktadır ve yine her yıl Ulu Yayla Şenlikleri yapılmaktadır.
Bölgedeki tarihi yapıtlardan; Taşhan, Evliyahanı ve Refikdayıoğulları Oteli ile Tabaklar Köprüsü özelliklerini korumaktadırlar. Gelicek ve Karacapınar köylerindeki bir çok ev koruma altına alınmıştır. Tarihi eserler arasında, kalıntılarına rastlanan su yolları, manastır yıkıntıları, kaya mezarları, tümülüsler ve höyükler ile mağaralar mevcuttur.

Yönetim

Tanzimat fermanına kadar Kastamonu Sancak Beyliğine bağlı olan Eflani, fermanın ardından Kastamonu Vilayeti'nin Safranbolu ilçesine bağlı bir bucak haline gelmiştir. 1927 yılıda ise Zonguldak iline bağlanmış, 1953'de çıkartılan 6608 sayılı kanun ile ilçe merkezi olmuş ve 1 Eylül 1953 tarihinde ilçe merkezinde belediye teşkilatı kurulmuştur. 1994'de Karabük'ün il olması sonucunda, 54 köyü ve 5 mahallesi ile küçük bir ilçe durumuna gelmiştir.
Eflani Kaymakamı, Erol Tanrıkulu'dur.[2] İlçede yalnızca Eflani belediyesi vardır.[2] 2004 yılı seçimlerinde SP'den İbrahim Ertuğrul 775 oy ile, oyların % 42.84'ünü alarak Eflani Belediye Başkanlığına gelmiştir.[1] Seçmen sayısının 2,245 olduğu 2004 yılı seçimlerinde, katılım oranı % 81.69 olmuştur.[1]

Eğitim

Resim:Eflanilisesi.jpg Eflani İMKB Çok Programlı Lisesi


Eflani'de Eflani İMKB Çok Programlı Lisesi, Eflani Atatürk İlköğretim Okulu, Ş. Alişen Korkut İlköğretim Okulu, Avni Akyol Yatılı İlköğretim Bölge Okulu ve Şehit Yaşar Semerci İlköğretim Okulu olmak üzere 5 okul bulunmaktadır.
Eflani İMKB Çok Programlı Lisesi 1977'de eğitime açılmıştır ve 2000-2001 yıllarında bünyesine Ticaret Lisesi Muhasebe bölümü ve Kız Meslek Lisesi Giyim Teknolojisi Bölümleri'ni alarak çok programlı liseye dönüşmüştür. Ekim 2005'de İMKB tarafından yaptırılan yeni binaya taşınmış ve adını Eflani İMKB Çok Programlı Lisesi olarak değiştirilmiştir. 2007-2008'de Çocuk Gelişimi bölümü açılmıştır. Okulun yabancı eğitim dili İngilizce'dir. Açık basketbol ve futbol sahası bulunmakta olan okulun kullanım alanı 5.238 m2'dir.
1993'de kurulan Şehit Yaşar Semerci İlköğretim Okulu, şehir merkezine 10 km uzaklıkta Osmanlar Köyü'nde bulunmaktadır.[5] Avni Akyol Yatılı İlköğretim Bölge Okulu 1992'de,[6] ve Eflani Atatürk İlköğretim Okulu ise 1927'de kurulmuştur,[7]




Eflani belde ve köyleri

İl: Karabük ● İlçe Merkezi: Eflani
Beldeler: YOK
Köyler:
Abakolu | Acıağaç | Aday | Afşar | Akçakese | Akören | Alaçat | Alpagut | Bağlıca | Bakırcılar | Başiğdir | Bedil | Bostancı | Bostancılar | Çalköy | Çamyurt | Çavuşlu | Çemçi | Çengeller | Çörekli | Çukurgelik | Çukurören | Demirli | Emirler | Esencik | Gelicek | Gökgöz | Göller | Güngören | Günlüce | Hacışaban | Halkevleri | Karacapınar | Karataş | Karlı | Kavak | Kıran | Kocacık | Koltucak | Kutluören | Müftüler | Mülayim | Osmanlar | Ovaçalış | Ovaşeyhler | Paşabey | Pınarözü | Saçak | Saraycık | Seferler | Soğucak | Şenyurt | Ulugeçit | Yağlıca





Eskipazar, Karabük

Eskipazar Karabük'ün bir ilçesidir. Eskipazar'a 3 km uzaklıkta Hadrianapolis antik kenti bulunmaktadır.
Eskipazar, 1995 yılına kadar Çankırı'ya bağlı bir ilçeydi, ancak 1995 yılında Karabük il olunca ona bağlandı.
Eskipazar, Gerede-Karabük yolunun hemen dışında bulunmaktadır. Bu yol ise İstanbul ile Batı Karadeniz'in büyük bir bölümünün ulaşımını sağlamaktadır.
Eskipazar köylerinde genel olarak gelenekler devam ettirilmektedir. Köylerde, köy odalarına rastlanmaktadır. Bu odalarda düğün, nişan ve dini bayramlarda toplanılır.




Eskipazar belde ve köyleri İl: Karabük ● İlçe Merkezi: Eskipazar
Beldeler: YOK
Köyler:
| Adiller | Arslanlar | Babalar | Başpınar | Bayındır | Belen | Beytarla | Boncuklar | Bölükören | Budaklar | Bulduk | Büyükyayalar | Çandırlar | Çaylı | Çömlekçiler | Deresemail | Deresoplan | Doğancılar | Doğlacık | Gözlü | Hamamlı | Hamzalar | HanköyHasanlar | Haslı | İmanlar | İnceboğaz | Kabaarmut | Kapaklı | Kapıcılar | Karahasanlar | Karaören | Köyceğiz | Kulat | Kuzören | Ortaköy | Ovaköy | Ozanköy | Sadeyaka | Sallar | Sofular | Söbüçimen | Şevkiler | Tamışlar | Topçalı | Yazıboyu | Yazıkavak | Yeşiller | Yürecik











Ovacık, Karabük


Ovacık, Karabük iline bağlı bir ilçe
1959'da ilçe olan Ovacık 1995 tarihine kadar Çankırı'ya bağlıydı. 1995 yılında Karabük il olunca Ovacık ilçesi de Karabük iline bağlı bir ilçe haline geldi.
Karabük il merkezine 47 km uzaklıkta bulunan ilçenin 2007 yılı adrese dayalı nüfus sayımına göre merkez nüfusu 819, toplam nüfusu ise 3.407'dir. 393 km² yüzölçümüne sahip olan ve deniz seviyesinden 1140 m yüksekte yer alan Ovacık ilçesinin 1 mahallesi ve 42 köyü bulunmaktadır. Halkın en önemli geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır.


Ovacık belde ve köyleri
İl: Karabük ● İlçe Merkezi: Ovacık
Beldeler: YOK
Köyler:
| Abdullar | Ahmetler | Alınca | Ambarözü | Avlağıkaya | Başboyunduruk | Belen | BeydiliBeydini | Boduroğlu | Boyalı | Bölükören | Çatak | Çukurköy | Doğanlar | DökecekDudaş | Ekincik | Erkeç | Ganibeyler | Gökçedüz | Gümelik | Güneysaz | Hatipoğlu | İmanlar | Kavaklar | Kışlaköy | Koltuk | Küçüksu | Pelitçik | Pürçükören | Sarılar | Sofuoğlu | Soğanlı | Sülük | Şamlar | Taşoğlu | Yakaköy | Yaylacılar | Yeniören | Yığınot | Yürekören
|






Safranbolu, Karabük



Koordinatlar: 41°15′K 32°41′D

40px-Flag_of_Turkey.svg.png
Safranbolu, Türkiye

250px-Safranbolu_traditional_houses.jpg



Eski şehirde geleneksel Safranbolu evleri

250px-Karab%C3%BCk_%28tr%29.svg.png



Karabük Siyasi Haritası Harita

250px-Karab%C3%BCk_Turkey_Provinces_locator.jpg



Türkiye'de bulunduğu yer Bilgiler Şehir nüfusu 38.334[1] (2007) İlçe nüfusu 49.821[1] (2007) Yüzölçümü 1013[2] km² Nüfus yoğunluğu 46,65/km² Rakım 500 metre Koordinatlar 41°15′K 32°41′D Posta kodu 78600 Alan kodu 0370 İl plaka kodu 78 Yönetim
Safranbolu, Karabük ilinin en büyük ve gelişmiş ilçesidir. Konumu yaklaşık olarak Ankara'nın 200 km kuzeyinde ve Karadeniz'in 100 km güneyindedir. Karabük ilçe merkezinin de 9 km kuzeyinde bulunmaktadır. Safranbolu şehir merkezi ile karabük il merkezi bitişiktir.
Ev örneklerine, Beypazarı, Göynük, Odunpazarı gibi Türkiye'nin bir çok yerinde rastlanan Klasik Osmanlı kent mimarisini yansıtan tarihî evleri ile ünlü olan şehir, bu özelliği sayesinde 17 Aralık 1994 tarihinden beri Türkiye'de Dünya Miras Listesi'nde yer alan 9 kültürel varlıkdan biridir ve turistik ilgi çekmektedir.[3] Safranbolu ismini, bölgede yetişen ve nadir bir bitki olan safrandan alır.
Safranbolu coğrafi konumu nedeniyle tarih boyunca idari ve ticari bir merkez olmuştur. 2007 adrese dayalı nüfus sayımına göre nüfusu 49.821'dir.
Tarihte Paflagonya olarak adlandırılan bölgede bulunur ve birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Türkler tarafından kesin olarak alınışı 1196 yılındadır. Osmanlı zamanında 17. yüzyılda İstanbul-Sinop yolu üzerinde olması nedeniyle tarihteki en önemli dönemini yaşamıştır.
2002'de kurulan Zonguldak Karaelmas Üniversitesi'ne bağlı Fethi Toker Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi ve Safranbolu Meslek Yüksek Okulu bulunmaktadır. Şu anda ise bu fakülteler Karabük Üniversitesine bağlıdır.

Tarih

150px-Safranbolu_Fountain_2.jpg

Safranbolu'da tarihî bir çeşme


Şehir eski çağlarda Homeros'un İlyada destanında geçen Paflagonya bölgesinde yer almaktadır ve bilinen tarihi M.Ö. 3000 yıllarına kadar gider. M.Ö. 3000 ve 4000 tarihli tümülüsler, Safranbolu'nun insan yerleşimi açısından uzun bir tarihî olduğunu göstermektedir. Şehir Flaviopolis, Theodoropolis, Hadrianopolis, Germia ve Dadibra (Dadybra) gibi antik kasabalarla yorumlanmıştır. Bölgedeki bilinen ilk medeniyetler Hititlerin komşuları olan Gaspalar ve Zalpalardır.[4] Bölgede sırası ile Hititler, Frigler, dolaylı yoldan Lidyalılar, Persler, Helenistik Krallıklar (Pondlar), Romalılar (Bizans), Selçuklular, Çobanoğulları, Candaroğulları ve Osmanlılar egemenlik kurmuşlardır.
Şehir Selçuklular tarafından fethedildiğinde adı Dadibra idi. Safranbolu, Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan'ın oğlu Muhiddin Mesut Şah tarafından 1196 tarihinde Türklerin eline geçmiştir. Muhiddin Mesut Şah, Yunanlı-Bizanslı nüfusa savaşmadan teslim olmaları durumunda hayatlarını koruyacağına söz vermiş fakat kayıtlara göre şehir savaşla ele geçirilmiştir. Hristiyanlara ne olduğu hakkında bir bilgi yoktur. 1213-1280 tarihleri arasında Çobanoğulları, 1326-1354 tarihleri arasında Candaroğulları ve 1423 yılından sonra da Osmanlı Devleti'nin elinde bulunmuştur. Şu anki Kıranköy bölgesinde, Yunanlı topluluk bulunmaktaydı. Burası daha sonra merkez Yunan mahallesi olmuş ve 1923'deki nüfus değişimi bu bölgede gerçekleşmiştir.[4]
Selçukluların idaresinde şehrin adı Zalifre olmuştur ve Sinop - Kastamonu - Safranbolu - Gerede - Söğüt uç bölgesi durumuna gelmiştir. Sonraki yıllarda şehir Türkmenler ve Bizanslılar arasında birkaç defa el değiştirmiştir. 1213 ile 1280 yılları arasında kasabayı, Anadolu Selçuklu Devleti'nin uç beyliği durumundaki Kastamonu ve Sinop bölgesine yerleşmiş olan Çobanoğulları Beyliği yönetmiştir. Daha sonra Çobanoğuları Moğol İlhanlılar'a vergi vermeye başlamıştır.[5]
1326'da Candaroğulu Süleyman Paşa şehri ele geçirmiştir. 1332'de Kastamonu'ya gitmekte olan İbn Battuta ve Kastamonu paşasının oğlu vali Ali Bey ile görüşmüştür. İbn Battuta'ya göre geldiğinde, Hanefi ögretisini öğretmekte olan bir medrese bulunmaktaydı. Candaroğulları dönemiyle bölgede İslami mimari hareketlenmiştir, bu dönemde Gazi Süleyman Paşa Camii kullanılmaktaydı. Ayrıca eski bir Bizans kilisesi, iki hamam ve çeşitli çeşmeler bulunmaktaydı. Diğer benzer bir İslami yapılanma ancak 17. yüzyılda olacaktır.[5]
250px-Safranbolu_traditional_house_1.jpg

Geleneksel Safranbolu evi


Safranbolu 14. yüzyılın ortalarında ilk defa Osmanlı kontrolüne geçmiştir ve bu tarihten 1416'da tamamen fethedilene kadar Osmanlı Devleti ile Candaroğulları arasında bir sınır bölgesi olmuştur. Bölgeye Osmanlılar Yörükan-i Taraklı olarak bilinen çok sayıda Türkmen göçebeyi yerleştirmeye çalışmıştır ve şehrin ismi bu dönemden sonra Taraklı Borglu veya kısaca Borglu ve Borlu olarak adlandırılmıştır. 18. yüzyılın ortalarında Zağfiran Borlu kullanılmaya başlanmıştır ve daha sonra 19. yüzyılın ortasında kısa bir süre için Zağfiran Benderli kullanılmıştır fakat 19. yüzyılın son çeyreğinde Zağfiran Bolu olarak değişmiştir.[5][6] En son olarak ise Zafranbolu ve daha sonra Safranbolu şekline dönüşmüştür.[6]
Osmanlı Devleti zamanında özellikle 17. yüzyılda İstanbul-Sinop kervan yolu üzerinde konaklama merkezi olmasıyla kültürel ve ekonomik olarak en yüksek düzeyine ulaşmıştır. Aynı devirde Osmanlı sarayı ve devlet adamları şehre önemli eserler katmıştır.
18. yüzyıldan başlayarak, III. Selim ve II. Mahmud dönemlerinde de devam eden ve 1850'den sonra artan İstanbul'a olan belgelenmiş göç ile Safranbolulular sarayda etkili olmaya başlamışlardır. Göçmenlerin çoğunluğu fırıncılık veya denizcilik yapmaktaydılar. Xavier de Planhol'a göre 1860'dan başlayarak Safranbolulular İstanbul'da fırıncılık konusunda tekel kurmuşlardı ve fırınlarda çalışan yaklaşık her beş kişiden üçü Safranbolu bölgesinden gelmekteydi. Büyük ihtimalle mevki sahibi ve tanınmış kişiler Safranbolu'dan akrabalarını, arkadaşlarını veya müşterilerini İstanbul'a getirmekteydiler. Planhol'a göre Safranbolu'dan İstanbul'a gelen Yunanlıların büyük çoğunluğu denizcilik yapmaktaydılar.[7]
1939'da işletmeye alınan Karabük Demir Çelik Fabrikası ile Karabük ilgi merkezi durumuna gelmiştir ve Safranbolu 1950'lerde Anadolu'da gerçekleşen modern şehirleşmeden fazla etkilenmemiştir. Bu nedenle mimari gelenekleri, özellikle yarı ahşap, üç odalı Pontian Yunan stilinde depreme dayanıklı evleri korunmuştur.[4] UNESCO tarafından 17 Aralık 1994 tarihinde Dünya Miras Listesi'ne alınarak "Dünya Kenti" unvanını almıştır. Dünya Miras Şehirleri Organizasyonu'nun (OWHC) aktif üyesi olan Safranbolu'da 2000 yılında OWHC yönetim kurulu toplantısı düzenlenmiştir. [3]



680px-Safranbolu-Asmazlar-Konagi-05-nevit.jpg
magnify-clip.png

Asmazlar konağı içindeki havuzlu oda.




Coğrafya ve iklim

250px-Safranbolu_Geography.jpg

Şehrin genel coğrafyası tepelik bölgelerden oluşur.


250px-Safranbolu_Tumulus.jpg
magnify-clip.png

Safranbolu'da bulunan tümülüslerden bir tanesi.


Batı Karadeniz Bölgesi'nde yer alan Safranbolu, il merkezinden 8 km ve denizden 65 km içerdedir. İlçe, Karabük (merkez, Ovacık ve Eflani), Bartın (Ulus) ve Kastamonu (Araç) illeri ile çevrilidir.
Büyük bölümü ormanlık olan ve yüzölçümü 1.013 km2 olan şehir coğrafi açıdan engebeli bir bölgededir. Şehrin en alçak noktasının rakımı 300 metre iken en yüksek noktası 1.750 metre ile Sarı Çiçek Tepesidir. Şehir merkezinde ise en alçak nokta 400 metre ve en yüksek nokta 600 metre civarında olup ortalama yükselti 500 metredır.
İlçeden geçen önemli akarsulardan Araç Çayı, Soğanlı Çayı ve Ovacuma Deresi'nin yanında su miktarı az olan ve büyük kanyonlar oluşturan çok sayıda küçük derecik bulunmaktadır. Derin ve uzun kanyonların yanında, büyük mağaralar ve dağ yamaçlarında bulunan mağara ağızlarından çıkan büyük çaplı sular bulunmaktadır. Tokatlı (Gümüş), Akçasu ve Bulak dereleri üç ayrı kanyon oluşturarak şehirden geçip Araç Çayı'na karışırlar. Araç Çayı ise Soğanlı Çayı ile birleşir ve Filyos Çayı'ndan Karadeniz'e ulaşır.
Safranbolu'da Uluyayla ve Sarıçiçek olmak üzere iki yayla bulunmaktadır. Şehre 50 kilometre uzaklıkta bulunan, 280 hektar ve 7 kilometre uzunluktaki Uluyayla'nın ortasında bir gölet ve içinde yer altı nehri olan bir mağara vardır. Safranbolu'ya 8 kilometre uzaklıkta olan Sarıçiçek yaylasında ise kamp ve dağcılık yapılmaktadır.[8] Ayrıca şehirde kanyonlar ve mağaralar bulunmaktadır. Uzunluğu 2.725 m olan Bulak (Mencilis) Mağarası'nın iki girişi bulunmaktadır ve 350 metrelik kısmı ışıklandırılmıştır. Yatay gelişmiş ve fosil Hızar Mağarası'nın büyük bir girişi vardır. Ağzıkara Mağarası ise sarkıt ve dikitleri ile dikkat çekmektedir.[9]
Karadeniz ve İç Anadolu iklimleri arasında bulunan Safranbolu'da yazlar sıcak, kışlar soğuk, baharlar ılık ve serin geçer. İlkbahar ve sonbahar oldukça uzundur. Özellikle son yıllarda yaz ayları kurak geçmeye başlamıştır, yağışlar ilkbahar, sonbahar ve kış aylarında olur. Yıllık yağış miktarı ortalama 500 mm, nem oranı ise %60 civarındadır. Yılda ortalama 35 gün kar yağışı olur.




680px-Safranbolu_12_nevit.jpg

Kentin genel görünümü



Şehrin Çarşı ve Bağlar kısımları farklı yüksekliklerde olup çevrelerinde ormanlar bulunur. Bu nedenle bölgeler arası sıcaklık farklılıkları vardır. Çarşı kısmı vadilerin yan yamaçlarında bulunur, daha ılık ve rüzgârsız olan bölge kışlık olarak kullanılır ve daha az kar yağışı olur. Yüksek kesimlerde bulunan Bağlar kısmı ise, rüzgârlara açık, yaz aylarında serin, kış aylarında karlıdır, bu nedenle yazlık olarak kullanılır.



1000px-Safranbolu_Panorama.jpg



Nüfus

19. yüzyılın sonlarına doğru şehrin nüfusu yaklaşık 7.500'dü. 1923'de Yunan Ortodoks nüfusun 1923 mübadelesi ile Yunanistan'a göç ettirilmesi sonucunda nüfus 5.000'e düşmüştür ve 1940'lara kadar bu şekilde kalmıştır. 1939'da Karabük Demir Çelik Fabrikası'nın açılması ile birçok zanaatkâr ve çiftçi fabrikada çalışmak için Safranbolu'yu terketmiş ve Karabük'ün nüfusu 100.000'e çıkmıştır. Bununla birlikte, dış göçe rağmen Safranbolu'nun nüfusu 1940'lardan sonra yaklaşık 20.000'e çıkmıştır.[10]
1997 sayımında 44.788 olan nüfus,[2] 2000 sayımına göre 31.697'si merkezde, 15.560'ı ise köylerde olmak üzere 47.257'dir.[1] 1997 yılı Safranbolu Belediyesi nüfusu 32.150'dir[11] ve Ovacuma Belediyesi nüfusu 1879'dur.[12]
İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 'dir. Bunun 'si ilçe merkezinde, 127706'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır.
İlçe bağlısı olmak üzere ilçe merkezine bağlı; 1 belde, 55 köy ve ilçe merkezinde 20, Ovacuma'da 5 olmak üzere toplam 25 mahalleden oluşmaktadır.
400px-Safranbolu_082_neat.jpg

Geleneksel Safranbolu evi



Yönetim

250px-Safranbolu_Old_Government_Building_and_Clock_Tower.jpg

Şehre hakim konumuyla eski hükûmet binası ve saat kulesi


19. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin idari yapılanmasındaki reformlar sonucunda Safranbolu, Safranbolu kazasının merkezi olmuştur ve Kastamonu iline bağlanmıştır. 19. yüzyılın sonlarına doğru eski zamanlarda kale olan tepeye modern bir hükümet binası yapılmıştır.[7]
Osmanlı zamanında önemli bir kısmı idari olarak Kastamonu'ya bağlı olan Safranbolu Cumhuriyet döneminde Zonguldak'a bağlanmıştır.[4] Daha sonra 1937 yılına kadar Safranbolu'ya bağlı Öğbeli Köyü'nün bir mahallesi olan, Karabük'ün 6 Haziran 1995'de il olması ile Karabük'ün bir ilçesi durumuna gelmiştir.
Safranbolu kaymakamı İzzettin Küçüktür.[2] İlçenin Safranbolu ve Ovacuma olmak üzere iki belediyesi bulunur. 2004 yılı seçimlerinde Safranbolu belediye başkanlığını AKP'den Nihat Cebeci %46.27,[11] ve Ovacuma belediye başkanlığını DSP'den Abdullah Deniz[12]
İlçe yerleşim açısından üç önemli bölüme ayrılmıştır. Eski şehir olarak adlandırılan kısım, birçoğu koruma altında olan ve bazıları müze olarak kullanılan yarı ahşap üç katlı evlerin olduğu kısımdır. Resmi adı Misakı Milli olan ve halk tarafından Granköy olarak adlandırılan Kıranköy ise, 1923 mübadelesinden önce Yunan Ortodoks halkın yaşadığı bölgedir. Bağlar bölgesi ise varlıklı ailelerin yaz aylarını üzüm bağlarında ve meyve bahçelerinde geçirdiği bölgedir.1923'e kadar bağlarda Türk ve Yunan aileler yakın olarak yaşamaktaydılar, 1923'den sonra eski Safranbolu'da yaşayanlar nüfus devamlı olarak bağlarda yaşamaya başlamıştır.[13]

Ekonomi

250px-Cinci_Han%C4%B1.jpg

48 odalı Cinci Hanı tarihteki ekonomik canlılığın bir göstergesidir, sağ üstte Cinci Hamamı ve solda Köprülü Mehmet Paşa Camii bulunmaktadır.


Osmanlı devrinde İpek yolu üzerinde olması ve üretilen malların İstanbul'da satılması Safranbolu'nun ticarette uzun yıllar etkili olmasına yardımcı olmuştur. Ticaretin yoğun olduğu bu dönemlerde Cinci Hanı ve Hamamı etkin olarak kullanılmaktaydı. Bu devirlerde üreticiler ve esnaflar lonca sistemi ile örgütlenmişlerdi.
Çok kültürlü, çok etnik ve çok dinli bir bölge olan Safranbolu eski zamanlarda önemli yollardan uzak olması nedeniyle Anadolu deri endüstrisinin önemli merkezlerinden biri değildi, fakat bölgesinde dericilik açısından önemli bir yere sahipti. Dericilik tarım ve kerestecilikten sonra üçüncü sırada gelmekteydi.[14]
1940'larda Karabük Demir Çelik Fabrikası'nın kurulması ile Safranbolu, ekonomideki eski gücünü kaybetmeye başlamıştır. İşgücünun fabrikaya yönelmesinden, dericilik gibi üretim sektörleri ve üzümcülük, safran üretimi gibi tarımsal ve hayvansal üretim de etkilenmiştir. 1970'lerden sonra şehrin ekonomisi turizm ile tekrar canlanmaya başlamıştır.
Tarımsal açıdan ormancılık ve tahıl ekimi başta gelir. Hayvancılık ise temel olarak büyükbaş hayvancılık konusunda yapılmaktadır.
2004 yılı kayıtlarına göre; 1855 gelir vergisi mükellefi, 934 adet basit usul ticari kazanç, 218 adet kurumlar vergisi, 3007 vergi mükellefi bulunmaktadır. 2005 yılı itibariyle ilçede tahakkuk eden vergi 17.393.507,75 YTL ve tahsil edilen vergi 13.971.967,41 YTL'dir. Ticaret ve Sanayi Odası'na kayıtlı 365 şahıs firması, 38 anonim şirket, 2 kollektif şirket, 1 komandit şirket, 1 adi şirket, 139 limited şirket, 42 adi ortaklık, 6 tüketim kooperatifi, 23 kalkınma kooperatifi, 85 yapı kooperatifi olmak üzere toplam 702 işletme bulunmaktadır.[15]

Eğitim

Safranbolu'da 451 öğrencinin eğitim gördüğü iki tane bağımsız okul öncesi eğitim kurumu vardır. 11'i merkezde, 5'i köylerde olmak üzere 5.229 öğrencinin eğitim gördüğü 16 ilköğretim okulu bulunmaktadır. 1.981 öğrencinin eğitim gördüğü 9 tane ortaöğretim kurumu bulunmaktadır.[16] 2002 yılında kurulan Zonguldak Karaelmas Üniversitesi'ne bağlı Fethi Toker Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi'nin yanında bir de Meslek Yüksek Okulu bulunmaktadır. Bu iki öğretim kurumu kentin dinamik yapısını ayakta tutmaktadır. 2005-2006 öğretim yılında Fethi Toker Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi'nde 77 ve Safranbolu Meslek Yüksek Okulu'nda 1.839 öğrenci eğitim almıştır.[17]
Şehirde Safranbolu ve Ovacuma halk kütüphaneleri bulunmaktadır. Safranbolu İlçe Halk Kütüphanesi 1981'de yapılmıştır ve 23 Nisan 1982'de açılmıştır. Ayrıca Safranbolu Kütüphanesine bağlı olarak 12 Aralık 2002 tarihinde Ovacuma Belde Halk Kütüphanesi açılmıştır.[18]

Kültür

250px-Safranbolu_traditional_house_3.jpg

Geleneksel Safranbolu evi


250px-H%C4%B1d%C4%B1rl%C4%B1k_Hasan_Pa%C5%9Fa_T%C3%BCrbesi.jpg

Hıdırlık'ta bulunan Hasan Paşa Türbesi


Safranbolu'nun ünlü evleri 18. ve 19. yüzyıl Türk toplumunun geçmişini, kültürünü, ekonomisini, teknolojisini ve yaşama biçimini yansıtan mimarlık bilgisi ile yapılmıştır. Şehirde bulunan yaklaşık 2.000 geleneksel yapıdan 1.008 adeti tescil edilmiş ve yasal koruma altına alınmıştır.
19. yüzyılın sonunda 28 cami, 2 Yunan Ortodoks kilisesi, 13 tekke (Nakşibendiye ve Halvetiye), 2 kütüphane, 2937 öğrencinin eğitim gördüğü 191 okul, 12 medrese, 8 Yunan okulu, 1 telgraf istasyonu, 24 han, 11 hamam, 940 dükkân ve fakirler ve daha çok eski askerler ve akrabaları olan sifilitik hastalar için 1 hastane bulunmaktaydı.[7]
Yaklaşık 3000 yıllık tarihi geçmişinde pek çok uygarlığın yaşadığı şehirde önemli kültürel zenginlikler vardır. Özellikle Osmanlı döneminden kalma han, hamam, cami, çeşme, köprükonaklar ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.
UNESCO'nun 17 Aralık 1994'de Dünya Miras Listesi'ne aldığı Safranbolu, Türkiye'de bulunan yaklaşık 50.000 korunması gerekli kültür ve tabiat varlığının 1.125'ini barındırır. Bu nedenle, müze kent durumundadır.
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'nun 1975 yılında şehri kentsel sit alanıTürkiye dışına da taşmıştır. Turistlerin ilgisi ile 90'ların başından itibaren küçük ve orta ölçekli turistik tesislerin oluşumu başlamıştır ve bu sayede terk edilen konaklar otel ve lokanta gibi yapılara dönüşmüş, anıtsal eserler restore edilmeye başlanmış ve unutulmakta olan el sanatları tekrar canlanmıştır.
Dünya Kültür Mirasına dahil olup sit alanı ilan edilen eski şehir merkezinde 1.008 adet tarihi eser tescil edilmiştir. Bunlar; 1 özel müze, 25 cami, 5 türbe, 8 tarihi çeşme, 5 hamam, 3 han, 1 tarihî saat kulesi, 1 güneş saati ile yüzlerce ev ve konaktır. Bunların dışında höyükler, tarihî köprüler ve kaya mezarları da bulunmaktadır.
Safranbolu'da her yıl Ağustos ayının ikinci haftasında Uluyayla Şenlikleri, Eylül ayında da Altın Safran Belgesel Film Festivali düzenlenmektedir.



Safranbolu belde ve köyleri
İl: Karabük ● İlçe Merkezi: Safranbolu
Beldeler: Ovacuma
Köyler:
| Ağaçkese | Akkışla | Akören | Alören | Aşağıçatak | Aşağıçiftlik | Aşağıdana | Aşağıgüney(Kelecoğun) | Bağcığaz | Bostanbükü | Cebbar | Cücahlı | Çatak | ÇavuşlarÇerçen | Çıraklar | Davutobası | Değirmencik | Dereköy | Düzce | Geren | Gündoğan | Hacılarobası | Harmancık | İnceçay | İncekaya | Kadıbükü | Karacatepe | Karapınar | Karıt | Kehler | Kelecoğun | Kırıklar | Konarı | Kuzyakahacılar | Kuzyakaköseler | Kuzyakaöteköy | Navsaklar | Nebioğlu | Oğulören | Örencik | PelitörenSakaralan | Sarıahmetli | Sarıköy | Satköy | Sırçalı | Tayyip | Tokatlı | Toprakcuma | Üçbölük | Yazıköy | Yolbaşı | Yörükköy | Yukarıçiftlikköy | Yukarıdana
|






Yenice, Karabük

Yenice, Karabük'ün bir ilçesidir.
2007 adrese dayalı nüfus sayımına göre yoğun miktarda göç vermiş olduğu anlaşılan ilçenin merkez nüfusu 9.897, toplam nüfusu ise 23.342 kişidir. ilçe merkezinde 11 mahallesi olup, 1 beldesi ve 33 köyü bulunmaktadır.
İlçe çoğrafi yapısı gereği çok engebeli araziye ve çok yoğun ormanlık alanlara sahiptir. İlçe merkezinin ortasından filyos nehri ve incedere çayı geçmektedir. Ormanlarında standartların çok üzerinde boy ve çapa ulaşmış anıt ağaçlar ve çok miktarda ağaç türü bulunmaktadır. Ayrıca "orman denizi" denilen içinde hiçbir yerleşim yeri olmayan kesintisiz ormanlara sahiptir.
İlçe 1990'lı yıllardan sonra özelleştirmeler ile birlikte iş imkanlarının azalması ve yeni yatırımların yapılmaması nedeniyle yoğun olarak göç vermektedir. ilçe merkezinin nüfusu yaz aylarında daha bağını koparmamış yurtdışından ve diğer şehirlerden gelen yeniceliler nedeniyle yoğun olur.


Yenice belde ve köyleri İl: Karabük ● İlçe Merkezi: Yenice
Beldeler: Yortanpazarı
Köyler:
Abdullahoğlu | Akmanlar | Bağbaşı | Cihanbey | Çakıllar | Çamlıköy | Değirmenyanı | Esenköy | Gökbel | Güney | Hisar | Hüseyinbeyoğlu | Ibrıcak | Kadıköy | Kaleköy | Karahasanlar | Kayaarkası | Kayadibi | Keyfallar | Kuzdağ | Nodullar | Ören | Saray | Satuk | Şenköy | Şirinköy | Tirköy | Yamaçköy | Yazıköy | Yeniköy | Yeşilköy | Yirmibeşoğlu


 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Geri
Üst